AVRUPA’DA DEPOZİTO SİSTEMİ NASIL İŞLİYOR?

18 Temmuz 2019
Aynur Acar Çevre Danışmanı TÜÇEM Başkanı, RELOOP Türkiye Temsilcisi

Okyanus ve denizlerde çöplerin artması, çevre kirliliği probleminin sürekli daha kötüye gitmesi, tek kullanımlık içecek ambalajlarının geri toplanması için depozito iade uygulamalarına ilgiyi ciddi oranda artırmıştır. Bu sistemlerde müşteriler bir kutu veya şişe satın alırken küçük bir depozito bedeli öderler ve içeceği tükettikten sonra ambalajı geri dönüşüm için bir toplama merkezine iade ettiklerinde bu bedeli geri alırlar.

Depozito iade sistemleri (DRS), büyük miktarlarda boş içecek ambalajlarını tekrar kullanım ve yüksek kalitede geri dönüştürme amacıyla toplamanın başarıyla denenmiş bir aracıdır ve döngüsel bir ekonomiye ulaşmak açısından hayati öneme sahiptir.

Sadece AB içerisinde bile depozito sistemlerinin uygulandığı ülkelerde 130 milyon insan bu sistem içinde yaşamaktadır. Ayrıca Kanada, ABD ve Avustralya’da da depozito sistemleri kullanılmaktadır.

Gittikçe daha fazla sayıda ülkede yasayla zorunlu kılınan, geri dönüşüm hedeflerine ulaşmak ve doğaya atılan çöpü / atığı azaltmak üzere depozito uygulamalarını düşündükleri bir zamanda Brüksel’de yerleşik Reloop Platformu “Tek kullanımlık içecek ambalajları için depozito sistemlerine Küresel Genel Bakış” (2016) başlığıyla dünyanın farklı ülkelerinde yürürlükte olan yaklaşık 40 ülkenin depozito sisteminin bazıları hakkında geniş ve kapsamlı bir araştırma yapmış ve özetleyerek sunmuştur.

Bu özet bilgiler içerisinde yer alan her depozito sistemi, tüm ülkelerde aşağıdaki kilit parametreler etrafında yapılandırılmıştır: » Yasal taahhüt / zorunluluk (sistem için yasal mevzuat, kanun ve yönetmelik vb.) » Program Kapsamı (sisteme dahil edilecek içeceklerin ve ambalajların tespiti) » Depozito ve bedelleri (depozito tutarları ve ambalajlara göre farklı ücretlerin/bedellerin belirlenmesi) » Sistem Operatörü (Sistem operatörünün paydaşları ve görevlerinin çok iyi netleştirilmesi) » Geri ödeme sistemi (içecek ambalajını geri alım sisteminin hazırlanması) » Sistem sonucu (iade oranlarının yönetilmesi) » Para malzeme akışı (görsel akış çizelgesinin hazırlanması) Tüm sistemlerde barkod bazlı kayıt sistemleri bulunduğunu özellikle belirtmek lazım. ‘Barkod bazlı’ terimi, ambalajların barkod aracılığıyla tespit edildikleri ve bu bilgilerin kaydedildiği anlamına gelmektedir. Bu uygulama her ambalajı takip edilebilir hale getirmekte ve nelerin iade edilmiş olduğu hakkında net bir tablo sağlamaktadır. Yaklaşık 40 ülke üzerinde yapılan araştırmada çok sıkıntılı, 500 kişilik kalabalık istihdamlı, yüksek maliyetli ve yönetmekte sorun yaşayan ülkeler olmakla beraber, son derece basit kurgulanmış, 10 kişilik istihdam ile düşük maliyetler yüksek toplama oranları ile yöneten ülkeler de var. Ortak noktaları, ‘temiz atık – temiz ham madde’ hedefiyle yüksek toplama oranlarıyla ülke ekonomisine ciddi katkı sağlanması ve çevreyi, denizleri önemli bir kirlilikten kurtarmalarıdır. AB ve dünyadaki bir çok ülke bu konuda ciddi adımlar atmaya ve yatırımlar yapmaya hızla devam ediyor. Türkiye’de de 2018 Aralık ayında ‘devrim’ niteliğinde Çevre Kanunu’nun bazı maddelerinde değişiklikler yapılarak en ciddi ‘depozito sistemi’ adımı atıldı ve süreç yönetimine alındı.

Derginin bu edisyonu ve yıllık abonelik için lütfen linki tıklayınız:https://geridonusumekonomisi.com.tr/abonelik-formu