Avrupa’da Döngüsel Ekonomi Nasıl Yaratılır?

30 Ağustos 2020
YAZI: Metin Tek TOMRA Güney Avrupa ve Merkez Asya Kamu İşleri Başkan Yardımcısı

Halkın atık ve geri dönüşüm konusundaki tutumlarında sismik bir değişiklik olmakta ve politikaya yön verenler tüm dünyada iddialı hedefler ve yeni düzenlemeler uygulamaktadır. AB istisna kabul etmeksizin, AB üyesi ülkelerin gelecekteki geri dönüşüm ve atık izleme şeklini kesinlikle değiştirecek olan bir dizi yeni yasayı duyurdu.

Bu yeni mevzuatın temelinde, döngüsel ekonomi ve AB’nin kendi kaynaklarını daha etkin bir şekilde yönetme arzusu bulunmaktadır. Ayrıca, eskiden beri AB’nin atıklarını kabul eden ülkeler tarafından getirilen kısıtlamalar da düzenlemenin diğer bir önemli motivasyonu olarak gösteriliyor.

Geri dönüşüm otomatları konusunda dünya lideri olan TOMRA Collection Solutions, dünya çapında 60’tan fazla pazarda daha döngüsel bir ekonomi yaratmak için çalışıyor. Norveçli şirket, kapalı döngü geri dönüşüm için depozito iadesi uygulamaları kapsamında yılda 35 milyar kullanılmış içecek ambalajı toplamaktadır.

Bu noktada, TOMRA Collection Solutions, daha fazla geri dönüşüm ve malzeme geri kazanımı ile döngüsel bir ekonominin nasıl başarılabileceğini ve plastiğin atık yerine değerli bir kaynak olarak görülmesinin, bunu başarmanın ilk adımlarından biri olduğunu ortaya koyuyor.

ATIK KISITLAMALARI 

AB şu anda yılda ürettiği 25-26 milyon ton plastik atığın sadece dörtte birini geri dönü ştürüyor ve bunun yaklaşık yarısı Çin’e gönderiliyor. Fakat Şubat 2018’de Çin’in Ulusal Kılıç (National Sword) politikasını uygulamaya başlamasıyla birlikte, 24 tür atık malzeme yasaklandı ve kabul edilen maddelerin saflık seviyesi büyük ölçüde arttı. 

Dünyanın kirli atıklar için bir depo olarak görünen Çin’e güvenmesi, ülkeyi bariz bir şekilde bu konunun merkezi haline getirdi. Sonuç olarak, Çin’den yönlendirilen malzeme akışı nedeniyle diğer atık ithalatı yapan ülkeler de bu kısıtlamalara uyuyor. Ağustos ayında Tayland, plastik ve elektronik atık ithalatını yasakladı. Ardından, Ekim ayında ise İngiltere’nin 88.000 ton ve ABD’nin 150.000 ton plastik hurdası ile dolup taştığı için oldukça zorlanan Malezya’nın geri dönüşüm endüstrisi de plastik ithalatında benzer kısıtlamalar getirdiklerini açıkladı. Ülkeler sınırlarını düşük kaliteli ger i dönüştürülebilir ürünlere kapattıkça, Avrupa’nın atık ihraç eden ülkeleri, geleneksel olarak ihraç ettikleri gelgitli çöp dalgasını nasıl yöneteceklerini planlıyorlar ve kendi geri dönüşüm altyapılarını geliştirmek için içerde neler yapabileceklerine bakıyorlar.

AB’NİN YENİ GERİ DÖNÜŞÜM  HEDEFLERİ

 Döngüsel Ekonomi Paket i (Circular Economy Package) aracılığıyla, AB üyesi olan ülkeler, 2030 yılına kadar ambalaj atığı üzerinde hedeflenen %75 geri dönüşüm oranı da dahil olmak üzere bir dizi yasama önerisine imza attı. Ek olarak, Avrupa Komisyonu ekim ayında, plastik içecek şişelerinin 2025 yılına kadar en az %35 oranında geri dönüştürülmüş içerikte olması gerekliliğinin yanı sıra aynı zamanda üye devletlerin bu içecek ambalajlarının %90’ını toplaması ve geri dönüştürmesi gerektiğini duyurdu. Çin’in atık ithalat yasağına ek olarak, bu mevzuat değişikliği de artan çevre kirliliği krizine dair farkındalığı yükseltti. Bu iddialı hedeflerin uygulanması birçok fayda getirecek ve kaynakların daha verimli yönetilmesinin sonucunda AB ülkeleri yeşil istihdam yaratacak, daha kaliteli ürünler üretecek ve daha sürdürülebilir ve döngüsel bir üretim modeli sunacak. 

DÖNGÜSEL EKONOMİ 

“Birçok hükümet hâlihazırda endüstriyel modelimizin artık sürdürülebilir olmadığını fark edip  harekete geçmeye daha fazla istekli hale gelse de döngüsel bir ekonomi somut olmayan veya uzak bir hedef gibi görünebilir. Ancak döngüsel bir ekonominin geniş kapsamlı faydaları olacaktır ve çok pratik bir şekilde uygulamaya başlanabilir.” diyor TOMRA’nın döngüsel ekonomi danışmanı Kristine M.Berg ve ekliyor: “Döngüsel ekonomi, kaynakları kapalı döngülerde tutmanın olumlu çevresel etkileriyle ilgili bir konudur. Bu durum, karbon emisyonlarını azaltmak gibi geri dönüşümün doğrudan faydalarını da içeriyor. Ancak aynı zamanda işlenmemiş malzemelere olan talebi azaltmanın ve tüketici davranışındaki gelişmeleri tetikleme ile alakalı çok daha geniş faydalar da içerdiği iddiasındayım.”

Berg ayrıca, iklim ve çevrenin hem hükümet hem de tüketiciler tarafından döngüsel bir ekonomi perspektifi ile nasıl anlaşıldığı konusunda önemli ayrımlara dikkat çekiyor: “Döngüsel ekonomi zihniyeti denizden çıkan çöp gibi çevre sorunları hakkında konuşurken kilit bir çözümdür, çünkü bir anlamda ‘atık’ fikrini ortadan kaldırıyorsunuz. Her şey bir kaynaktır. Buna göre malzemeler, ikinci, üçüncü, dördüncü kullanım ömrü için, geri dönüşüme uygun şekilde tasarlanır ve malzeme kalitesini korumak amacıyla uygun şekilde toplanır ve geri dönüştürülür. Örneğin cam şişeler, metal kutular ve plastik şişeler için bu oldukça geçerli bir uygulamadır. 

“Ama eğer buradan hareketle iklim hakkında konuşacak olursak, ne yazık ki bunların hepsi eşit derecede iyi bir performans göstermiyor. Birçok başka malzeme tekrar tekrar yüksek kalitede geri dönüştürülebilir, ancak toplama ve geri dönüşüm işi için çok yoğun bir enerji kullanımı gerekebilir. Her ne kadar plastik malzemeler, etrafa atıldıklarında ve çevreye bırakıldıklarında çok fazla zarar getirse de plastik aynı zamanda iklim kazanımları veya atık geri dönüşüm altyapısındaki faydaları açısından diğer birçok malzemeden daha iyi performans gösterir. Ayrıca, tıbbi malzeme, nakliye veya gıda ve su güvenliği açısından plastiğin yeri kolayca doldurulamaz. Plastik düşman değil, düşman olan tek sefer kullanma alışkanlığımız. 

“Atık yönetim sistemleri son derece karmaşıktır ve değer zincirleri de çok karmaşık olabilir. İş birliği ve şeffaflık çok önemlidir; AB çapında düzenlemenin yürütülmesi hususunda ise oldukça dikkatli bir uygulamanın olması gerekir.”

DÜZENLEMELER ATIK GERİ DÖNÜŞÜM ALTYAPISINI DESTEKLEMELİDİR 

Plastiğin çevre üzerindeki etkisi konusunda artan farkındalık ile birlikte düzenleyicilere malzemenin itibarının korunmasında önemli bir rol düşmektedir. Plastik günümüz ekonomisinin en önemli malzemesidir ve üreticiler için rakipsiz bir işlevselliği düşük bir maliyetle sunar. Bununla birlikte, Avrupa’daki yasa yapıcıların plastiği Eylül ayında Basel Sözleşmesi’nde tartışılan bir öneri sonrasında yeniden sınıflandırmayı ve ‘tehlikeli atık’ olarak değerlendirmeyi düşündüğüne dair bazı işaretler var. Tavsiyenin ardındaki niyetler iyi olsa da TOMRA kısıtlayıcı politikaların atık geri dönüşüm altyapısını ve dolayısıyla geri dönüştürülmüş ürünler i daha pahalı ve karmaşık hale getireceğini iddia etmektedir. TOMRA Collection Solutions Başkanı Herald Henriksen, “Gelişmiş sensör tabanlı sıralama teknolojisi sayesinde, plastik atıkları yeni ürünlere geri dönüştürmek yerine enerjinin geri kazanımı için yakmaya gerek kalmamıştır. Aslında, bu tam olarak doğrusal bir ekonominin tanımıdır ve yasa koyucuların üstesinden gelmeye çalıştıkları şey de bu durumdur. Atığın enerjiye dönüştürülmesi yaklaşımı daha iyi bir ürün tasarımı ya da tüketici davranışını teşvik etmez. En kötüsü ise plastik yakmak, 1950’lerden bu yana 8,3 milyar ton plastik ürettiğimiz düşünüldüğünde, daha fazla ürün için daha fazla petrol çıkarmamız gerektiği anlamına geliyor.” diyor. Henriksen’e göre, AB’nin döngüsel bir ekonomiye odaklanması, saf plastiğe olan talebi ve plastiğe bel bağlamayı azaltmak şeklinde olmalıdır. 

ATIKTAN DEĞERE

 Politikaya yön verenler, sanayi kuruluşları ve TOMRA gibi teknoloji sağlayıcıları tarafından paylaşılan döngüsel bir ekonomi vizyonunun merkezinde, plastiğin atık geri dönüşüm altyapısı içinde değerli bir kaynak olarak yeniden tasarlanmasıdır.

Henriksen şöyle devam ediyor: “Plastiği atık olarak görmeyi bırakmalı ve bunun yerine kaynak ve fırsat olarak değerlendirmeliyiz. ‘Al, Yap, İmha Et’ doğrusal ekonomi modeli son 40 yıldır hızlanıyor. Bu görüşün merkezinde ise, ne sebeple atılmış olurlarsa olsun, ürünleri tek kullanımlık olarak gören bir atık kültürü var. Döngüsel bir ekonomide, ürünlerin kalitesini etkilemeden toplamak ve geri dönüştürmek mümkündür, böylece ürünler hiç bitmeyen bir kapalı döngüde tekrar tekrar kullanılabilir.” Henriksen, AB’nin, plastiği çevreyi kirleten bir malzeme olarak şeytanlaştırmak yerine işlenmemiş plastik kullanımını sınırlamak ve atık geri dönüşüm altyapısında iyileştirmeleri teşvik etmek gibi döngüsel ekonomi hedefleri koyma açısından doğru bir noktada olduğunu ileri sürüyor. “Bunlar çok olumlu adımlar ve ivme daha döngüsel bir ekonomiye doğru gidiyor” diye devam eden Henriksen yine de sormadan edemiyor: “Ama önemli soru şu ki, buna kim hazır?” AB’nin 2016 yılında ambalajların %67’sini geri dönüştürmeyi başarmasında Belçika ve Danimarka gibi ülkeler %80 civarında geri dönüşüm yaparak güçlü bir performans sergilemiş ve bu işin öncülüğünü yapmışlardı. Fakat diğer yandan bir diğer gerçek şu ki, Eurostat verilerine göre Macaristan, Hırvatistan, Estonya ve Letonya ambalajlarının henüz ancak %50’sini geri dönüştürebilir durumda. 

DEPOZİTO İADESİ SİSTEMİ 

TOMRA’ya göre, depozito iade sistemine geçmek, AB üyesi olan ülkeler in yeni atık ger i dönüşüm altyapı hedeflerine ulaşması için en etkili yoldur. Kuruluş bunun için örnek bir hedef de belirlemiş: 2025 son tarihinden önce tek kullanımlık plastik içecek şişelerinde %90 toplama oranı elde etmek.

Buna göre tüketicilerin plastik, alüminyum ve cam kaplar için 0,25 €’ya kadar bir depozito ödediği görülüyor. Sekiz AB ülkesinde artık Depozito İade Sistemi (DİS) var ve Almanya %98 getiri oranıyla bu uygulamaya liderlik ediyor. 2016 yılında DİS uygulamasına başlayan Litvanya’da ise TOMRA’nın otomatik toplama sağlayan yenilikçi geri dönüşüm otomatları kullanılmasının ardından geri dönüşüm oranları iki yıl içinde %34’ten %92’ye yükseldi.

DİS uygulamaları, plastik, alüminyum ve cam içecek ambalajları için atık geri dönüşüm altyapısına dahil edilen diğer yöntemlerden %40’a kadar daha yüksek toplama oranları sağlar ve bunun iki ana nedeni vardır:

1- Finansal teşvik – tüketicilere finansal bir teşvik sağlamak, onları sadece ambalajlarını doğru yere atmaya motive etmekle kalmaz, aynı zamanda ambalajın bir değere sahip olduğunu, çöp olmadığını ve bir kaynak olarak ele alınması gerektiğini b ildirir. Aslında, depozitolar içecek ürünlerden kaynaklı çöpü %80’e kadar azaltır. 

2- Artan saflık – şişe ve tenekelerin geri dönüşüm otomatları yoluyla ayrıştırılmasıyla içecek ambalajları, ev tipi b ir geri dönü şüm kutusundaki diğer atık türlerinden kirlenmeden toplanır ve düşük kaliteli uygulama lar neticesinde geri dönüştürülenlere nazaran yeniden şişe yapılmaya daha elverişli b ir halde, yüksek kalitedeki seviyesini koruyabilir.

Bu, TOMRA’nın Temiz Döngü (Clean Loop) adını verdiği “kapalı döngü geri dönüşüm” olarak bilinen bir işlemdir. 

Bu, hem yeni içecek ambalajları üretmek için gerekli olan ham maddelere bel bağlamayı (döngüden elde edildiği için) hem de çöp toplama alanlarına ya da doğaya çöp olarak (döngüye sokulduğu için) bırakılan atıkları azaltır. 

Ayrıca, politika yapıcılar ve üreticiler, ürünlerin atık geri dönüşüm altyapısı göz önünde bulundurularak tasarlandığından emin olmak için birlikte çalıştıklarında Depozito İade Sistemi son derece iyi çalışacaktır. Bir ürünün çevresel etkisinin yaklaşık %80’i tasarım aşamasında belirlenir, bu nedenle üreticiler özellikle geri dönüşümü son derece zor veya imkânsız olan karışık plastiklerle üretilen ürünlerin tasarlanma ve üretilme şekillerini dönüştürmelidir.

AB üyesi olan devletler bu yeni iddialı hedefleri karşılamak için önümüzdeki birkaç yıl boyunca zorluk yaşayacak. Ancak üreticiler, politika yapıcılar ve tüketiciler arasında iyi bir işbirliği ile istenilen hedeflere ulaşılabilir.

Döngüsel bir ekonomi bu iş birliğinin bir sonucu olabilir: sadece yüksek toplama oranlarına ulaşmak için doğru atık geri dönüşüm altyapısına sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda toplanan malzeme üzerinde yüksek seviyede saflık elde ederek bir şişenin tekrar tekrar kullanılabilmesini ve de çöpleri okyanuslardan, sokaklardan ve çöp toplama alanlarından uzak tutar.