Birleşmiş Milletler’in yaptığı araştırmaya gore 2019’da dünyada 53,6 milyon ton e-atık ortaya çıktı. Bu hacmin önümüzdeki 15 yılda ikiye katlanması bekleni- yor. BM, e-atıkların %17,4’ünden daha azının geri dönüştürüldüğünü tahmin ediyor. Yani atıkların çoğu çöplüklere gidiyor.

Pek çok tüketicinin bilmediği elektronik ürünler, insan sağlığına zararlı olduğu düşünülen 1.000’den fazla kimyasal içerir. Uygun olmayan e-atık imhasının sonuçları, insan sağlığı ve ekosistemlerin istik- rarı için ciddi tehditler oluşturur.

Carnegie Mellon Üniversitesindeki araştırmacılar, ABD çöp sahalarında 70 milyon bilgisayar olduğunu tahmin ediyor ve bu da CRT’lerin (katot ışın tüpü) geri dönüştürülmesi için önemli bir fırsatın kaçırıldığını gösteriyor.

İzleme grubu Basel Action Network tarafından yapılan bir araştırma, ABD’de geri dönüştürüldüğü varsayılan e-atıkların %40’ının ihraç edildiğini ortaya koydu. Bu e-atıklar Asya ve Afrika’da lisanssız ve düzenlemeye tabi olmayan yerlere gönderildi. Dünyanın en büyük gayri resmi geri dönüşüm merkezlerinden ikisi, Çin’in Guangdong eyaletindeki Guiyu şehri ile Gana’nın başkenti Accra yakınlarındaki Agbogbloshie bölgesi. Bu iki yer dünyanın en kirli bölgeleri arasında sayılıyor.

The post E-Atık’ların Kirlettiği 2 Yer: Guiyu Ve Agbogbloshie appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından hazırlanan “Çocuklar ve e-atık” başlıklı raporda, 2019 yılında dünya çapında 53,6 milyon ton e-atık üretildiğine dikkat çekildi. E-atıkların hem insan hem de çevre sağlığını tehdit ettiğine işaret eden WHO, e-atık geri dönüşümünün önemine bu raporda vurgu yaptı.

Dünya Sağlık Örgütünün 15 Haziran tarihinde yayınlanan “Çocuklar ve e-atık” başlıklı raporunda, özellikle çocukların bu tür atıkların sonuçlarından olumsuz etkilendiğine dikkat çekiliyor. WHO’ya göre e-atıklar; erken ve ölü doğumlarla dikkat eksikliği ve hiperaktivite (DEHB) oranlarında artışa, davranış problemlerine, çocuk ruh halinde değişikliklere, duyu bütünleme güçlüklerine ve düşük bilişsel ve dil puanlarına kadar değişik şekillerde sonuçlar ortaya koyuyor.

WHO Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Yükselen üretim ve bertaraf hacimleriyle dünya, yakın tarihli bir uluslararası e-atık tsunamisi ile karşı karşıya.” dedi. Ghebreyesus, “Dünya, denizleri ve ekosistemlerini plastik ve mikroplastik kirlilikten korumak için nasıl bir araya geldiyse, en değerli kaynağımız olan çocuklarımızın sağlığını büyüyen e-atık tehdidinden korumak için de bir araya gelmeliyiz.” şeklinde konuşarak tüm dünyaya mesaj verdi.

E-ATIKLAR KONUSUNDA AFRİKA ÇOK GERİDE

Avrupa ve Amerika kıtalarından her yıl milyonlarca ton e-atık yasadışı yollardan Afrika kıtasına gönderilmekte. 54 Afrika ülkesinden 34’ü plastik kullanımını yasaklayan yasalar çıkarmış olsa da mevzuat, e-atık için daha az kısıtlayıcı. Afrika’da, e-atıkların geri kazanılmasına yatırım yapan az sayıdaki ülkeden biri Mısır. Kahire’de e-atıkları geri dönüştüren dört şirket var. Zambiya, Nijerya, Kamerun ve Gana’da da girişimler ortaya çıkmakta. Batı Afrika ülkesi Gana, yakında bir e-atık geri dönüşüm merkezine sahip olacak. Gana ayrıca 2015 yılından bu yana başkent Accra’da Sürdürülebilir Geri Dönüşüm Endüstrileri Projesi’ni (SRI) geliştiriyor. 2019’da başlatılan projenin ikinci aşaması, altyapı ve insan kaynakları açısından e-atık işleme için ulusal kapasite oluşturmayı hedefliyor. Projenin bu kısmı 2023 yılında tamamlanacak.

The post Who’dan E-Atık Durumu appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

Dünya genelinde 27 ülkede yapılan yeni bir araştırma, kullanılmayan ve evin bir köşesinde tozlanmaya bırakılmış telefonların büyüklüğünü ortaya koydu. Buna göre kullanılamayan akıllı telefonlar, 58 adet Boeing uçağının ağırlığından fazlasına denk geliyor.

Modern dönemin en büyük sorunların- dan bir tanesi olarak görülen tüketim çılgınlığı, pek tabii akıllı telefon dünyasında da kendisini gösteriyor. Her sene üretici şirketler tarafından birçok yeni akıllı telefon modeli çıkartılıyor. Tabii bu tür “hızlı tüketimler” çeşitli sorunları da beraberinde getiriyor.

reBuy tarafından 27 ülkede gerçekleştirilen araştırmaya göre insanlar, eski telefonlarını ellerinden çıkarma konusunda çok fazla çaba sarf etmiyorlar. Özellikle İsveç, 27 ülke arasında bu konuda lider konumda bulunuyor. Araştırmaya göre İsveç’te kişi başına kullanılmayan telefon sayısı ortalama 1,31.

Tabii “Kullanılmayan telefon evin bir köşesinde dursun ne olacak?” diye düşünüyor olabilirsiniz. Ancak çalışmaya göre 27 ülkedeki kullanılmayan ve evin bir köşesinde duran telefonlar altın, gümüş, paladyum ve bakır gibi 2,2 milyar dolar değerinde değerli metali içerisinde bulunduruyor.

Bu 27 ülke arasında kullanılan telefonların satılması ya da hediye edilmesi konusunda liderlik %49 ile Danimarka’da bulunuyor. Bu kuzey ülkesini %41 ile Fransa ve Polonya takip ediyor. Araştırmaya göre bu 27 ülkenin oluşturduğu elektronik atıklar 23 bin 964 tona denk geliyor. Bu da yukarıda söylediğimiz gibi 58 adet Boeing 747-8 uçağına ya da her biri 173 ton olan 138 mavi balinanın ağırlığına eşit.

The post 58 Boeing Ağırlığında appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

Kuruluşların verilerini güvenli bir şekilde silmelerine ve mevcut verileri güvende tutmalarına yardımcı olan Finlandiya merkezli Blancco, COVID-19 salgınının elektronik hurda üzerindeki etkilerini gösteren yeni raporu The Rising Tide of E- Waste’ı yayınladı.

Blancco, e-atık üzerine kurumsal bakış açılarını keşfetmek için araştırmada Coleman Parkes ile ortaklık kurdu. Çalışma, COVID-19 salgınının yarattığı hem e-atık hem de sürdürülebilirlik alanlarındaki zorluklara ve fırsatlara dikkat çekildi.

Blancco, yaptığı araştırmaya göre 2019 yılında 53 milyon metrik tondan fazla e-atık üretildiğini belirtiyor. Pandemi sırasında çalışanların uzaktan çalışmaya geçişini kolaylaştırmak için yeni teknolojinin satın alınması, işletmelerin sahip oldukları cihazların hacimlerini ve nihayetinde üzerlerinde bulunan veri miktarını artırdıkça hem veri güvenliğini hem de e-atık korkularını artırdı.

Ankete katılanların yüzde 75’inin, geleneksel ofislerden ev ofis ortamlarına geçişle başa çıkmak için yepyeni cihazlar satın aldığını gösterdi. Katılanların yüzde 78’inin, “COVID-19 teknolojiye gereksiz kısa vadeli yatırımlara neden oldu. Yani çok çeşitli cihazlarda depolanan veriler bizi risk altında bırakacak” ifadesine katıldığını açıkladı. Bu, karar vericilerin güvenlik risklerinin farkında olduğunu gösteriyor.

İşletmeler, uzaktan çalışmaya geçişin ardından kaçınılmaz olarak zorluklarla karşılaşacak. Ancak yeni cihazlar nihayetinde kullanımdan kaldırıldığında uygun veri temizleme yöntemlerinin kullanılmasının önemi bir zorunluluk olmaya devam ediyor ve devam edecek. Rapordaki temel küresel bulgular şöyle:

İşletmelerin yüzde 92’si, COVID-19 salgını boyunca iş gücünü donatmak için kullanılan tüm cihazların uygun şekilde depolanması ve imha edilmesi konusunda profesyonel destek alınmasından yana. İşletmelerin yüzde 47’si e-atık politikalarını en iyi nasıl iletecekleri konusunda kararsız. İşletmelerin yüzde 35’i, çevre için daha iyi görüldüğü için kuruluşlarının, kullanım ömrü dolan ekipmanlarda fiziksel imha gerçekleştirdiğini söyledi.

Artık uzaktan çalışma için gerekli olmadığında yeni satın aldıkları cihazlara ne olacağı sorulduğunda, işletmelerin yüzde 28’i, dizüstü bilgisayarların yeniden satılmak üzere silineceğini söyledi. Yüzde 27’si ise, şirket içerinde farklı departmanlarda yeniden kullanılmak üzere silineceğini açıkladı.

The post Pandemide E-Atık Arttı appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.