ATIKTAN ENERJİ ÜRETİMİ VE SIFIR ATIK

22 Mayıs 2020
Mehmet Gültekin
ITC Çevre ve Kalite Müdürü

Günlük her türlü faaliyetlerimiz, kullandığımız araç gereçlerin üretim faaliyetleri, tükettiğimiz su ve sağlık ihtiyaçlarımız atık oluşumu ile sonuçlanmaktadır.

Ürettiğimiz atık sadece doğru değerlendirildiğinde tekrar bir değer haline dönüşebilir. Tüm bu değerlendirme süreçlerine “Atığın Yolculuğu” diyebiliriz. Bu yolculuğa genel hali ile bakacak olursak en önemli kazanımları geri dönüşüm faaliyetleri, atıktan enerji üretimi ve geri
kazanım faaliyetleri olarak sıralayabiliriz.

Günlük ürettiğimiz kişi başı ortalama 1 kg atığa bakacak olursak bu atığın bir kısmı geri dönüştürülebilir malzemeleri (kağıt, karton, cam, plastik, polipropilen gibi) diğer kısmı ise biyobozunur olarak adlandırdığımız, içeriğindeki karbonun doğal biyolojik süreçler ile temel birleşenlerine ayrılabildiği atıklardır. Oksijensiz ortamdaki bozunma süreci büyük oranda
metan ve diğer gazların oluşumu ile sonuçlanır. Metan gazı kontrolsüz doğaya verildiğinde karbondioksitten 25 kat daha fazla sera etkisine sahiptir. Bununla birlikte kontrol altına alınıp uygun şartlarda yakılması durumunda ise doğalgaz olarak adlandırdığımız temiz üretim kaynaklarından bir tanesidir. Görüldüğü üzere doğru yolculuk, kontrol altına alma ve doğru yöntem sayesinde kirletici bir parametre, tam tersine bir değer haline gelmektedir.

ITC Entegre Atık Yönetimi olarak yukarıda bahsettiğimiz faaliyetleri 11 ilde 14 tesisimiz ile ülkede oluşan toplam atığın üçte birine uygulamaktayız. 2002 yılından bu yana atığı geri dönüştürmek ve geri kazanmak konusunda geliştirdiğimiz tüm faaliyetler geldiğimiz noktanın ve gelişimimizin önemli göstergelerinden olmuştur.

ÖNCELİK DÖNÜŞEBİLİR ATIĞI EKONOMİYE KAZANDIRMAK

Atık, sahalarımıza karışık belediye atığı olarak geldiğinde öncelikle geri dönüşüm atıkları ayrılıp ekonomiye kazandırılmaktadır. Geri kalan biyobozunur atıklar ise 2 şekilde enerji kaynağı olarak kullanılır. Entegre tesislerimizde biyobozunur atıklardan enerji üreten biyometanizasyon tesislerimiz bulunurken, sadece enerji üretim tesislerimizde düzenli depolama sahasına alınan atıkların oluşturduğu çöp gazı (Landfill Gas LFG)
toplanarak enerji üretimi gerçekleştirilmektedir. Biyometanizasyon dediğimiz çürütme sistemi sistemi kapalıdır, şartları optimize edilip verimi yükseltilmiştir yani tamamen daha verimli gaz üretmeye yönelik olarak dizayn edilmiştir. Düzenli depolama sahasında oluşan gaz ise açık
ve doğal ortamda oluşur. Daha yavaştır, ne kadar toplama sistemi olsa da gaz toplama verimi biraz daha düşüktür ve büyük alanlara ihtiyaç duyar. İki sistemde farklı kapasitelere göre doğru seçimlerdir. Çürütme yani biyometanizasyon yöntemi ile 20 günde alınan gaz, depolama yöntemi ile yaklaşık 8 ayın sonunda alınabilmektedir. Üretilen gazın yakılması
ile enerji üretimi gerçekleşir. Bu prosesin sonunda oluşan atık ısı bir yan üründür ve hali hazırda sahalarımızda kurulu bulunan sera tesislerimizin ısıtılması ve çevremizdeki yapıların ısıtılmasında kullanılmakta olup geliştirme çalışmalarımız devam etmektedir. Atığın enerji yolculuğundaki bir diğer alternatifi ise atığın direkt yakılarak enerji üretilmesidir. Geri
dönüştürülebilir kısmı ayrışmış olan atık biyometanizasyon prosesinden çıktıktan sonra posa dediğimiz bir kalıntı meydana gelmektedir. Posa, suyundan separatörler ile ayrıştıktan sonra yakma tesislerine alınarak nihai bertarafı sağlanabilir. Yakma tesisi biyometanizasyon sonucu
oluşan posanın düzenli depolama sahasında gömülmesinin önüne geçerek daha kesin ve uzun vadeli çözümler sunmaktadır. Yakma sonucu oluşan kül bahse konu posanın ağırlıkça sadece %10’u kadardır.

Yukarıda bahsi geçen tüm faaliyetler atık sahalarına gelen karışık belediye atıkları ile gerçekleşmektedir. Karışık belediye atığı diyorum çünkü ülkemizde atıklar karışık olarak toplanmakta idi buna karşı artık yeni bir yaklaşıma sahibiz “Sıfır Atık”. Yine bireysel olarak düşünelim, faaliyetlerimiz sonucu oluşturduğumuz atığı doğru atmamız önemlidir. Gördüğümüz gelişmeler “Sıfır Atık” yaklaşımının bu temeller üzerinde şekil aldığını göstermektedir. Ülkemiz adına bu sürece başladığımız için, şirketimiz adına ise tüm alt yapımızın, tesis dizaynımızın ve entegrasyonumuzun yaşadığımız şartların ilerisinde olmak prensibimiz sayesinde gelişmelere fazlasıyla hazır olduğu için gurur ve mutluluk duyuyoruz.