Analiz - Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi http://geridonusumekonomisi.com.tr/kategori/analiz Geri Dönüşüm Portalı Fri, 01 Mar 2024 12:03:49 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3 https://i0.wp.com/geridonusumekonomisi.com.tr/wp-content/uploads/2019/10/gd_ikon.png?fit=32%2C32&ssl=1 Analiz - Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi http://geridonusumekonomisi.com.tr/kategori/analiz 32 32 161676614 Arz Belirsizliği ABD’de Fiyatları Yükseltiyor https://geridonusumekonomisi.com.tr/arz-belirsizligi-abdde-fiyatlari-yukseltiyor.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/arz-belirsizligi-abdde-fiyatlari-yukseltiyor.html#respond Thu, 29 Feb 2024 13:38:32 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=5214 Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ikincil piyasalar yumuşak seyretmeye devam etse de ihracat talebi cesaret verici ve geri toparlanan fiyatlar fabrikaların arz konusunda tedirgin olmasına rağmen yükselişte. ABD ekonomisi zayıf kalmaya devam ediyor ve muhtemelen beklenenden daha kötü. Tüketiciler kesenin ağzını biraz gevşetip daha fazla harcama yaparken karton kutu içinde gelen maddi ürünler yerine seyahat gibi hizmetler […]

The post Arz Belirsizliği ABD’de Fiyatları Yükseltiyor appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ikincil piyasalar yumuşak seyretmeye devam etse de ihracat talebi cesaret verici ve geri toparlanan fiyatlar fabrikaların arz konusunda tedirgin olmasına rağmen yükselişte.

ABD ekonomisi zayıf kalmaya devam ediyor ve muhtemelen beklenenden daha kötü. Tüketiciler kesenin ağzını biraz gevşetip daha fazla harcama yaparken karton kutu içinde gelen maddi ürünler yerine seyahat gibi hizmetler satın alıyor. Yüz milyonlarca tüketiciyle katlanan bu değişim, kutu talebini yılın bu zamanı için normalden daha düşük tuttu. Sonuç olarak, çoğu analist 2023 yılında konteyner karton pazarının 2022’ye kıyasla üst üste ikinci yıl düşüş göstereceğini tahmin ediyor. Eski oluklu mukavva, ABD’deki atık kağıt toplamalarının %70’ini oluşturan en önemli sınıf olduğundan, bu durum atık kağıt üretiminin düşük kalmaya devam edeceği anlamına geliyor. Dolayısıyla, yukarıdakilere bağlı olarak, domino etkisi kağıt fabrikalarında kesintilerin devam etmesine neden oldu.

MANTIĞA AYKIRI MI?

Düşük geri kazanılmış elyaf üretimi (eski oluklu mukavva, karışık kağıt ve hatta SOP) ve bazı yeni girişimler nedeniyle, fabrikalar hala arzın mevcudiyeti konusunda endişeli. Yeterli geri dönüştürülmüş ham madde konusundaki belirsizlik, alıcılar arasında üretimin devamını sağlamak için stok oluşturma konusunda rekabet yaratıyor. Ayrıca, mevcut kesintilerin bir kısmı, ABD’de faaliyete geçen tüm yeni fabrikaların %100 geri dönüştürülmüş olması nedeniyle konteyner karton pazar payındaki değişimden kaynaklanıyor. Örneğin, %100 geri dönüştürülmüş elyaf kullanan bir fabrikanın bu yılın sonlarına doğru Kentucky’de üretime başlaması planlanıyor. Bu konum stratejik bir öneme sahip ve Orta Batı, Güneydoğu ve Güneybatı’daki arz/talep dinamiklerini değiştirebilir, çünkü tesis tüm bu bölgelerin arasında yer alıyor ve Tennessee’de yeniden faaliyete geçen Dormer tesisinin eski oluklu mukavva üzerindeki baskısını artırıyor. Geri kazanılmış elyaf stoklarının rekor seviyelerde olduğu söyleniyor.

DÜŞÜK ÜRETİM

Tüm tedarikçiler düşük üretim eğilimi bildiriyor ve arzdaki azalmanın bir yıl öncesine kıyasla %30’un üzerinde olabileceğine dair görüşler var. Bu makul olmayan bir düşüş gibi görünebilir ancak rapor edilen durum bu. Bir kaynak, tesislerin çalışmamasının neredeyse bir lütuf olduğunu, çünkü tüm tesisler tam kapasite çalışsaydı, talep üzerinde daha fazla baskı yaratacağını ve fiyatların daha da yükseleceğini söyledi.

Fiyatları yükselten bir diğer faktör de Asya pazarlarından gelen talebin artması. Düşük nakliye konteyneri ücretleri, düşük üretimle birleşince alıcıları batı yakası pazarlarından daha fazla mal göndermeye teşvik etti. İhracat açısından bakıldığında, alıcıların istedikleri tonları alabilmeleri için fiyatların her hafta ton başına birkaç dolar arttığını görüyoruz. Yani belki de ihracat talebi için tünelin ucunda biraz ışık vardır. Sonuçta, 2023’ün ilk yarısında ABD’nin geri kazanılmış elyaf ihracatı 2022’nin ilk yarısına kıyasla %15’ten fazla düştü ve 2022, 2021’e kıyasla ihracat hacmi açısından kötü bir yıl oldu. 2023’ün ikinci yarısında ihracat talebindeki bu toparlanmanın yılın ilk yarısındaki düşüşü silmesi pek olası değil, ancak darbeyi yumuşatacağı kesin.

SIRADA NE VAR?

Tüm bunlar şu soruyu akla getiriyor: Hazır kutu pazarı hala zayıfken, geri dönüşümlük kağıt nereye gidecek? Şirketlerin fabrikalarını doldurma baskısıyla birlikte kutulara olan talebin azalması, satış rekabetini artırdı. Kraftliner fiyatlarının en yüksek noktasından ton başına %10’dan fazla düştüğü ve geri dönüştürülmüş kraftliner’ın %20’den fazla düştüğü bildirildi. Bu maliyet düşüşü, durgun talep nedeniyle pazarlık güçleri artan büyük oluklu mukavva alıcıları için iyi bir haber.

En büyük bilinmeyen ve en çok beklenen faktör ise şu: Her zaman önemli olan dördüncü çeyrek tatil satış döneminde ekonomi nasıl olacak? 2023 yılı için şu ana kadar yapılan tahminler pek de iç açıcı değil.

CAZİP PAZAR: BİRLEŞİK KRALLIK

İstikrarlı son teslim fiyatlandırması, ucuz navlun ve güçlü dolar, İngiltere pazarını Uzak Doğulu alıcılar için oldukça cazip hale getirdi ve siparişler genel olarak istikrarlı seyrediyor. AB pazarı ise Uzak Doğu’dan çok farklı bir tablo çiziyor. Mamul mal siparişleri yok ve bu da fabrikaların mamul mal fiyatlarını aşağı çekmesine yol açıyor. Bu, fabrikaların geri kazanılmış elyaf veya kesim siparişleri ya da en kötü ihtimalle her ikisi için daha az ödeme yapmak istediği anlamına geliyor. Fabrikalar ayrıca tatil veya yıllık bakım için üretim dışı kalma süresini seçerek geri kazanılmış elyafa olan talebi yine düşürüyor. Satıcılar tarafından fazla malzeme tedarik edilmiyor veya üretilmiyor, bu da arz ve talep konusunun hala dengede olduğu anlamına geliyor.

Asıl soru, sektörün ne zaman toparlanmaya başlayacağı. Bu sorunun yanıtı belli değil ancak oldukça basit bir şekilde ekonomik bir yanıt olacak. Küresel ekonomi şu anda kötü bir durumda. Amerika’da bazı toparlanma belirtileri olabilir ancak şu anda bu durum büyük siparişlere dönüşmekten çok uzak. Şu anda kesin olan tek şey, her şeyin belirsiz olduğu.

GERI KAZANILMIŞ KAĞIT PIYASASI ANALIZINE KATKIDA BULUNANLAR:

– VIPA Yönetim Kurulu Üyesi Myles Cohen

– IWPP Genel Müdürü Chris Burton

The post Arz Belirsizliği ABD’de Fiyatları Yükseltiyor appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/arz-belirsizligi-abdde-fiyatlari-yukseltiyor.html/feed 0 5214
Türk Demir Ticareti İçin Zor Bir Dönemdi https://geridonusumekonomisi.com.tr/turk-demir-ticareti-icin-zor-bir-donemdi.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/turk-demir-ticareti-icin-zor-bir-donemdi.html#respond Thu, 29 Feb 2024 13:32:34 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=5210 S&P Global Commodity Insights’ın bir parçası olan Platt’ın verilerine göre, Türkiye’den ithal edilen demir hurdası fiyatları temmuz ayı boyunca devam eden düşüşün ardından ağustos ayı başında toparlanmaya başladı ve ay başında nakliye dahil ton başına 377,50 ABD Doları olan fiyatlar, 31 Temmuz’da 350,25 dolara geriledi. Türk üreticiler temmuz ayının büyük bölümünde hem ihracat hem de […]

The post Türk Demir Ticareti İçin Zor Bir Dönemdi appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Crane grab scrap

S&P Global Commodity Insights’ın bir parçası olan Platt’ın verilerine göre, Türkiye’den ithal edilen demir hurdası fiyatları temmuz ayı boyunca devam eden düşüşün ardından ağustos ayı başında toparlanmaya başladı ve ay başında nakliye dahil ton başına 377,50 ABD Doları olan fiyatlar, 31 Temmuz’da 350,25 dolara geriledi. Türk üreticiler temmuz ayının büyük bölümünde hem ihracat hem de iç piyasada nihai çelik satamama sıkıntısı yaşadı. Fiyatları düşürme fırsatını değerlendirdiler ve çok seyrek ithalat yaptılar. Platt, Türk üreticilerin yurtiçi satışları desteklemek için stoklarını yenileme ihtiyacı duyduğu 4 Ağustos’ta fiyatların 349,50 dolar ile dip yaptığını belirtiyor. Fiyatlar, fabrikaların stoklarını yenilemesi ve yurtiçi inşaat demiri satışlarının iyileşmesiyle 25 Ağustos’ta dolara yükseldi. Hurda fiyatlarının toparlanmasıyla birlikte, ihraç inşaat demiri ile ithal demir hurdası arasındaki Türkiye’ye özgü fark, iki ay boyunca son iki yılın en düşük seviyesinde seyretti ve 17 Ağustos’ta Mart 2021’den bu yana en dar fark olan 191,50 dolara geriledi. Hurdadan inşaat demirine dönüşüm maliyetlerinin ton başına yaklaşık 200 dolar olduğu göz önüne alındığında, Türk üreticiler küresel piyasalarda rekabet edebilmek için başa baş fiyatlarla inşaat demiri ihraç etmekte zorlandı.

FAİZ ARTIRIMI

24 Ağustos’ta Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, haziran ayında %38,2 olan ve temmuz ayında %47,8’e yükselen enflasyona karşı koymak için bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını, %17,5’ten %25’e yükseltti. Beklentilerin üzerinde açıklanan faiz artırımı, piyasada belirsizlik yarattı ve yakın vadeli duyarlılığı belirsizleştirdi. S&P Global Commodity Insights Yardımcı Editörü Abdi Salad, bu durumla ilgili olarak, ¨Üreticiler zaten kredi finansmanı konusunda sıkıntı yaşamaktaydı ve faiz oranlarındaki bu artış bunu daha da pahalı hale getirecek. Bu haberin piyasayı nasıl etkileyeceğini söylemek henüz zor.” açıklamasını yaptı.

29 Ağustos itibariyle, Londra Metal Borsası’nda Platts’ın fiziki spot piyasa fiyat değerlendirmesine göre takas edilen Türk demir hurdası türevleri için forward eğrisi Eylül-Kasım dönemi için büyük ölçüde yatay seyrederek tüccarların yakın vadede fiziki hurda fiyatlarına ilişkin belirsizliğini gözler önüne serdi.

ÇELIK RESESYONU

Eurofer’e göre Avrupa çelik piyasası 2023 yılında %3’lük bir düşüşle beklenenden daha derin bir durgunluk yaşayacak. Çelik üreticileri birliği, 2022’den kalan etkenlerin- yüksek enerji fiyatları, üretim maliyetleri, Ukrayna’daki savaş- belirsizliği beslemeye devam ettiğini söylüyor. 2024’te %6,2’lik daha güçlü bir toparlanma öngörülüyor, ancak bunun için genel endüstriyel görünümde daha elverişli koşullar gerekiyor. İthalat ise pazarda %22 ile tarihsel olarak yüksek bir paya sahip olmaya devam etmekte. Eurofer Genel Müdürü Axel Eggert, “AB, çeliğin kilit rol oynadığı karbonsuzlaştırma, döngüsellik ve stratejik özerklik hedeflerine ulaşmak için kritik bir dönemeçte bulunuyor.” dedi. Bu nedenle Avrupa yeşil çeliğinin desteklenmesi, AB’de yenilenebilir enerji, hidrojen ve temiz ekonominin benimsenmesi için çok önemli.

Bu arada Reuters, ArcelorMittal’in US Steel için talipler arasına katıldığını bildirdi. Ajans, “ArcelorMittal’in teklif vermesi halinde, Cleveland-Cliffs ve Esmark’ın 7 milyar ABD Dolarını aşan rakip tekliflerinin ardından US Steel için halihazırda devam etmekte olan teklif savaşının kızışması söz konusu olabilir.” dedi. “Bu birleşme, ArcelorMittal’in diğer pazarlara odaklanmak için 2020 yılında faaliyetlerinin çoğunu 1,4 milyar dolar karşılığında Cleveland-Cliffs’e satmasının ardından üretim üssü olarak ABD’den geri çekilmesini tersine çevirecektir. 29 Ocak’ta US Steel hissedarlara gönderdiği mektupta, yöneticilerin ‘birden fazla, güvenilir teklif sahibini’ incelediklerini belirtti.

KORUMALAR

Ağustos ayı sonunda ABD Ticaret Bakanlığı, Türkiye’den karbon ve alaşımlı çelik filmaşine yönelik telafi edici vergi kararına ilişkin nihai incelemesinin sonuçlarını açıkladı. Bakanlık, kararın iptal edilmesinin sübvansiyonların devam etmesine veya tekrarlanmasına yol açabileceğine karar verdi. Bakanlık nihai oranların Habaş için %3.88, İÇDAŞ için %3.81 ve diğer tüm Türk şirketleri için %3.85 olmasına karar verdi.

Bu arada Steel Orbis’e göre ağustos ayında Kırgızistan, Avrasya Ekonomik Birliği gümrük bölgesi dışındaki yerlere demirli metal ve hurda ihracatı yasağını altı ay daha uzattı. Yasaktan etkilenen ülkeler arasında Ermenistan, Belarus, Kazakistan ve Rusya bulunuyor. Hükümet bu tedbirin ülkenin kaynaklarını korumak ve iç piyasada istikrarı sağlamak amacıyla alındığını açıkladı.

ÇIKIŞ VERİLERİ

Temmuz ayında dünya çapında ham çelik üretimi, Temmuz 2022’ye kıyasla % 6’lık bir artışla 158.5 milyon ton (Mt) olarak gerçekleşti. Bu rakam, Dünya Çelik Birliği’ne (world-steel) rapor veren 63 ülkeden elde edilen en son aylık toplamdır. İlk 10 ülke arasında, Çin Temmuz 2023’te bir önceki yıla göre %11,5 artışla 90,8 Mt üretirken, Hindistan da %14,3 artışla 11,5 Mt Japonya %0,9 artışla 7,4 Mt; ABD 6,9 Mt (+%0,5); Rusya 6,3 Mt (+%5,0); Güney Kore 5,7 Mt (-%9,0); Almanya 3,3 Mt (-%9,0) üretti. 9; Amerika Birleşik Devletleri 6,9 Mt (+%0,5); Rusya 6,3 Mt (+%5,8); Güney Kore 5,7 Mt (-%9,0); Almanya 3,0 Mt (-%0,5); Türkiye 2,9 Mt (+%6,4); Brezilya 2,7 Mt (-%4,7) ve İran 2,0 Mt (-%1,5) üretti. Haziran ayı toplamı, Haziran 2022’ye kıyasla %0,1 düşüşle 158,8 milyon ton (Mt) oldu.

PAZARDA YAVAŞLAMA VAR

Uluslararası İnşaat Demiri İhracatçıları ve Üreticileri Birliği (Irepas) göre, küresel uzun çelik ürünleri pazarı giderek yavaşlıyor ve üreticiler üzerinde baskı oluşturuyor. Birlik, başta Cezayir, Mısır, BAE ve Suudi Arabistan olmak üzere yeni ihracatçıların pazarda ‘çok agresif’ tekliflerle rekabet ettiğini belirtiyor. Irepas’ın son kısa vadeli görünümü şu sonuca varıyor: ¨Önümüzdeki çeyrek için görünüm, demirli hurda tedarikçileri hariç, çoğunlukla istikrarsız ve memnun edici değil. ABD’deki işler, yavaş talep ve arz nedeniyle durgun görünüyor¨ Irepas, yassı çelik fiyatlarının hala baskı altında olduğunu ve yassı çeliklerin çoğunlukla yerel kaynaklardan tedarik edildiğini de sözlerine ekliyor. Demir hurdasına ilişkin Avrupa talebinin önümüzdeki çeyrekte daralması bekleniyor. Hurda talebi yavaşlıyor olsa da hurda tüccarları için nakit girişi azalıyor. Tedarik düşük ve bu durum geri dönüşümcüler üzerinde depolarına ve öğütücülere malzeme ulaştırma konusunda baskı oluşturuyor. Hurda fiyatları, tedarikçilerin çok daha organize olması nedeniyle hâlâ güçlü seyrediyor.

ÇİN KARBONU

Piyasadaki uzmanlara göre, Çin’in çelik endüstrisi 2025 yılına kadar ulusal karbon rejimine dahil edilebilir. Çin’de karbon ticareti iki yıldır uygulanıyor ancak şu anda sadece yerel enerji sektörünü kapsıyor. Çelik endüstrisi Çin’in karbon emisyonlarının yaklaşık %15’ini oluşturuyor. Kendisini Çin’in çevre sorunlarına ilişkin ortak bir anlayışı teşvik etmeye adanmış bağımsız, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olarak tanımlayan China Dialogue (Çin Diyaloğu), planın istikrarlı bir genişleme olduğunu söylüyor.

Yazarlar, AB’nin bazı ithal emisyon yoğun ürünlere karbon vergisi getirmeyi planlayan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının (CBAM), Çinli çelik üreticilerinin AB’ye ihracat yaparken karşılaşacakları ekstra maliyetler konusunda giderek daha fazla endişe duymalarına yol açtığına işaret ediyor. İç karbon piyasasının çeliği de kapsayacak şekilde genişletilmesinin uyum sağlamaya yardımcı olacağını söylüyorlar.

Çin Diyaloğu, “Son yıllarda devlet dairelerinin izlediği yöne ve sektör uzmanlarının görüşlerine bakılırsa, çelik endüstrisinde karbon tahsisatlarının tahsis edilmesine yönelik uygulama programının 14. Beş Yıllık Plan döneminin (2021-2025) sonuna doğru tamamlanması bekleniyor.” diyor. CBAM’ın yürürlüğe girmesinin Çin’in çelik ihracatı üzerinde net bir etkisi olacak ve dahası sektörün ulusal karbon piyasasına entegrasyonunu hızlandırarak yerel karbon fiyatlandırmasının eksikliğinden kaynaklanan ek karbon maliyetlerinden kaçınmasını sağlayabilir.

BALTIMORE SATIŞI

Sims Metals, ABD’nin kuzey doğusundaki en büyük metal geri dönüşüm şirketlerinden biri olan Baltimore Scrap’i satın aldı. Toplam satın alma paketi 177 milyon dolar olarak belirlendi. Baltimore Scrap’in Maryland, Virginia, Pennsylvania, New York ve Now Jersey’de yılda yaklaşık 600.000 ton satış hacmine sahip 17 tesisi bulunmakta. Faaliyetleri arasında dört öğütücü ve kapsamlı demiryolu, mavna ve liman altyapısı bulunuyor. Sims, işletmenin hem büyüyen iç pazarlara hem de ihracata yakınlığı ile iyi bir konumda olduğunu söylüyor.

EAF ÇELİK SEKTÖRÜ YENİ ‘TEK’ EMİSYON STANDARDINI DESTEKLİYOR

Küresel Çelik İklim Konseyi (GSCC), çelik ürünleriyle ilişkili gerçek karbon emisyonlarını karşılaştırmak için uluslararası bir standart yayınladı. Bu standart, küresel bazda tüm çelik üreticilerine eşit şekilde uygulanacak, teknolojiden muaf tek bir protokol sunuyor.

Kâr amacı gütmeyen GSCC, çelik için böyle bir uluslararası standardı savunan birkaç grup ve şirketten birisi. ResponsibleSteel gibi alternatif öneriler, geleneksel üretim süreçlerinden elde edilen çelik için bir ölçek ve döngüsel süreçler kullanan çelik için başka bir standart anlamına gelen değişken ölçekli bir yapıya sahip.

Nucor Başkan Yardımcısı ve GSCC’nin Başkanı Greg Murphy, “İkili bir standart oluşturmak, yüksek karbon emisyonlu çeliğe düşük karbonlu çeliğe göre öncelik verilmesini sağlayacaktır.” diyor.

Steel Dynamics Başkanı Phil Bell nisan ayında Fastmarkets’a şunları söylemişti: ¨Değişken ölçek, üretim yoluna bağlı olarak çelik ürünlerinde daha yüksek bir eşik değerine izin verdiği için yeşil aklamadır. Başka bir deyişle, bir entegre veya yüksek fırın çelik üreticisi, bir EAF üreticisi ile aynı çelik ürünü üretebilir, ancak yine de dokuz kat daha yüksek karbon içeriğine sahip olacaktır.¨ ISRI Başkanı Robin Wiener şunları ekledi: ¨Çelik İklim Standardı, çelik üreticileri arasındaki oyun alanını eşitlemek için doğru bir yaklaşımdır ve aynı zamanda geri dönüştürülmüş çeliğin önümüzdeki on yıllarda karbonsuzlaştırma hedeflerine ulaşmak için oynadığı kilit rolü de kabul etmektedir¨

The post Türk Demir Ticareti İçin Zor Bir Dönemdi appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/turk-demir-ticareti-icin-zor-bir-donemdi.html/feed 0 5210
Türkiye, Ekonomisini 30 Yılda Karbonsuzlaştırabilir https://geridonusumekonomisi.com.tr/turkiye-ekonomisini-30-yilda-karbonsuzlastirabilir.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/turkiye-ekonomisini-30-yilda-karbonsuzlastirabilir.html#respond Sun, 27 Feb 2022 14:00:50 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=3470 Türkiye’nin net sıfır hedefine nasıl ulaşacağını ortaya koyan ilk araştırma İstanbul Politikalar Merkezi’nce hazırlandı. ‘Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2050’de Net Sıfır’ raporuna göre, ekonomide yapılacak düzenlemelerle Türkiye, karbonsuzlaşma hedefine 30 yıl içinde ulaşabilir.

The post Türkiye, Ekonomisini 30 Yılda Karbonsuzlaştırabilir appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Türkiye’nin net sıfır hedefine nasıl ulaşacağını ortaya koyan ilk araştırma İstanbul Politikalar Merkezi’nce hazırlandı. ‘Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2050’de Net Sıfır’ raporuna göre, ekonomide yapılacak düzenlemelerle Türkiye, karbonsuzlaşma hedefine 30 yıl içinde ulaşabilir.

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) hazırladığı ‘Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2050’de Net Sıfır’ raporunda TBMM’de kabul edilen Paris Anlaşması uyarınca, 2050 yılına kadar iklim değişikliğiyle mücadelede net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için atılması gereken adımlara yer veriliyor. Çalışma, Türkiye’nin karbon emisyonlarının 2050’ye dek nasıl bir seyir izleyeceğini ve net sıfır hedefine uygun olarak 2050’ye kadar emisyonları sıfırlamak için izlenmesi gereken olası yolu, bilimsel verilerle ortaya koyan ilk araştırma. Rapor, Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanı’nın (NDC) hangi doğrultuda revize edilmesi gerektiğine de ışık tutuyor.

Türkiye’nin 2015’te, niyet beyanı olarak sunduğu Ulusal Katkı Beyanı’nın (NDC), 2053’te Net Sıfır hedefiyle uyumlu olmadığını, Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu orta ve uzun vadeli bir yol haritası belirlenmesi ve yeni bir Ulusal Katkı Beyanı’nın hazırlanması gerektiğini belirten İPM İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, raporla Türkiye’nin iklim politikası ve karbon sıfır dönüşümünün bilimsel temelde tartışılmasını amaçladıklarını söyledi.

MEVCUT POLITIKALARIN DEVAM ETMESI HÂLINDE

Araştırma, Türkiye’nin 2018’deki ekonomik göstergeleri üzerine elektrik üretimi, ulaşım, binalar, sanayi ve diğer üretici sektörlerdeki enerji kullanımı ile sanayi proseslerinden kaynaklanan karbondioksit emisyonlarını ele alıyor.2018-2050 dönemi için emisyon politikaları, baz senaryo ve net sıfır olmak üzere iki senaryo altında karşılaştırılıyor.

Baz senaryoda, emisyon azaltım hedefleri ve politikalarının olmadığı bir du- rumda CO2 emisyonlarının 2050 yılına kadar olası seyri ortaya konuyor. Net sıfır senaryosunda ise elektrik üretimi, ulaşım, binalar, sanayi ve diğer üretici sektörlerde 2050’de net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda gerekli politikaların uygulanması hâlinde, Türkiye’nin mevcut ekonomik yapısı, nüfus artışı, ekonomik büyüme gibi makroekonomik varsayımları korunarak 2050’ye kadar CO2 emisyonlarının seyrine yer veriliyor.

Baz senaryoda, Türkiye’nin toplam CO2 emisyonlarının 2018 seviyesine göre 2050’de yüzde 66 artarak yaklaşık 700 milyon tona çıkacağı öngörülüyor. Toplam sera gazı emisyonlarının 2050’de yaklaşık 890 milyon tona çıkması bekleniyor. Bu senaryoda, kümülatif CO2 emisyonları 2018-2050 arası 18 GtCO2 (milyar ton karbondioksit). Elektrik sektörü ve endüstriyel proses- lerin payı yıllar içinde artarken ulaşım, binalar ve sanayide elektrik tüketiminin payı azalıyor.

TÜRKIYE 2050’DE SIFIR KARBON HEDEFINE ULAŞABILIR

Net sıfır senaryosuna göre, net sıfır hedefi doğrultusunda, tüm sektörlerde enerji tüketimi kaynaklı CO2 emisyonlarının 2018 seviyesine göre 2030’da yüzde 37, 2050’de ise yüzde 80 azalarak 74 milyon ton CO2’ye inmesi mümkün. Sanayiden kaynaklanan proses emisyonları da hesaba katıldığında, ekonomi genelindeki CO2 emisyonları 2018’e göre 2030’da yüzde 32, 2050’de ise yüzde 70’e yakın azalarak 132 milyon ton CO2’ye gerileyebilir.

Sonuçlar, Türkiye’nin bir dönüm noktasında olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin sera gazı emisyonları 1990’dan itibaren yaklaşık yüzde 130 oranında artarak, 2018’de tepe noktasına ulaştı. Mevcut politikaların devamı hâlinde emisyonlar, 2050’de Baz Senaryo’da öngörüldüğü gibi 700 milyon tona çıkabilir. Net sıfır hedefine ulaşmak için ise emisyonların 2050 yılında 2018’e göre yüzde 70 azaltımla 132 milyon tona düşeceği, 1990 seviyesinin yüzde 13 altına ineceği bir yol mevcut.

KARBONSUZLAŞMANIN ANAHTARI:GÜNEŞVERÜZGAR

Türkiye’nin net sıfır hedefine ulaşabilmesi için 2035’te elektrik sektörünün büyük ölçüde kömürden çıkarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi gerektiğini vurgulayan İPM İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, elektrikten kaynaklı emisyonların düşüşüyle ilgili şunları söyledi: “Net sıfır senaryosuna göre, hidroelektrik dışındaki yenilenebilir kaynakların kurulu güçteki payı 2018’de yüzde 17 ile sınırlıyken bu pay 2030’da yüzde 50’ye, 2050’de ise yüzde 77’ye çıkarılabilir. Fosil yakıtların kurulu güçteki payı 2018’de yüzde 50’nin üzerindeyken 2030’da yüzde 27’ye, 2050’de ise yüzde 10 düzeyine düşebilir. Bunun sonucunda, elektrik sektöründen kaynaklanan CO2 emisyonları, 2023’ten sonra azalmaya başlarken 2018’de 149 milyon ton CO2 olan emisyonlar 2030’da yüzde 51, 2050’de ise yüzde 90 azalarak 15 milyon ton CO2’ye kadar inebilir.”

ULAŞIM SEKTÖRÜNDE ÇÖZÜM ELEKTRIKLI ARAÇLAR VE RAYLI SISTEMLERDE

Net sıfır senaryosu, ulaşım sektörü kaynaklı emisyonların tüm sektörlerin toplamına yakın oranda azalabileceğini vurguluyor. Buna göre, ulaşım sektöründen kaynaklanan CO2 emisyonları 2030’da 2018 seviyesine oranla yüzde 21 azalarak yaklaşık 65 MtCO2’ye ve 2050’de yüzde 65 azalarak 29 MtCO2’ye inebilecek.

Ulaşım sektöründeki emisyonların dörtte üçü kara yolu yük taşımacılığından kaynaklanıyor. İçten yanmalı motorlardan elektrikli araçlara geçiş ile kara yolu yük ve toplu yolcu taşımacılığında raylı sistemlere geçiş, ulaşım sektörü emisyonlarının azaltılması için en önemli iki unsur olarak ortaya çıkıyor. Bireysel araç kullanımı yerine elektrikli toplu ulaşım, bisiklet vb. gibi karbonsuz yöntemlere geçiş ve uçak seyahatlerini azaltmak gibi bireysel davranış değişiklikleri de emisyon azaltım hızına etki edecek.

BINALARDA KARBON EMISYONUNU 2050’DEN ÖNCE SIFIRLAMAK MÜMKÜN

Sektörler arasında en hızlı azalma binalardan kaynaklanan emisyonlarda. Net sıfır hedefi doğrultusunda, binalardan kaynaklanan CO2 emisyonları 2018 seviyesi- ne oranla 2030’da yüzde 46 azalarak 28 milyon ton CO2’ye iniyor ve 2050’de sıfırlanabiliyor.

Net sıfır senaryosunda, bu azaltımı sağlayan en önemli müdahâle, 2030’dan itibaren konutlarda ve ticari/kurumsal binalarda ısınma amaçlı kömür ve sıvı yakıt kullanımının sonlandırılması ve kısmen doğal gaza, büyük ölçüde elektrikle çalışan ısı pompaları ile ısınmaya geçilmesi. Binalarda doğal gaz ve LPG tüketiminin de 2030’a kadar konutlarda yüzde 13, ticari/kurumsal binalarda yüzde 21 azaltıldıktan sonra 2040’larda sonlandırılması öngörülüyor.

2035’ten sonra sisteme doğal gaz yerine küçük ölçekte yeşil hidrojen katılmaya başlandığı ve özellikle 2045’ten sonra artarak binalarda ısınma vb. için 2050’de 10 TWh’ye eş değer yeşil hidrojen kullanıldığı da varsayılıyor.

SANAYI KAYNAKLI EMISYON

Sanayide enerji tüketiminden kaynaklı emisyonların kısa vadede diğer sektörlerin hızında azalması mümkün, uzun vadede ise bu hızın düşmesi bekleniyor. Net sıfır senaryosunda, üretici sektörlerin enerji tüketiminden kaynaklanan emisyonlar, 2018 seviyesine göre 2030’da yüzde 26, 2050’de yüzde 67 azalıyor. 2050’de kalan 30 milyon ton CO2 emisyonun yüzde 57’si yüksek, yüzde 23,5’u ise düşük enerji yoğunluklu sanayi sektörlerinden kaynakla- nacak. Dolayısıyla sanayiden kaynaklanan enerji emisyonlarının payı tüm üretici sektörleri içinde yüzde 80’i geçiyor.

Üretim süreçlerinden kaynaklanan emis- yonların azaltım potansiyelinin artırılması için ise enerji verimliliği, elektrifikasyon, yeni teknolojiler, yeşil hidrojen ve CCSU konusunda araştırma ve geliştirme çalışmalarının hızlandırılması gerekiyor.

Ayrıca uluslararası dinamiklere paralel olarak uygulanabilecek bir karbon fiyatlama stratejisiyle ekonomide emisyon yoğunluğu azaltılarak üretim yapısının yüksek katma değerli ve düşük emisyon yoğunluklu bir yönde dönüşmesinin sağlanması gerekiyor.

SIFIR KARBONUN YOL HARITASI

Türkiye ekonomisinin 30 yılda karbonsuzlaşabileceğini ve 2050’lerin başında net sıfır hedefine ulaşabileceğini söyleyen İPM İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Şahin, raporda yer verilen karbon emisyon değerlerine ulaşabilmek için orta ve uzun vadede bütün sektörleri kapsayan, net ve ölçülebilir hedefler konulmasını gerektiğinin altını çizdi. Şahin yol haritasını şöyle açıkladı:

» 2018 emisyonların tepe noktasına çıktığı yıl olarak kabul edilebilir ve 2021’den itibaren emisyonların azaltılacağı öngörülebilir.

» Tüm sektörlerde enerjiden kaynaklanan karbondioksit emisyonları, 2030’da 2018 seviyesine göre yüzde 37, bütün karbondioksit emisyonları ise 2030’da 2018 seviyesine göre yüzde 32 azaltılabilir.

» Elektrik üretiminin en hızlı azaltım sağlanacak sektör olmasından hareketle, elektrik sektöründen kaynaklanan emisyonlar 2030’da yarıya indirilebilir.

» Enerji üretiminde kömürün 2035’te tamamen terk edilmesi hedeflenebilir.

» Elektrik üretiminde doğal gaz, şebeke esnekliğiyle ilgili daha iddialı çözümler üretmek yoluyla 2050’de tamamen terk edilebilir.

» Modern yenilenebilir enerji (rüzgar, güneş, jeotermal ve biyokütle) kurulu gücünün elektrik kurulu gücündeki payı 2030’da yüzde 50’ye çıkarılabilir.

» 2030’a kadar her yıl ortalama 3 GW güneş ve 2,5 GW rüzgar enerjisi santrali yapılarak 2030’da her iki yenilenebilir enerjinin kurulu gücü yaklaşık 35 GW’a ulaştırılabilir.

» Elektrikli araçların toplam binek araçları arasındaki oran 2030’da en az yüzde 20’ye, toplu taşımada ve yük taşımada kullanılan araçlar arasındaki oran en az yüzde 10’a çıkarılabilir.

» Binalarda kömür kullanımının en kısa zamanda sonlandırılması, doğal gazdan elektriğe geçilmesi ve ısı pompalarının

kullanımının hızlandırılması yoluyla 2030’da 2018 seviyesine göre yüzde 50 emisyon azaltımı hedeflenebilir.

» Sanayide emisyonları azaltacak yeni teknolojilerin geliştirilmesi, daha fazla yenilenebilir kaynak kullanımı

ve elektrifikasyon, döngüsel ekonomi yaklaşımlarının, ham madde tüketi- minde verimliliğin, geri dönüşüm ve sıfır atık yöntemlerinin kullanılması konusunda araştırma ve geliştirme çalışmaları hızlandırılabilir.

The post Türkiye, Ekonomisini 30 Yılda Karbonsuzlaştırabilir appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/turkiye-ekonomisini-30-yilda-karbonsuzlastirabilir.html/feed 0 3470
Güçlü Büyüme Sonrası Fiyatlar Gevşedi https://geridonusumekonomisi.com.tr/guclu-buyume-sonrasi-fiyatlar-gevsedi.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/guclu-buyume-sonrasi-fiyatlar-gevsedi.html#respond Fri, 23 Apr 2021 23:19:14 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=2743 Demir çelik hurdasında geçen yazdan beri devam eden fiyatlardaki sürekli artış dönemi ocak ayı sonunda düşüşe döndü.

The post Güçlü Büyüme Sonrası Fiyatlar Gevşedi appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Demir çelik hurdasında geçen yazdan beri devam eden fiyatlardaki sürekli artış dönemi ocak ayı sonunda düşüşe döndü.

Aralık ayında ton başına 399 dolara sıçramadan önce, kasım ayında yaklaşık 293 dolar olan ve daha sonra ocak ayının başında 432 dolara fırlayan HMS 80/20 ağır çelik hurdasının Kuzey Avrupa’dan Türkiye’ye nakliyatının ocak sonunda %10 düştüğü rapor edildi. Atlantik’in diğer tarafında, ABD hurda ihraç fiyatları da geçen haftalarda dikkate değer bir artış periyodundan sonra düştü. ABD İstihdam İstatistikleri Bürosu, demir ve çelik hurdasının aralık ayında, 2019 aralık ayına göre %31,3 ve bir önceki aya göre ise %25,8 arttığını açıkladı. Bunun 2020’deki en yüksek aylık artış olduğu bildirildi. Çoğu çelik üreticisi için yılın başında siparişler genellikle doluydu ve bu durum art arda 3 aydır artan demir hurdası fiyatlarında zincirleme etki yaptı. ABD’de fiyatlar yeterli talep ve daha az arz zorlukları nedeniyle ton başına 100 dolar civarına yükseldi.

Uluslararası İnşaat Demiri Üreticileri Birliğinin (IREPAS) en son kısa dönem öngörüsü küresel uzun çelik üreticileri pazarında arzın hala az olan tarafı teşkil ettiği değerlendirmesine yaslanıyor ve bu durumun muhtemelen ikinci çeyreğe kadar değişmeyeceği görüşünü yansıtıyor. IREPAS, “Çin’in ham madde ve ara mamul talebi piyasalarda esas itici gücü sağlıyor.” değişimden geçiyor. IREPAS, hurda ticareti için cesaret verici şu açıklamayı yaptı: “Her şey, gelecek yıllarda odak noktası olacak gibi gözüken hurda etrafında değişiklik geçiriyor ve bu durum daha fazla Çin sermayesinin hurda ticaretine girmesine neden olabilir. Hurda fiyatlarında hızlı artış ve tatil döneminden önce talepteki yük- seliş herkesi gelecek birkaç ay meşgul edecek.”

ÇİN PANDEMİYE RAĞMEN BÜYÜYOR

Çin’in ekonomisi 2020 boyunca olumsuz tarafa gitmeyen tek büyük ekonomi oldu. Çin Milli İstatistik Bürosuna göre, GSMH’sı dördüncü çeyrekte bir yıl önceki aynı döneme göre %6,5 yükseldi (beklenen tahmin %6,1 büyüme idi.) Sanayi üretimi ise aralık ayında geçen yılın aralık ayına göre % 7,3 arttı (ortalama beklenti % 6,9 idi.)

Aralık ayında Çin’de perakende satışlardaki artış, beklenti oluşturan %4,6 oranından düşüktü. Wall Street Journal (WSJ), Çin’in yeniden sıçrayışının, pandemiye karşı uygulamalarıyla pek alakası olmadığı ve daha çok ekonomideki politik ağırlığı azaltırken borçlanmayı ve ihracatı canlandırmaya yönelik daha önceki stratejileri ile ilgili olduğu görüşünde.

WSJ daha düşük perakende büyümesinin, küresel pandemi krizi sürüncemede iken iç tüketime yönelik daha çok ihtiyaç duyulan tekrar dengelemenin hızının kesildiğini veya aksi yöne döndüğünü gösterdiğini düşünüyor. Gazete değerlendirmesini, “Ekonomi temelde sabit-unsur yatırımıyla, bu eski bekleme durumu yani gayrimenkul ile 2020’ye doğru sürükleniyor.” şeklinde bitiriyor.

BAYRAM: ŞİMDİLİK ÇOK İYİ GÖZÜKÜYOR.

Ocak ayı ortasında Uluslar Arası Geri Dönüşüm Bürosu (BIR)’nun ilk ‘Challenge’ webinar faaliyetinde katılımcılar, demir fiyatları için ‘inanılmaz bir 60 gün’den bahsettiler. Faaliyet esnasında, ABD kaynaklı hurda fiyatları % 60-70 yükselmişti.

Bunun ana nedenlerinden biri Çin’in milli altyapısını artırma dürtüsü iken, diğeri ise Çin’in daha çevreci kaygılarına bir cevap olarak elektrik ark ocaklarına bir vurgusuydu. Aynı zamanda, Türkiye’de ve Hin- distan alt kıtasındaki tesisler hurda istiyor ve arz talebi karşılamıyordu.

BIR görüşmesi süresince başkan Michael Lion, Çin’in konteynerize edilmiş demir hurdası satın almalarında belirgin bir artıştan bahsetti ve şöyle söyledi: ’Bu inanılmaz güçlü bir etki olabilir.’ Almanya’daki EMR Geri Dönüşüm Tesisi Direktörü Murat Bayram, Çin’de tekrar başlayan büyüme nedeniyle siparişlerinin iyi olduğunu belirterek, ‘İnsanlar gerginleşti, çünkü fiyatlar yüksek.’ diye uyardı. ’ Bayram, fiyatların ne kadar sürdürülebilir olduğunun bilinmediğini yine de şimdilik çok iyi göründüğünü, diğer bir katılımcı, Global Metals Network Başkanı Mark Sellier, fiyat oynaklığının bir yıl boyunca süreceğini öngördüğünü ifade etti.

Bu zorluklara paralel olarak, artan ticari miktarları taşımak üzere nakliye konteynerleri arayan müşteriler için yüksek fiyatlar söz konusu. Bu duruma neden olan ana faktörler; konteyner yetersizliği, yüklerin limana boşaltılmasının daha uzun zaman alması ve cezai sorumluluklar başlamadan önce daha kısa ‘boş’ zaman olmasını içeriyor.

Bayram, fiyat seviyelerinin düşeceğine yönelik bir beklentiye karşı uyardı ve tüccarların bu daha yüksek fiyatları kendi sınırlarının içinde olarak hesapladığını ileri sürdü. ‘İyi ki, piyasalar yükselişte’ dedi ve ekledi: ‘Piyasalar düşüyor olsaydı, gerçek bir problemim olurdu.’ Recycling Today baş editörü Brian Taylor aynı şekilde iyimserdi ve şöyle söyledi: ’Bu materyaller istenmeye devam ediyor ve büyük miktarlarda isteniyor. Güçlük tedarik sağlamakta.’

YENİ DÜZENLEMELER

Bu arada, Yeni Yılın başlaması Çin’e demir ve çelik hurdası ithalatları için yeni düzenlemelerin yürürlüğe girmesi anlamına geliyor. Hurda ihracatçıları, materyallerinin revize edilen standartlar ile uyumlu olmasını sağlamak zorundalar. Çin Ekoloji ve Çevre Bakanlığı, 1 Ocak’tan itibaren hurda ithalatına, geri dönüştürülmüş çelik ham maddesi olarak izin verdiğini duyurdu. Özel kodlar ile tanım- lanmış hurda metal, çelik ham maddesi olarak sınıflandırılıyor ve yasaktan muaf olabiliyor.

Hurda Geri Dönüşüm Endüstrileri Kurumu nun (ISRI) Fikir Savunuculuğu Başkan Yardımcısı Adina Renee Adler, nakliyat dokümanlarında kullanılan dilin yeni standartlara vurguyu yansıtması gerektiği konusunda ikazda bulundu: ‘hurda’dan ziyade ’geri dönüştürülmüş ham maddeler ifadesi kullanılmalı’. Çünkü Çinli yetkililerin ‘hurda’ ve ‘atık’ kavramlarını birbirinin yerine geçebilir bulması ve yükü reddetmesi tehlikesi bulunuyor.

Adler, kurumun ‘Scrap News’ adlı dijital platformunda, ithalatları açığa kavuşturmak yönünde hareketlerin, demir ve çelik hurdası geri dönüşümcüleri için pozitif sonuçlarının olabileceğini belirtti.’ Halihazırda Çin’e doğru yola çıkan çok fazla demir hurdamız yok. Çünkü Çin belirgin miktarda demir cevherinden çelik üretimi yapıyor.‘ diyen Adler, şöyle devam etti: ’Fakat, onlar kendi elektrik ark ocağı kapasitelerini artırıyorlar… Gelecekte Çin’e daha fazla malzeme gittiğini görebilirsiniz.‘

ASYA’NIN YÜKSELİŞİ

Vietnam’da demir hurdası satın alanların stoklarını yenilerken, ilk defa yıllık toplam ithalatı 6 milyon tonun üzerine çıkardığını ve bu şekilde ülkenin demir hurdası ithalatının aralık’ta ‘patladığını’ söyleyen Argus Medya’ya göre, özellikle bu ülke, küresel piyasa değişimlerinden kar etti.

‘Vietnam’ın 2020 demir hurdası ithalatı, gümrük bilgilerine göre %11 artarak 6,27 milyon tona ulaştı.’ diyen Argus Medya şöyle devam ediyor: ‘Ana tedarikçisi Japonya’dan ithalatı 3,4 milyon tona çıktı ve bu Vietnam’ı daha önce aynı pozisyonda bulunan Güney Kore yerine Japon hurdası için en büyük müşteri yaptı.’ Ocak-kasım döneminde ham çelik çıkışı %44 artarak 26,6 tona ulaştı. Argus’un belirttiğine göre, Vietnam aynı zamanda Çin’e yaklaşık 3 milyon ton yarı mamül ihraç etti ki bu miktar 2019 miktarından 7 kat fazla.

Bu arada Japon hurda ihracatı bütün zamanların en yükseğine çıktı. Resmi gümrük verileri Japonya’nın ocak-kasım 2020 döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre %25,4 artışla, 8,64 milyon ton hurda çelik ihraç ettiğini gösteriyor. Diğer milli raporlar bazı çeyreklerde hala zor zamanlar yaşanabileceğini ortaya atıyor. Örneğin, İngiltere’de, IBISWorld endüstri araştırma şirketi tarafından yapılan bir analiz, ana akım üretim ve inşa sektörlerinden gelen talep düşerken, koronavirüs pandemisinin düşen gelirleri 2021’de daha da düşürmesinin beklendiğini ifade ediyor. ‘Ücretleri, kira ve borcu içeren faaliyet maliyetlerindeki artış, cari yılda sınırlar içindeydi.’ ifadelerine yer veren bu analiz, şöyle devam ediyor: ’Daha zayıf talebe bağlı olarak, bazı işletmeciler pandeminin zirvede olduğu sürede maliyetleri düşürme gayretiyle, çalışanları izne çıkarma yöntemine başvurdu. Sims Group İngiltere (geri dönüşüm firması) nisan 2020’de iş gücünün %67’sini izne çıkardı, Mayıs 2020’de bu oran %50’ye düşürüldü. Diğer taraftan, Çin ekonomisinin yenilenen gücü, Çin ürünleri için artan taleple birlikte, konteyner yetersizliğine sebep oldu ve nakliyat maliyetlerini artırdı.

2020 KESİT GÖRÜNÜMÜ

Dünya Çelik Birliği’nden (Worldsteel) gelen son veriler küresel ham çelik üretiminin 2020 yılında, 2019’a kıyasla % 0,9 düşerek, 1,864.0 milyon ton olarak ger- çekleştiğini gösteriyor.

Asya nihai toplamda % 1,5 artışla 1,374.9 milyon ton üretti. Bu miktarda esas kısım belirgin olarak, 1,053.0 milyon tonluk toplam rakam ile üretimde % 5.2’lik artışı gösteren ve küresel üretimdeki payını 2019’daki % 53,3’den 2020’de % 56,5’e çıkaran Çin’den idi. Diğer taraftan, Hindistan’ın ham çelik üretimi geçen yıl % 10.6 düştü. Japonya’nın üretimi % 16,2, Güney Kore’nin üretimi ise % 6,0 oranında düştü.

AB toplamı olan 138.8 milyon ton 2019’a göre % 11,8 düşüktü. Kuzey Amerika üretiminde ise, geçen yıla göre %17,2 düşüş göstererek ancak 72,7 milyon ton kat- kıda bulunan ABD üretimi ile birlikte % 15,5 düşüş gerçekleşti.

Artan üretim rapor edenler ise Türkiye (% 6 artışla 35,8 milyon ton), Orta Doğu (% 2,5 artışla 45,4 milyon ton), Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT)(% 1,5 artışla 102,0 milyon ton) ve İran’ı (%13,4 artışla 29,0 milyon ton) içeriyordu.

ELEKTRİK ARK OCAğI (EAF) GİRİŞİMİ

ABD tüccarlarından cesaret verici haber, ArcelorMittal ve Japon Çelik firmalarının Calvert, Alabama’da mevcut ortak işletmelerinde bir elektrik ark ocağı kurmak için ortak girişim anlaşması imzalaması ile geldi. ArcelorMittal projenin maliyetini 775 milyon dolar (630 milyon avro) olarak hesaplıyor. Tesisin yılda 1,5 milyon ton çelik levha üretmesi bekleniyor. İnşaat bu yıl başlayacak ve şirket EAF’nin 2023’ün ilk yarısına kadar faaliyete geçmesini umuyor.

ArcelorMittal Kuzey Amerika’nın CEO’su Brad Davey yeni tesisin, işletmenin levha tedarikine esneklik sağlayacağını ve kısa hazırlık süreli siparişlere cevap verme yeteneğini artıracağını söylüyor. Ortakların 2014’de satın aldığı işletme, halihazırda yıllık olarak 5,3 milyon ton yassı haddelenmiş karbon çelik ürünleri imal etme yeteneğine sahip. Tesis otomotiv, inşaat, boru ve profil ile diğer endüstri kollarına hizmet ediyor ve halihazırda ürünlerinde % 31,5 oranında geri dönüştürülmüş çelik hurdası kullanıyor.

The post Güçlü Büyüme Sonrası Fiyatlar Gevşedi appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/guclu-buyume-sonrasi-fiyatlar-gevsedi.html/feed 0 2743
Limanlardaki Tedbirler Tekstil Ticaretini Yavaşlatıyor https://geridonusumekonomisi.com.tr/limanlardaki-tedbirler-tekstil-ticaretini-yavaslatiyor.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/limanlardaki-tedbirler-tekstil-ticaretini-yavaslatiyor.html#respond Fri, 23 Apr 2021 23:11:53 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=2740 Navlun için talep, yüksek fiyatlar ve karantina kuralları uluslararası ticareti kötü etkiliyor.

The post Limanlardaki Tedbirler Tekstil Ticaretini Yavaşlatıyor appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Navlun için talep, yüksek fiyatlar ve karantina kuralları uluslararası ticareti kötü etkiliyor. Bir çoğumuz dünyanın çeşitli yerlerinde kapanma önlemleri nedeniyle evde sıkışıp kalsak da 2021’de uluslararası kullanılmış giyim ve tekstil işleme endüstrisinde çalışmak olaysız olarak tanımlanamaz. Hemen hemen her ihracatçı, taşımacılık sektöründe mevcut krizle boğuşmak zorunda.

Son bir yıldır, Covid-19 salgını yüklerin limanlarda haftalarca karantinaya alınmasına ve konteyner tedarikinde sıkıntıya yol açtı. Taşımacılık şirketleri, doğal olarak ellerinde olan konteynerlerin en çok talebin olduğu limanlara gönderilmesini sağlamaya çalışıyor. Bu da gönderilerin gitmeleri gereken yol üzerinde sık sık merkezi konumda olan limanlara uğramak zorunda kaldığı anlamına geliyor ve bu limanlarda da konteynerler genellikle birkaç hafta boyunca bekletiliyor. Bildirilen bir örnek olayda, İngiltere’den 5 Aralık 2020’de ayrılan bir kullanılmış giysi sevkiyatı, konteynerin şu anda bulunduğu Cezayir’e yönlendirilmeden önce, dört hafta boyunca karantinaya alındığı Antwerp’e yönlendirildi. Normalde böyle bir sevkiyat yaklaşık dört hafta sürerdi, bu olaydaki gibi 12 veya daha fazla hafta değil.

NAVLUN ÜCRETİ ARTIŞI

Bununla birlikte, tüccarların başa çıkmak zorunda olduğu sadece kabul edilemez gecikmeler değil, aynı zamanda nakliye maliyetlerindeki ciddi artıştır. Konteynerlere olan talebin arzı aşmasıyla maliyetler fırladı. Avrupa’dan Pakistan’a nakliye maliyetinin son 12 ayda %130’un üzerinde arttığını, Afrika’ya nakliye ücretlerinin ise %50’nin üzerinde arttığı ifade ediliyor.

BREXİT KARIŞIKLIĞI

Buna ilave olarak, Avrupalı tüccarlar İngiltere tek pazardan ayrılmadan önce 11’inci saat 59’uncu dakikada üzerinde uzlaşılan yeni İngiltere-AB ticaret anlaşması ile uğraşıyorlar. Binlerce sayfalık belgeyi, uygulamadan önce incelemek için kimsenin yeterli zamanı yoktu. Ön plana çıkan bir konu da menşe ülkesinin doğru sınıflandırılmasıdır. Anlaşmaya göre, İngiltere menşe ülkesi ise ve doğru beyan edilirse İngiltere’den ürünler, AB’ye vergisiz olarak ihraç edilebilir. Gerçekten de anlaşma, İngiltere’de üretilen atıkların yeniden kullanım ve geri dönüşüm için tercihli sıfır oranıyla ihraç edilebileceğini belirten bir madde içeriyor. Bununla birlikte, bazı gümrük yetkililerinin İngiltere kaynaklı kullanılmış giyim ürünlerinin aslında İngiltere malı olduğunu ve İngiltere’de satılmadan önce bir giysinin üretildiği ülkenin konuyla ilgisiz olduğunu kabul etmekte sorun yaşadığı görülüyor. Giysideki bir etiket orijinal üretim ülkesini belirtiyorsa bile durum böyledir.

TİCARET ANLAŞMASI İHLALİ

Gerçek şu ki, herhangi bir ülkeye yeni bir giysi ürünü ithal edildiğinde, bahse konu işlem bu tür giysiler için yüzlerce farklı ürün kodundan biri kullanılarak yapılmalıdır. Normal olarak, böyle bir giysi bir tüketici tarafından satın alınır ve diğer birkaç tüketiciye aktarılmadan önce yıllarca giyilir. Ardından yeniden kullanım veya geri dönüşüm için toplanır. Toplandığı yerde atık olarak da sınıflandırılabilir, atık tanımının dışına da çıkarılabilir. Daha sonra kullanılmış giysiler ihraç edildiğinde, bu işlem giyilmiş giysiler ve giyilmiş tekstil ürünleri için belirlenen ürün kodu kullanılarak yapılmalıdır (6309). Başka bir deyişle, bu ürünler kullanılmış bir giyim-tekstil ürünü olsa da yasal olarak yeni bir ürün haline gelmiştir.

AB/İngiltere ticaret anlaşması söz konusu olduğunda bunun anlamı, İngiltere’den gelen ikinci el kullanılmış giyim-tekstil ürünlerinde menşe ülke olarak İngiltere’nin belirtilmiş olması gerektiğidir. Başka türlü yapmak yasal olarak yanlış olur. Aynı durum, herhangi bir AB üye ülkesinden İngiltere’ye gönderilen ikinci el kıyafetler için de geçerlidir. Gerçek şu ki, eğer bir gümrük idaresi İngiltere’nin doğru bir şekilde menşe ülke olarak belirtildiği kullanılmış giysi sevkiyatlarını kabul etmezse bu, AB / İngiltere ticaret anlaşmasının ihlali anlamına gelir.

The post Limanlardaki Tedbirler Tekstil Ticaretini Yavaşlatıyor appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/limanlardaki-tedbirler-tekstil-ticaretini-yavaslatiyor.html/feed 0 2740
Covid Ve Basel Değişikliklerine Yönelik İki Alanda Mücadele https://geridonusumekonomisi.com.tr/covid-ve-basel-degisikliklerine-yonelik-iki-alanda-mucadele.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/covid-ve-basel-degisikliklerine-yonelik-iki-alanda-mucadele.html#respond Fri, 23 Apr 2021 23:07:25 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=2737 Plastik hurda ihraçlarındaki yeni düzenlemeler, zaten sorunlu bu sektörü bekleyen problemlere yenilerini ekliyor.

The post Covid Ve Basel Değişikliklerine Yönelik İki Alanda Mücadele appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Plastik hurda ihraçlarındaki yeni düzenlemeler, zaten sorunlu bu sektörü bekleyen problemlere yenilerini ekliyor.

2020 mücadelelerle dolu bir yıldı. 2019 Covid pandemisinden önceki yıllarda finansal açıdan çok güçlü olan pek çok işletme, hayal edemeyeceği veya hazır olmadığı şekillerde sıkıntılar yaşadı. Diğer taraftan, aynı dönemde finansal gücü veya pazar payı olmayan yeni şirketler, gerekli değişikliklere çabucak adapte olarak ve devam eden durumla kolayca mücadele ederek çok büyük bir büyüme yaşadılar. Geçtiğimiz yıl, esnekliğe ve çeşitliliğe sahip, değişime açık işletmelerin her zaman kazananlar arasında olacağını gösterdi.

Plastik geri dönüşüm sektörü, daha düşük hurda toplama miktarları ve ham madde tedarikindeki sınırlılıklar nedeniyle önemli ölçüde sıkıntı yaşadı. Düşük endüstriyel üretim ve nihai mamüller için daha zayıf talep, küresel ekonomiyi tedirginliğe itti.

HAYATİ MATERYAL

Çevresel gerekçelerle yasak ve kısıtlama çağrıları ile 2019 yılı boyunca ilgiyi üstüne toplayan plastik, pandemi süresince yaşama savaşının önemli bir parçası oldu. Milyarlarca plastik maske ve Kişisel Koruyucu Teçhizat (PPE) kiti hastalığın yayılmasını yavaşlatmaya ve pandemi ile savaşanlara yardım ediyor. Diğer taraftan, toplumu geri dönüşüm için bu maskeleri ve PPE kitlerini toplama güçlüğü ile baş başa bıraktı. Covid- 19 yaşam için plastiğin gerekli olduğunu ve bu materyal olmadan yaşayamayacağımızı ispatladı. Yasaklamak yerine, plastiklerin uygun şekilde toplanması ve imhası için daha fazla gayret göstermeliyiz.

Aralık 2020, Avrupalı ihracatçıların fiilen OECD dışı ülkelere plastik atık ihraç etmesi için son ay idi. 1 Ocak 2021’den itibaren yeni Basel Konvansiyonu yürürlüğe girdi. Avrupa’dan OECD üyesi olmayan ülkelere bundan sonraki gönderiler, kabul eden ülkenin yazılı onayına tabi. Tüm ihracatçılar, Atık Sevkiyat Yönetmeliği 1013/2006’ya bir güncelleme yapılması için istekliydiler ve böylece yıl başından sonra ileriye dönük işlerini planlayabileceklerdi. Belirsizlik nedeniyle plastik hurda fiyatları fırladı. İhracatların devam etmesine izin vermek için hangi ithalatçı ülkelerin Avrupa Komisyonu’na olumlu yanıt verdiği, hangilerinin vermediği belirgin değildi. Bu konuda netlik olmamasının bir sonucu olarak ithalatçılar, aralık ayı süresince mümkün olduğunca fazla malzeme sevk edilmesi için imkanları zorladılar. Yeni Basel Konvansiyonu ile plastik atık ticaretine birçok kısıtlama geliyor. Konvansiyondaki farklı şartlar hurdanın kalitesine ve gideceği yere bağlı. Geri dönüşümü kolay olmayan veya farklı polimerlerin karışımı olan materyallerin en sıkı kısıtlamalara tabi olacağı çok açık. Hedeflenen varış noktasına bağlı olarak, bu tür malzemelerin ihracatı ya tamamen yasaklanacak ya da bildirim süreci kapsamına girecek. Temiz ve geri dönüşümü kolay plastikler için kriter tek bir polimerin %98’i ile sınırlı. Ayrılması ve geri dönüştürülmesi gereken PE-PET-PP karışımı için bir istisnaya izin verilmiş durumda.

SORUNLU BAŞLANGIÇ

Ocak 2021 plastik ihracat pazarında kaosla başladı. Avrupa atık nakliyat düzenlemeleri değişmedi. Aynı zamanda yeni Basel Konvansiyonu kuralları da uygulanmaktaydı. Komisyon, Avrupa’dan OECD üyesi olmayan ülkelere yapılan ihracatı ilgilendiren WSR 1418/2007’yi değiştirdi. OECD dışı ülkelerden gelen yetersiz cevaplar nedeniyle, ticareti kolaylaştırmak için yanıtları beklemeyi tercih etti. Bu durum Avrupa’dan OECD üyesi olmayan ülkelere plastik hurda ihracatının askıya alınmasıyla sonuçlandı. Atık yönetimi yetkilileri, ihracatçılara nakliyatlarını bekletmelerini ve bildirim sürecini başlatmalarını tavsiye etti. Avrupa’nın yazılı bir yanıt alana kadar OECD üyesi olmayan ülkelere malzeme gönderemeyeceği açıktır ve bu yanıt süreci WSR 1418/2007 ile uygulamaya konulmuştur.

Avrupa içindeki ticaret şekli açıkça tanımlanmış ve hızlı bir şekilde uygulamaya konulmuştur. Ek-7 ile hangi materyalin yeşil listeye girerek Basel kodu EU3011’e göre nakledileceği ve hangisinin Avrupa içinde yasaklanarak Basel kodu EU48 altında yer alacağı açıklanmıştır. OECD ülkeleri kapsamında ticaret şekli de açıkça tanımlanmıştır. Hareketin durmaması plastik ticaretini rahatlatıyor, ancak ihracatçılar zarar görüyor ve işlerinin kaderini öğrenmek için bekliyorlar. Komisyonun 2021’in ilk çeyreğinde WSR 1418/2007’yi değiştireceği tahmin ediliyor. İhracatçılar yeni düzenlemeyi sabırsızlıkla bekliyor.

The post Covid Ve Basel Değişikliklerine Yönelik İki Alanda Mücadele appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/covid-ve-basel-degisikliklerine-yonelik-iki-alanda-mucadele.html/feed 0 2737
2021 Görünümünü Tahmin Etmek Zor https://geridonusumekonomisi.com.tr/2021-gorunumunu-tahmin-etmek-zor.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/2021-gorunumunu-tahmin-etmek-zor.html#respond Fri, 23 Apr 2021 23:02:56 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=2733 Pandemi nedeniyle devam eden belirsizliğe rağmen, ekonomi tahmini yapanların çoğu 2021’de daha iyi günler olmasını bekliyor. Bu da nikel, paslanmaz çelik ve hurda metal talebi için iyiye işaret.

The post 2021 Görünümünü Tahmin Etmek Zor appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Pandemi nedeniyle devam eden belirsizliğe rağmen, ekonomi tahmini yapanların çoğu 2021’de daha iyi günler olmasını bekliyor. Bu da nikel, paslanmaz çelik ve hurda metal talebi için iyiye işaret.

2020 yılının ikinci yarısında küresel üretim göstergeleri iyiye giderken, rapor edilen metal fiyatları ve bunlara karşılık gelen hurda akışı da yılın sonunda ve 2021’e girerken iyiye gitti. Londra Metal Borsasında nikel fiyatları 2020 sonundaki ton başına 16.540 doları da aşarak ocak ayı sonunda ton başına 18.300 doları bile geçti. Aynı zamanda, hurda piyasası katılanları ticaret şartlarının aralık ve ocakta artan fiyatlar ve üretim sektöründen gelen daha sağlıklı talebin ortasında belirgin olarak iyileştiğini bildirdi. Fakat üretim ve emtia piyasalarındaki sıçrayış zayıflık belirtileri göstermeye başladı. Özellikle hurda geri dönüşümcüleri iş gücü kiralamak ve idame ettirmek nakliye ve lojistik dar boğazları ile potansiyel olarak yüksek düzenleyici maliyetler ve ticari kısıtlamalar da dahil olmak üzere çeşitli zorluklar ile karşı karşıyalar. Nikel ve paslanmaz çelik piyasası katılımcıları için tezat oluşturan bu zorluklar ve fırsatlar, bu yıl gittikçe tahmin edilemez bir görünüme katkı sağlıyorlar.

BASTIRILMIŞ TALEP

Uluslararası Paslanmaz Çelik Forumu’ndan (ISSF) gelen en son veriler; küresel paslanmaz çelik eriyiği talebe bağlı üretiminin 2020’nin üçüncü çeyreğinde önceki çeyreğe göre % 17,5 oranında artarak 13,5 milyon tondan fazlaya ulaştığını gösteriyor. Çelik üretiminde üçüncü çeyrekte görülen sıçrama geniş çaptaydı ve çeyrek bazında Çin’de (+%14), ABD’de (+%10,9), Avrupa’da (+%5,4), (Çin ve Güney Kore hariç) Asya’da (+%50,6) primleri içeriyordu. Bu duruma rağmen, ISSF, küresel paslanmaz çelik eriyiği talebe bağlı üretiminin, Covid-19 karantinalarının yılın ilk yarısında üretimde ağırlığını hissettirmesiyle, 2020’nin ilk dokuz ayında % 7,8 azalarak 36,7 milyon tona düştüğünü tahmin ediyor.

2020’nin ikinci çeyreğinde paslanmaz çelik üretiminde düşüş ve sonrasındaki toparlanma temel ekonomik raporlarla birlikte üretim raporlarına da yansıdı. Örneğin ABD’de Ekonomik Analiz Bürosu gerçek GSYİH’nin ikinci çeyrekte %31,4 dip yaptığını; bunu da üçüncü çeyrekte -etkin olarak- önceki durumunu alacak şekilde, % 33,4 oranında rekor bir yükselişin takip ettiğini rapor etti. 2020 yılının başlarında gelişmiş ülkelerin çoğunda aylar süren kapanma uygulamaları, üretilmiş mallar ve ham maddelerde bir yetersizliğe sebep oldu ve bunu da küresel tedarik zincirlerinin etkilenmesiyle dikkate değer bir bastırılmış talep ve yükselen fiyatlar takip etti.

IHS Markit şirketinin son birleşik Satın Alma Yöneticileri İndeksi (PMI) raporuna göre, ‘Belirgin tedarik zinciri Gecikmelerinin, ham madde yetersizliklerinin ve mamul üreticilerinde stok yapıldığının belirtileri (ocak ayında) girdi fiyatlarını yukarı itti. Firmalar kısmen yüksek maliyet yüklerini müşterilerine aktarmak gayretiyle, fabrika çıkış fiyatlarını temmuz 2008’den beri en çabuk şekilde yükseltirken maliyet enflasyonunun seviyesi 2018 nisan ayından beri en yüksekteydi.

RİSKLERE RAĞMEN, GÖRÜNÜM POZİTİF

ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell geçenlerde Covid-19 pandemisinin tüm dünyada ‘muazzam insani ve ekonomik güçlüklere’ neden olduğunu belirterek şöyle uyarıda bulundu: “Pandemiden daha kötü etkilenen sektörlerde yoğunlaşan zayıflıklar ile birlikte, ekonomik faaliyetler ve istihdamda toparlanma hızı geçen aylarda vasat seviyedeydi.”

Yine de pandemi nedeniyle devam eden belirsizliğe rağmen, ekonomi tahmini yapanların çoğu hala 2021’de önümüzde daha iyi günler olmasını bekliyor. Bu da nikel, paslanmaz çelik ve hurda metal talebi için iyiye işaret olmalı. IMF küresel ekonominin 2021’de % 5,5 oranında büyüyeceğini, bu kapsamda yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerdeki büyümenin ise % 6,3 seviyesinde olacağını öngörüyor. Ayrıca, IMF küresel ticaret hacminin 2020’deki % 9,6 daralmadan bu yıl % 8,1 genişlemeye sıçrayacağını tahmin ediyor. Emtia fiyatlarının ekonomik büyüme ve ticaret hacimlerindeki gelişmelerden prim sağlaması bekleni- yor: “Öngörülen küresel toparlanmayı yansıtacak şekilde, petrol fiyatlarının 2021’de alçak baz fiyatın tam %20 üstünde artması, fakat hala 2019 ortala- masının oldukça altında kalması bekleniyor. Özellikle metaller olmak üzere, petrol-dışı emtia fiyatlarının da güçlü şekilde artacağı öngörülüyor.”

PİYASA GÜCÜ SORGULANIYOR

Paslanmaz çelik ve hurda piyasaları için yıla güçlü bir başlangıç yapılmasına; tüketici stok tamamlaması, yükselen nikel fiyatları ve iniş çıkışlı karbon çelik piyasaları gibi bazı faktörler katkıda bulundu. BMO Capital Markets şirketine göre, Fastmarkets’in ABD sıcak haddelenmiş kangal çelik fiyat indeksi, ocak ayında 60 yılın en yüksek değerine ulaştı. Demir hurda fiyatları da ocak ayında bazı piyasalarda ton başına 100 dolardan daha fazla yükselerek (dolayısıyla paslanmaz çelik ve diğer hurda metal piyasalarına da destek sağlayarak) aynı şekilde davrandı. Fakat fiyatlardaki hızlı yükselme, çelikte ve diğer pazarlarda boğa piyasasının daha ne kadar süreyle devam edebileceği şeklinde sorulara neden oldu. İleriye dönük olarak, Mac-quarie Research şirketi; (küresel paslanmaz çelik üretiminin bu yıl % 7.4 artarak 55 milyon tonun biraz üzerine yükselmesi beklenirken,) Londra Metal Borsası (LME)’nda ortalama nikel fiyatı- nın 2020’deki ton başına 13.782 dolar- dan, 2021’de ton başına 16.375 dolara yükseleceğini öngörüyor.

6 Yılın En Yüksek Seviyesine İlerlerken

Mevcut nikel fiyat tırmanışı paslanmaz çelik için gelen kuvvetli talep, karbon bataryalar için kuvvetli bir talep artışı ve sıkı paslanmaz çelik hurda piyasası ile ateşlendi. Aynı zamanda Şangay Vadeli İşlemler Borsası’ndaki (SHFE) nikel stokları 2021’de yarıya düştü. Bu nedenle, yakında 20.000 dolara yakın bir fiyat rekoruna ulaşılması beklenebilir. Fakat, paslanmaz çelikte halihazırdaki ani yükselişin en azından bir kısmının yeniden stoklamadan kaynaklandığı düşünülüyor. İkinci çeyrekte nikel talebinin azalabileceği belirtiliyor. İlave olarak, mevcut yüksek fiyat seviyeleri, Endonezya’da Tsingshan ve diğer şirketler tarafından yatırım yapılan batarya materyali için (Nikel ve Kobalt) Yüksek Basınçta Asit Çözdürme (HPAL) projeleri dahil yeni nikel üretimini tetikleyebilir.

The post 2021 Görünümünü Tahmin Etmek Zor appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/2021-gorunumunu-tahmin-etmek-zor.html/feed 0 2733
Tüm Metallerde İyimser Hava Hakim https://geridonusumekonomisi.com.tr/tum-metallerde-iyimser-hava-hakim.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/tum-metallerde-iyimser-hava-hakim.html#respond Fri, 23 Apr 2021 22:56:22 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=2730 Ülke ekonomileri toparlanırken, artan taleple ateşlenen dünya metal piyasaları pandemiye rağmen son derece yüksek seviyelerde kaldı.

The post Tüm Metallerde İyimser Hava Hakim appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Ülke ekonomileri toparlanırken, artan taleple ateşlenen dünya metal piyasaları pandemiye rağmen son derece yüksek seviyelerde kaldı.

Pandemi boyunca bazı hurda toptancıları zorlu bir mücadele verdi ve istedikleri seviyede ticaret yapamadı.

Fakat genel olarak metal endüstrisi temsilcileri, pandemiye rağmen iyi zamanlarında olduğunu bildiriyor. Gerçekten de ABD İş Gücü İstatistikleri Bürosuna göre, bütün hurda emtia fiyat indeksleri aralık 2020’de bir önceki yılın aynı dönemine göre arttı. Demir ve çelik hurdası %31,3 artışla başı çekerken, alüminyum hurdası %7,9, bakır temelli hurda %19,7 artış gösterdi. Hem bakır, hem de alüminyum önceki aya göre yaklaşık %10 daha yüksekti.

Devam eden kısıtlamalara rağmen, küresel ekonominin pek çok sektöründe üretimin iyi gittiği söyleniyor. Bu kapsamda inşaat endüstrisi iyi siparişler aldığını bildiriyor. Çin’in tutukluk yaşayan ekonomisini canlandırmanın bir yolu olarak altyapıyı yükseltmeye yönelik yeni vurgusunun da hurda talebinde belirgin bir etkisi oldu.

Tüccarlar fiyatlar arttıkça, özellikle bakır için olmak üzere, sunulan hurda miktarının da arttığını belirtti. Diğer bazı tüccarlar, geçen yılki nakit akışı problemlerinin bazı tedarikçileri klasik fiyat belirleme kaygılarından daha çok ödeme çabukluğuna odaklanmaya ittiğini ifade etti. Bu ‘yeni normal’in bir parçası.

ABK, ÇİN’İ YAKINDAN TAKİP EDİYOR

Çin’in geri dönüştürülebilir materyale yönelik ithalat yasağı ve kısıtlamaları, ABD Hükümetinin ticaret politikaları geliştirmek ve başkana önermekten sorumlu ajansı tarafından yine bir temel endişe konusu olarak tanımlandı. Ocak ayı başlarında ABD Ticaret Temsilcisi, (USTR) Çin’in küresel ekonomide Dünya Ticaret Örgütü (WTO) taahhütlerini nasıl uyguladığına yönelik yıllık değerlendirmesini yayımladı. Bahse konu rapor, ‘Çin’in piyasa dışı politikaları ve uygulamalarının çok taraflı ticaret sistemi için tehdit teşkil ettiğini gösteren çok ciddi şüpheli hareketlerde devamlılık olduğu’nu belirtiyor. Çin’in WTO üyeliği kurallarına uyma konusunda sicili bozuk. Rapor Çin’in ‘haksız ve bozucu politika ve uygulamaları’ ile alakalı maliyetlerin çok fazla olduğunu da ifade ediyor.

USTR ‘Geri Dönüştürülebilir Materyalde İthalat Yasağı’ başlıklı bir bölümde, 2017 yılından beri Çin’in çoğu hurda ve toplanmış materyalin ithalatını sınırlandırdığını veya yasakladığını söylüyor. İthalat ruhsatı verme ve muayene kurallarının uluslararası standartlara aykırı gözüktüğünü de belirterek ekliyor: “Çin’in benzer kısıtlamaları yurt içi kaynaklı hurda ve toplanmış materyale uygulamadığı görülüyor.”

Haziran 2020’de, Çin Ekoloji ve Çevre Bakanlığı tarafından 2021’in başlangıcından itibaren uygulanmak üzere bakır, alüminyum ve pirinç gibi saflık standartlarını karşılayan ‘geri dönüştürülmüş ham madde’ içeren bazı işlenmiş hurda, plastik pelet ve kağıt posası ithalatına izin verilirken neredeyse tüm işlenmemiş hurdanın ithalatını etkin olarak durdurularak kurallar daha da sıkılaştırıldı. USTR sonuç olarak bu şartların Çin’e bütün hurda materyallerin ihracını durdurduğunu belirterek şöyle diyor: “Denizcilik sektörü Çin’e ihraç için herhangi bir hurda materyali kabul etmekte isteksiz. Görünüşte Çin kanunlarına uyacak olsalar bile, Çin’deki gümrük yetkilileri onları kabul etmeyebilir.” USTR 2002’den beri Çin’in WTO kurallarına uyma durumunu gösteren bir yıllık rapor yayımlamakta ve 2017’den beri her yıl Çin’in hurda yasağına atıfta bulunuyor.

AURUBIS KAR BEKLİYOR

Aurubis 2020-21 mali yılı için görünümünü yeni bir iyimserlikle güncelledi ve şu anda cari mali yıl için vergi öncesi işletme kazançlarının 270 milyon ile 330 milyon euro arasında olmasını beklediğini belirtti. Mali yılın başında, bu rakamın 210 ile 270 milyon euro arasında olacağı düşünülüyordu. Aurubis’in CEO’su Roland Harings, zamanında endüstri uzmanları tarafından yapılan öngörülerin tutarsız olduğunu ve bunun sonucunda, grubun mutedil şekilde planlama yaptığını söyledi ve şöyle devam etti: “Şimdi hem geri dönüştürülen materyaller için saflaştırma ücretlerinin hem de metal fiyatlarının mevcut yüksek seviyede kalacağı aşikar. Bu durum bütün müşteri segmentlerinde bütün ürünler için güçlü talebe neden olmasının yanında, bize de mali yıl boyunca kar ettirecektir.”

ALÜMİNYUM AŞIRI DEĞERLİ

Alüminyuma gelince, piyasadaki fiyatlar daha yüksek taleple kısmen açıklanabilir.

Gerçekten, tüccarlara göre, alüminyum halihazırda aşırı değerli. Bunun yanında, tüketici endüstrisi için sipariş durumu iyi. Diğer taraftan önemli otomotiv ve havacılık sektörleri hala çok zayıf.

IKB Deutsche Industriebank, alüminyum tüketiminin 2021’de daha keskin bir şekilde artacağını umuyor. IKB’nin en son ham madde fiyat raporunda yazdığına göre, daha yüksek talep yüksek oranda geri dönüştürülmüş alüminyum ile karşılanacak gibi gözüküyor.

2020’nin ilk 11 ayı boyunca ABD ihraç- ları, Çin’e (-%52), Meksika’ya (-%21), Hong Kong’a (-%35), Kanada’ya (-%23) ve Tayvan’a (-%31) daha az nakliyat yapılmasıyla, ocak-kasım 2019 dönemi ile kıyaslandığında %2 kadar düştü. En yüksek artış %50’ye yaklaşan oranla Malezya’ya yönelik nakliyatta yaşandı. Bunun yanında Hindistan’a olan artış da iki basamaklı rakamlardaydı. Veriler ABD Nüfus Sayım Bürosu ve Uluslararası Ticaret Komisyonu kaynaklı. Londra Metal Borsası’ndaki (LME) üç aylık alüminyum fiyatları ocak ayı ortasında 2010 dolar civarında, alüminyum alaşımı ise 2000 dolar idi. Bir yıl önce, alaşım 1800 doların altındaydı. Saf alüminyum için fiyatlar halihazırda 1830 dolar civarında. Alüminyum tel hurdası son fiyatı 1500 dolar ile 1640 dolar arasında, alüminyum talaşı ise 700 dolar ile 830 dolar arasında.

ABD: ÇİN’DEN İTHALATLARA ARKA KAPI YOK

ABD Ticaret Bakanlığı yılbaşından önce açıklanan Alüminyum İthalat İzleme ve Analiz (AIM) sistemi kapsamında, artık belirli alüminyum ürünleri için bir ithalat lisansı istiyor. 25 Ocak’tan itibaren, ithalatçılar, gümrük komisyoncuları ve onların acenteleri belirtilen ürünler için bir ithalat lisansı almak zorunda ve gerekli bilgilereyse yeni bir AIM web sitesinden ulaşılabiliyor. Bir lisans için kayıt yaptırmak ücretli değil ve Bakanlık kayıt sonrası otomatik olarak bir lisans veriyor. Her ne kadar kural alüminyum hurdası ithalatları için uygulanmasa da Hurda Geri Dönüşüm Endüstrileri Kurumunun (ISRI) Fikir Savunma Başkan Yardımcısı Adina Renee Adler, hurdadan yapılmış ikincil alüminyum ürünlere uygulanabileceğini ve böylece bazı geri dönüştürülmüş alüminyum işleyicilerini ve tüketicilerini etkileyeceğini söylüyor.

Adler, “Herkes tarafından bilinen sır, bunun Çin’in Kanada ve Meksika’yı ABD’ye alüminyum ve alüminyum ürünleri sokmak ve böylece [bölüm] 232 gümrük vergisi ve anti damping sorumluluklarından kaçınmak için kullanmamasını sağlamakla ilgili olduğudur.” diyor. Yeni sistem, ABD’nin Kanada ve Meksika’dan alüminyum ürünleri ithalinde 232 gümrük vergilerini kaldırmak için bir şart olarak 2019’da Kanada ve Meksika ile yaptığı bir anlaşma ile uygulanmaya başladı. Adler, Kanada ve Meksika’nın da benzer izleme sistemlerini uygulamasının beklendiğini söylüyor.

BAKIR FİYATLARI TÜCCARLARI SEVİNDİRİYOR

Kırmızı metal, halihazırda LME’deki fiyatlarının yaklaşık 10 yıl önceki gibi yüksek olmasıyla tüccarları sevindiriyor. Ocak ayı ortasında, bir yıl önceki 6230 dolarlık değeri de aşarak 8000 dolar düzeyi civarındaydı. Özellikle bakır hurdası piyasada yeterince tedarik edilebilir durumda ve perakendeciler yüksek fiyat seviyelerini stoklarını azaltmak için kullanıyor. Bu nedenle bazı piyasa katılanları satışların halihazırda zor olduğundan şikayet ediyor. Resmi ABD verileri 2020’nin ilk 11 ayında, Malezya’ya (-%23), Hong Kong’a (-%69), Hindistan’a (-%24), Japonya’ya (-%30), Kanada’ya (-%11) ve Belçika’ya (-%15) azalan ticaret akışları ile bakır hurdası ihraçlarının %12 azalarak 710.000 tona düştüğünü gösteriyor. Bununla birlikte, Çin’e ihraçlar yaklaşık beşte bir oranında, Vietnam’a giden ise üç katından fazla arttı.

Konteyner kapasitesinde yetersizlik olmakla birlikte, Avrupa’dan Asya’ya ihraçların iyi durumda olduğu söyleniyor.

Fırınları için yeterli malzeme buldukları sürece, mevcut durum izabe tesisleri için rahatlık verici. Hurda pazarında, parlak tel hurdası 7430 dolar ile 7650 dolar arasında satılıyor, 1a bakır taneleri 7640 dolar ila 7810 dolar arasında fiyat buluyor ve alaşım olmayan 1 numara parlak tel hurdası ise 5800 dolar ila 5980 dolar arasında değerlerle el değiştiriyor.

NİKEL VE KURŞUNA TALEP ÇOK

Kurşun da geçen aylarda daha iyiye gitti. LME’de fiyatlar 2033 dolar civarında bulunuyordu. Yüksek fiyata rağmen, perakendeciler yıl geçişinde güçlü talep bildiriyordu. Elektromobilitenin teşvik edilmesi için gösterilen bütün gayretlere rağmen geleneksel kurşun piller için talep hala çok yüksek. Kış tüketimi artırarak genellikle geleneksel pillere bir darbe vurur. Yeni yumuşak kurşun maliyeti 2210 dolar ile 2260 dolar arasında, yumuşak kurşun hurdası 1790 dolar ile 1850 dolar arasında.

Nikel de halihazırda yüksek değerde. LME’de 17.731 dolardan alıcı buldu. Alaşımlı hurda için de daha önceki haftalara göre yüksek fiyatlara ulaşıldı. Halihazırda Avrupa’daki paslanmaz çelik tesisle- rinden özellikle yüksek bir talep var. V2A hurda fiyatı 1360 dolar ile 1530 dolar arasında, V4A hurda fiyatı ise 1860 dolar ile 2070 dolar arasında.

ÇİNKO FİYATLARI YUKARI DOĞRU SEYREDİYOR

Çinko da demir dışı metaller için mevcut kurala istisna oluşturmuyor. Aşırı olmayan talebe rağmen fiyatlar LME’deki genel yukarı doğru gidişatı takip etmekte. Üç ay vadeli çinko Londra’da son olarak 2774 dolardan fiyatlandı. Çinko işleme endüstrisi yüksek stoklar biriktirmekten kaçınıyor ve yakın dönem ihtiyaçları için ihtiyatlı şekilde sipariş veriyor. Talep de buna bağlı olarak sessiz. Özel yüksek-kalite çinko LME dışında 2920 dolar civarında değer aldı, eski çinko hurdası ise 1935 dolar ile 2010 dolar arasında fiyatlandı.

The post Tüm Metallerde İyimser Hava Hakim appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/tum-metallerde-iyimser-hava-hakim.html/feed 0 2730
Hurda Kağıt Fiyatları Arttı https://geridonusumekonomisi.com.tr/hurda-kagit-fiyatlari-artti.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/hurda-kagit-fiyatlari-artti.html#respond Fri, 23 Apr 2021 22:48:26 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=2727 ABD’li tüccarlar hurda kağıt fiyatlarının arttığını bildirse de dünya çapında ihracatçılar konteyner bulmak için mücadele ediyor.

The post Hurda Kağıt Fiyatları Arttı appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

ABD’li tüccarlar hurda kağıt fiyatlarının arttığını bildirse de dünya çapında ihracatçılar konteyner bulmak için mücadele ediyor.

Esas olarak karton kutu tesislerinde güçlü üretim kaynaklı, ABD’de hurda karton ve diğer toplanmış kâğıt çeşitlerinin fiyatları 2021’in başından beri bir bakıma şaşırtıcı bir gelişme gösterdi. Tedarikçiler, her ne kadar kara yolu, tren yolu ve gemi nakliyatında gecikmelerin tedariki zorlaştırdığından yakınsalar da yıla başlarken güçlü yurt içi ve yurt dışı siparişlerinin keyfini yaşadı. Bir komisyoncu, hala kasım ayında aldığı siparişler için ihraç rezervasyonlarını sağlamaya çalıştığını bildirdi.

ABD’nin dışında, hem Uzak Doğu’da hem de Avrupa’da fiyatlarda büyük artışlardan sonra, ocak ayında çoğu kağıt çeşidi için istikrarlı bir başlangıç oldu. Böyle bile olsa Endonezya ve Vietnam’da fiyatlar 5-10 dolar daha yükseldi. Fakat diğer Asya ülkelerinde durum farklıydı ve Hindistan tesisleri düşük bir talep gösterdi. Orta ve üst kaliteler öylece kaldı ve geçen aylarda fiyatlar pek artmadı. Gelecek dört ila altı hafta için tahminler, piyasaların olduğu gibi kalacağı yönünde.

Dünyanın pek çok yerinde ihracatçılar, boş nakliyat konteynerlerindeki kıtlığın esas engel olduğundan yakınıyorlar. Bir ihracatçı, normalde hacimsel olarak alım-satım yapar ve sonra konteynerleri kiralar ama şimdi tam tersini yapıyor.

Herhangi bir alım-satımdan önce konteyner olup olmadığını araştırıyor. Mart ayında konteyner azalışının artmasıyla navlun fiyatları daha da arttı. Kuzeydoğu ABD’den bir komisyoncu “Nakliyat konuları çok zahmetli.” dedi ve şöyle devam etti: “Pek çok sipariş var ama bir kamyon bulamıyorsunuz. Deniz nakliyat şirketleri boş konteynerleri mümkün olduğunca çabuk Çin’e geri götürmek istiyor. Çünkü ABD’ye gelen navlunda vurgun yapıyorlar. Geri dönen konteynerleri hurda kağıtla doldurmak için beklemiyorlar. Denizcilik şirketleri en az birkaç ay için bu konuda bir ilerleme beklenmemesini söylüyorlar.”

KONTEYNERLER BOŞ DÖNÜYOR

Rekor yüzdelerde konteyner, ABD’nin en büyük limanları olan Los Angeles ve Long Beach’den boş ayrılıyor. 2018 ve 2019’da Long Beach’den dışarı giden tüm konteynerlerin % 62’si limandan boş olarak ayrıldı. 2020 yılında, yıllık ortalama sadece %1 arttı ama yılın son dört ayı süresince ayrılan konteynerlerin %70’i boştu.

Los Angeles limanında, 2017 ve 2019 arasında her yıl için dışarı giden konteynerlerin yaklaşık %60’ı boş olarak hesaplandı. Temmuz ve aralık 2020 arasında, her ay dışarı giden konteyner- lerin yaklaşık %70’i boştu.

Şimdi Çin’in toplanmış kağıt için pazar dışında kalmasıyla, rezervasyonları sağlayabilen ABD ihracatçıları, hurda kağıdı hamur haline getiren ve Çin’in karton tesislerine gönderen Hindistan ve Tayland gibi diğer Asya pazarlarından güçlü bir talep buldular. Bununla birlikte, tüccarlar Çin’in karton tesislerine kağıt elyafı sağlamakta yetersiz kaldığını bildirdiler.

Asya pazarlarından geldiği bildirilen güçlü siparişlerle birlikte, tüccarlar ocak ayında Kuzey Amerika pazarının da çok sağlam olduğunu söyledi. Amerikan Orman ve Kağıt Birliğine göre, ABD’nin karton üretimi 2019’a kıyasla 2020’de %4 arttı ve aralık ayında 2019’un aralığına göre %3 daha fazlaydı.

FİYAT ARTTI

Bu güçlü talebin ve düşük üretimin sonucu hurda kağıt fiyatlarında bir yükseliş oldu. Tüccarlar, hurda kağıdın yurtiçi tesislerde satış fiyatının ABD’nin doğusunda ve güneyinde ton başına 150 dolar civarında oldukça yüksek olduğunu, fakat Mississippi Nehri’nin doğusundaki çoğu işlemde ton başına 100 dolar ile 120 dolar arasında bir aralıkta fiyat bulduğunu bildirdiler. İhraç edilen hurda kağıdın ton başına 170 dolara yakın satıldığı ve iki defa ayıklanmış hurda için 20-30 dolar prim ile New York limanında teslim edildiği rapor edildi. Ayıklanmış Ofis Artığı Kağıt (SOP) piyasaları aylardır ilk defa hayat buldu. Tüccarların bildirdiğine göre, ton başına 100 dolar seviyesi civarında zar zor tutunabilen geçenlerdeki tesis fiyatlarıyla, toplanan ofis kağıdının çoğu en düşük kalite gazete kağıtlarına karıştırılıyordu. SOP arzı düşmeye başladığında, bu durum SOP için taleplerini artırmak zorunda kalan temizlik kağıdı tesislerinde biraz endişe yarattı.

Sonuç olarak, ABD’nin kuzeydoğusunda ve doğu Kanada’da daha yüksek teklifler olmak üzere, ülkenin çoğu yerinde, tesiste alım-satım işlemlerinin ton başına 130 dolara kadar arttığı bildirildi. Bununla birlikte, tüccarlar genellikle SOP fiyatlarını ABD bütününde ton başına 100 dolar ile 120 dolar arasında olarak bildirdiler.

The post Hurda Kağıt Fiyatları Arttı appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/hurda-kagit-fiyatlari-artti.html/feed 0 2727