EU - Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi https://geridonusumekonomisi.com.tr/etiket/eu Geri Dönüşüm Portalı Tue, 07 May 2024 13:04:41 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3 https://i0.wp.com/geridonusumekonomisi.com.tr/wp-content/uploads/2019/10/gd_ikon.png?fit=32%2C32&ssl=1 EU - Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi https://geridonusumekonomisi.com.tr/etiket/eu 32 32 161676614 AB’NİN ATIK VE GERİ DÖNÜŞÜM KARNESİ https://geridonusumekonomisi.com.tr/abnin-atik-ve-geri-donusum-karnesi.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/abnin-atik-ve-geri-donusum-karnesi.html#respond Tue, 07 May 2024 13:04:36 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=5459 Avrupa tamamen döngüsel bir ekonomiyi hedeflerken ülkeler atık yönetimi konusunda ne durumda? Avrupa’da kişi başına ne kadar atık üretiliyor ve geri dönüştürülüyor? Hangi Avrupa ülkeleri en çok geri dönüşüm sağlıyor? Ortalama bir AB vatandaşı 2020’de 4,8 ton atık üretti ancak bunun yalnızca yüzde 38’i geri dönüştürüldü. Bazı üye ülkelerde evsel atıkların yüzde 60’ından fazlası hâlâ çöp depolama alanlarına gidiyor.  2020 […]

The post AB’NİN ATIK VE GERİ DÖNÜŞÜM KARNESİ appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Avrupa tamamen döngüsel bir ekonomiyi hedeflerken ülkeler atık yönetimi konusunda ne durumda? Avrupa’da kişi başına ne kadar atık üretiliyor ve geri dönüştürülüyor? Hangi Avrupa ülkeleri en çok geri dönüşüm sağlıyor? Ortalama bir AB vatandaşı 2020’de 4,8 ton atık üretti ancak bunun yalnızca yüzde 38’i geri dönüştürüldü. Bazı üye ülkelerde evsel atıkların yüzde 60’ından fazlası hâlâ çöp depolama alanlarına gidiyor. 

2020 yılında AB’de tüm ekonomik faaliyetler ve hane halkı tarafından üretilen toplam atık 2.154 milyon mt olarak gerçekleşti. Yani kişi başı 4.815 kg. Haneler bu çöp toplamının yüzde 9,4’ünü oluşturdu. İnşaat (%37,5) ile madencilik ve taş ocakçılığı (%23,4) üretilen atıklardan büyük oranda sorumlu olup, AB’deki toplam atığın %60’ından fazlasını oluşturmakta. 

Atık ve su hizmetleri yüzde 10,8, imalat yüzde 10,6 oranına sahip.

ALMANYA VE FRANSA, AB ATIKLARININ ÜÇTE BİRİNİ OLUŞTURUYOR

AB’de üretilen toplam atık miktarına en fazla katkıyı Almanya (401 milyon ton) ve Fransa (310 milyon ton) sağladı. 2020 yılı itibarıyla bu iki ülke AB’nin atıklarının üçte birinden (sırasıyla yüzde 19 ve yüzde 14) sorumluydu. Bloğun eski üyesi Birleşik Krallık (282 milyon ton), üçüncü en yüksek atık miktarını üreten ülke olurken onu İtalya (175 milyon ton) ve Polonya (170 milyon ton ) takip ediyor.

Madencilik atıkları AB’deki en büyük atık akışlarından biri olduğundan, bunun hariç tutulması, AB’nin resmi istatistik ofisi Eurostat’a göre ülkeleri daha kolay karşılaştırmayı sağlıyor. 2020 yılında AB’de kişi başı 4,8 tona eşdeğer atık üretildi. Bu rakamın 3.080 kg’ı büyük maden atıklarından, 1.735 kg’ı ise diğer kaynaklardan gelen atıklardan oluşuyor. Başka bir deyişle, AB’deki atıkların yüzde 64’ü, atık kaya ve atıklar (cevherden arta kalan malzeme) dahil olmak üzere madencilikten kaynaklanmakta.

Son rakamlara göre, AB üyesi ülkelerde kişi başına oluşan atık Hırvatistan’da 1,5 ton ile Finlandiya’da 21 ton arasında değişiyor. Finlandiya’yı 16,8 tonla Bulgaristan ve 14,7 tonla İsveç izledi. Almanya ve Fransa’daki rakamlar AB ortalaması olan 4,8 tona oldukça yakındı.

FILE PHOTO: A man throws a garbage bag at a full rubbish bin, in Rome, Italy June 25, 2021. REUTERS/Yara Nardi/File Photo

GERİ KAZANIM MI YOKSA BERTARAF MI?

2020 yılında AB’de 1.971 milyon ton atık geri kazanıldı ya da bertaraf edildi. 

Eurostat, arıtılan atıkların yüzde 39,9’unun geri dönüştürüldüğünü, yüzde 12’sinin geri doldurulduğunu ve enerji geri kazanımının payının yüzde 6,5 olduğunu buldu.

AB’de atık arıtmanın payı 2004’te yüzde 45,9’dan 2020’de yüzde 59,1’e yükseldi. Bertarafın payı ise aynı dönemde yüzde 54,1’den yüzde 40,9’a düştü. 2020 yılında AB’de toplam atık arıtımında geri dönüşümün payı yüzde 39,9 oldu. Geri dönüşüm oranı Romanya’da yüzde 5,2’den İtalya’da yüzde 83,2’ye kadar önemli ölçüde değişiklik gösterdi.

En yüksek atık miktarı açısından önde gelen iki ülke olan Fransa (yüzde 54,2) ve Almanya’da (yüzde 44) geri dönüşüm oranı AB ortalamasının üzerinde gerçekleşti.

Toplam atık işlemede geri dönüşümün payı, kişi başına üretilen atığın tüm AB üye ülkeleri arasında en yüksek olduğu Finlandiya’da oldukça düşüktü (%9,5). Bu rakam komşu İsveç’te de düşüktü (%11,9). Eurostat veri seti Birleşik Krallık’ı içermiyor ancak Ulusal İstatistik Ofisi’ne göre 2018 yılında Birleşik Krallık’ta “geri dönüşüm ve diğer geri kazanımların” payı yüzde 50,4 oldu.

AVRUPA ÜLKELERİNİN GERİ DÖNÜŞÜM KAYITLARI NEDEN BU KADAR FARKLI?

Geri dönüşümün payındaki büyük farkın ana nedeni, atık üreten ekonomik faaliyetlerle ilgilidir.

2020 yılında madencilik ve taş ocakçılığının toplam atık içindeki payı Finlandiya’da yüzde 75, İsveç’te yüzde 77 ve Romanya’da yüzde 84 oldu. Piller ve diğer ürünler için kullanılan AB’nin bilinen en büyük mineral rezervlerinden bazıları, diğerlerinin yanı sıra nikel, çinko, lityum, kobalt ve altın üreten yaklaşık 40 faal madenin bulunduğu Finlandiya’da bulunmakta.

AB’DE BELEDİYE ATIKLARININ YARISI GERİ DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR

AB’deki toplam atığın yalnızca yüzde 9,4’ünü hane halkı üretti. Belediye atık istatistikleri ev ve ofis atıklarının yanı sıra ev atıklarının bileşimi hakkında fikir veriyor.

2021 yılında AB’de belediye atıklarının neredeyse yarısı (yüzde 49,6) geri dönüştürüldü.

Almanya, belediye atıklarında en yüksek geri dönüşüm oranına sahip ülke.

2021’de bu çöp akışının geri dönüşüm oranı Romanya’da yüzde 11,3’ten Almanya’da yüzde 71,1’e kadar değişti. Almanya’nın yanı sıra diğer altı AB ülkesinde de AB ortalamasından daha yüksek geri dönüşüm oranları vardı: Avusturya, Slovenya, Hollanda, Lüksemburg , Belçika ve İtalya.

Fransa, İngiltere ve İskandinav ülkeleri ortalamanın altında geri dönüşüm oranlarına sahip.

Belediye atıklarının geri dönüşüm oranı Fransa’da yüzde 45,1 ve Birleşik Krallık’ta yüzde 44,1 idi. (2018 verileri) Dikkat çekici bir şekilde, bu rakam dört İskandinav ülkesinde AB ortalamasından daha düşüktü: İsveç (39,5), Norveç (yüzde 38,2), Finlandiya (yüzde 37,1) ve Danimarka (yüzde 34,3)

NORVEÇ VE DANİMARKA’DA GERİ DÖNÜŞÜM ORANLARI DÜŞTÜ

AB’de 2001 ile 2021 yılları arasında belediye atıklarının geri dönüşüm oranı yüzde 21 arttı. 

Ancak Avrupa Çevre Ajansı (AÇA), son yıllarda ilerleme hızının yavaşladığı konusunda uyarıyor. Slovenya yüzde 57 ile son yirmi yılda geri dönüşüm oranında en yüksek artışı yaşadı. Çoğu AB ülkesi bu dönemde belediye atıklarının geri dönüşüm oranlarını önemli ölçüde artırdı.  Ancak oranlar Norveç’te yüzde 6, Danimarka’da yüzde 2 ve Avusturya’da yüzde 1 düştü. AÇA’ya göre, geri dönüşüm açısından daha iyi performans gösteren ülkeler, geri dönüşüm oranları daha düşük olanlara kıyasla daha geniş kapsamlı önlemlere sahip.

Bunlar arasında biyolojik olarak parçalanabilen atıklara veya ön işlemden geçirilmemiş belediye atıklarına yönelik depolama yasakları ve başta biyolojik atıklar olmak üzere belediye atık türlerinin zorunlu olarak ayrı toplanması yer alıyor.  Önde gelen ülkelerde ayrıca, geri dönüşümü güçlü bir şekilde teşvik eden atık depolama, yakma vergileri ve atık toplama ücretleri gibi ekonomik araçlar da bulunmakta.

AÇA ayrıca, ulusal atık yönetimi mevzuatının etkili bir şekilde uygulamaya konulmasının yanı sıra, yüksek düzeydeki ulusal çevre bilincinin de yüksek geri dönüşüm oranlarına katkıda bulunduğunu tespit etti.

AB ATIKLARININ BİR KISMINI DA İHRAÇ EDİYOR

2021 yılında AB’den AB üyesi olmayan ülkelere atık ihracatı, 2004’ten bu yana yüzde 77 artışla 33 milyon tona ulaştı.  AB üyesi olmayan ülkelerden atık ithalatı bu dönemde yüzde 11 artarak 2021’de 19,7 milyon tona ulaştı. Türkiye, 2021’de toplam ihracatın neredeyse yarısına (yüzde 45) karşılık gelen yaklaşık 14,7 milyon tonluk hacimle AB’den ihraç edilen atıkların en büyük varış noktası oldu. Bu miktar 2004 yılındakinin üç katından fazlaydı.

Hollanda, AB üyesi olmayan ülkelere 6,4 milyon ton atık ihraç ederken onu Belçika (4,3 milyon ton) ve Almanya (3,5 milyon ton) takip etti.

Hollanda plastik atıklar için en büyük transit limanına sahip. Hollandalı yardım kuruluşu Plastic Soup Foundation’a göre, İngiltere’nin Hollanda’ya atık ihracatı 2020 ile 2021 arasında yüzde 60’tan fazla arttı. Aynı dönemde, Hollanda’nın Latin Amerika, Asya ve Afrika’ya plastik ihracatı iki kattan fazla arttı; bu da yeşil kampanyacıların Hollandalı aracılar tarafından yurt dışına atılan atıklara karşı çıkmasına yol açtı.

The post AB’NİN ATIK VE GERİ DÖNÜŞÜM KARNESİ appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/abnin-atik-ve-geri-donusum-karnesi.html/feed 0 5459
AVRUPA YEŞİL DÜZEN BELGESİ YAYIMLANDI: “ALDIĞINDAN FAZLASINI VEREN, YENİ BİR BÜYÜME STRATEJİSİ https://geridonusumekonomisi.com.tr/avrupa-yesil-duzen-belgesi-yayimlandi-aldigindan-fazlasini-veren-yeni-bir-buyume-stratejisi.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/avrupa-yesil-duzen-belgesi-yayimlandi-aldigindan-fazlasini-veren-yeni-bir-buyume-stratejisi.html#respond Mon, 09 Mar 2020 13:53:06 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=1563 Avrupa Komisyonu, birlik ekonomisini kökünden değiştirebilecek Avrupa Yeşil Düzen Belgesi'ni yayımladı. Avrupa Yeşil Düzeni (European Green Deal), Ekim 2020’de kabul edilmesi beklenen iklim yasası ile birlikte, AB’nin doğal sermayesini korumayı, artırmayı ve vatandaşlarını çevre kaynaklı risklerden korumayı hedefliyor. Bu dönüşümün katılımcı ve adil olması gerektiği de metinde vurgulanıyor.

The post AVRUPA YEŞİL DÜZEN BELGESİ YAYIMLANDI: “ALDIĞINDAN FAZLASINI VEREN, YENİ BİR BÜYÜME STRATEJİSİ appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Avrupa Komisyonu, birlik ekonomisini kökünden değiştirebilecek Avrupa Yeşil Düzen Belgesi’ni yayımladı. Avrupa Yeşil Düzeni (European Green Deal), Ekim 2020’de kabul edilmesi beklenen iklim yasası ile birlikte, AB’nin doğal sermayesini korumayı, artırmayı ve vatandaşlarını çevre kaynaklı risklerden korumayı hedefliyor. Bu dönüşümün katılımcı ve adil olması gerektiği de metinde vurgulanıyor.

Avrupa Komisyonu, Avrupa Yeşil Düzen Belgesi’ni yayımladı. Belgeye göre Komisyon, seçilen sektörlerde, ihracatla oluşan karbon sızıntısını azaltmak için “Karbon Sınır Düzenleme Mekanizması” önerecek ve emisyonların 1990 seviyelerine kıyasla 2030’a kadar en az %50 ila %55 arasında azaltılmasını sağlayacak.

METİN NELER İÇERİYOR?

Metinde, AB’nin güçlü olduğu yönlerinden yararlanarak, iklim ve çevre uygulamalarında, tüketici koruma ve işçi haklarında dünyada öncü olabileceğinin üzerinde duruyor. Büyük kamu yatırımlarının ve özel sermayenin doğrudan iklim ve çevre eylemlerine aktarılmasına ihtiyaç duyulurken, sürdürülebilir olmayan eylemlerden kaçınılması gerektiği de vurgulanıyor. Avrupa Yeşil Düzeni her sektörde gereken dönüşümü hızlandırmayı hedefliyor.

Metin; AB’nin, tutarlı ve sürdürülebilir bir finansal sistemin inşa edilmesi yönündeki uluslararası çabalara önayak olacağının altını çiziyor. Yeşil Düzen’in iddialı çevre hedeflerinin sadece Avrupa tarafından sağlanamayacağı metinde birçok kez ifade ediliyor. İklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybı, ulus ötesi ve küresel bir sorun. AB, finansal kaynaklarını, uzmanlığını ve etkisini sürdürülebilirlik yolunda diğer ülkeleri harekete geçirmek adına kullanacak.

Yeşil Düzen’in, AB’nin 2030 hedeflerinin, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın (SDG) ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in politik prensiplerinin, Komisyon tarafından uygulanması yönündeki stratejilerinin ayrılmaz bir parçası olduğu belirtiliyor.

Metin, Yeşil Düzen’in barındırdığı anahtar politika ve uygulamaları ortaya koyuyor. Metne göre Yeşil Düzen’e geçiş sürecinde yer alan unsurlar arasında ekosistemlerin ve biyoçeşitliliğin korunması ve iyileştirilmesi; adil, sağlıklı ve çevreci bir beslenme sistemi, kimseyi arkada bırakmamayı kapsayan Adil Geçiş süreci, Adil Geçiş için finansman sağlanması, döngüsel ve temiz bir ekonomi için endüstrinin harekete geçirilmesi, AB’nin 2030 ve 2050 iklim hedeflerinin artırılması ile temiz ve ulaşılabilir enerji sağlanması bulunuyor.

AB İKLİM YASASI’NA KAVUŞUYOR

Avrupa Komisyonu Avrupa’nın ilk “İklim Yasası”nı Mart 2020’ye kadar sunacak. Bu yasa Avrupa’nın 2050’de iklim nötr olma hedefini kanun nezdinde taçlandıracak.

Metin, AB’nin halihazırda, iklim nötr olma hedefi ile birlikte, ekonomisini modernize ettiğini ve dönüştürdüğünü belirtiyor. AB, 1990 ve 2018 yılları arasında emisyonlarını %23 oranında azaltırken ekonomisini ise %61 oranında büyüttü. Ancak halihazırdaki politikalar 2050’ye kadar emisyonları sadece %60 oranında azaltabilir. Komisyon, AB emisyonlarını 1990 seviyelerine kıyasla 2030’a kadar en az %50 ile %55 arasında azaltma hedefini 2020’de sunacağı etki değerlendirmesi planında açıklayacak.

Komisyon, Haziran 2021 tarihine kadar, bu ek emisyon azaltım planlarını gözden geçirecek, iklim bağlantılı tüm politika enstrümanlarında düzeltilmesini gerekli gördüğü yerleri belirtecek.

Bu düzeltmeler, Avrupa emisyon ticaretinin yeni sektörlere olası bir şekilde yönlendirilmesi de dahil olmak üzere, Emisyon Ticaret Sistemi, Üye Devletlerin Emisyon Ticareti Sistemi dışındaki sektörlerdeki emisyonların azaltılması ve arazi kullanımı, arazi kullanımı değişikliği ve ormancılık ile ilgili düzenlemeleri içerecek.

Metin, bu politikaların etkili bir karbon fiyatlandırması belirlenmesine yardımcı olacağını belirtiyor. Böyle bir desteğin,
tüketici ve şirketlerin davranışlarında değişimi teşvik edeceği, sürdürülebilir kamusal ve özel yatırımların artışını kolaylaştıracağı ifade ediliyor. Farklı fiyatlandırma enstrümanları birbirini tamamlamalı ve birlikte uyumlu bir politika çerçevesi sağlamalı. Vergilendirmenin de iklim hedefleriyle uyumlu olması kritik öneme sahip. Komisyon, Enerji Vergilendirmesi Direktifi’nin yeniden gözden geçirilmesi için de teklif sunacak.

Metin, diğer uluslararası ortakların AB ile aynı hedeflere sahip olmadığı sürece karbon sızıntısı riski olduğunu belirtiyor. Metne göre bu sızıntı, üretimin AB’den emisyon azaltma hedeflerinin düşük olduğu diğer ülkelere aktarılmasından ya da AB ürünlerinin daha fazla karbon yoğun ithalat ürünleri ile değiştirilmesinden kaynaklanacak.

HEDEFLERİNİ ARTIRAN KÂRDA, ARTIRMAYAN ZARARDA

Diğer ülkeler, AB’nin artırılmış hedeflerini göz önüne alıp kendi hedeflerini artırmazsa ve hedefler arasında seviye farklıkları devam ederse, Komisyon seçilen sektörlerde karbon sızıntısını azaltmak için bir “Karbon Sınır Düzenleme Mekanizması” önerecek. AB, bu vergi mekanizması ile, ticari partnerlerini de emisyon azaltımına yönlendirmeyi planlıyor. Böyle bir vergi, AB ile ticarette düşük emisyonlu ülkeleri, yüksek emisyonlu ülkelere göre daha avantajlı bir konuma getirebilir. Bu önlem, Dünya Ticaret Örgütü’nün ve AB’nin diğer uluslararası kuralları ile uyumlu olarak tasarlanacak. Önlem ayrıca, AB’nin Emisyon Ticaret Sistemi’ndeki karbon sızıntısı riskini önlemeyi işaret eden önemlere de bir alternatif olacak.

Komisyon aynı zamanda, AB’nin iklim değişikliğine uyumu ile ilgili yeni ve daha iddialı bir strateji ortaya koyacak. Strateji, iklim değişikliğini azaltma çabalarına rağmen, iklim krizinin Avrupa’ya verdiği büyük zararlar nedeniyle önemli.

Metin, enerji sisteminin dekarbonizasyonunun 2030 ve 2050 iklim hedeflerine ulaşmak açısından oldukça kritik olduğunu vurguluyor. Ekonomideki sektörler için enerji üretimi ve kullanımı, AB’nin emisyonlarının %75’inden sorumlu. Çalışma, enerji sektörünün yenilenebilir enerji üzerine kurulması, kömürden ise aşamalı bir şekilde vazgeçilmesi gerektiğini söylüyor. Bunu yaparken de AB’nin enerji arzının güvence altına alınması ve tüketiciler ve şirketler için uygun maliyetli olması lazım. Üye ülkeler, 2019’un sonunda gözden geçirilmiş enerji ve iklim planlarını da bu kapsamda sunacaklar. Bu planlar, AB’nin geniş hedeflerini destekleyecek iddiada olmak zorunda. Komisyon bu planları da denetleyecek. Bu, 2030 için artırılmış iklim hedefleri sürecini de destekleyecek. Üye Devletler 2023 yılında ulusal enerji ve iklim planlarını güncellediklerinde yeni iklim hedeflerini ortaya koymalılar.

ENDÜSTRİYİ TEMİZ VE DÖNGÜSEL EKONOMİ İÇİN HAREKETE GEÇİRME

1970 ila 2017 yılları arasında küresel yıllık doğal kaynak çıkarma oranı üçe katlandı
ve aynı şekilde artmaya devam ediyor. Seragazı salınımlarının yaklaşık yarısı doğal kaynak çıkarılması, yakıt, gıda ve materyallerin işlenmesi sonucu ortaya çıkıyor. Bu sebeple iklim nötrlüğe ve döngüsel bir ekonomiye ulaşmanın endüstride tam anlamıyla bir seferberlik gerektirdiğinin, endüstriyel sektörlerin ve bütün değer zincirlerinin dönüşmesinin 25 yıl süreceği belirtiliyor. 2050 yılında bu dönüşümün tamamlanması için önümüzdeki beş yıl içerisinde kararlar verilmesi ve harekete geçilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Metin, bu dönüşümün sürdürülebilir ve iş yoğun ekonomik aktiviteleri artırmak adına bir fırsat olduğunu söylüyor. Döngüsel ekonomi aynı zamanda yeni iş kolları da yaratacak. Avrupa Yeşil Düzeni’nin, henüz yavaş ilerlemekte olan bu dönüşümün hızlanmasına ve daha katılımcı olmasına önayak olacağı belirtiliyor.

Avrupa Komisyonu, Mart 2020’de yeşil dönüşüm ve Yeşil Düzen kapsamındaki hedeflere ulaşılmasında anahtar bir role sahip dijital dönüşüme vurgu yapmak adına, AB endüstriyel stratejisini belirleyecek. Ayrıca, enerji yoğun olan çelik, kimya ve çimento gibi sektörlerin karbonsuzlaştırılması ve modernize edilmesinin oldukça önemli olduğu vurgulanıyor.

Komisyon’un 2018 plastik stratejisine yoğunlaşarak tekstil sektörü ve lastiklerin aşınması sonucu ortaya çıkan mikroplastiklere karşı mücadele edeceği belirtiliyor. Komisyon’un 2030 itibarıyla her türlü ambalaj ve paketlemenin biyolojik olarak çözünür ve bitki bazlı plastik yoluyla sağlanması yönünde uygulamalar yaratacağı ve tek kullanımlık plastiklere yaptırımlar getireceği vurgulanıyor.

The post AVRUPA YEŞİL DÜZEN BELGESİ YAYIMLANDI: “ALDIĞINDAN FAZLASINI VEREN, YENİ BİR BÜYÜME STRATEJİSİ appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/avrupa-yesil-duzen-belgesi-yayimlandi-aldigindan-fazlasini-veren-yeni-bir-buyume-stratejisi.html/feed 0 1563