KÂĞIT SANAYİİNDE ENDİŞELİ BEKLEYİŞ

8 Kasım 2019

2023 yatırım hedefi 6 milyon ton üretim kapasitesine ulaşmak olan Türkiye Kâğıt Geri Dönüşüm Sanayii, yatırımlarını durdurmakla karşı karşıya. Ülkede toplanan 3,2 milyon ton atık kâğıt, sektöre ham madde olarak yetmiyor. Eksik olan atık kâğıt ihtiyacını ithalatla karşılayan kâğıt sanayicisi, atık kâğıt ithalatına ek bir vergi gelmesinden büyük endişe duyuyor. Kâğıt sanayiinin içinde bulunduğu ekonomik durumu daha açık ifade etmek adına Atık Kâğıt Geridönüşüm Sanayicileri Derneği (AGED) 8 Kasım’da Hilton Otel’de basınla bir araya geldi.

Toplantıda yatırımlarını ihracat yapmak üzere kuran bir sektör olduklarını söyleyen AGED Başkanı Mustafa Saral, “Biz yatırımlarımızı ve gelecek planlamalarımızı tamamen ihracat odaklı yürütüyoruz. 2023 hedefimiz 6 milyon ton üretim kapasitesine ulaşmaktır. Bugün 900 bin ton olan mamul ihracatımız, 2023’te 2,3 milyon tona ulaşacaktır,” dedi.

Kâğıt sanayii 1 TL ek vergiyi bile kaldıramaz

Saral, “Kâğıt sanayicileri olarak şu an dünyadaki en pahalı atık kâğıt fiyatları ile üretim yapmakta zorlanıyoruz. Ayrıca, son yıllardaki kur artışları yanında enerji, işçilik ve diğer maliyetlerimiz katlanarak arttı. Bütün bunların üzerine, ithal ettiğimiz atık kâğıda 1 TL’lik ek bir vergi gelmesi, bizi durma noktasına getirir. Dünyada yaşanan ekonomik daralma, satışları düşürmüşken sektör bunu kaldıramaz,” dedi. Ek verginin gelmesi halinde maliyetlerin artacağını söyleyen Saral, ‘’Maliyetimizi karşılamak zorunda kalacağız ve tasarruf edeceğiz. Edeceğimiz yer de ham maddemiz olacak. Bu durumun sektöre olumlu yansıma gibi bir olasılığı yok. Bizim ihracat şansımız kaybolacaktır, bıçak sırtı bir yerdeyiz,” diye konuştu.

Dünyadaki en pahalı ham maddeyi kullanıyoruz

Avrupa’da üretim yapan bir kâğıt fabrikasının ton başı maliyeti 35 Euro iken, Türkiye’de bu tutarın 100 Euro’nun üzerine olduğunu ifade eden Saral, “Bugün üretim yapmamız için bize gereken atık kâğıt tonajı 4,2 milyon tondur. Biz bunun ancak 3,2 milyon tonunu ülke içinden temin edebiliyoruz. Üretime ve yatırıma devam etmemiz için ek 1 milyon ton ham maddeyi ithal ediyoruz,” dedi.

Atık kâğıt çöp değildir

Çöp ithalatı haberlerinin kesinlikle kâğıt sanayii ile ilgili olmadığını vurgulayan Saral, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya plastik kirliğini, okyanuslara dökülen plastik atıkları, bunların doğada yüzlerce yıl kaybolmadığını konuşuyor. Biz kâğıdız, sadece bizim ülkemizde atık kâğıt, atık plastikle aynı kefeye konuyor. Bu kabul edilemez bir durumdur. Kâğıt en doğa dostu ambalajdır. Siz hiç kâğıda sarılıp ölen bir balık ya da kaplumbağa resmi gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü yok. Bizim ithal ettiğimiz kâğıt yüzde 99 temiz kâğıt, yüzde 1’lik oran da dünyanın tolere ettiği orandır. Biz çöp işleyemeyiz, plastikten kâğıt yapamayız. Bunun için biz tamamen kâğıt ithal ediyoruz. Denetimlere de tamamen açığız.”

Ek vergi sorunları çözmez

Kangren olmuş bir hastaya ağrı kesici veremezsiniz diyen Saral, “Atık kâğıt ithalatına vergi getirilmesinin geri kazanım sistemine katkısı olacak mı? Sokak toplayıcıları, toplama ayrıştırma tesisleri ve geri dönüşüm sanayicileri bu vergiden olumlu yönde etkilenecek mi? Sıfır Atık Projesi’ne katkı sağlayacak mı? Dönüşebilen atıkların evlerden çöp alanlarına gitmesini engelleyecek mi? Dönüşebilen atık ithalatında istenmeyen maddelerin denetimini sağlayacak mı? Bunun cevabı kocaman bir HAYIR!” dedi.

Yatırımlar durur, kapasite düşer, işsizlik artar

“Peki, ek vergi ne getirecek? Kâğıt fabrikalarının maliyetlerini artıracak, ihracatımızı yapamaz hale getirecek ve işsizliği artıracak. Sorunları çözmek isteyen irade ne yapar? Gümrük denetimlerini artırır ve gelen atıkları fabrikalarda gidip kontrol eder. Ancak bu şekilde ülkeye giren atıkların kalitesi denetim altına alınır. Türkiye’ye tertemiz atık kâğıt ithal ediyoruz. Dileyen herkes haber bile vermeden gelsin fabrikalarda yerinde görsün.”

1 milyondan fazla insana istihdam sağlıyoruz

Türkiye’de, sokak toplayıcıları da dahil 1 milyondan fazla insanın kâğıt sektöründen ekmek yediğini hatırlatan Mustafa Saral sözlerine şöyle devam etti: “Yaptığımız üretimle her yıl 55 milyon ağacın kesilmesini önlüyoruz. Katma değeri düşük ham madde alıp işleyerek ihraç ediyoruz. 40 yılda dünyadaki önemli kâğıt üreticileri haline getirdiğimiz sektör, sonrası ve etkileri çok iyi hesaplanmayan bir ek vergiye kurban edilmemeli, istihdamı baltalamamalı.”

Biz olmazsak Sıfır Atık Projesi olmaz

Sıfır Atık Projesinin kendilerini umutlandırdığını ve en büyük ayaklarından biri olduklarının altını çizen Saral, Sıfır Atık Projesi kâğıt, cam, metal ve plastik gibi emtialardan katkı payı alacak ve bu katkı payı sayesinde biz de atık hammadde toplama oranlarımızı gelişmiş ülkeler gibi yüzde 80-85 civarına çekebileceğiz’’ dedi.  Kâğıt sanayii olmazsa Sıfır Atık Projesinin çökeceğini söyleyen Saral sözlerine, “Ek vergiden dolayı üretim yapamaz hale gelirsek toplanan atık kâğıtları nerede geri dönüştüreceksiniz? Atık kâğıdı ihraç edemezsiniz çünkü Avrupa ihtiyaç duyduğundan fazla atık kâğıdı topluyor, yani atık kâğıdınızı Avrupa’ya satamazsanız. Çin de alımları durdurdu. O vakit eldeki kâğıtları ne yapacaksınız? Sadece bunun için bile devlet kâğıt sanayiini desteklemelidir,” diyerek devam etti.

“Sokak toplayıcıları bu işin çok önemli bir parçası’’

Evlerden direkt atık toplayamadıkları ve sokak toplayıcılarının bu evsel atıkları çöplerden ayrıştırdıklarını belirten Mustafa Saral, sokak toplayıcıları sürecin çok önemli bir parçası, Türkiye’de bir yılda toplanan 3,2 milyon ton atık kâğıdın 700 bin ton kadarını sokak toplayıcıları topluyor. Onlar da bizim çalışanımız, biz olmazsak onların topladığı kâğıdı satabilecekleri bir yer yok. Avrupa’ya satamazlar. Avrupa bir ton atık kâğıda 200 lira verirken biz 300 liraya alıyoruz,” diye konuştu.