döngüsel ekonomi - Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi https://geridonusumekonomisi.com.tr/etiket/dongusel-ekonomi Geri Dönüşüm Portalı Mon, 25 Dec 2023 13:43:51 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3 https://i0.wp.com/geridonusumekonomisi.com.tr/wp-content/uploads/2019/10/gd_ikon.png?fit=32%2C32&ssl=1 döngüsel ekonomi - Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi https://geridonusumekonomisi.com.tr/etiket/dongusel-ekonomi 32 32 161676614 Akıllı Şehirlerde Atık Yönetimi https://geridonusumekonomisi.com.tr/akilli-sehirlerde-atik-yonetimi.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/akilli-sehirlerde-atik-yonetimi.html#respond Mon, 25 Dec 2023 13:39:26 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=4962 Nüfus artıyor, şehirler kalabalıklaşıyor. Önümüzdeki yıllarda sadece İstanbul, Ankara, İzmir değil tüm şehirlerin nüfusu artacak. Bu duruma şimdiden hazırlanmak, şehirlerin yaşanabilir hale getirilmesi büyük önem taşıyor. Teknolojinin şehir hayatına daha fazla dahil olması ile akıllı şehir kavramını ve özelde de akıllı şehirlerde atık yönetimini bu dosyamızda ele aldık. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından […]

The post Akıllı Şehirlerde Atık Yönetimi appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Nüfus artıyor, şehirler kalabalıklaşıyor. Önümüzdeki yıllarda sadece İstanbul, Ankara, İzmir değil tüm şehirlerin nüfusu artacak. Bu duruma şimdiden hazırlanmak, şehirlerin yaşanabilir hale getirilmesi büyük önem taşıyor. Teknolojinin şehir hayatına daha fazla dahil olması ile akıllı şehir kavramını ve özelde de akıllı şehirlerde atık yönetimini bu dosyamızda ele aldık.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan 2020- 2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı’nda “Akıllı Şehir” şu şekilde tanımlanmakta: “Paydaşlar arası işbirliği ile hayata geçirilen, yeni teknolojileri ve yenilikçi yaklaşımları kullanan, veri ve uzmanlığa dayalı olarak gerekçelendirilen ve gelecekteki problem ve ihtiyaçları öngörerek hayata değer katan çözümler üreten daha yaşanabilir ve sürdürülebilir şehirler.” Akıllı Şehir Bileşenleri, “Enerji, atık, su, iletişim, güvenlik ve acil durum, eğitim ve öğretim, ulaşım, sağlık, sosyal hizmetler, barınma, çevre, finans ve ekonomi” şeklindedir. ISO 37120:2014 Sürdürülebilir Kalkınma Toplulukları, “Şehircilik Hizmetleri Göstergeleri ve Yaşam Kalitesi Standardı” kapsamında 17 akıllı şehir bileşeni ise şunlardır: “Ekonomi, eğitim, enerji, çevre, finans, yangın ve acil müdahale, yönetişim, sağlık, rekreasyon, güvenlik, barınma, katı atık, telekomünikasyon ve yenilik, ulaşım, şehir planlama, atık su ve suyun yeniden kullanımı” Bu bileşenlerden “Akıllı Çevre” bilgi ve iletişim teknolojileri desteği ile atık, hava, su, toprak, iklim değişikliği ile mücadele yönetimi ile şehrin tabiat varlıklarının korunarak çevre ve doğanın sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi ve çevre yönetiminin yeşil şehir planlamasının dikkate alınarak yapılması olarak tanımlanabilir. Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı’nda “Akıllı Şehir Çözümleri” ile atık yönetimin sağlanması hedeflenmekte. -Atık yönetim süreçlerindeki verimsizliği ortadan kaldırmak, çevreye verilen zararları en aza indirmek, çevresel ve ekonomik sürdürülebilirliği ve daha düzenli hizmet verilmesini sağlamak amacıyla biriken çöp miktarlarına göre atıkların zamanında toplanması ve çöp kamyonların rotalarının optimizasyonu ile atık türüne göre uygun atık altyapısının geliştirilmesi ve akıllı konteynerlerin kullanımının artması sağlanacak. -Tüm atık çeşitlerinin asgari insan müdahalesi ile sensör tabanlı ayrıştırılması ve bertarafını sağlayacak sistem ve tesislerin kurulumu/yaygınlaştırılması sağlanacak.

-Depozitolu atık sisteminin yaygınlaştırılması ve ilgili altyapıların kurulumu ile sisteme tabi olan atıkların yönetilmesi sağlanacak.

-Kaynağında ayrı biriktirilen atıkların Akıllı Şehir Çözümleriyle ayrıştırılarak ekonomiye geri kazandırılmasını sağlayacak atık geri dönüşüm tesis ve sistemlerinin kurulumu/yaygınlaştırılması, düzenli depolama alanlarında kurulacak tesisler ile katı atıktan, oluşan fazla ısıdan ve metan gazından enerji üretimi sağlanacak.

-Sıfır Atık Projesi’nin ve Katı Atık Programı’nın yaygınlaştırılması sağlanacak.

-Atık su arıtma tesislerinde ortaya çıkan arıtma çamurlarının atık hiyerarşisi kapsamında kaynağında azaltılması, tarımsal kullanımı, enerji elde edilmesi gibi alanlarda geri kazanımı ve yeniden kullanımı, geri kazanımı sağlanamayan arıtma çamurlarının ise bertaraf edilmesi sağlanacak.

-Isıl değeri yüksek olan biyogazdan elektrik üretimi sağlayan tesislerin kurulumu/yaygınlaştırılması sağlanacak.

-Firmaların bir arada endüstriyel işbirliği içinde olduğu ortak Akıllı Şehir Çözümleri ile endüstriyel simbiyoz ortamının kurulması/yaygınlaştırılması sağlanacak.

-Atık yönetimi ile ilgili bilinçlendirme çalışmaları düzenlenecek, her yaş grubu atık ve geri dönüşüm konularında eğitici seminerler verilecek ve etkinlikler düzenlenecek. Öğrencilerin atık ile ilgili bilinç düzeyinin artırılması sağlanacak, okullarda depozito istasyonları gibi uygulamalar hayata geçirilecek.

BUGÜNE KADAR NELER YAPILDI?

Türkiye’de Akıllı Çevre bileşeninin temalarından atık yönetimine ilişkin çeşitli çalışmalar yürütülmekte.

-Ambalaj Atıklarının Yönetimi Yönetmeliği yürürlüğe girdi. Bu yönetmelik kapsamında konteynerlerin etiketlenmesi ve takibine ilişkin çalışmalar yapılmakta.

-İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan İSTAÇ A.Ş. atık yönetim firmasının hafriyat kamyonlarının izlenmesi ve akıllı atık yönetimi kapsamında projeleri mevcut.

-Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü bünyesinde yürütülen Mobil Atık Takip Sistemi (MOTAT) ile tehlikeli, endüstriyel ve tıbbi atıkların özellikle kaynağında bertaraf ve geri kazanım tesisine olan taşınmasının (yükleme seyir-atık boşaltma) mobil olarak anlık izlenebildiği atık yönetim uygulaması mevcut.

-Ülkemizde geri dönüştürülebilir ambalajların takibinin sağlandığı, ambalajdan atık oluşumuna kadar (atık dâhil) süreci takip eden Ambalaj Bilgi Sistemi yazılımı mevcut. Ambalaj Bilgi Sistemi; ambalaj üreticileri, piyasaya sürenler ve tedarikçiler gibi ekonomik işletmelerin ürettikleri, tedarik ettikleri ve piyasaya sürdükleri ambalaj miktarları ile atık hâline gelen ambalaj atıklarının hangi lisanslı tesisler tarafından toplanıp geri kazanıldığına dair çeşitli bilgilerin yer aldığı bir yazılımdır.

-Anlık izleme ve teknik sorunlara anında müdahale imkânı veren akıllı altyapı projeleri (SCADA ve otomasyon sistemine entegre edilmesi) mevcut.

-Atıkla ilgili geri kazanım oranları, üretilen atık, işlenen atık, bertaraf edilen atık ile ilgili veri belediyelerden, sanayi kuruluşlarından, maden sahâlârından, hastanelerden TÜİK tarafından derlenmekte. Bu veri yurt içinde haber bültenlerinde ve uluslararası raporlamalarda kullanılmakta.

-Manisa Büyükşehir Belediyesi tarafından beş ilçede olmak üzere depolama sahâlârına bulunan tesislerde metan gazından elektrik üretme faaliyetleri yürütülmekte. Manisa Büyükşehir Belediyesi, Hafriyat Yönetim Bilgi Sistemi ile kaçak dökümün ve çevre kirliliğinin önüne geçilmesini hedeflemekte. Bu sistem ile araçlar uydudan takip edilebilmekte.

-Konya Büyükşehir Belediyesi’nde zamanında atık toplama kapsamında Akıllı Atık Toplama Sistemi ve Akıllı Konteynerler bulunmakta. Yerleşik çöp konteynerlerine sensörler yerleştirilerek atıkların gerçek zamanlı bilgileri (doluluk miktarları, boşaltma ve ziyaret sıklıkları, sıcaklık değerleri vb.) takip edilmekte. Bu bilgiler akıllı ve dinamik bir rotalama programı aracılığıyla işlenerek ve atık toplama sistemi için özel olarak geliştirilmiş navigasyon paneli üzerine yansıtılarak çöp toplama araçlarına optimal rota belirlemede kullanılmakta. Bu kapsamda mevcut durum analizi yapılmış, 3 ay boyunca süreçler izlenmiş, saha çalışmaları ve pilot uygulama yapılmıştır. Yerli bir firmadan yazılım desteği alınmış ve araştırma-geliştirme faaliyetleri yürütülmüştür. Akıllı Rota uygulaması sayesinde, araçlar daha kısa mesafe kat ederek daha fazla atık toplamakta, bu sayede yakıt tasarrufu sağlanmakta, karbon salımı en aza indirgenmekte ve atık toplama süreçlerinin verimli yönetilmesi gerçekleştirilmekte.

-Akıllı Çevre bileşeninin atık yönetimi kapsamında değerlendirilen geri kazanım noktasında “endüstriyel simbiyoz” kavramına dikkat çekilmesi gerekmekte. Bu çerçevede, 2017 yılında çimento fabrikalarında 1.793.307 ton atık alternatif ham madde olarak, 564.341 ton atık ise ek yakıt olarak kullanıldı.

MEVCUT SORUNLAR

Mevcut durumda atık yönetimi konusunda Türkiye’de çeşitli sorunlar bulunmakta. Bu çerçevede; atık yönetimi kapsamında, kimyasal atıkların detoksifikasyonu Türkiye’de iki kurum tarafından yapılmasına rağmen bu kurumların kapasitesi yeterli görülmemekte. Belediyelerin atıkları kaynağında ayıramaması ciddi zararlara yol açmakta. Düzenli depolama için bazı şehirlerde yer bulma sorunu mevcut olup, düzenli depolama ve yakma tesisleri kurulamamakta. Türkiye’de atıktaki organik oranı %60 olmasına rağmen yeterli sayıda biyogaz tesisi bulunmamakta, bu alandaki ihtiyaç karşılanamamakta. Su ve atık alıcı ortam izlemeleri için kullanılan cihazların yurt dışı kaynaklı olması nedeniyle hem tedarik hem de bakım ve onarım süreci oldukça maliyetlidir.

AKILLI ATIK TOPLAMA ÖRNEKLERİ

Akıllı şehircilik için koordinasyon ve birlikte çalışma en önemli kriterlerden. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve yerel katmanda sorumlu birimlerin koordinasyon içinde birlikte çalışabilme zorunluluğu bulunmakta. Bu kapsamda 2022 yılı içerisinde 30 büyükşehir belediyesi ve 51 il merkez belediyelerinden akıllı şehir alanında gerçekleştirdikleri veya gerçekleştirmeyi planladıkları projeler ile ilgili bilgi ve belge talep edildi. 20 büyükşehir belediyesi ve 12 il merkez belediyesinden toplamda 260 adet proje ile ilgili bilgi toplandı. Belediyelerin akıllı şehir projelerine ait 260 projenin 71 adedi bitti, 31 adet proje başlama veya planlanma aşamasında, 122 adeti de devam etmekte. Şimdi bunlardan Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin “Akıllı Atık Toplama Sistemi” projesine yakından bakalım. Akıllı Atık Toplama Sistemi ile sisteme entegre edilen tüm atık konteynerlerinin doluluk oranları, sıcaklık durumları, pozisyonları, konumları uzaktan takip edilebilmekte. Akıllı Atık Toplama Sistemi, atık konteynerlerinin kontrol ve takibini yaparak operasyon maliyetlerini düşürmekte. Atıkların zamanında toplanmasını sağlamak, halk sağlığı ve hijyen açısından oluşan sorunların önüne geçilmesine katkı sağlayacaktır. Ankara Büyükşehir Belediyesi Akıllı Atık Takip Sistemi Çözümleri ile yakıt ve operasyon maliyetlerinde tasarruf sağlamayı ve daha yaşanabilir bir çevre için karbon salımını azaltılıp, halk sağlığını tehdit edebilecek durumlar oluşturan çöp taşmalarının önüne geçmeyi hedefliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilecek Akıllı Geri Dönüşüm Sistemleri Projesi’nin amacı ise şu şekilde açıklanıyor: Hedef, Sıfır Atık Yönetmeliği kapsamında geri dönüşebilir atıkların toplanım oranını artırmaktır. Akıllı geri dönüşüm konteynerleri oluşturarak konteyner üzerine bilgi ekranı, kart okuyucu ve atık girişi yer alacaktır. Kullanıcı ilk olarak atığını atık girişine bırakacak ve “İzmirim Kart”ını kart okuyucuya okutacaktır. İşlem bittiğinde geri dönüşüm bedeli kullanıcının kartına yüklenecektir. Böylece “İzmirim Kart”ına yüklenen bakiye ile kullanıcı toplu taşıma araçlarından faydalanabilecektir. Bahsi geçen atıklar geri dönüşebilir atıklar olacaktır. Kütahya Belediyesi tarafından hayata geçirilen Yeraltı Çöp Konteynerleri Atık Takip ve Analiz Sistemi projesi ise akılı şehircilik uygulamalarından bir başka önemli çalışma. Proje ile şehirde yoğun olarak Dumlupınar, 75. Yıl ve Akkent Mahallelerinde bulunan 210 adet yeraltı konteynerinin doluluk oranlarına göre toplanması hedefleniyor. Proje ile yeraltı konteynerlerinin doluluk oranlarının takip sistemi aracılığıyla tespit edilerek iş, zaman ve akaryakıt tasarrufu sağlanması amaçlanıyor. Söz konusu teknolojiden yararlanarak iş planlarının daha verimli şekilde yapılması mümkün olabilecek. Projede 210 adet atık takip modülü, 1 adet analiz sistemi ve 1 adet analiz sistemi izleme bilgisayarı kullanıldı. Söz konusu konteynerlerde biriken çöplerin toplanmasında kullanılan özel araçların iş planları araç kullanıcıları tarafından sistemle entegre bir şekilde yürütülüyor.

YAPAY ZEKA ChatGPT’E SORDUK

Akıllı şehirlerde atıklar nasıl yönetilecek?

-Akıllı şehirlerde atık yönetimi tipik olarak verimliliği, sürdürülebilirliği ve çevresel etkiyi optimize etmek için yenilikçi teknolojiler ve veri odaklı yaklaşımlar kullanılarak ele alınmaktadır. İşte akıllı şehirlerdeki atık yönetim sistemlerinde kullanılan bazı yaygın stratejiler:

1-Akıllı Atık Toplama: Akıllı şehirler, atık toplama rotalarını izlemek ve optimize etmek için sensörler ve Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojisini kullanan gelişmiş atık toplama sistemlerini kullanır. Atık kutularına yerleştirilen sensörler, doluluk seviyelerini gerçek zamanlı olarak ölçebilir ve atık yönetimi yetkililerinin yalnızca gerekli olduğunda toplama planlamasını sağlayarak gereksiz yolculukları azaltır ve kaynak tahsisini optimize eder.

2-Atık Ayrıştırma ve Geri Dönüşüm: Akıllı şehirler, otomatik ayrıştırma sistemlerinin uygulanması yoluyla atık ayrıştırma ve geri dönüşümü teşvik eder. Bu sistemler, farklı atık türlerini tanımlamak ve ayırmak için robotik, makine görüşü ve yapay zeka gibi teknolojilerden yararlanarak geri dönüşüm sürecini daha verimli ve doğru hale getirir.

3-Atıktan Enerjiye Dönüşüm: Akıllı şehirler, geri dönüştürülemeyen atıklardan enerji elde etmek için atıktan enerjiye teknolojilerini vurgular. Yakma, gazlaştırma ve anaerobik çürütme gibi yöntemler, atıkları ısıya veya elektriğe dönüştürerek geleneksel fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltır ve düzenli depolama sahası kullanımını en aza indirir.

4-Kamu Bilinci ve Vatandaş Katılımı: Akıllı şehirler atık yönetimi uygulamaları konusunda halkın katılımını ve farkındalığını teşvik eder. Vatandaşları atık azaltma, geri dönüşüm teknikleri ve sorumlu atık bertarafı hakkında bilgilendirmek için eğitim kampanyaları, mobil uygulamalar ve interaktif platformlar uygularlar. Vatandaş geri bildirimi ve katılımı, etkili atık yönetimi politikaları ve uygulamalarının şekillendirilmesinde hayati öneme sahiptir.

5-Sensör Ağları ve Veri Analitiği: Akıllı şehirler atık yönetimi süreçlerini izlemek ve analiz etmek için sensör ağları ve veri analitiği kullanmaktadır. Atık üretimi, toplama rotaları, doluluk seviyeleri ve geri dönüşüm oranlarına ilişkin gerçek zamanlı veriler, yetkililerin veriye dayalı kararlar almasını, operasyonları optimize etmesini ve iyileştirme alanlarını belirlemesini sağlar.

6-Akıllı Atık İzleme: Akıllı atık yönetim sistemleri, yasadışı çöp boşaltma veya taşan çöp kutuları gibi olağandışı olayları tespit etmek ve bunlara müdahale etmek için akıllı izleme kullanır. Gözetim kameraları, sensörler ve gelişmiş analitiği entegre ederek, yetkililer atık yönetimi sorunlarını derhal belirleyebilir ve ele alabilir.

7-Döngüsel Ekonomi Uygulamaları: Akıllı şehirler, atıkların bir kaynak olarak görüldüğü döngüsel ekonomi kavramını teşvik eder. Bir endüstriden çıkan atıkların başka bir endüstri için ham madde haline geldiği, atık üretimini en aza indiren ve kaynak verimliliğini teşvik eden eko-endüstriyel parkların geliştirilmesini teşvik ederler.

8-Entegre Yönetim Platformları: Akıllı şehirler, atık yönetimi yetkilileri, geri dönüşüm tesisleri, vatandaşlar ve işletmeler dahil olmak üzere çeşitli paydaşları entegre eden merkezi atık yönetimi platformları uygular. Bu platformlar etkin iletişim, koordinasyon ve bilgi paylaşımını kolaylaştırarak atık yönetimi süreçlerini düzene sokar. Akıllı şehirler bu stratejileri benimseyerek ve teknolojik gelişmelerden yararlanarak atık yönetimi uygulamalarını optimize etmeyi, çevresel etkileri azaltmayı ve sürdürülebilir kentsel ortamlar yaratmayı amaçlamaktadır. Bununla birlikte, belirli atık yönetimi yaklaşımlarının her bir akıllı şehirdeki bağlama ve mevcut kaynaklara bağlı olarak değişebileceğini belirtmek önemlidir.

The post Akıllı Şehirlerde Atık Yönetimi appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/akilli-sehirlerde-atik-yonetimi.html/feed 0 4962
AVRUPA YEŞİL DÜZEN BELGESİ YAYIMLANDI: “ALDIĞINDAN FAZLASINI VEREN, YENİ BİR BÜYÜME STRATEJİSİ https://geridonusumekonomisi.com.tr/avrupa-yesil-duzen-belgesi-yayimlandi-aldigindan-fazlasini-veren-yeni-bir-buyume-stratejisi.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/avrupa-yesil-duzen-belgesi-yayimlandi-aldigindan-fazlasini-veren-yeni-bir-buyume-stratejisi.html#respond Mon, 09 Mar 2020 13:53:06 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=1563 Avrupa Komisyonu, birlik ekonomisini kökünden değiştirebilecek Avrupa Yeşil Düzen Belgesi'ni yayımladı. Avrupa Yeşil Düzeni (European Green Deal), Ekim 2020’de kabul edilmesi beklenen iklim yasası ile birlikte, AB’nin doğal sermayesini korumayı, artırmayı ve vatandaşlarını çevre kaynaklı risklerden korumayı hedefliyor. Bu dönüşümün katılımcı ve adil olması gerektiği de metinde vurgulanıyor.

The post AVRUPA YEŞİL DÜZEN BELGESİ YAYIMLANDI: “ALDIĞINDAN FAZLASINI VEREN, YENİ BİR BÜYÜME STRATEJİSİ appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Avrupa Komisyonu, birlik ekonomisini kökünden değiştirebilecek Avrupa Yeşil Düzen Belgesi’ni yayımladı. Avrupa Yeşil Düzeni (European Green Deal), Ekim 2020’de kabul edilmesi beklenen iklim yasası ile birlikte, AB’nin doğal sermayesini korumayı, artırmayı ve vatandaşlarını çevre kaynaklı risklerden korumayı hedefliyor. Bu dönüşümün katılımcı ve adil olması gerektiği de metinde vurgulanıyor.

Avrupa Komisyonu, Avrupa Yeşil Düzen Belgesi’ni yayımladı. Belgeye göre Komisyon, seçilen sektörlerde, ihracatla oluşan karbon sızıntısını azaltmak için “Karbon Sınır Düzenleme Mekanizması” önerecek ve emisyonların 1990 seviyelerine kıyasla 2030’a kadar en az %50 ila %55 arasında azaltılmasını sağlayacak.

METİN NELER İÇERİYOR?

Metinde, AB’nin güçlü olduğu yönlerinden yararlanarak, iklim ve çevre uygulamalarında, tüketici koruma ve işçi haklarında dünyada öncü olabileceğinin üzerinde duruyor. Büyük kamu yatırımlarının ve özel sermayenin doğrudan iklim ve çevre eylemlerine aktarılmasına ihtiyaç duyulurken, sürdürülebilir olmayan eylemlerden kaçınılması gerektiği de vurgulanıyor. Avrupa Yeşil Düzeni her sektörde gereken dönüşümü hızlandırmayı hedefliyor.

Metin; AB’nin, tutarlı ve sürdürülebilir bir finansal sistemin inşa edilmesi yönündeki uluslararası çabalara önayak olacağının altını çiziyor. Yeşil Düzen’in iddialı çevre hedeflerinin sadece Avrupa tarafından sağlanamayacağı metinde birçok kez ifade ediliyor. İklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybı, ulus ötesi ve küresel bir sorun. AB, finansal kaynaklarını, uzmanlığını ve etkisini sürdürülebilirlik yolunda diğer ülkeleri harekete geçirmek adına kullanacak.

Yeşil Düzen’in, AB’nin 2030 hedeflerinin, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın (SDG) ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in politik prensiplerinin, Komisyon tarafından uygulanması yönündeki stratejilerinin ayrılmaz bir parçası olduğu belirtiliyor.

Metin, Yeşil Düzen’in barındırdığı anahtar politika ve uygulamaları ortaya koyuyor. Metne göre Yeşil Düzen’e geçiş sürecinde yer alan unsurlar arasında ekosistemlerin ve biyoçeşitliliğin korunması ve iyileştirilmesi; adil, sağlıklı ve çevreci bir beslenme sistemi, kimseyi arkada bırakmamayı kapsayan Adil Geçiş süreci, Adil Geçiş için finansman sağlanması, döngüsel ve temiz bir ekonomi için endüstrinin harekete geçirilmesi, AB’nin 2030 ve 2050 iklim hedeflerinin artırılması ile temiz ve ulaşılabilir enerji sağlanması bulunuyor.

AB İKLİM YASASI’NA KAVUŞUYOR

Avrupa Komisyonu Avrupa’nın ilk “İklim Yasası”nı Mart 2020’ye kadar sunacak. Bu yasa Avrupa’nın 2050’de iklim nötr olma hedefini kanun nezdinde taçlandıracak.

Metin, AB’nin halihazırda, iklim nötr olma hedefi ile birlikte, ekonomisini modernize ettiğini ve dönüştürdüğünü belirtiyor. AB, 1990 ve 2018 yılları arasında emisyonlarını %23 oranında azaltırken ekonomisini ise %61 oranında büyüttü. Ancak halihazırdaki politikalar 2050’ye kadar emisyonları sadece %60 oranında azaltabilir. Komisyon, AB emisyonlarını 1990 seviyelerine kıyasla 2030’a kadar en az %50 ile %55 arasında azaltma hedefini 2020’de sunacağı etki değerlendirmesi planında açıklayacak.

Komisyon, Haziran 2021 tarihine kadar, bu ek emisyon azaltım planlarını gözden geçirecek, iklim bağlantılı tüm politika enstrümanlarında düzeltilmesini gerekli gördüğü yerleri belirtecek.

Bu düzeltmeler, Avrupa emisyon ticaretinin yeni sektörlere olası bir şekilde yönlendirilmesi de dahil olmak üzere, Emisyon Ticaret Sistemi, Üye Devletlerin Emisyon Ticareti Sistemi dışındaki sektörlerdeki emisyonların azaltılması ve arazi kullanımı, arazi kullanımı değişikliği ve ormancılık ile ilgili düzenlemeleri içerecek.

Metin, bu politikaların etkili bir karbon fiyatlandırması belirlenmesine yardımcı olacağını belirtiyor. Böyle bir desteğin,
tüketici ve şirketlerin davranışlarında değişimi teşvik edeceği, sürdürülebilir kamusal ve özel yatırımların artışını kolaylaştıracağı ifade ediliyor. Farklı fiyatlandırma enstrümanları birbirini tamamlamalı ve birlikte uyumlu bir politika çerçevesi sağlamalı. Vergilendirmenin de iklim hedefleriyle uyumlu olması kritik öneme sahip. Komisyon, Enerji Vergilendirmesi Direktifi’nin yeniden gözden geçirilmesi için de teklif sunacak.

Metin, diğer uluslararası ortakların AB ile aynı hedeflere sahip olmadığı sürece karbon sızıntısı riski olduğunu belirtiyor. Metne göre bu sızıntı, üretimin AB’den emisyon azaltma hedeflerinin düşük olduğu diğer ülkelere aktarılmasından ya da AB ürünlerinin daha fazla karbon yoğun ithalat ürünleri ile değiştirilmesinden kaynaklanacak.

HEDEFLERİNİ ARTIRAN KÂRDA, ARTIRMAYAN ZARARDA

Diğer ülkeler, AB’nin artırılmış hedeflerini göz önüne alıp kendi hedeflerini artırmazsa ve hedefler arasında seviye farklıkları devam ederse, Komisyon seçilen sektörlerde karbon sızıntısını azaltmak için bir “Karbon Sınır Düzenleme Mekanizması” önerecek. AB, bu vergi mekanizması ile, ticari partnerlerini de emisyon azaltımına yönlendirmeyi planlıyor. Böyle bir vergi, AB ile ticarette düşük emisyonlu ülkeleri, yüksek emisyonlu ülkelere göre daha avantajlı bir konuma getirebilir. Bu önlem, Dünya Ticaret Örgütü’nün ve AB’nin diğer uluslararası kuralları ile uyumlu olarak tasarlanacak. Önlem ayrıca, AB’nin Emisyon Ticaret Sistemi’ndeki karbon sızıntısı riskini önlemeyi işaret eden önemlere de bir alternatif olacak.

Komisyon aynı zamanda, AB’nin iklim değişikliğine uyumu ile ilgili yeni ve daha iddialı bir strateji ortaya koyacak. Strateji, iklim değişikliğini azaltma çabalarına rağmen, iklim krizinin Avrupa’ya verdiği büyük zararlar nedeniyle önemli.

Metin, enerji sisteminin dekarbonizasyonunun 2030 ve 2050 iklim hedeflerine ulaşmak açısından oldukça kritik olduğunu vurguluyor. Ekonomideki sektörler için enerji üretimi ve kullanımı, AB’nin emisyonlarının %75’inden sorumlu. Çalışma, enerji sektörünün yenilenebilir enerji üzerine kurulması, kömürden ise aşamalı bir şekilde vazgeçilmesi gerektiğini söylüyor. Bunu yaparken de AB’nin enerji arzının güvence altına alınması ve tüketiciler ve şirketler için uygun maliyetli olması lazım. Üye ülkeler, 2019’un sonunda gözden geçirilmiş enerji ve iklim planlarını da bu kapsamda sunacaklar. Bu planlar, AB’nin geniş hedeflerini destekleyecek iddiada olmak zorunda. Komisyon bu planları da denetleyecek. Bu, 2030 için artırılmış iklim hedefleri sürecini de destekleyecek. Üye Devletler 2023 yılında ulusal enerji ve iklim planlarını güncellediklerinde yeni iklim hedeflerini ortaya koymalılar.

ENDÜSTRİYİ TEMİZ VE DÖNGÜSEL EKONOMİ İÇİN HAREKETE GEÇİRME

1970 ila 2017 yılları arasında küresel yıllık doğal kaynak çıkarma oranı üçe katlandı
ve aynı şekilde artmaya devam ediyor. Seragazı salınımlarının yaklaşık yarısı doğal kaynak çıkarılması, yakıt, gıda ve materyallerin işlenmesi sonucu ortaya çıkıyor. Bu sebeple iklim nötrlüğe ve döngüsel bir ekonomiye ulaşmanın endüstride tam anlamıyla bir seferberlik gerektirdiğinin, endüstriyel sektörlerin ve bütün değer zincirlerinin dönüşmesinin 25 yıl süreceği belirtiliyor. 2050 yılında bu dönüşümün tamamlanması için önümüzdeki beş yıl içerisinde kararlar verilmesi ve harekete geçilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Metin, bu dönüşümün sürdürülebilir ve iş yoğun ekonomik aktiviteleri artırmak adına bir fırsat olduğunu söylüyor. Döngüsel ekonomi aynı zamanda yeni iş kolları da yaratacak. Avrupa Yeşil Düzeni’nin, henüz yavaş ilerlemekte olan bu dönüşümün hızlanmasına ve daha katılımcı olmasına önayak olacağı belirtiliyor.

Avrupa Komisyonu, Mart 2020’de yeşil dönüşüm ve Yeşil Düzen kapsamındaki hedeflere ulaşılmasında anahtar bir role sahip dijital dönüşüme vurgu yapmak adına, AB endüstriyel stratejisini belirleyecek. Ayrıca, enerji yoğun olan çelik, kimya ve çimento gibi sektörlerin karbonsuzlaştırılması ve modernize edilmesinin oldukça önemli olduğu vurgulanıyor.

Komisyon’un 2018 plastik stratejisine yoğunlaşarak tekstil sektörü ve lastiklerin aşınması sonucu ortaya çıkan mikroplastiklere karşı mücadele edeceği belirtiliyor. Komisyon’un 2030 itibarıyla her türlü ambalaj ve paketlemenin biyolojik olarak çözünür ve bitki bazlı plastik yoluyla sağlanması yönünde uygulamalar yaratacağı ve tek kullanımlık plastiklere yaptırımlar getireceği vurgulanıyor.

The post AVRUPA YEŞİL DÜZEN BELGESİ YAYIMLANDI: “ALDIĞINDAN FAZLASINI VEREN, YENİ BİR BÜYÜME STRATEJİSİ appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/avrupa-yesil-duzen-belgesi-yayimlandi-aldigindan-fazlasini-veren-yeni-bir-buyume-stratejisi.html/feed 0 1563
KAĞIT GERİ DÖNÜŞÜM PİYASASI KRİZDE https://geridonusumekonomisi.com.tr/kagit-geri-donusum-piyasasi-krizde.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/kagit-geri-donusum-piyasasi-krizde.html#respond Mon, 20 Jan 2020 13:39:19 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=1530 İngiltere'de geri kazanılmış kâğıt sektörü tarafından perakendecilere ve yerel makamlara, iadelere neden olan karton fiyatlarıyla ilgili sert uyarılar yapılıyor. BIR Genel Başkanı bu durumu "ne zaman biteceği belli olmayan bir kriz" olarak yorumluyor.

The post KAĞIT GERİ DÖNÜŞÜM PİYASASI KRİZDE appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

İngiltere’de geri kazanılmış kâğıt sektörü tarafından perakendecilere ve yerel makamlara, iadelere neden olan karton fiyatlarıyla ilgili sert uyarılar yapılıyor. BIR Genel Başkanı bu durumu “ne zaman biteceği belli olmayan bir kriz” olarak yorumluyor.

ALT SINIFLAR

Kriz uyarısı geçen hafta, BIR’in Kâğıt Bölümü’nün başkanı olan Jean-Luc Petithuguenin’den geldi: “Mevcut arz için yetersiz talep var ve en düşük kalite ürünün pazara girmesi zor.”

BIR’ın Macaristan’daki sonbahar toplantısından önceki üç aylık raporunda Petithuguenin şunları söyledi: “2019, Çin hükümetinin kararlarının sonuçlarına hâlâ katlanmakta olduğumuz önemli bir yıl. Avrupa bir fazlalık piyasasıdır; kıtadaki kâğıt üreticilerinin talebi mevcut arzları almakta yetersiz kalıyor ve atık yönetimi şirketleri malzemelerini ihraç etmek zorundalar.

Petithuguenin şunları ekledi: “Bu pazarda da kalite gereksinimleri de artıyor, ayrıca mevcut ve gelecekteki eğilim üretimimizi uyarlama ve kaliteye odaklanma yönünde olmalı. Birçok kontrol mekanizması kuruluyor. Profesyonellik ve izlenebilirliğe saygı gösterilmeli. Biz bir bisiklete bindik, ama pazar yeniden başlayacak. Sorun şu ki, bu kriz ne kadar sürecek?”

Öneriler, bu ayın fiyatlarının, yerel üreticilerin ödeme yaptığı kullanılmış karton (OldKLS / OCC) için ihracat pazarında 50 £ kadar düşük olması. Bu değer, bir yıl önce Çin’den gelen talepte, tedarikçiler tarafından yüksek kalite standartlarına ulaşmak için önemli yatırımlar yapılmasına neden olan bir yükseliş olduğu zamandan 100 sterlinin üzerinde bir düşüş gösterdi. Kullanılmış karton fiyatlarındaki son düşüş, Çin’den gelen ve diğer pazarlarda malzemeyi daha yavaş bir şekilde kaplayan siparişlerinde çarpıcı bir düşüşün ardından geldi.

İNDİRİMLER

İngiltere’deki atık kâğıt sektöründeki iki ticaret birliği de piyasaların sonbahar ve kış aylarında “zor” olacağı konusunda uyardı. Kâğıt Endüstrileri Konfederasyonunun ham madde yöneticisi Simon Weston, “Önümüzdeki aylarda, ticaret savaşları ve ekonomileri yavaşlatma, küresel jeo-politik faktörler, OCC gibi ana sınıflar için talebi daraltacağı için göstergeler zor olacak” dedi.

Weston şöyle devam etti: “Bu, bazı üreticilerin, kısa vadeli gelirleri en üst düzeye çıkarmak için ihracat pazarlarından istifade eden hisse senedi taşımasında zorluk çekmelerine neden olabilir. İngiltere’deki kâğıt fabrikaları ile uzun vadeli ilişkileri olanlar, daha düşük fiyatlara rağmen stoklarını hareket ettirecekler. Bununla birlikte, fabrikadaki kalite değişimini izleyin.

Çin’deki Japon ikincil elyaf tedariklerinin son tayfun tarafından kötü bir şekilde kesilmesi durumunda İngiltere’deki elyaf satış fırsatları için geçiş yapın.”

ÇÖP KUTULARI

Geri Dönüşüm Derneği Başkanı Craig Curtis, kalitenin hâlâ önemli olduğunu söyledi. Artış suçlamalarını, geri kazanılmış kâğıdı genel atık kutularına koymayı tercih eden bazı işletmelerin görebileceğinden endişe duyuluyordu. Curtis bu durumu, “Bunun tehlikesi, kalite şartnamesinin düşmesi ve malzemenin ayrı tutulması” sözleriyle ifade etti.

Geri Dönüşüm Derneği Genel Müdürü Simon Ellin, “Gerçekten zorlu bir yolculuk için hazır olduğumuzu düşünüyorum. Çin hâlâ piyasayı elinde tutuyor, ancak buna rağmen talepleri önemli ölçüde azaldı. Çin şu an dolu ve ekim ayının sonundan itibaren herhangi bir sevkiyat gerçekleşmeyecektir. 2020’ye yönelik yeni sevkiyat kotalarının Çin’e ne zaman çıkarılacağı henüz bilinmiyor. Genel olarak, piyasadaki düşük fiyatlara rağmen, tavsiyem, satmak olacaktır” diyor.

Sektörün genel olarak 3-6 ay dayanmasını beklediği mevcut kasvete rağmen, 2020 ve sonrasında kullanılmış karton ve karma kâğıtlara olan talebin artacağı konusunda bir iyimserlik var.

Tedarik şirketi Avrupalı ACN olan büyük Çinli üretici grubu Nine Dragons, geri kazanılmış kâğıtların ithalat kotasıyla ilgili makro-çevre ve politikadaki değişikliklere cevaben, ham madde çeşitlendirmeye çalıştı, dikey bir sanayi zinciri oluşturmak için kaynakları aşağı yönde genişletti ve işini genişletti.

Nine Dragons Başkanı Cheung Yan, “Geri kazanılmış kâğıt alımı için yerel kaynak kanallarını genişletme çabalarımızı güçlendireceğiz ve yurt dışında geri dönüştürülmüş kâğıt hamurunun üretim kapasitesini artırma fırsatlarını keşfetmeye devam edeceğiz” dedi.

Nine Dragons, Malezya’da geri dönüştürülmüş bir selüloz fabrikasını satın aldı ve Çin ve Malezya’da linerboard için sırasıyla 2 milyon ton ve 550 bin ton ek üretim kapasitesi başlatmayı ve ABD’deki mevcut tesislerinin üretim kapasitesini daha da artırmayı planladığını söyledi.

Bununla birlikte, tarih bize değişimin, aksaklığın ve oynaklığın dışında her zaman fırsat olduğunu öğretti. Avrupa’da değirmen grupları ve kâğıt işlemciler özellikle ABD’den yapılan ithalatı hedeflemek için yeni kapasitelere yatırım yapıyor. Taşıma ve konteyner boşaltma işlemlerini daha da optimize etmek için bu tesislerin limanlara veya iskelelere yakın yerleştirilmesi muhtemeldir. Bunlar 2020 kadar erken olabilir.”

The post KAĞIT GERİ DÖNÜŞÜM PİYASASI KRİZDE appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/kagit-geri-donusum-piyasasi-krizde.html/feed 0 1530
Çevre Kaygısı Plastik Sektörünü Dönüştürecek https://geridonusumekonomisi.com.tr/cevre-kaygisi-plastik-sektorunu-donusturecek.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/cevre-kaygisi-plastik-sektorunu-donusturecek.html#respond Tue, 25 Jun 2019 08:58:10 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=1006 Çevre ile ilgili haberlerde oklar hep plastiklere yöneliyor. Günlük yaşamımızın içerisinde büyük yer tutan plastiklerin çevreye daha az zararlı hale gelmesi için üretici firmalar da üzerine düşeni yapmak zorunda. Çevresel kaygıların artması plastik sektörünün üretim altyapısında önemli değişimler yaşanacağına işaret ediyor. Doğada kaybolan biyobozunur plastiklere ve geri dönüştürülmüş plastiklerden üretilmiş ürünlere doğru bir yönelim gittikçe […]

The post Çevre Kaygısı Plastik Sektörünü Dönüştürecek appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Çevre ile ilgili haberlerde oklar hep plastiklere yöneliyor. Günlük yaşamımızın içerisinde büyük yer tutan plastiklerin çevreye daha az zararlı hale gelmesi için üretici firmalar da üzerine düşeni yapmak zorunda. Çevresel kaygıların artması plastik sektörünün üretim altyapısında önemli değişimler yaşanacağına işaret ediyor. Doğada kaybolan biyobozunur plastiklere ve geri dönüştürülmüş plastiklerden üretilmiş ürünlere doğru bir yönelim gittikçe artıyor.

Geri dönüşüm Ekonomisi Dergisi olarak bugün hayatımızda büyük yer kaplayan plastiklerle ilgili daha detaylı bilgi sahibi olmak için sektörün temsilcisi ile bir araya geldik. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı(PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu ile plastik sektörünün durumunu konuştuk.

Türkiye plastik sektörünü ve ekonomiye olan yararlarını anlatır mısınız?

Türk plastik sektörü olarak Türkiye ekonomisine en çok katkı sağlayan sektörlerin başında geliyoruz. Gıdadan sağlığa, inşaattan otomotive, kozmetikten tekstile kadar birçok sektörün ana girdi malzemesini oluşturan plastikler neredeyse her üretim kolunda karşımıza çıkıyor. Sektörümüzde 11 bin civarında üretici firma 250 bin kişiyi istihdam ediyor. Ülke ekonomisine 37 milyar dolarlık katkı yapan plastik sektörümüz, doğrudan ve dolaylı toplam 12 milyar dolarlık ihracata imza atıyor, 150 ülkeye mamul ihracatı gerçekleştiriyor. Ayrıca otomotiv, ambalaj, inşaat ve elektronik gibi ihracatçı sektörler kanalı ile yarı mamul ve mamul şeklinde önemli miktarda dolaylı ihracatımız var. Plastik mevcut hacmi ve potansiyeli ile kimya sanayinin de lider sektörü. Plastik sektörü 10 milyon tonluk üretim gücü ile Avrupa’nın en büyük ikinci, dünyanın en büyük altıncı üreticisi konumunda. Ülkemizin 2023 hedefi dünyadaki en büyük ilk 10 ekonomiden biri olmak. Plastik sektörümüz ise daha bugünden dünyanın 6’ncı büyük üreticisi.

3D YAZICILAR PLASTİK SEKTÖRÜ İÇİN DEVRİM NİTELİĞİNDE

Plastik sürekli olarak kendini geliştiren ve yeniliğe açık bir sektör olduğundan geleceğine dair de umutluyuz. Teknoloji alanında yaşanan devasa değişimler birçok sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de iş ve üretim modellerinde keskin değişimleri beraberinde getirecek. Bunlardan biri de 3D yazıcılar… 3D yazıcılar, plastik sektörü için devrim niteliğinde bir dönüşüme sebep olacak. İnsanlar evlerinde 3D yazıcıları ile plastikten bir ürünü kendileri yapar.

cak. Örneğin; plastikten ev mobilyaları, mutfak eşyaları, kırtasiye malzemeleri… Tamamen kendi zevklerine göre tasarım ve üretim yapabilecekler. Bu durumda ister istemez küçük ölçekli üretim yapan plastik işletmelerinin ya ölçek büyütmeleri gerekecek ya da oyun dışında kalacaklar. Ancak diğer yönüyle de 3D yazıcılar ham madde olarak plastik polimer karışımları kullandıkları için polimer karışımı yapan firmaların büyümelerine sebep olacak. Önemli bir değişimin de plastik üretiminde gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Plastiklerin diğer malzemelere alternatif olması ve kullanımlarının artması zamanla çevresel sorunları da beraberinde getirdi. Bilinçli tüketim ve geri dönüşüm konusundaki gelişimin plastiğin hızına yetişememesi aslına bakarsanız bugün karşılaştığımız sorunların en temel sebebi. Bilinçsiz ve aşırı tüketimin tüm sorumluluğu plastiklere yüklendi. “Plastikleri tamamen hayatımızdan çıkaralım” dediğinizde ise çevresel sorunlara gerçekçi çözümler üretmekten uzaklaşıyorsunuz. Buna rağmen çevresel kaygıların artması plastik sektörünün üretim altyapısında önemli değişimler yaşanacağına işaret ediyor. Doğada kaybolan biyobozunur plastiklere ve geri dönüştürülmüş plastiklerden üretilmiş ürünlere doğru bir yönelim gerçekleşecektir. Günümüzde ambalaj, tarım, otomotiv, ev aletleri, tüketici elektroniği alanlarında kullanılan biyoplastikler, yıllık toplam plastik üretiminin yüzde 1,5’ini karşılıyor. Dünya genelinde üretilen 325 milyon ton plastiğin sadece 5 milyon tonu biyobazlı plastiklere ait. Biyoplastik pazarının yüzde 60’ından fazlasını Kuzey Amerika ve Avrupa oluşturuyor. Araştırmalar 2020 yılına kadar Asya Pasifik Bölgesinin, Kuzey Amerika ve Avrupa’dan sonra en büyük biyoplastik tüketicisi olacağını gösteriyor. Gelişen teknoloji ile birlikte özellikle son beş yılda ciddi bir artış gösteren dünya biyoplastik üretiminin 2020 yılına kadar yıllık yüzde 14,8 artışla miktar bazında 15 milyon ton ve değer bazında 30,8 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Tüketicilerin çevreye olan duyarlılığının artması, üretici firmaların biyobazlı ve biyo-bozunur özellikteki plastiklere ilgisini artırmış durumda. Diğer yandan yakın gelecekte “drop-ins” olarak tanımlanan biyo bazlı olup biyo-bozunur özelliği olmayan biyoplastiklerin üretiminin sektörde hakim olması bekleniyor. Fosil kaynaklı plastiklerle aynı teknik özelliklere sahip olan BioPET’lerde hızlı bir gelişim öngörülüyor. Mısır gibi tamamen doğal ve yenilebilir kaynaklardan elde edilen PLA ürünleri ise tüm biyobozunur plastik pazarında gelir ve hacim bakımından en hızlı büyüyen kategori haline gelecek. Mısır nişastası veya ülkemizde bolca yetiştirilebilecek kenevirden üretilebilen biyoplastikler yeni bir pazar oluştururken klasik plastik türlerine rakip de olabilecek. Yine sıfır plastik ham maddesinden üretilen plastik ürünler yerine geri dönüştürülmüş plastiklerden üretilen ürünlerin önümüzdeki yıllarda daha geniş bir pazar payına sahip olacağını ön görüyoruz. Kaldı ki bugün bile özellikle ihracat pazarlarımızda bu ürünlere talep artıyor. Geri dönüştürülmüş ikincil ham maddeden üretilen ürünlere talebin artması ile birlikte geri dönüşüm endüstrisine yeni ve geniş pazar alanları açılacaktır. Geri dönüşüm endüstrisi için yeni bir dönem başlıyor diyebiliriz.

Çevre ile ilgili haberlerde oklar hep plastiklere yöneliyor. Günlük yaşamımızın içerisinde büyük yer tutan plastiklerin çevreye daha az zararlı hale gelmesi için ne yapmak gerekir?

Plastik ya da herhangi bir malzemenin çevresel etkisini değerlendirirken bilimsel metotlar ve çıktılarla hareket etmenin çevre açısından en doğru yaklaşım olduğuna inanıyoruz. Gelişmiş ülkelerde “Döngüsel Ekonomi” kavramından hareketle yapılan değerlendirmelerin önem kazandığını görüyoruz. Plastiklere de bu açıdan bakmak gerekiyor. Üretimden kullanıma ve geri dönüşüme tüm aşamalarda çevresel etki analizlerine bakıldığında plastikler en çevreci malzemedir diyebiliriz. Üretimde ve geri dönüşümde metal, cam gibi malzemelere kıyasla daha az enerji ve suya ihtiyaç duyulması plastikleri avantajlı bir malzeme haline getiriyor. Plastikler sayesinde hafifleyen otomobiller ve uçaklar daha az fosil kayıt tüketilmesi, dolayısıyla daha az sera gazı anlamına geliyor. Plastik ambalajlara konulan ürünler daha hafif oldukları için lojistik sırasında enerjiden tasarruf sağlıyor. Ambalajın bir diğer artısı gıdaları daha uzun süre koruyarak tüketiciye hijyenik koşullarda ulaşmasını ve israfın önüne geçilmesini sağlaması. Sağlık sektöründe de plastikler artık vazgeçilmez. Örnekleri çoğaltmak mümkün ama vurgulamak istediğim asıl konu çevreye katkısı görmezden gelinmek istenen plastiklerin bilinçli tüketilmesi gerektiğidir. Plastikleri bilinçli tüketir ve kullanım ömrü sonunda geri dönüşüme kazandırırsak çevrenin korunması için en doğru adımı atmış oluruz.

ATIKLARIN YERİ DOĞA DEĞİL

PAGÇEV bu konuda neler yapıyor?

Plastik ya da başka herhangi bir malzeme kullanıcısının yaşamına bir yenilik, artı bir değer getiriyorsa kullanım alanlarının genişlemesi ve tüketim oranlarının artması son derece doğaldır. Bunun için plastikleri suçlayamayız. Plastik sanayicileri olarak hayatımızı bu kadar kolaylaştıran ve zaman içinde kendini sürekli geliştiren bir malzemenin bilinçsiz tüketim nedeniyle çevre kirliliğine yol açan bir malzeme olarak algılanmasını en başta biz istemiyoruz. Plastik sektörü, “Sorumlu Endüstri, Sorunsuz Çevre” yaklaşımı ile plastik ve diğer değerli atıkların geri dönüşümle ekonomiye kazandırılması anlamında çok önemli bir misyon üstlenmiş durumda. PAGEV (Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı) Geri Dönüşüm İktisadi İşletmesi olan PAGÇEV, ambalaj atıklarının kaynakta ayrı toplanarak geri dönüşüme kazandırılması amacıyla 2014 yılında T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından tüm ambalaj türleri için faaliyet göstermekle görevlendirildi ve Türkiye’nin Yetkilendirilmiş Kuruluşu oldu. PAGÇEV ile plastik, cam, kağıt gibi malzemelerden üretilen ambalaj atıklarının geri dönüşüm sorumluluğunu üstleniyoruz. Atık yönetimi çerçevesinde; ambalaj atık oranının azaltılması, atıkların yeniden kullanımı ve geri dönüşümü için sürdürülebilir çözümler sunmak en önemli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Çevre ve geri dönüşüm konusunda projeler hayata geçiriyor, eğitimler veriyor ve kamuoyunu bilinçlendirme çalışmaları yürütüyoruz. PAGÇEV ile 2019 yılında 300 bin tonluk atığı geri dönüşüme kazandırmayı hedefliyoruz. Geleceğe şekil verecek sektörler arasında “geri dönüşüm” ilk sıralarda yer alıyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla yaygınlaşan geri dönüşüme verilen önem ve dolayısıyla geri dönüşüm çalışmaları düzenli olarak artış eğilimi gösteriyor. Kamuoyunun farkındalığının artması bu noktada büyük önem taşıyor. Bireyler artık geri dönüşümü sadece çevresel boyutu ile görmüyor, ekonomik olarak da dönüşümün öneminin farkında… Böylece büyük bir geri dönüşüm endüstrisi oluşuyor. Ancak yine de gelişmiş ülkeler seviyesinden uzağız. Her konuda olduğu gibi geri dönüşüm noktasında da eğitim büyük önem taşıyor. Aileden başlayarak daha çocukken çevreye saygılı, geri dönüşüm noktasında hassas bireyler yetiştiren, bu farkındalığı yaratacak bir eğitim sistemine ihtiyacımız var.

Atıkların yeri doğa değildir. Bizler atıklarımızı doğaya bırakmazsak çevre kirliliği ile ilgili şikâyette bulunmak ya da bu kirlilikle nasıl mücadele edeceğimize dair çözüm yolları aramak zorunda kalmayız. Kaynağında ayrıştırma geri dönüşümün ilk adımıdır. Bu noktada herkesin işlevini tamamlamış ambalajları cinslerine göre ayırması ve geri dönüşüm yolculuğunu başlatması gerekiyor. Kaynağında ayrılmış atıkların yerel yönetimlerimiz tarafından aynı titizlikle toplanması ve geri dönüşüme iletilmesi zinciri tamamlayacak diğer halkalar. Bu nedenle ülke olarak işlevsel bir atık yönetimine sahip olmamız çok büyük önem taşıyor. 2016 yılı itibariyle Atık Yönetim Planını Bakanlığa sunan ve uygun bulunan belediye sayısı sadece 303. Ülkemizde bin 398 belediye olduğunu göz önüne aldığımızda belediyelerin ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması konusunda hızlı hareket etmeleri gerektiği de ortaya çıkıyor. Ambalaj atıkları çöpe gönderilemeyecek kadar değerli. Her yıl ekonomiye kazandırılabilecek milyonlarca lirayı çöpe atıyoruz. Geri dönüşüm endüstrisinin gelişimi de bu alandaki çalışmaları hızlandıracaktır. Türkiye’de 2016 sonu itibariyle 751 lisanslı geri dönüşüm tesisi ile 566 toplama ve ayrıştırma tesisi bulunuyor. Geri dönüşüm tesislerinin sayısının artmasından ziyade niteliğinin artması gerekiyor. Otomatik ayırma sistemlerinin olduğu, son teknolojilerden faydalanan, inovatif yaklaşımları benimseyen geri dönüşüm tesislerinin artmasına ihtiyaç var. Bu amaçla bir geri dönüşüm sektörünün oluşturulması çok önemli. Ayrıca Avrupa’da olduğu gibi geri dönüşümü ya da ayrı toplanması mümkün olmayan atıklar enerji geri kazanımı amacıyla kullanabilir; bölgedeki hastane, okul gibi yerlerin enerji ihtiyacı bu yöntemle karşılanabilir.

Ne kadar plastik üretiliyor? Ne kadarı toplanıyor? Toplanamayan plastikler ne oluyor? Toplanan plastikler nasıl bir aşamadan geçiyor?

Türkiye’de 2018 yılında 10 milyon ton plastik üretilirken bunun 1 milyon 712 bin tonu ihraç edildi. Yurt içi piyasaya giren plastikler sadece ambalaj değil otomotiv, elektrik-elektronik, beyaz eşya, ilaç, kozmetik, medikal gibi sektörlerdeki ürünlerin içeriğinde kullanılıyor. Yani üretilen tüm plastikler atık oluşturmuyor. Arabamıza tampon, çamaşır makinemize düğme oluyor ya da elektrikli ev aletlerine dönüşüyor. Plastik atıkların büyük çoğunluğu ise ambalajdan geliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verilerine göre 2018 yılında yurt içine sürülen 3,5 milyon ton plastik ambalajın yüzde 54’ü geri dönüştürülmüş. Geri dönüştürülmeyen atıklar ise belediyelerin çöp alanlarına gidiyor. Bu alanda da mevzuatların oluşturulması ve plastik atıkların çöp alanlarında gömülmesinin engellenmesi gerekiyor. Dünya bugün kimyasal geri dönüşümü konuşuyor. Kimyasal geri dönüşüm; geri dönüştürülemeyecek durumda kirli, pis, karışık toplanmış plastik atıkların depolimerizasyon yöntemiyle yeniden ham madde haline geri dönüştürülmesi ve en yüksek oranda yeniden kullanılmasının sağlanması demektir. Plastikleri geri dönüştürerek çok değerli plastik ham maddesi elde edilebilir. Plastik sanayi 2018 yılında yaklaşık 7,5 milyon ton civarında gerçekleştirdiği ham madde ithalatına 11 milyar dolar ödedi. Ham madde konusunda yüzde 85 gibi yüksek bir oranda ithalata bağımlı olan ülkemizde ithalata ödenen milyonlarca dolar ekonomiye kazandırılırken cari açığın kapanmasına da katkı sağlanır. Plastikler kalorifik değeri yüksek malzemeler olduğundan geri dönüştürülmeyen bu plastiklerin de enerji geri kazanımı amacıyla kullanılması lazım.

Plastik poşetlerin ücretli olması konusundaki görüşlerinizi kısaca alabilir miyiz?

PAGÇEV olarak en başından beri konunun takipçisiyiz. Üretici firmalarımızı İstanbul ve Ankara’da düzenlediğimiz toplantılarda buluşturduk. Talep ve önerilerini Bakanlığımız nezdinde dile getirdik. Avrupa Birliği standartlarında bir düzenleme yapılması halinde ne tüketicinin ne üreticinin bu yasadan mağdur olmayacağını tüm platformlarda vurguladık. Ücretli poşet uygulamasını içeren mevzuat ile ilgili ilk günden bu yana bilimsel ve makul bir düzenleme talep ediyoruz. Çok şey de istemiyor, Avrupa Birliği’ndeki standart ile aynı olsun diyoruz. Ocak ayından bu yana mevzuatta üç düzenleme yapıldı. Bir ilerleme var ama halen AB standartları yakalanabilmiş değil. Örneğin Avrupa’da tek kat kalınlığı 15 mikrondan ince poşetler ile 50 mikronun üzerindeki kalın, dayanıklı plastik poşetler ücretsiz verilebiliyor. Bizde de benzer uygulama mutlaka hayata geçirilmeli. Bir diğer haksızlık ise plastik poşetten alınan 25 kuruşun 10 kuruşunun marketlere gidiyor olması. Çevreyi korumak için vatandaştan alındığı açıklanan bu ücretin marketler tarafından kâra çevrilmesini doğru bulmuyoruz. Bunun yerine taban fiyat 15 kuruş olarak belirlenebilir ve tamamı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gidebilir.

Bu süreçte onlarca işletme kapanırken binlerce çalışan işsiz kaldı. Sektör çok daha ağır darbe almadan hızlı bir biçimde eksikliklerin giderilmesi ve uygulamanın AB standardına uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bunun için mücadelemiz sürecek.

Plastik sektörünün daha iyi bir yere gelmesi adına neler yapılmalı?

Plastik sektörü dünyada ve Avrupa’da çok iyi bir konumda olmasına rağmen katma değer yaratma noktasında istediğimiz seviyelerde olmadığını görüyoruz. Üretimdeki katma değeri mutlaka ve mutlaka yükseltmek ve bunun için stratejik adımlar atmak zorundayız. PAGÇEV olarak bu anlamda plastik sektörümüzün geleceği açısından çok önem taşıyan bir projeyi hayata geçiriyor olmaktan gurur duyuyoruz. Vakfımız öncülüğünde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mızın himayesinde yapılacak PAGÇEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi’nin temelini Mart ayında attık. Küçükçekmece PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yerleşkesinde yer alan merkez, toplamda 30 bin metrekare kapalı alana sahip olacak. 70 milyon liralık yatırım bedeline sahip PAGÇEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi üç etaptan oluşacak. İlk etabı 2021 yılı içinde tamamlayarak plastik sanayinde faaliyet gösteren firmalarımıza hizmet vermeye başlamasını hedefliyoruz. PAGÇEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi, plastik sektörünün yanı sıra ürün, ham madde ve makine ekipman sektörlerine de araştırma, sertifikasyon, test ve laboratuvar hizmetleri verecek. En yeni teknolojiye sahip ürünlerin üretimi için sanayi kuruluşları, üniversiteler, araştırma kurumları, mesleki birlikler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapacak. Ayrıca mesleki ve teknik eğitim ile danışmanlık hizmetleri sağlayacak. PAGEV Mükemmeliyet Merkezi ayrıca ihraç edilen ürünlere ilişkin bir kontrol mekanizması oluşturarak Türkiye’de üretilen plastik ürünlerin uluslararası pazarlardaki güvenirliğinin ve itibarının korunmasına katkı sağlayacak. İthal edilen plastik ürünlerin, kesin ithalatı yapılmadan laboratuvarlarda teknik uygunluğunun belirlenmesi ile ülkemize kalitesiz ve standart dışı ürün girişinin de önüne geçilecek. Plastik sektöründe faaliyet gösteren firmalarımızın yüzde 95’ini KOBİ’ler oluşturuyor. Bu firmalarımız çok ve kaliteli ürün üretiyorlar ama bu ürünlerin katma değeri düşük olduğu için ucuza satıyorlar ve kâr demiyorlar. Firmalarımızın test ya da ARGE yapacak imkânı olmadığı gibi danışmanlık ve eğitim alacak maddi kaynağı da yok. PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezimiz ile KOBİ’lerimizin Ar-Ge, inovasyon, danışmanlık ve eğitim gibi ihtiyaçlarını sağlayarak onlara katma değerli üretim noktasında önemli katkı sağlayacağız. Türkiye’nin dört bir yanındaki sanayicilerimizin katma değerli üretim ihtiyaçlarını ekonomik şartlarda çok vakitlerini almadan tek bir merkezden göreceğiz.

The post Çevre Kaygısı Plastik Sektörünü Dönüştürecek appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/cevre-kaygisi-plastik-sektorunu-donusturecek.html/feed 0 1006