Proje - Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi https://geridonusumekonomisi.com.tr/kategori/proje Geri Dönüşüm Portalı Wed, 01 Mar 2023 13:00:15 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3 https://i0.wp.com/geridonusumekonomisi.com.tr/wp-content/uploads/2019/10/gd_ikon.png?fit=32%2C32&ssl=1 Proje - Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi https://geridonusumekonomisi.com.tr/kategori/proje 32 32 161676614 Sürdürülebilir Doğa Dostu Kampüs https://geridonusumekonomisi.com.tr/surdurulebilir-doga-dostu-kampus.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/surdurulebilir-doga-dostu-kampus.html#respond Wed, 01 Mar 2023 12:46:38 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=4397 Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) “Sürdürülebilir ve İklim Dostu Kampüs” oluşturulması ile ilgili iş birliğine vardı. Protokol Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, YÖK ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı arasında imzalandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve Yükseköğretim Kurulu […]

The post Sürdürülebilir Doğa Dostu Kampüs appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) “Sürdürülebilir ve İklim Dostu Kampüs” oluşturulması ile ilgili iş birliğine vardı. Protokol Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, YÖK ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı arasında imzalandı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın katılımıyla ile protokol imzalandı. Murat Kurum burada yaptığı konuşmada, iklim değişikliği nedeniyle yaşanan olumsuz doğa olaylarına dikkat çekti. Kurum, “Hepimiz ortak evimiz dünyaya, ülkemize karşı sorumluluğumuzu idrak etmek ve el birliğiyle hareket etmek zorundayız. Biz istiyoruz ki; evlatlarımız sahip olduğumuz doğal zenginlikleri kitaplardan, ekranlardan değil; doğayla iç içe yaşayarak öğrensinler. Bu kapsamda, 5 yıl önce Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde başlattığımız Sıfır Atık Hareketi, ülkemizin dört bir yanında çevre duyarlılığının yaygınlaşmasında büyük bir başarı sağladı.” ifadelerini kullandı.

Murat Kurum, protokol ile hedeflenenleri şu şekilde özetledi: “Bu protokolle; üniversitelerimizi sürdürülebilir, enerji verimli, doğayla uyumlu birer yerleşke haline getireceğiz. Her bir kampüsümüzde; enerji kaynaklarını verimli kullanacak, yenilenebilir enerji ve sıfır atık uygulamalarını yaygınlaştıracağız. Her ilimizde gençlerimizle ile bir araya geliyorum ve orada yapmış olduğumuz istişarelerde de gençlerimizin geleceğe güvenle bakmaları adına iklim değişikliği konusunda mücadelemizi anlatmaya gayret gösteriyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu ve 2053 hedefleri doğrultusunda ülkemizin tamamını ilgilendiren, üniversitelerimizdeki ki tüm bölümleri, tüm meslek dallarını ilgilendiren konuya ilişkin farkındalığı artırmaya ve bu mücadeleyi ortak etmek suretiyle daha kararlı bir şekilde yapmaya gayret gösteriyoruz. Önümüzdeki süreçte, bu protokolde ortaya konulan hususların geliştirilmesinde, hocalarımızla, üniversite öğrencilerimizle, iklim elçilerimizle hep birlikte daha etkin bir çalışma yürüteceğiz.

8.5 milyon üniversiteli gence çağrıda bulunan Bakan Kurum, “Gelin Türkiye’nin bu en büyük genç çevre hareketine gönüllü olarak katılın. Biz her bir üniversitede kuracağınız İklim ve Sıfır Atık Kulüplerine her türlü desteği vereceğimizi, buradaki tüm hocalarımızın huzurunda yineliyorum. Biz şunu çok iyi biliyoruz: üniversitelerimizdeki ve şehirlerimizi sürdürülebilir kılmak ancak ve ancak gençlerin göstereceği çaba, gayret ve samimiyetle olacaktır. Üniversite yönetimlerimizden de beklentimiz çok büyük. Bütün dünyanın konuştuğu iklim, çevre, sıfır atık ve döngüsel ekonomi konularında eğitim programlarının ve faaliyetlerin sayısının artırılmasını istiyoruz.” ifadelerine yer verdi.

SÜRDÜRÜLEBİLİR KAMPÜS NEDİR?

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ise konuşmasında, “Sürdürülebilir ve İklim Dostu Kampüs Oluşturulması Alanında İş Birliği Protokolü”nün neyi amaçladığını şu ifadelerle açıkladı: “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız ile Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın koordinasyonunda, ilk etapta seçilen 10 pilot üniversitemizde, sonrasında da tüm üniversitelerimizde; sürdürülebilir, enerji verimli, doğayla uyumlu ve çevreye asgari düzeyde zarar veren kampüslerin oluşturulması, üniversite kampüslerinde enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji uygulamalarının artırılması, bu alanda duyarlılık ve farkındalık oluşturulmasına yönelik çalışmaların gerçekleştirilmesi; üniversitelerde enerji kaynaklarının ve enerjinin verimli ve etkin kullanılması, israfın önlenmesi ve yenilenebilir enerji kullanımının sağlanması ile enerji maliyetinin bütçe üzerindeki yükünün hafifletilmesi, sıfır atık uygulamalarının yaygınlaştırılması, çevrenin korunması, üniversitelerin sürdürülebilir ve iklim dostu kampüs dönüşümü sürecinde gerekli finansman araçlarına erişimi konusunda desteklenmesi yönünde çalışmalar yapılması amaçlanmaktadır. İlk etapta, pilot uygulamanın başlayacağı üniversitelerimiz: ODTÜ, İTÜ, Yıldız Teknik, Ege, Gazi, Karabük, Bartın, Van Yüzüncü Yıl, Niğde Ömer Halis Demir ve Selçuk Üniversiteleri olarak belirlenmiştir.”

The post Sürdürülebilir Doğa Dostu Kampüs appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/surdurulebilir-doga-dostu-kampus.html/feed 0 4397
Eski Kitapları Getir Kırtasiye Ürününü Götür https://geridonusumekonomisi.com.tr/eski-kitaplari-getir-kirtasiye-urununu-gotur.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/eski-kitaplari-getir-kirtasiye-urununu-gotur.html#respond Tue, 08 Nov 2022 20:12:02 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=3919 Bursa Matbaacılar ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası örnek bir projeye imza attı .Proje çerçevesinde eski kitap ve kâğıtlar değerlendiriliyor hem de oda üyelerinin aidatları bu dönüşümden sağlanıyor. Bursa Matbaacılar ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası’nın başlattığı proje çerçevesinde eski kitap ve defterlerini getiren öğrenciler kırtasiye ihtiyaçlarını ücretsiz temin edebiliyor. Meslek odası da üyesi olan kırtasiyecilerden olan üyelik aidatlarını, […]

The post Eski Kitapları Getir Kırtasiye Ürününü Götür appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Bursa Matbaacılar ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası örnek bir projeye imza attı .Proje çerçevesinde eski kitap ve kâğıtlar değerlendiriliyor hem de oda üyelerinin aidatları bu dönüşümden sağlanıyor.

Bursa Matbaacılar ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası’nın başlattığı proje çerçevesinde eski kitap ve defterlerini getiren öğrenciler kırtasiye ihtiyaçlarını ücretsiz temin edebiliyor. Meslek odası da üyesi olan kırtasiyecilerden olan üyelik aidatlarını, hurda defter ve kitapla takas ediyor. Öğrenciler evlerinde kullanılmayan kitapları Bursa’da herhangi bir kırtasiye ye götürüyor. Burada kitaplar kilogramı 2,5 liradan satın alınıyor. Toplam bedel karşılığında da öğrenciler ihtiyaçlarını karşılıyor. Toplanan kitaplar daha sonra Bursa Matbaacılar ve Kırtasiyeciler Odası tarafından aynı bedelle alınıyor. Odaya aidat borcu olan kırtasiyecilerin toplanan bu kitapların bedelinden aidatları düşülüyor, kalan meblağ nakit olarak esnafa ödeniyor. Yine matbaacılardan kilosu 1,7 liradan atık olarak çıkan kâğıt, oda tarafından anlaşılan firmalarca geri dönüşüme kazandırılıyor. Odaya aidat borcu olan matbaacılardan aidat borcu düşülüp, kalan tutar nakit olarak ödeniyor. Oda, kısa sürede 20 bin liralık hurda kitap defter toplarken çöpe giden kitap ve kâğıtlar da geri dönüşüme kazandırılmış oldu. Ayrıca matbaalardan çıkan alüminyum, plastikler de geri dönüşü me kazandırılıyor. Bursa Matbaacılar ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası Başkanı Mehmet Akif Erol, 350 kırtasiye, 350 matbaa olmak üzere, geri kalanının grafikerlerden oluşan toplam 800 üyeye sahip olduklarını söyledi. Erol, “Biz bu dönem yeni seçil dik. Kafamızda bazı projeler vardı. Bunları hayata geçirmeye başladık. Bunların başında çocuklarımızın çöpe attıkları kitapları toplayarak hem geri dönüşüme kazandırıyoruz hem de ülke kaynaklarını heba etmemiş oluyoruz. Bu alınan kitaplar karşılığında çocukların kendi ihtiyaçlarını o bedel doğrultusunda vermiş oluyoruz. Oda üyelerinin topladığı kitapları esnaftan alarak tekrar geri dönüşüme veriyoruz.” dedi. Matbaa sektörü ile ilgili de bir çalışma yaptıklarını kaydeden Erol, “Matbaada çıkan atıkları tartarak üyelerimizden topluyoruz. Kaç kilo olduğuna dair belge düzenliyoruz. Bunun karşılığında ister aidat borçlarından düşüyoruz is terseler de nakit veriyoruz. Bu şekilde ülke ekonomisine katkıda bulunmak için gayret gösteriyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Alüminyum, demir, plastikler de alınıyor” Başkan Erol şu bilgileri paylaştı: “Toplanan geri dönüşüm ürünlerinin bir bedeli var. Matbaadan aldığımız kağıdın kilogram fiyatı 1,7 lira, kırtasiyeden aldığımız kitabın ve defterin kilosu 2,5 lira bedelle toplanıyor. Bunun yanında matbaalardan çıkan alüminyum, demir ve plastik atıkların hepsini değerlendiriyoruz. Bunların da belirli ücretleri var. Bunları üyelerimize yayınlıyoruz. 2 aydır bu işi yapmamıza rağmen üyelerimiz ve bizler çok memnunuz. Bugüne kadar aidat ödemekte zorlanan üyelerimiz aidatlarını ödemiş oldu. Biz kısa sürede 15-20 bin lira arasında para topladık.”

ÇÖPE GİDECEK KİTAPLARI TOPLAYARAK GERİ DÖNÜŞÜME KAZANDIRIYOR,ÜLKE KAYNAKLARINI HEBA ETMEMİŞ OLUYORUZ.

The post Eski Kitapları Getir Kırtasiye Ürününü Götür appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/eski-kitaplari-getir-kirtasiye-urununu-gotur.html/feed 0 3919
Yemek Artıkları Mama Olacak https://geridonusumekonomisi.com.tr/yemek-artiklari-mama-olacak.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/yemek-artiklari-mama-olacak.html#respond Tue, 08 Nov 2022 19:28:59 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=3899 Beyoğlu Belediyesi bir ilke daha imza attı. Gıda ve yemek artıklarının hayvan mamasına dönüştürmek üzere özel olarak tasarlanan makineler ilk kez Beyoğlu’nda kullanıma sunuldu. Beyoğlu Belediyesi, hayvanların beslen me sorununu çözecek yeni bir projeyi daha hayata geçirdi. Gıda ve yemek artıklarını hayvan mamasına dönüştürmek üzere tasarlanan özel üretim makineler düzenlenen tanıtım töreniyle birlikte ilk kez […]

The post Yemek Artıkları Mama Olacak appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Beyoğlu Belediyesi bir ilke daha imza attı. Gıda ve yemek artıklarının hayvan mamasına dönüştürmek üzere özel olarak tasarlanan makineler ilk kez Beyoğlu’nda kullanıma sunuldu.

Beyoğlu Belediyesi, hayvanların beslen me sorununu çözecek yeni bir projeyi daha hayata geçirdi. Gıda ve yemek artıklarını hayvan mamasına dönüştürmek üzere tasarlanan özel üretim makineler düzenlenen tanıtım töreniyle birlikte ilk kez Beyoğlu Belediyesi Atık Toplama Merkezi’nde kullanıma sunuldu. Programa Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, makineyi üreten ProCompo Çevre Teknolojileri firmasının yetkilileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Tanıtım toplan tısında makineyi test eden Başkan Yıldız daha sonra özel olarak üretilen “Mama Makinesi” projesinin detaylarını kamuoyuyla paylaştı. Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, “Beyoğlu’nda bir ilki daha gerçekleştiriyoruz. Bize emanet edilen canların hayatlarını daha sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmesi konusunda bir çalışma başlatıyoruz. Her atık çöp değildir anlayışıyla israfın olduğu dünyamızdaki, Türkiye’mizdeki yemek atıklarının dönüştürülmesi konusunda bir çalışmaya imza atıyoruz. Özellikle geri dönüşüm konusunda saygıdeğer Cumhurbaşkanımız ve eşi her gün bir tasarrufta bulunuyorlar. Beyoğlu Belediyesinin birinci sınıf geri dönüşüm belgesi olan atık getirme merkezinde zaten daha önce de ürettiğimiz ürünler vardı. Türkiye’de yılda yaklaşık 25 milyon ton gıda israfı olduğunu düşünürsek, hizmet sektörünün olduğu Beyoğlu’nda otellerimizden, lokantalarımızdan yemek atıklarının toplanarak 16 saat gibi bir zaman diliminde mamaya dönüştürülmesi insanlık için büyük bir gelişmedir.” dedi.

YEMEK ATIKLARININ MAMAYA DÖNÜŞTÜĞÜ BU SİSTEMİ YAYGINLAŞTIRACAĞIZ Başkan Yıldız, “Bugün Beyoğlu Belediyesi olarak bir ilki gerçekleştiriyoruz. Bundan sonra da belediyemizin mutfağı ve yemekhanesinde, lokantalar ve restoranlarla ve diğer turizm sektöründeki mekanlarla işbirliği yapmak suretiyle bunu yaygınlaştırmayı düşünüyoruz. Beyoğlu’nda hayvanların mama ihtiyacını karşılıyoruz. Artık yemek atıklarından üretilen bu mamayla da Beyoğlu’nun hayvanlarının mama ihtiyacını karşılamış olacağız. Bizim evlerimizde ürettiğimiz yemek atıkları artık mamaya dönüştürülmüş bir şekilde bize emanet edilen canlara ulaşacak. Yemek atıklarının mamaya dönüştüğü bu sistemi hep birlikte Beyoğlu’nda yaygınlaştıracağız. Mama Makinası 4 üniteden oluşuyor. Fermantasyon dediğimiz aşamadan sonra yemek atıkları mamaya dönüşüyor.” ifadelerini kul- landı. “BELEDİYELERİMİZİN ARTIK BU MAKİNEYLE MAMA MASRAFI KALMAYACAK” ProCompo Çevre Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Esra Cevahir ise, “Mama makinası dünyada ilk defa hem mama hem kompost yapan tamamen yerli ve bizim üre- timimiz Türk malı ve gururla söylediğimiz bir makinedir. Kompost için de mama için de yüzde 70 civarı bertaraf olur. Geri kalanı net üründür. Mesela bir makineden 70 kilogramlık bir mama elde ettik. Belediyelerimizin artık bu makineyle mama masrafı kalmayacak duruma gelecek.” şeklinde konuştu. İlk kez Beyoğlu’nda kullanıma sunulan makinelerden ilçede faaliyet gösteren oteller, restoranlar ve kafeler de kısa sürede temin ederek projeye dahil olacaklar. Beyoğlu Belediyesi’nin öncülük ettiği projenin kısa zamanda tüm Türkiye’ye yayılması hedefleniyor. Proje sayesinde hem gıda ve yemek atıkları çöpe gitmeyerek yeniden ekonomiye kazandırılacak hem de hayvanların mama ihtiyacı karşılanmış olacak.

İLK KEZ BEYOĞLU’NDA
KULLANIMA SUNULAN
MAKİNELERDEN İLÇEDE
FAALİYET GÖSTEREN OTELLER,
RESTORANLAR VE KAFELER DE
KISA SÜREDE TEMİN EDEREK
PROJEYE DAHİL OLACAKLAR.

The post Yemek Artıkları Mama Olacak appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/yemek-artiklari-mama-olacak.html/feed 0 3899
Cam Ambalajlar ‘ekomat’larla Toplanacak https://geridonusumekonomisi.com.tr/cam-ambalajlar-ekomatlarla-toplanacak.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/cam-ambalajlar-ekomatlarla-toplanacak.html#respond Thu, 20 Oct 2022 11:36:00 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=3819 Atık cam ambalajların geri dönüştürülerek yeniden üretim sürecine katılması için yeni proje hayata geçirildi. EKOMAT isimli makinelerle sadece cam atıklar değil, plastik ve metal ambalajlar da ayrı ayrı toplanacak. Türkiye’de cam geri dönüşüm oranı yüzde 14 ile Avrupa’nın çok gerisinde. Bu rakamı daha yukarı çıkarmak ve atık cam ambalajları yeniden üretime döndürmek için depozito makinesi […]

The post Cam Ambalajlar ‘ekomat’larla Toplanacak appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Atık cam ambalajların geri dönüştürülerek yeniden üretim sürecine katılması için yeni proje hayata geçirildi. EKOMAT isimli makinelerle sadece cam atıklar değil, plastik ve metal ambalajlar da ayrı ayrı toplanacak.

Türkiye’de cam geri dönüşüm oranı yüzde 14 ile Avrupa’nın çok gerisinde. Bu rakamı daha yukarı çıkarmak ve atık cam ambalajları yeniden üretime döndürmek için depozito makinesi EKOMAT Projesi hayata geçirildi. BİRCAM Vakfı, GCA ve Park Cam birlikteliği ile Türkiye’de ilk kez hayata geçirilecek olan “EKOMAT” Projesi’nin, pilot şehir olarak seçilen Yalova’da açılışı yapıldı. Proje ile geri dönüşüm bilincinin oluşturulması ve zorunlu depozito uygulaması öncesinde, atık yönetim kurgusu için sayısal veri toplanması hedefleniyor. Türkiye Çevre Ajansı tarafından desteklenen ve pilot şehrin Yalova olarak belirlendiği EKOMAT projesi, cam ambalaj üreticileri olan GCA ve Park Cam tarafından finanse ediliyor. Atık yönetim operasyonunu BİRCAM Vakfı yürütmekte. Camın geri dönüşümüne önemli katkı sağlayacak projede iş ortağı oldukları için mutluluk duyduklarını belirten GCA Genel Müdürü Dr. Abdullah Gayret, “EKOMAT projesinin ana amacı, camın kendisine sonsuz kez dönüştürülebilen bir materyal olmasından dolayı

geri dönüşüme katkı sağlarken, aynı zamanda tüketicilerin bu konu ile ilgili bilinç kazanmasıdır.” dedi. Ekomatlar ile üretimde kullanılacak olan yeni ham maddeye olan talebi azaltacak. Aynı zamanda toplumda geri dönüşüm bilinci oluşturacaklarını söyleyen Gayret, “Bu projeyle, tüm Türkiye’ye örnek olmanın gururu ve sevincini yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı. Park Cam Genel Müdürü Semih Özbay ise yaptığı açıklamada, “Ülkemizi seviyoruz ve geleceğimiz olan çocuklarımıza daha yaşanabilir bir dünya bırakmak istiyoruz. Bugünden çevre için önemli bireyler yapmazsak, yarının da çok geç olacağının da farkındayız. Park Cam olarak, kurulduğumuz günden beri geri dönüşüm çalışmalarına önemli harcamalar yaptık. Beypazarı, Uludağ, Kınık ve Sarıkız maden suları ile BİRCAM Vakfı’nı kurarak, sürdürülebilir cam atıkları yönetimi modelleri oluşturduk. EKOMAT’ta bizim en değer verdiğimiz projemiz, katılımlarınızı bekliyoruz.” dedi. BİRCAM Vakfı Başkanı Ömer Kızıl, “Ekomat projesi kapsamında uçtan uça entegre atık yönetim sistemi verilecek. Kendi geliştirdiğimiz milli yazılım sayesinde, otomatların yazılıma entegrasyonu ile doluluk oranlarını takip edilecek. Belirli bir doluluk oranına ulaştıkları zaman, saha ekibine mesaj gidecek ve otomatı boşaltma talimatı verilecek. Atıkların toplanması için de elektrikli araç kullanıyoruz, bu sayede alıcı ortama sera gazı salımı yapmıyoruz .Her yönüyle çevreci olan Ekomat projemizin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.” diye konuştu.

ALIŞVERİŞ MERKEZİ, SÜPERMARKET, MARİNA GİBİ FARKLI KONUMLARA YERLEŞTİRİLDİ Sürdürülebilirlik temasıyla, cam, plastik ve metal içecek ambalajlarının %100 geri dönüşümünü gerçekleştirebilmek için kurgulanan projede, Yalova ve Çiftlikköy Belediyeleri sınırları içerisindeki 15 noktaya, 30 adet “EKOMAT” konumlandırıldı. EKOMAT’lar parklar, kapalı pazar yerleri, okullar ve meydanlar gibi kamusal alanların dışında, tüketicilerin sıklıkla gittiği 5M Migros (Vega Outlet), Star AVM, Yalova Marina gibi özel alanlara da yerleştirildi.

DEPOZİTO İADE MAKİNELERİNİN SAHA PERFORMANSLARI DA GÖZLEMLENECEK

Yaklaşık 100.000 kişiye hizmet verecek proje kapsamında depozito iade makinelerinden yeşil renkli olan cam içecek ambalajı atıklarını, sarı renkli olan ise plastik ve metal içecek ambalajlarının atıklarını toplayacak. Depozito iade makinesi üreticilerinden tedarik edilen EKOMAT’lar iç ve dış mekânda kullanılacak olup, kullanıcı davranışlarına göre saha performansları sürekli gözlemlenecektir. Böylece ülkemiz şartlarına en uygun makinelerin geliştirilmesine de destek verilecek. Ayrıca EKOMAT’ların boşaltılması için yerli malı elektrikli kamyon kullanılarak, sera gazı oluşumu da engellenecek. Her yönüyle çevreyi koruyan proje ile halkın sürdürülebilirlik konusunda bilinçlenmesi ve geri dönüşümü günlük hayatının bir parçası olarak uygulaması hedefleniyor. Bununla birlikte bir sene sürecek projede toplanan veriler, Türkiye Çevre Ajansı ile paylaşılarak, zorunlu depozito uygulamasının geliştirilmesine destek olunacak.

“EKOMAT”LAR MOBİL UYGULAMA İLE ÇALIŞACAK

Otomatlar, telefonlara indirilen “EKOMAT” uygulamasıyla entegre olarak çalışacak. Tüketiciler öncelikli olarak uygulama marketlerinden uygulamayı indirip, üye olacaklar. Üye girişi yaptıktan sonra, uygulama üzerinden kendine en yakın otomata yönlendirilecekler. Cam içecek ambalajları için yeşil renkli Ekomat’ı, Plastik ve Metal içecek ambalajları için de sarı renkli Ekomat’ı kullanacaklar. Uygulama üzerindeki karekodu Ekomat tuşuna basarak, ekrana çıkan Karekodu, Ekomat üzerindeki ilgili yere okutarak, otomatı çalıştıracak. İçecek ambalajları üzerindeki barkodu, birer birer atık giriş alanında okutup, atık giriş alanındaki hareketli bandın üzerine bırakacaklar. İşlemleri bittikten sonra Ekomat üzerindeki butona veya ekrana basılı tutarak, kazandıkları puanları hesaplarına yükleyecekler.

BİRİKEN PUANLAR AİLE BÜTÇESİNE DESTEK OLACAK

Tüketiciler, biriktirdikleri puanları yine uygulama üzerinden; Migros hediye çeki, A101 hediye çeki, Razer mobil oyun ve Trendyol internet alışveriş kodlarına harcayarak, aile bütçelerine destek olacaklardır. GCA ve Park Cam açılışa özel, tüketicilerin projeye katılımını sağlamak için, ödül bedellerini artıracağını açıkladı. Projenin başladığı ilk ay, cam şişe başına 25 kr, plastik içecek şişeler, için 10 kr, metal içecek kutuları için de 15 kr. eşdeğeri puan EKOMAT’a üye olanlara hediye edilecek. Tüketiciler de daha çok ayırıp, daha çok kazanacak.

The post Cam Ambalajlar ‘ekomat’larla Toplanacak appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/cam-ambalajlar-ekomatlarla-toplanacak.html/feed 0 3819
Aged Ve Ataşehir’den Ortak Proje https://geridonusumekonomisi.com.tr/aged-ve-atasehirden-ortak-proje.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/aged-ve-atasehirden-ortak-proje.html#respond Wed, 19 Oct 2022 13:14:28 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=3732 AGED ve Ataşehir Belediyesi, yeni bir çevre projesi olan “DÖNÜŞTÜRCEM”i başlattı. “Geri Dönüştür, Paraya Dönüştür!” sloganıyla başlatılan proje kapsamında Ataşehirliler evlerinde topladıkları atıkları dönüştürüyor, alışveriş puanları kazanıyorlar. Sıfır atık ve geri dönüşüm konusunda birçok projeye öncülük eden Ataşehir Belediyesi, Kâğıt Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği (AGED) iş birliğiyle yepyeni bir projeye imza atıyor. İklim Değişikliği ve […]

The post Aged Ve Ataşehir’den Ortak Proje appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

AGED ve Ataşehir Belediyesi, yeni bir çevre projesi olan “DÖNÜŞTÜRCEM”i başlattı. “Geri Dönüştür, Paraya Dönüştür!” sloganıyla başlatılan proje kapsamında Ataşehirliler evlerinde topladıkları atıkları dönüştürüyor, alışveriş puanları kazanıyorlar.

Sıfır atık ve geri dönüşüm konusunda birçok projeye öncülük eden Ataşehir Belediyesi, Kâğıt Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği (AGED) iş birliğiyle yepyeni bir projeye imza atıyor. İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından yürütülen DÖNÜŞTÜRCEM adlı proje Örnek Mahallesi İhsan Kurşunoğlu Ortaokulu ve Fetih Borsa İstanbul İlkokulu’nda “Geri Dönüştür, Paraya Dönüştür!” sloganıyla başlatıldı. Projeyle birlikte hem sıfır atık ve geri dönüşümün önemine dikkat çekmek, hem de aile ekonomisine katkı sağlamak amaçlanıyor.

Mustafa Saffet Kültür Merkezi İnal Aydınoğlu Konferans Salonu’nda gerçekleşen projenin tanıtımına Ataşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Ayten Bağdatlıoğlu Kartal, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Zeynep Çetinkaya, AGED Genel Sekreteri Osman Kaytan, okul yöneticileri, öğrenciler, veliler, çevre gönüllüleri ve mahalle sakinleri katıldı.

Ataşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Ayten Bağdatlıoğlu Kartal projeyle ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Bugün yine, yeni bir projede bir arada olabilmenin mutluluğu içerisindeyiz. Aslında Ataşehir Belediyesi kurulduğu günden beri ambalaj atıklarını iş yerlerinde, okullarda, konutlarda topluyor. Ancak ambalaj atıklarının kaynağında ayrıştırılması çok kıymetli.

Çünkü atık çöpe girdiği andan itibaren hem ekonomik değerini yitiriyor hem de sağlıklı bir ortam yaratılamamış oluyor. Amacımız atıkların evlerde, okullarda, iş yerlerinde yani kaynağında geri dönüşüm kutularında toplanabilmesi. İşte bu amaç doğrultusunda AGED ile birlikte Dönüştürcem Projesi’ni geliştirdik. İstedik ki atıklarını geri dönüşüme kazandıran çocuklar, mahalle sakinleri bunun karşılığında bir bedel elde edebilsin. Projeyi iki pilot okulda hayata geçirdik. Amacımız bunu Ataşehir’deki tüm okullara yayabilmek.” Dönüştürcem projesi iş ortağı Kâğıt Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği (AGED) Genel Sekreteri Osman Kaytan ise şu açıklamalarda bulundu: “Ataşehir Belediyesi ile gerçekleştirdiğimiz bu proje kapsamında 2 pilot okulumuza da üniteler yerleştirdik. Yarattığımız bir yazılım sayesinde toplanan ambalajları sınıflandırıyor ve ölçümlendiriyoruz. Geldiğimiz noktada projenin sonuçlarını oldukça başarılı buluyoruz. Çok heyecanlı ve mutluyuz. Ataşehir’de başlattığımız sistemi tüm İstanbul’a yaymak istiyoruz. Çöp arabalarının daha az çalıştığı, çevrenin daha az kirlendiği, daha az atığın ortaya çıktığı, sıfır atık zemininin yaratılacağı bir ortamı oluşturmak hedefindeyiz.” Kâğıt Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği (AGED) Genel Sekreter Yardımcısı Kutay Ertul ise “Biz insanlardan geri dönüşebilen malzemeleri gönüllülük esasına göre getirmelerini istiyoruz. Ancak vatandaşın katılımını sağlamak adına gönüllüğün yanına bir de ödül ekledik. Katılımcılar getirdikleri her atık için malzeme cinsine göre puanlar kazanıyorlar ve daha sonra biriken puanlar market çekine dönüşüyor. Böylece hem doğaya hem de ufak da olsa bütçelerine katkıda bulunuyorlar.” şeklinde konuştu. Sahnede konuşma yapan 9 yaşındaki Ayşenaz ise “Bu projede olmaktan çok mutluyum. Sanki çocuklar için yapılmış bir geri dönüştürme oyunu oynuyor gibiyim. Yani hem geri dönüştürüyorum hem de eğleniyorum.” şeklinde konuştu.

ATIKLAR NASIL PARAYA DÖNÜŞÜYOR?

Öğrenciler, veliler veya mahalle sakinleri evlerinde biriktirdikleri geri dönüşebilir atıkları okullarında bulunan “DÖNÜŞTÜRCEM Atık Toplama Noktası”na getiriyorlar. Ağırlıklı olarak kâğıt, karton, karışık plastik, metal ve alüminyum toplanabiliyor. Atıklar görevliler tarafından tartılıyor ve atık miktarına denk gelen puanlar ilgili kişinin hesabına yükleniyor. Puan belli bir miktara ulaşınca da katılımcı market çeki kazanıyor. Projeye destek veren okullar da gelir elde ediyor. 100 puanın 1 TL olduğu projede, 1 kg metal ve teneke 30 puan, 1 kg kâğıt ve karton 50 puan, 1 kg karışık plastik 80 puan ve 1 kg alüminyum kutu 100 puan olarak değerlendiriliyor. Her bir katılımcı 2500 puana ulaştığında 25 TL’lik alışveriş kartının da sahibi oluyor. 2 Mayıs 2022 tarihinde başlayan ve öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği proje kapsamında, pilot seçilen iki okulda bugüne kadar 4100 kg kâğıt-karton, 1050 kg plastik ve 100 kg da metal atık toplandı. Toplanan atıklar sayesinde 69 ağacın kesilmesi önlenirken, 16 varil de petrol kurtarıldı. Proje pilot okullar seçilen İhsan Kurşunoğlu Ortaokulu ve Fetih Borsa İstanbul İlkokulu’nda başlamıştı. Projenin, önümüzdeki dönemlerde Ataşehir’deki diğer okullarda da hayata geçirilerek büyümesi hedefleniyor.

The post Aged Ve Ataşehir’den Ortak Proje appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/aged-ve-atasehirden-ortak-proje.html/feed 0 3732
Atık Lastiklerde İleri Dönüşüm https://geridonusumekonomisi.com.tr/atik-lastiklerde-ileri-donusum.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/atik-lastiklerde-ileri-donusum.html#respond Fri, 25 Mar 2022 09:24:20 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=3499 Laska; bir yandan yerel yönetimlere atık yönetimi noktasında destek olurken diğer bir taraftan temiz ürünleriyle müşterilerinin karbon ayak izini küçültüyor.

The post Atık Lastiklerde İleri Dönüşüm appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Yenilikçi, çevre dostu ve sürdürülebilir üretim anlayışıyla ömrünü tamamlamış lastikleri ileri dönüştüren ve katma değeri yüksek ham maddeler olarak onları ekonomiye geri kazandıran Laska; bir yandan yerel yönetimlere atık yönetimi noktasında destek olurken diğer bir taraftan temiz ürünleriyle müşterilerinin karbon ayak izini küçültüyor.

Zorlu Holding’in ana partnerliğinde gerçekleşen, toplumsal ve çevresel fayda üreten girişimlerin desteklenmesi kapsamında etki hızlandırıcı programı İmece İmpact’e katılmaya hak kazanan 7 sosyal girişimden biri olan Laska, program kapsamında yarattığı sosyal etkiyi Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın desteği ile BctA ekibi tarafından hazırlanan “etki raporu” aracılığıyla ölçeklendirdi. Çevre dostu üretim ve döngüsel ekonomi politikalarıyla iş modelini kuran Laska, sahip olduğu yüksek teknoloji ve inovatif üretim anlayışı ile atık lastiklerin ileri dönüşümünü gerçekleştiriyor.

Atık lastiklerden yenilenebilir yakıt ve karbon siyahı olmak üzere katma değeri yüksek ve temiz iki ayrı ham madde elde eden Laska’nın faaliyetlerine dair açıklamada bulunan kurucu ve CEO Onur Güdü, dünya çapında her yıl ortalama 1,5 milyar atık lastiğin ortaya çıktığını belirterek Türkiye’de bu sayının 20-25 milyon arasında olduğuna dikkat çekiyor.

Üstelik bu verilerin artan nüfusa ve talebe bağlı olarak her yıl yüzde 1 büyüme oranıyla arttığının altını çizen, atık lastikleri özellikle otomotiv endüstrisinde ham madde olarak kullanılabilecek şekilde dönüştürdüklerini belirten Güdü, şu ifadeleri kullandı: “Yüzde 100’ünü yüksek verimlilikle farklı çıktılara dönüştürdüğümüz atık lastiklerden pazara sunmak üzere karbon siyahı, yenilenebilir yakıt ve çelik elde ediyoruz. Ana işlemlerimiz öncesinde elde ettiğimiz saf çelik doğrudan demir-çelik endüstrisine sunuluyor. Kauçuk ve plastik endüstrisinde ham madde ve katkı maddesi olarak kullanılan karbon siyahımızın otomotiv sektöründe de geniş bir kullanım alanı var. Bu noktada özellikle sürdürülebilir ve çevreci olması sebebiyle otomotiv sektörünün geri kazanılmış karbon siyahına talebi ise görünürdür. Bu alanda özel sektördeki bazı firmalar ile süregelen iş birliklerimiz var.

Bir diğer ürünümüz olan yenilenebilir yakıtımız ise doğrudan elektrik enerjisine dönüştürülüp piyasaya sürülebilir, ana endüstri alanlarında kullanılan fosil yakıtların yerini alabilir ve kimya endüstrisinde yaygın olarak kullanılabilir. Yaptığımız dönüşüm ve elde ettiğimiz ürünlerle benimsediğimiz döngüsel ekonomi anlayışını kullanarak atık lastikleri çevresel bir sorun ve ekonomik bir kayıp olmaktan kurtarıyoruz.

Diğer tarafan atık lastik dönüşümü ile elde ettiğimiz çevre dostu ve sürdürülebilir üretim anlayışının çıktısı olan ürünlerimiz ile müşterilerimize temiz ürün tedariği sağlıyoruz. Ürünlerimizi geleneksel üretim yöntemlerinin aksine fosil yakıtlardan değil atık lastiklerden elde ederek fosil yakıtlardan kaynaklı maliyetin ve çevresel sorunların önüne geçmiş oluyoruz. Bu sayede geleneksel üretim yöntemlerinin sebep olduğu iklim değişikliği, küresel ısınma, doğal kaynakların kirliliği gibi telafisi mümkün olmayan çevresel sorunların ve bunların tetiklediği ekonomik problemlerin çözümüne yenilikçi üretim anlayışımız ve elimizdeki yüksek teknoloji ile katkı sağlıyoruz.”

The post Atık Lastiklerde İleri Dönüşüm appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/atik-lastiklerde-ileri-donusum.html/feed 0 3499
Eski Kotlar Sanata Dönüşüyor https://geridonusumekonomisi.com.tr/eski-kotlar-sanata-donusuyor.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/eski-kotlar-sanata-donusuyor.html#respond Wed, 25 Aug 2021 10:28:49 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=3029 Sanatçı Deniz Sağdıç tekstil atıklarıyla hayretler uyandıran eserler ortaya çıkarıyor. Çoğunlukla denim kumaş parçaları, kot düğmeleri ya da deri etiketleri sanat eserinin asıl unsurlarını oluşturuyor.

The post Eski Kotlar Sanata Dönüşüyor appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Sanatçı Deniz Sağdıç tekstil atıklarıyla hayretler uyandıran eserler ortaya çıkarıyor. Çoğunlukla denim kumaş parçaları, kot düğmeleri ya da deri etiketleri sanat eserinin asıl unsurlarını oluşturuyor.

Bu sayımızın “Geri Dönüşüm Kahramanı” bir sanatçı. Mersinli Deniz Sağdıç neredeyse tüm üyeleri zanaatkar olan bir aile ve akraba ortamında yetişmiş bir isim. Güzel sanatlar fakültesini de birincilikle bitirerek başarılı bir şekilde eğitimini tamamlamış. Daha çok küçük yaşlarda cam ustası olan babasından vitray yapmayı, tasarımcı amcalarından desen çizmeyi, terzi hala ve teyzelerinden dikiş-nakış tekniklerini öğrenmiş. Şimdi tüm bu becerilerini kendi atölyesinde sanata dönüştürüyor. Ancak normal tekniklerin dışına çıkarak bunu yapıyor. Onun tuvalinin asıl unsurları atıklar. Bu genellikle eski kot parçaları oluyor. Denim kumaşları kesip biçip öyle resimler yapıyor ki hayran kalmamak elde değil.

Geridönüşüm Ekonomisi’ne konuşan Deniz Sağdıç’ın sanat, atık, geri dönüşüm, sürdürüleblirlik temalı hayata ve sanata bakışının detayları şöyle…

Siz ne yapıyorsunuz? Yaptıklarınızı bize biraz anlatır mısınız?

Ben görsel sanatçı, yani ressamım. Yirmi yıla yaklaşan süredir, görsel eserler meydana getiriyor, bu eserleri çeşitli sergi ve projelerde izleyiciyle paylaşıyorum. Sanat hayatımın ilk yıllarından itibaren heykel ve video sanatı da dahil olmak üzere görsel sanatların neredeyse tüm tekniklerinde eserler ürettim. Yaklaşık son beş yıldır atık haldeki her türlü nesne ve objeyi eserlerimde malzeme olarak kullanıyorum.

Bir kişinin çöpe attığı şeyler kimisi açısından yeni üretim için ham maddedir. Sizin için ne anlam taşıyor atıklar?

Güzel sanatlar öğrencisi olduğum dönemden itibaren sokağa öylece terk edilmiş ya da çöp kenarına bırakılmış kimi eşya ve objeleri topluyorum. Aslında böyle objelerin kullanım ömürlerini tamamladıklarından insanlar da şüpheli olmalılar ki onları çöp konteynerlerinin içine değil de kenarına ya da öylece bir duvar kenarına bırakıyorlar. Bu gözle baktığınızda sokaklarda öylesi malzemeler bulabilirsiniz ki neden atıldıklarını, terk edildiklerine şaşırırsınız. Tabi tüketimin bir çılgınlık halini aldığı günümüzde böyle malzemeleri sokaklarda bulabiliyor olmak insanı eskisi kadar şaşırtmıyor.

Tekstil ürünleri başta olmak üzere işlenmeye, biçim vermeye uygun her türlü atık nesneyi eserlerime malzeme ediyorum. Bu objeleri olduklarından bambaşka hale dönüştürerek değerlendirdiğim çalışmalarımın geri dönüşüm (Recycling), mevcut halleriyle bir araya getirerek oluşturduğum çalışmalarımın ise ileri dönüşüm (Upcyling) prensiplerini esas aldığı söylenebilir.

Hangi atıkları kullanarak neler yapıyorsunuz?

İşleyebileceğimi düşündüğüm ve belirli bir birim ölçüde kullanılmaya uygun her türlü atık benim eserlerime malzeme olabilir. Tekstil atıkları, kullanılmış giysi parçaları, eski halılar, ev eşya parçaları, elektronik cihaz atıkları aklınıza gelebilecek her türlü atık malzemeyi şimdiye kadar eserlerimde değerlendirdim. Daha ne gibi malzeme olabilir ki dediğim anda karşıma öyle bir malzeme çıkıyor ki böyle akla gelmeyecek atıklarla eserler ortaya çıkarmak benim için son derece heyecan verici bir deneyime dönüşüyor.

Neden atık maddeleri kullanıyorsunuz? Geri dönüşüm ve ileri dönüşüm sizin eserlerinize nasıl yansıyor? Ne gibi mesajlar veriyor bu eserler?

Daha öğrencilik yıllarımda kimi obje ve nesneleri yeniden boyayarak, yontarak ya da birbirlerine yapıştırarak ilginç objeler ve heykelcikler ortaya çıkarıyor, bunları, sergilemek için değil ama atölyemi, odamı dekore etmek için kullanıyordum. 2000’li yılların ortalarında benim daha çok yağlıboya tablolar yaptığım dönemde ülkemiz sanat ortamında bir “kavramsal sanat” çılgınlığı yaşanmaya başlamıştı. Bilindiği gibi “kavramsal sanat” adı verilen teknikte; sıradan bir nesne, her hangi müdahalede bulunulmadan olduğu haliyle sergilenir. O dönemde kavramsal sanat öyle bir boyuta ulaştı ki neredeyse resim, heykel vb. klasik teknikler sanatın bir parçası olarak görülmemeye başlanmıştı. Ben o dönemin bu popüler ama hatalı olarak gördüğüm yaklaşımına bir eleştiri olarak kavramsal sanata konu olabilecek sıradan nesnelere, sanatın klasik tekniklerinde müdahalelerde bulunarak sergilemeye başladım. Bu projede ilerleyen dönemlerde sıradan nesneler yerini atık malzemelere bırakmaya başladı. Atık malzemelerle oluşturduğum sanat eserlerinin çoklu boyutları var. İlki; yapısı sanatçısında gizli özel boya veya kimi tekniklerle ortaya çıkan sanat eserlerindense, herkesin kullandığı kimi obje ve nesnelerle yapılmış sanat eserleri izleyiciye çok daha tanıdık ve samimi geliyor. İnsanın her gün kullandığı, son derece yakından tanıdığı bir malzemeyle yapılmış bir eser, o eser ile anlatılmak istenenin çok daha kolay kavranmasını sağlıyor. Öte yandan çoğu insan için atık hale gelmiş bir eşya veya objenin hala bir şekilde kullanılabilir olduğunu görmek, esere bakan kimsenin kendi tüketim alışkanlıklarını yeniden sorgulamasına neden oluyor.

Gezegenimizin yaşanabilirliği ve kaynakların kullanımına devam edebilmek için sürdürülebilirliği bir yaşam biçimi haline getirmek zorundayız. Kısa ömürlü ve sınırlı eylem ve yaklaşımların çok etkili olmadığı ortadayken o halde sorunun temelini, tüketimin kendisini sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum. Eserlerimde kullandığım objelerle, bir şeyin amaç ve işlevinin sınırlarını göstermeye çalışıyorum. Çoğumuz için tüketilmiş, atık hale gelmiş ya da işlevini yitirdiği düşünülerek bir kenara terk edilmiş objelerin sanat zemininde kullanımına örnekler sunarak kişi ve kurumlara “tüketim” kavramının sınırlarını yeniden belirlemekte ilham verebilmeyi amaçlıyorum.

En çok denim kumaşı kullanıyorsunuz. Neden bunu daha çok tercih ediyorsunuz? Bu kadar kumaşı nereden buluyorsunuz?

Denim öyle enteresan bir malzeme ki bana neredeyse sonsuz sayıda imkan sunuyor. Denimi kesip biçiyor, kazıyor, eğip, büküyor, katlıyor ve yapıştırabiliyorum. Bir kumaş olmasına rağmen çok katmanlı yapısı kazıdıkça sonsuz sayıda renk tonuna ulaşmanıza imkan tanıyor. Öte yandan denim; belki de medeniyet tarihimizde insan elinden çıkmış en evrensel ürün. Ülke, ırk, coğrafya ya da ekonomik sınıf fark etmeksizin herkes denimi yakından tanır ve kullanır. Bir ülke başkanı veya en kırsal coğrafyadaki bir çiftçi aynı denim ürününü kullanıyordur. İnsanlık için böyle özel anlamları bulunan, herkesin bu denli yakından tanıdığı bir ürün, benim için sadece bir malzeme değil aynı zamanda bir iletişim platformu. Bir sanatçının eserinin, izleyen açısından samimiyet barındırması için uzun uğraşlar vermesini denim kendiliğinden başarabilir. Diğer yandan Anadolu, tekstil tekniklerinin ilk defa geliştirildiği, tekstilin kültürün ayrılmaz bir parçası olduğu bir coğrafya. Günümüzde ülkemiz geçmişte olduğu gibi tekstilin anavatanı durumunda. Bu nedenle bir tekstil ürünü olan denim ile çalışmayı kendi kültürel kodlarımın bir parçası olarak görüyorum.

İlk zamanlar kendi gardırobum, sonrasında yakınlarımın tüm denim giysileri bu yolda kullanıldılar. Eskiciler ve ikinci el mağazalarından temin etme yöntemiyle bir süre daha devam ettim. Artık hiçbir şekilde giyilemeyecek hale gelmiş denim giysileri topluyorum. Çalışmalarıma destek veren birçok tekstil firması, üretimlerden arta kalan parçalar ve giyilmek için değil de arge veya numune olarak üretilmiş eski ürünlerini bana gönderiyor. Tüm bu parçaların düğme ve fermuarları dahil olmak üzere tüm bölümlerini çalışmalarımda kullanıyorum. Denimle- rin sadece metal düğmelerinden ya da deri etiketlerinden meydana getirdiğim birçok çalışmam var. Dolayısıyla bir giysinin tamamı süreç içinde bir şekilde çalışmalarımın bir parçası haline geliyor.

Bugüne kadar ne kadar eser ürettiniz? Sergilerinizden ve katıldığınız projelerden söz eder misiniz?

Kendi atölyemi kurduğum öğrencilik yıllarından bu yana ürettiğim ve sergilenen eserlerim binli rakamlara ulaşmıştır. Dünyanın başlıca önemli şehirlerinin tümün- de kişisel sergi ve projeler gerçekleştir- dim. Sergiler dışında önemsediğim ve beni en çok heyecanlandıran ise kamuya açık workshop projelerimdir. Bu projeleri çoğunlukla müze ve galeri gibi klasik sanat mekanları dışında, kamuya açık her hangi bir alanda belki de daha önce bir sanat eseriyle hiç karşılaşmamış insanlarla birlikte gerçekleştirmekten büyük keyif alıyorum. Zaten “sanatsever” diye bir kavramın geçerliliğine inanmıyorum. Sanata özel ilgi göstermek, sanatı sevmek şöyle dursun; benim düşünceme göre sanat insanın ta kendisidir.

Yaptıklarınız içinde sizin en sevdiğiniz eser hangisi? Başkalarının çok yoğun ilgi gösterdiği eser hangisi?

Bir eserinizi daha çok sevmek, başka bir eserinizi daha az beğenmek anlamına gelir. Bir eseri meydana getirirken defalarca deneyip yeniden ve yeniden en baştan geri başlıyorum. Bir çalışmam, benim dışımda birileri için izlenebilir hale geldiğine inandığım anda eser haline gelmiş oluyor. Dolayısıyla beğenmediğim ya da eksik olduğunu hissettiğim bir çalışmayı eser olarak sergilemem, başkalarının izlenimine sunmam mümkün değil. Her çalışmam farklı reaksiyonlara sebep oluyor. Tabi izleyenlerin en çok ilgi gösterdiği, yapımında kullanılan malzemenin son derece ilginç olduğu, bir sanat eserine dönüşmesini pek beklemedikleri malzemelerden meydana gelmiş eserler oluyor.

Atık malzemelerle yapılıyor olması izleyenler ve sizin sanatınızı takip eden- lerce nasıl karşılanıyor? Ne gibi ilginç tepkiler aldınız?

Benim çalışmalarıma yakından baktığınızda sadece bazı atık parçaları görür, konunun bütününü ilk anda fark etmezsiniz. Biraz daha geriye çekildiğinizde eserde anlatmaya çalıştığım konu ve ifade yavaş yavaş belirginleşmeye başlar. Sergileme alanına girdiğinde mekanın geneline değil de bir eserime odaklanan birinin önce anlam veremeyen, sonrasında görmeyi başaran gözlerindeki o şaşkınlık ve takdir ifadesini çok seviyorum. Tüm sergilerimde, sergi alanının bir köşesine geçip izleyenlerin istinasız tümünde ortaya çıkan bu duygu durumunu gözlemekten ilk günkü kadar keyif alıyorum.

The post Eski Kotlar Sanata Dönüşüyor appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/eski-kotlar-sanata-donusuyor.html/feed 0 3029
Hayalet Ağlar Beyaz Eşya Olacak https://geridonusumekonomisi.com.tr/hayalet-aglar-beyaz-esya-olacak.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/hayalet-aglar-beyaz-esya-olacak.html#respond Thu, 22 Jul 2021 22:36:45 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=2966 Deniz yaşamının en büyük tehdit unsurlarından "hayalet ağlar" deniz dibinden toplandıktan sonra geri dönüştürülecek. Beyaz eşya sektöründe ikincil ham madde olarak kulanılacak ağlar ülke ekonomisine kazandırılacak.

The post Hayalet Ağlar Beyaz Eşya Olacak appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Deniz yaşamının en büyük tehdit unsurlarından “hayalet ağlar” deniz dibinden toplandıktan sonra geri dönüştürülecek. Beyaz eşya sektöründe ikincil ham madde olarak kulanılacak ağlar ülke ekonomisine kazandırılacak.

Hüseyin semerci
Şenmak Makina Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı

“Marmara Adaları Hayalet Ağlar Projesi” ile Marmara Adaları açıklarında bulunan 40 bin metrekare ağ, dalgıçlar tarafından çıkarılacak. Balıkların, yengeçlerin ölümüne yol açan bu ağlar toplanarak deniz yaşamını tehdit etmesi engellenecek. Bu haliyle bile çok değerli olan projede ileri bir adım daha atılacak. Çıkarılacak ağlar geri dönüştürülerek, ikincil plastik ham madde olarak beyaz eşya üretiminde kullanılacak.

Projenin yürütücüsü Marmara Adası doğumlu bir sanayici. Şenmak Makina Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci, yakından bildiği hayalet ağlar sorununu kendi sektörü içerisinde çözüme kavuşturma hedefinde. Geridönüşüm Ekonomisi olarak biz de bu projeyi yakından tanımak için Hüseyin Semerci ile konuştuk.

Hayalet Ağ nedir? Marmara Adaları Hayalet Ağlar Projenizle hedefiniz nedir? Neden bu işe giriştiniz?

Balıkçıların, avlanırken ağlarını deniz dibindeki kayalıklara takması sonucu denize bırakmak zorunda kaldığı veya denize terk edilen, kaybolan ağlara, avlanma araçlarına “Hayalet Ağ” deniyor. Geçtiğimiz yaz, köyümüzün derneği, Gündoğdu Köyünü Kalkındırma ve Güzelleştirme Derneği ile başlattığımız Marmara Adaları Hayalet Ağlar Projemizin hedefi, Marmara’daki sucul ekosistemin iyileşmesine katkı sağlamak ve benzer projelerin çoğalmasına öncülük etmektir.

Balıkesir’in Marmara Adalar bölgesinde keşif dalışları ile tespit ettiğimiz lokasyonlardaki hayalet ağlar, deniz canlılarının yaşam alanları olan resifleri örtmüş, bölgedeki sualtı yaşamını katletmiş durumda. 25 lokasyondan çıkaracağımız bu ağların toplamı 40 bin metrekare, 95 basketbol sahası büyüklüğünde, %80’i gırgır ağlarından, %20’si ise küçük balıkçılık ağlarından oluşuyor.

Av araçları, güçlü yapısı nedeniyle plastikten üretiliyor ve geri dönüşüme uygun. Projemizin en başında, sevdiğimiz ve korumaya mecbur hissettiğimiz çevreye, atık üretmeden fayda sağlama niyetindeydik. Projemizi inceleyen Tarım ve Orman Bakanlığı hem uygunluk onayı verdi hem de projemizi sahiplenerek, Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nü yürütücü olarak atadı. Ağların geri dönüşümü için ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığından da uygunluk onayı alarak resmiyet kazandırmış olduk.

Projemizle; çıkaracağımız hayalet ağlar, lisanslı bir geri dönüşüm tesisinde proses edilecek ve ülkemizin önde gelen beyaz eşya üreticisinde, beyaz eşyaların plastik parçaları olarak yeniden üretilecekler.

Denize borcumuz var diyerek başlattığımız projemizde, sucul ekosistemi iyileştirirken, işlem sırasında çıkacak çöpleri atık olmaktan kurtaracağımız için mutluyuz.

Bugüne kadar neler yaptınız? Ne kadar atık ağ toplanması planlanıyor?

Temmuz 2020’de dillendirdiğimiz pro- jemizde, Balıkesir’in Marmara Adalar bölgesinde yaptığımız hayalet ağ keşiflerinde; Marmara Adası, Avşa Adası, Ekinlik Adası, Mamali Adası, Fener Adası ve Hayırsız Ada’da olmak üzere toplam 25 lokasyon tespit ettik. Ekim 2020’de, bu lokasyonlardan dördü, dalgıç Ömer Altuncu ve dalgıç Murat Aracı’nın su altı kameraları tarafından görüntülendi. Elde edilen veriler ışığında, projenin tüm parametreleri Balıkesir Üniversitesi Öğretim Üyeleri ve Balıkesir İl Tarım Müdürlüğü uzmanlarınca değerlendirildi. Balıkesir İl Tarım Müdürlüğünde görevli Su Ürünleri Mühendisi Abdulkadir Ünal ve Balıkesir Üniversitesi Zooloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dilek Türker’in liderliğindeki bir ekipçe kaleme alındı. Tarım ve Orman Bakanlığı’na sunduğumuz projemiz, bakanlıktan uygunluk onayı alarak resmiyet kazandı.

Her Yıl 640 Bin Ton Ağ Denizlerde Kalıyor

Hayalet ağlar sucul canlılar için nasıl bir risk oluşturuyor?

Sucul canlılar, başıboş gezinen hayalet ağlara takılarak, içlerinden kurtulamıyor ve ölüyorlar. Ağlara dolaşan balıklar genellikle yem görevi görüyor, ağlarda ölen balıkların kokusu hedef dışı yırtıcı türleri de bölgeye çekiyor. Hayalet ağlar her yıl köpekbalıkları, vatozlar, kemikli balıklar, kaplumbağalar, yunuslar, ba- linalar, kabuklular ve kuşlar da dahil olmak üzere milyonlarca deniz hayvanını tuzağa düşürerek ölümüne sebep oluyor.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün verilerine göre; her yıl 640 bin ton hayalet ağ denizlere giriyor. Terk edildikten çok sonra bile başıboş bir şekilde avlanmaya devam eden bu ağlar, omurgasızlardan büyük deniz memelilerine kadar sayısız deniz canlısının ölümüne sebep oluyor. 100 metrelik bir hayalet ağ, en az 300 deniz canlısının ölümüne sebep olabiliyor.

Hayalet ağların ölümcül etkileri, suya bırakıldığı noktalardan çok uzakta bile hissedilebiliyor. Uzun mesafeler kat ettikçe, “hayalet avlama” adı verilen bir süreçte deniz hayvanlarını yakalamaya ve öldürmeye devam ediyorlar.

Plastikten üretilen bu av araçlarına müdahale edilmediği takdirde, yıllar içinde küçük parçalara bölünerek mikro plastik kirliliğine dönüşüyor. Yüzyılın en büyük sorunlarından biri haline gelen mikro plastikler, neredeyse tüm deniz canlılarının sindirim sisteminde tespit edilmiştir.

Ayrıca hayalet ağlar, ekonomik değeri olan türleri öldürerek balıkçılığın sürdürülebilirliğini de etkiliyor.

Hayalet ağların toplanması ile bölgedeki sucul ekosistemde nasıl bir değişim yaşanacak?

95 basketbol sahası büyüklüğündeki toplam 40 bin metre kare hayalet ağı denizden çıkardığımızda 120.000 deniz canlısının ölümünü engellemiş, ekosistemin sürdürülebilirliğine katkı sağlamış olacağız. Ağların çıkarılması ile eskiden resiflerde var olan yaşam, yeniden oluşmaya ve gelişmeye başlayacak, biyoçeşitlilik zenginleşecek.

Toplanan bu atık ağları ne yapacaksınız?

Plastik, sadece atıldığı zaman çöp veya atık oluyor. Bilinçsiz kullanımın önüne geçerek, bertaraf etmek yerine değerini henüz yitirmemiş araçların geri dönüşü bunlardan biri.

Polipropilen ve poliamidden üretilen bu ağların geri dönüşümü için çalışmalarımızı tamamladık. Toplam 345 kilometre karelik bir alanda böyle bir temizlik ve geri dönüşüm projesi gerçekleştirmek küçük bir başarı değil.

Çıkarma işleminin ardından ağların taşınması, işlenmesi ve geri dönüştürülmesi için optimum bir süreç gerçekleşecek. Ve en sonunda ağlar, beyaz eşyaların plastik birer parçası olacak. Projemiz kamuoyunda farkındalık yaratarak benzer projelere geri dönüşüm yolunda ışık tutacak; mutluyuz.

Bu hayalet ağlar nasıl dönüştürülecek, nasıl beyaz eşyalarda kullanılacak? Detaylı anlatmanız mümkün mü?

Geri dönüşüm sürecindeki ilk adım, toplama yani ağların çıkarılması. Ağların çıkarılma işlemi haziranda başlayıp bir aylık periyodda tamamlanacak. Toplanan ağlar; plastik türü, renk, kalınlık gibi parametrelere göre geri dönüşüm tesisindeki makinelerle kategorilere ayrılacak. Kategorize edilen ağlar daha sonra yıkama işleminden geçecek. Ağların üzerindeki kir ve diğer kalıntıların arındırılacağı yıkama işlemi, plastik geri dönüşüm sürecinde çok önemli bir adımdır. Bu aşamada ağların kirliliği büyük oranda giderilmiş oluyor. Yıkamanın ardından kırma tesislerinde kırılacak ve daha sonra “ekstrüzyon” prosesinden geçerek plastik ham madde haline gelecek. Ekstrüde edilmiş plastik ham madde, ikinci ekstrüzyon prosesi ile kompaund edilecek. Prosesin sonunda geri dönüşüm işlemi tamamlanan ağlar, “kompaund” (katkı ile zenginleştirme) edilmiş malzeme olarak ülkemizin önde gelen beyaz eşya markasının plastik parça üretiminde kullanılacak.

Hayalet ağların geri dönüşümü ile hem mevcut atıklarımızla başa çıkmayı hem de sürdürülebilirliği artırarak döngüsel ekonomiye katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Hayatımızdaki pek çok şey gibi hayalet ağların da ham maddesi olan plastik, 70 yılda 8,3 milyar ton üretildi ve yaklaşık 6,3 milyar tonu atık haline geldi. Bu atığın sadece %9’u geri dönüştürüldü. Daha fazla insan sürdürülebilir seçenekler aradıkça, geri dönüşümün çevresel önemi de fark edilecektir.

Marmara Adaları Yapay Resif Projeniz hakkında da bilgi verebilir misiniz?

Marmara Adaları Yapay Resif Projemiz ile sualtında yaşamın hiç olmadığı kumluk bölgelerde sucul canlılar için yeni yaşam alanları oluşturacağız. Diğer bir tanımla, çöl ortasında vaha oluşturacağız.

2 bin 400 yapay resif bloğunun denize bırakılacağı projemiz ile balıkların barınmasına, beslenmesine ve üremesine imkan tanıyacak alanlar yaratacağız. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve Balıkesir Üniversitesi işbirliğinde, öğretim üyelerinin bilimsel araştırmaları ile beraber yürüttüğümüz projemizin önemli diğer amacı ise benzer yapay resif çalışmalarına rehber olabilecek, sürekli başvurulacak, bilimsel verilere dayanan bir kaynak oluşturmak.

Bu kaynak, bizden sonra benzer projelere girişmek isteyen herkesin ihtiyaç duyacağı tüm cevapları bulabileceği bir kaynak olacak.

The post Hayalet Ağlar Beyaz Eşya Olacak appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/hayalet-aglar-beyaz-esya-olacak.html/feed 0 2966
Drone İle Tohum Saçıyorlar Çorak Topraklara https://geridonusumekonomisi.com.tr/drone-ile-tohum-saciyorlar-corak-topraklara.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/drone-ile-tohum-saciyorlar-corak-topraklara.html#respond Fri, 23 Apr 2021 21:38:19 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=2676 gençler, misyon olarak ağaçlandırmanın gerekliliğine odaklanmış. Fakat bunu geleneksel yöntemin dışına çıkarak yapıyorlar. Drone ile tohum saçıyorlar dağlara tepelere.

The post Drone İle Tohum Saçıyorlar Çorak Topraklara appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

İklim değişikliğinin gittikçe daha da hissettiğimiz etkilerini durdurmak için ülkeler, şirketler ve dünyada yaşayan her bireye sorumluluklar düşüyor. Bu sorumluluğu hisseden bazı gençler, misyon olarak ağaçlandırmanın gerekliliğine odaklanmış. Fakat bunu geleneksel yöntemin dışına çıkarak yapıyorlar. Drone ile tohum saçıyorlar dağlara tepelere.

Tohum saçıyorlar toprağa. Ama bunu kazma kürekle yapmıyorlar. Yuvarlama köfte yapar gibi çamuru yuvarlayıp içine ağaç tohumlarını koyuyorlar. Kurutulan bu minik topları drone’nun haznesine koyuyorlar ve yola çıkıyorlar. Ulaşılması zor arazilere drone ile bu hazırladıkları tohumları atıyorlar. Tohumlar toprağa düştükten sonra doğal bir gelişim başlıyor. Kimi tutmuyor ama toprağa kök vermeye başlıyor çok sayıda tohum. Sonra yıllar sürecek büyüme ve gelişim başlıyor çorak topraklarda. Tohum bombardımanına uğrayan topraklar belki on yıllar sonra ormana dönüşüyor olacak.

Teknolojiyi kullanarak ağaçlandırma ve dolayısıyla iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele fikri, yeni mezun bir grup genç girişimcinin planıydı. Tohum attılar ve tuttu. Fikir tutunca destek verenler çoğaldı. Ecording isimli bu oluşuma biz de dergimizde yer açtık. Uyguladıkları projenin hikayesini kendilerinden öğrendik.

İşte Ecording’i kuran isimlerden Mert Kars- lıoğlu’nun sorularımıza verdiği cevaplar…

İklim değişikliğinin gittikçe daha da hissettiğimiz etkilerini durdurmak için çözüme kendimizden başlamamız gerektiğinin farkındaydık. Aynı farkındalıkla bu sorunun çözümü için kalıcı değişimin ancak her bir kurumun veya bireyin bilinçlenmesi ile mümkün olduğuna inanıyorduk. Bu yüzden sürdürülebilir teknolojik çözümler uygulanması hedefi ile serüvenimize başladık. Bugün de birey ve kurum odaklı çevre teknolojileri geliştirerek somut şekilde iklim değişikliği ile mücadele edebiliyoruz.

Drone ile tohum ekme, ağaçlandırma çalışması fikri nasıl çıktı? Projeyi insanlara nasıl anlattınız? Ne gibi tepkiler aldınız? Aldığınız ödül ve destekler var mı?

Girişimimiz, herkes tarafından bilinen dünyanın en büyük sorunlardan biri olan iklim değişikliğiyle mücadelede en etkili yöntemlerden biri olan ağaçlandırma üzerine. Bu global problemi durdurabilmek için dünyanın 1,2 trilyon ağaca ihtiyacı vardır. Ancak günümüzde geleneksel yöntemlerle ne yazık ki bu sayıya ulaşmak neredeyse imkansız. Bizler de teknik yeterliliğimizin olması ve sürecin daha hızlı ve geniş alanda yapılabilmesi bakımından insansız hava araçları geliştirmeye karar verdik. Doğal ağaç yetişme sürecine bağlı kalarak da tohum atmaya, ardından da verimliliği arttırmak için tohum topu atışları yapmaya karar verdik. “ecoDrone” bu şekilde ortaya çıktı.

ecoDrone; Ecording tarafından geliştirilen, ağaçlandırılması gereken ulaşılması zor alanlara havadan tohum topu atışları gerçekleştiren insansız hava araçlarıdır. ecoDrone sayesinde çok daha geniş alanlarda operasyon gerçekleştirirken, geleneksel dikim yöntemlerinden 55 kat daha hızlı ağaçlandırma yapabiliyoruz. Bu ürünümüz ile nihai hedefimiz, perakende sektöründe satılan her ürünü, her hizmeti veya ödediğimiz her faturayı doğada ecoDrone ile bir tohum topuna yani bir ağaca dönüştürmek hedefliyoruz.

Fortune Türkiye 40 yaş altı 40 girişimci listesinde yer aldım. Bunun yanında Sürdürülebilir İş Ödülleri 2020’de “Yılın Start-Up”ı seçildik. İmece Platformu Destek Programı, Endeavor Start-Up Campus ve Hackquarters Sürdürülebilir Büyüme Programlarına seçilen girişimlerden biri olduk. Bahsetmekten mutluluk duyduğumuz bir başka başarımız ise İTÜ Arı Teknokent Big Bang Start-Up Challenge 2019’da 10.400 girişim arasından seçilerek sahne alan girişimlerden biri olduk.

Ne zamandan beri ağaçlandırma faaliyetlerini yürütüyorsunuz? Bugüne kadar kaç kişi ve kuruma hizmet verdiniz?

Markalar ile iş birliği yaparak ilerliyoruz. 2 yıldır bu ağaçlandırma faaliyetlerimiz devam ediyor ve 30’dan fazla marka ile iş birliği yaparak yaklaşık 850 bin adet tohum topunu toprak ile buluşturduk.

Bugüne kadar ne kadarlık alana tohum ektiniz? Kaç tohum ekildi? Takibi nasıl yapılıyor?

Bugüne kadar 850 bini aşkın tohum topu atışını toplamda 72 futbol sahası büyüklüğündeki alana yaptık. Ekim çalışması yapıldıktan sonra (bölge özelliklerine göre değişmekle birlikte) genel olarak ekimi takiben 6 ay ila 1 yıl içinde Orman Genel Müdürlüğünün sahadan sorumlu personeliyle birlikte takibini gerçekleştiriyoruz. İlgili gözlemler, ormancılık tabii tensil çalışmalarında kullanılan gözlem tekniği uygulanarak sahadan sorumlu şef tarafından gerçekleştirilmektedir.

Tohum topu olarak adlandırılan bu uygulama ile havadan atılan tohumlar toprağa düşüyor. Tohumların kök salma, yeşerme ihtimali nedir?

Ecording’in, Orman Genel Müdürlüğü ve Artvin Çoruh Üniversitesi destekleriyle yapılan AR-GE çalışmalarında toplamda 5 sahada 4 farklı tohum türü ile çalışmalar yapılmıştır. Atılan tohumların filizlenme oranını en üst düzeyde tutabilmek için ülkemizde bulunan ve toprak yüzeyine yakın derinliklerde yetişebilen tohum türleri öncelikli olarak tercih edilmiştir. AR-GE çalışmaları ile veriler elde edilmiştir. Bu istatistikler sonucu ecoDrone’un 12 kat daha az maaliyet ile 10 dakikada 6 bin tohum topu atışı yapabildiği gözlemlenmiştir.

Çok genç bir ekipsiniz. Nasıl toplandınız? Başka şirketlerde maaşlı eleman olarak çalışmayıp kendi şirketinizi kurmanızla ilgili neler söylersiniz?

Genç ve heyecanlı bir ekibiz. Bizi Ecording çatısı altında buluşturan en önemli sebep ‘geleceğe dair çalışma’ isteğimiz oldu. Gelecek nesilleri ve dünyamızı kurtarmak bizlerin ellerinde. Bu yolda attığımız her adımın etkisi gelecekte büyüyerek ilerliyor. Bizler de dünyamız adına yapmamız gerekenlerin farkında bir ekip olarak dünyaya yeşil bir iz bırakmak için çabalıyoruz.

Yeni projeleriniz varsa bahsedebilir misiniz?

Öncelikli olarak daha farklı sektör şirketlerinin ürün ve hizmetlerini ecoDrone etiketli hale getirip sosyal ve çevresel etkimizi maksimize etmeye çalışıyoruz. Hedef şu an 2023’e kadar 50.000.000 tohum topu atışı gerçekleştirip 1200 kadına istihdam sağlamak. Ecording olarak, 2021 yılında Hollanda pazarından başlamak üzere Avrupa pazarında aktif olmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte, diğer bir iklim krizi çözümümüz olan EcordingApp mobil uygulamamızı da yayına alacağız.

SABRİ ÜLKER ÇEVRE ÖDÜLÜ’NÜN BU YILKİ KAZANANI “ecoDRONE”

Geri Dönüşüm Ekonomisi olarak bu röportajı yaptıktan kısa süre sonra bir başka haber daha mail kutumuza düştü. Bu da ecoDrone’un aldığı bir ödüle dairdi. Yıldız Holding ve DenizTemiz Derneği / TURMEPA iş birliğiyle doğal kaynakların gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılabilmesi için yenilikçi projeler geliştirmiş girişimleri ödüllendiren Sabri Ülker Çevre Ödülü’nü bu yıl Ecording imzalı “ecoDrone”projesi kazandı.

“Yarınlar Seninle Yaşayacak” mottosu ve “Çevre ve İnsan” temasıyla düzenlenen yarışmaya 172 proje başvurdu. Projeler, Yıldız Holding ve TURMEPA’nın belirlediği seçici kurul ve jüri üyeleri tarafından su ve doğal kaynak kullanımı, karbon ve enerji yönetimi, atık yönetimi, biyo-çeşitliliğin korunması ve iklim değişikliği konu başlıkları altında değerlendirildi.

Yıldız Holding Kurumsal İletişim Grup Direktörü Tuğçe Altınsoy, Sabri Ülker Çevre Ödülü’nü kazanan ecoDrone projesinin küresel ısınmaya karşı yürütülen mücadelede ülkemiz adına önemli bir kazanım olduğunu ifade etti. Altınsoy şunları söyledi: “İklim değişikliğinin et- kilerini azaltmak adına, orman varlığının artırılması yönündeki çalışmalar dünyamız için kritik bir önem taşıyor. 2019 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Hükümetlerarası Paneli raporu için hazırlanan çalışmaya göre; bir trilyon ağaç dikilmesi halinde, gelecek yıllarda 830 milyar tonluk karbondioksitin bu ağaçlar tarafından emilebilmesi mümkün hale geliyor. Bu nedenle ağaç dikimi uygulamaları, iklim değişikliğiyle mücadelenin en masrafsız ve en doğal çözüm yöntemlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu çerçevede, ecoDrone projesinin önümüzdeki yıllarda küresel ısınmaya karşı yürütülen çalışmalarda çok önemli bir fonksiyon üstleneceğine inanıyorum. ecoDrone başta olmak üzere tüm katılımcıları değerli projeleri ve başarılarından dolayı tebrik ediyorum.”

ecoDRONE PROJESİ ÜLKEMİZİN GELECEĞİ ADINA IŞIK YAKACAK

TURMEPA Genel Müdürü Semiha Öztürk ise ecoDrone ile ilgili şöyle konuştu: “2013 yılında ülkemizin yarınlarına bırakacağımız değerli fikirleri bulmak için yola çıkarken Yıldız Holding Kurucusu merhum Sabri Ülker’in, ‘Topraklarımıza, sularımıza, çevremize sahip çıkmak vatana sahip çıkmaktır’ sözü bizlere ışık tuttu. Bu köklü miras üzerine inşa ettiğimiz ödülümüzde her yıl önemli kazanımlar elde ettik. Bu yıl da aynı hedefe ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Üstelik bu hedefe 2020 gibi zorlu bir yılda ulaşmak bizleri daha da mutlu ediyor. Projeleri değerlendirirken toplumda farkındalığı artıracak ve örnek projelerin çoğalmasına katkıda bulunacak olmasına özen gösterdik. Türkiye’nin dört bir yanından gelen 200’e yakın başvuruyu değerlendirirken bir hayli zorlandık. İnce eleyip sık dokuduk. Bu sürecin galibi olan ecoDrone projesinin ülkemizin geleceği adına ışık yakacağına inanıyorum. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”

The post Drone İle Tohum Saçıyorlar Çorak Topraklara appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/drone-ile-tohum-saciyorlar-corak-topraklara.html/feed 0 2676
Boğaz’ı Çöpkaparlar Temizleyecek https://geridonusumekonomisi.com.tr/bogazi-copkaparlar-temizleyecek.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/bogazi-copkaparlar-temizleyecek.html#respond Tue, 06 Apr 2021 21:04:23 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=2484 İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Cif tarafından İstanbul Boğazı’nın temizlenmesine yardımcı olmak amacıyla 20 adet çöpkapar yerleştirildi.

The post Boğaz’ı Çöpkaparlar Temizleyecek appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Cif tarafından İstanbul Boğazı’nın temizlenmesine yardımcı olmak amacıyla 20 adet çöpkapar yerleştirildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından İstanbul Boğazı’nın temizlenme- sine yardımcı olmak amacıyla Boğaz’ın farklı yerlerine toplam 20 ‘çöpkapar’ ünitesi yerleştirildi. Çöpkapar cihazları İstanbul’da kıyı şeritlerinde yüzen çöpleri, pet şişe, poşet, kağıt vb. atıkları deniz yüzeyinden toplayacak. ‘Temizken Güzel’ isimli proje, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Cif ve Kızılay Beykoz (Avrasya) Şubesi işbirliğiyle hayata geçti. Proje kapsamında Kadıköy, Eminönü ve Karaköy sahillerinde denizin içine yüzey atıklarını temizlemek için İstanbul Boğazı’nın koşulları dikkate alınarak özel olarak Türkiye’de üretilen 20 adet çöpkapar ünitesi yerleştirildi. 20 adet cihazla ayda ortalama 2,5 ton çöp toplanmakta. Toplanan atıklar ayrıştırılarak, geri dönüşüme uygun olan atıklar geri dönüşüme kazandırılmakta, geri dönüşüme uygun olmayan atıklar ise bertaraf tesislerine gönderilmekte.

Proje ortakları, İstanbulluları temizkenguzel.com internet sitesinden daha temiz ve düzenli bir İstanbul için destek sözü vermeye davet ediyor. Her 100 bin söz için bir yeni çöpkapar daha İstanbul Boğazı ile buluşacak.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bu projeyle ilgili, “İstanbul gibi dünya güzeli bir şehirdeyseniz, 16 milyonluk tarihi ve doğal güzellikleri olan bir kent gerçekten temizken güzel. İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bizler şehrimizi birlikte yönetmek çabasındayız. Özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve İstanbulluların parçası olduğu iş birliklerini artırmak gerekiyor. Biz buna açık bir yönetimiz. Çevre, hayvan hakları, eğitim, doğal yaşamın korunması ve daha pek çok başlıkta iş birlikleri ile ortak değer yaratabiliriz. Böylece bizler de kaynaklarımızı eğitime, çocuklara, kadınlara yönelik çalışmalarımıza, ihtiyaç duyulan diğer alanlara daha çok ayırabiliriz.” dedi.

TAMAMEN YERLİ ÜRETİM

İBB Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, çöpkaparların deniz yüzeyinde biriken çöpleri kendi kendine topladığını söyledi. Erdinçler, “Akıllı bir cihaz bu. Yüzerek pet şişe, naylon poşet, cam şişeleri içine çekiyor. Pompası vasıtasıyla su ile birlikte atıkları içine çekerken suyu deşarj ediyor, atıklar haznesinde birikiyor. Yüzde 100 yerli üretim olan çöpkaparlar Boğaz’ı çöplerden kurtaracak.” dedi.

Erdinçler projeyle ilgili şu açıklamaları yaptı: “Son yıllarda deniz çöpleri, %70’i okyanuslarla kaplı olan dünyamızda giderek büyüyen önemli bir problem haline gelmiştir. Yaklaşık %80’i kara etkinlikleriyle ortaya çıkan deniz çöpünün büyük bir kısmı, özellikle de plastikler deniz ortamında uzun süre bozunmadan kalarak, okyanus ekosistemleri, vahşi yaşam, mercan kayalıkları ve insanlar için tehdit oluştururken ekonomik olarak da ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Çalışmalar okyanus ve denizlere her yıl yaklaşık 10 milyon ton çöp atıldığını gösteriyor. Çöplerin denizlerimize akmasını önlemek için mücadeleye karadan başlamak gerekir. Bu mücadelede insanların farkındalığının arttırılmasının büyük katkısı vardır. Deniz yüzeyindeki yüzer atıkların otomatik olarak toplanması için tasarlanmış olan çöpkapar, filtresi sayesinde boyutu 2 mm’ye kadar olan yüzer parçacıkları toplayabilen yenilikçi akıllı bir cihazdır. Elektrik ile çalışan bu cihaz, üzerindeki su seviye sensörü sayesinde kendisini yukarı aşağı konumlandırarak kesintisiz çalışabilmektedir. İstanbul Boğazı’nın fiziki koşulları ve atık yapısı gibi kriterleri dikkate alınarak ülkemize özel tasarlanan çöpkapar, %100 yerli olarak üretildi ve patenti Türk Patent Enstitüsü tarafından tescil edildi. Çöpkaparın günümüzde teknolojinin proaktif olarak kullanıldığı dünyadaki ilk cihaz olması ve deniz çöpü konusunda farkındalık uyandırarak vatandaşları deniz çöpü problemiyle mücadeleye dâhil etmesi, iyi uygulama örneği olarak önemini arttırıyor.”

The post Boğaz’ı Çöpkaparlar Temizleyecek appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/bogazi-copkaparlar-temizleyecek.html/feed 0 2484
Eski piller bitkileri besleyecek https://geridonusumekonomisi.com.tr/eski-piller-bitkileri-besleyecek.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/eski-piller-bitkileri-besleyecek.html#respond Mon, 23 Nov 2020 00:30:23 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=1892 Avustralyalı bir geri dönüşüm şirketi, çöplük dağları oluşturmasını önlemek için eski pilleri, mahsuller için gübreye dönüştürüyor.

The post Eski piller bitkileri besleyecek appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Avustralyalı bir geri dönüşüm şirketi, çöplük dağları oluşturmasını önlemek için eski pilleri, mahsuller için gübreye dönüştürüyor.

Avustralya’daki alkalin pillerin %97’si geri dönüştürülmüyor. Bunlar bizim televizyon uzaktan kumandalarına, çocuk oyuncakları ve saatlere koyduğumuz türden piller ve sıradan çöp kutularına giriyorlar.

Avrupa’da mevzuat, insanların biten pilleri, onları satın aldıkları yere geri getirmelerini gerektiriyor. Bu, pil geri dönüşüm yüzdesinin Avustralya’ya kıyasla önemli ölçüde daha yüksek olduğu anlamına geliyor.

Avustralya’da bir geri dönüşüm şirketi, pilleri bitkilerin büyümesine yardımcı olacak başka bir forma sokuyor

Pillerdeki bazı kimyasallar zehirli olsa da, bu yeni yöntem alkalin pillerde bulunan mikro yapıları alarak mahsuller için hayati besinlere dönüştürüyor. Pek çok alkalin pilde bulunan çinko, bitkilerin klorofil adı verilen bir kimyasal üretmesine yardımcı oluyor. Bitkileri yeşil yapan pigment bu ve o olmadan güneş ışığını kullanarak suyu ve CO2’yi enerjiye çeviremezler.

BİR PİL NASIL BİTKİ BESİNİ OLUR?

Benzer bir süreç, kullanılmış alkalin pilleri gıda mahsulleri yetiştirmek için toprağı zenginleştiren ürünlere dönüştüren Finlandiyalı bir şirket tarafından da uygulanıyor. Amaç pilin içeriğindeki kimyasalları mümkün olduğunca en aza indirmeye yönelik döngüsel bir ekonomi meydana getirmek.

Piller önce eziliyor, ardından filtreleme ve saflaştırma işlemleriyle cıva ve nikel gibi toksik elementler temizleniyor ve piller böylece tarım ürünleri olarak güvenli bir şekilde doğaya geri kavuşturuluyor. Bu gübre, şimdiye kadar domates, pamuk ve avokadoda kullanıldı ve iyi sonuçlar alındı. 

The post Eski piller bitkileri besleyecek appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/eski-piller-bitkileri-besleyecek.html/feed 0 1892
LARTON, OSB’ye Yatırım İçin Çalışmalara Başladı https://geridonusumekonomisi.com.tr/larton-osbye-yatirim-icin-calismalara-basladi.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/larton-osbye-yatirim-icin-calismalara-basladi.html#respond Sun, 30 Aug 2020 17:42:40 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=1859 Sungurlu’nun önemli sanayi kuruluşlarından Sun-Ka Kağıt’ın kardeş firması Larton Ambalaj, Organize Sanayi Bölgesine(OSB) yatırım için çalışmalara başladı.

The post LARTON, OSB’ye Yatırım İçin Çalışmalara Başladı appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Sungurlu’nun önemli sanayi kuruluşlarından Sun-Ka Kağıt’ın kardeş firması Larton Ambalaj, Organize Sanayi Bölgesine(OSB) yatırım için çalışmalara başladı.

Kâğıt-karton ve ambalaj sektöründe yurt içi ve yurt dışı piyasalarına hizmet veren Larton Ambalaj firması, kuruluşundan itibaren hızla büyüyerek sektöründe kısa sürede tanınan isim oldu.

Sun-Ka Kağıt Genel Müdürü Zeki Öz tekin ve Larton Ambalaj Genel Müdürü  Levent Öztekin, firmaların büyüyüp gelişmesi için çalışıyor. 

Larton Ambalaj, genç ve dinamik kadrosu ile yurt içi ve yurt dışında teknolojik yenilikleri yakından takip ederek ürün kalitesini ve üretim kapasitesini sürekli geliştiriyor.

The post LARTON, OSB’ye Yatırım İçin Çalışmalara Başladı appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/larton-osbye-yatirim-icin-calismalara-basladi.html/feed 0 1859
10 KÜÇÜK KAHRAMAN, ŞEHİRLERDE HAVAYI TEMİZLEYECEK https://geridonusumekonomisi.com.tr/10-kucuk-kahraman-sehirlerde-havayi-temizleyecek.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/10-kucuk-kahraman-sehirlerde-havayi-temizleyecek.html#respond Fri, 22 May 2020 04:38:14 +0000 https://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=1772 İzmir Bayraklı'da bulunan Kaymakam Özgür Azer Kurak Ortaokulu’nda öğrenim gören ve oluşturdukları takıma Robokod Kahramanları adını veren 10 öğrenci, dünyadaki oksijenin %65’ini üreten bir canlıyla sokak
lambaları tasarlayarak sera gazı üretiminin önüne geçmeye hazırlanıyor.

The post 10 KÜÇÜK KAHRAMAN, ŞEHİRLERDE HAVAYI TEMİZLEYECEK appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

İzmir Bayraklı’da bulunan Kaymakam Özgür Azer Kurak Ortaokulu’nda öğrenim gören ve oluşturdukları takıma Robokod Kahramanları adını veren 10 öğrenci, dünyadaki oksijenin %65’ini üreten bir canlıyla sokak
lambaları tasarlayarak sera gazı üretiminin önüne geçmeye hazırlanıyor.

Türkiye’de Bilim Kahramanları Derneği tarafından organize edilen FLL’nin
(First Lego League) bu yılki teması: City Shaper. Şehirlerdeki binalarda ya da kamusal alanlarda yaşanan sorunlara çözüm arayışıyla yola çıkan katılımcılar, geliştirdikleri projeleri bu turnuvada sunacaklar.

Kaymakam Özgür Azer Kurak Ortaokulu’nda eğitim gören 7. Sınıf öğrencisi
on öğrenci, FLL’de sunacakları projeyle yepyeni bir keşif üzerinden, yeşil şehirler kurguluyor. Binalardan çıkan ve havayı kirleten fosil yakıtların oluşturduğu sera gazına çözüm arayan Robokod Kahramanları adlı takım, hava kirliliğinin olmadığı bir şehir için yaptığı uzun araştırmalar sonucu “Mikro Alg” adında, dünya üzerinde en çok oksijen ürettiği saptanan bir canlıyla hava kirliliğinin önüne geçmeyi planlıyor. Akademisyenlerin, mimarların, çevre ve inşaat mühendislerinin görüşlerini de alarak proje üzerinde ilerleyen takım, dünya üzerindeki oksijenin %65’ini üreten
mikro algleri kullanarak sokak lambaları tasarlayacak. Bu lambalarda Mikro Algler gündüz gün ışığıyla, gece de floresan LED lambalardan beslenecek.

Robokod Kahramanları’nın proje ve turnuva süreçlerini İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İzmir Kalkınma Ajansı, İzmir EBA, Dokuz Eylül TeknoPark, TeknoPark İzmir, Yaşar Üniversitesi TeknoPark ve İzmir Bilim Park gibi kurumlar da destekliyor.

The post 10 KÜÇÜK KAHRAMAN, ŞEHİRLERDE HAVAYI TEMİZLEYECEK appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/10-kucuk-kahraman-sehirlerde-havayi-temizleyecek.html/feed 0 1772
Tezek Evler https://geridonusumekonomisi.com.tr/tezek-evler.html https://geridonusumekonomisi.com.tr/tezek-evler.html#respond Wed, 01 May 2019 19:49:19 +0000 http://geridonusumekonomisi.com.tr/?p=816 Projenin fikir babası ve yürütücüleri Aysun ve Murat Sökmen çifti ile uzun zamandır Türkiye’de yaşayan Mimar ve Doğal Yapı Uzmanı Matthieu Pedergnana. Ekipte Mimar Betül Ergün, Mimar Ese Aslan da var. Daha önce bu ekibe başka isimler de katılıp faaliyetlerde görev almış.

The post Tezek Evler appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>

Projenin fikir babası ve yürütücüleri Aysun ve Murat Sökmen çifti ile uzun zamandır Türkiye’de yaşayan Mimar ve Doğal Yapı Uzmanı Matthieu Pedergnana. Ekipte Mimar Betül Ergün, Mimar Ese Aslan da var. Daha önce bu ekibe başka isimler de katılıp faaliyetlerde görev almış.

Tezek Evler

Çevreye herhangi bir zararlı etkisi olmayan, düşük maliyetli ve doğal kaynaklar kullanılarak yapılan evlere olan istek son zamanlarda artmaya başladı. Benzer düşüncelerle yola çıkan bir grup şehir sakini de bu yönde ilk adımı attı ve tezekten, kerpiçten evler inşa etti. Üstelik bu evlerin temelinden çatısına kadar her şey hem doğal hem de geri dönüştürülmüş malzemelerden oluşuyor. Projenin fikir babası ve yürütücüleri Aysun ve Murat Sökmen çifti ile uzun zamandır Türkiye’de yaşayan Mimar ve Doğal Yapı Uzmanı Matthieu Pedergnana. Ekipte Mimar Betül Ergün, Mimar Ese Aslan da var. Daha önce bu ekibe başka isimler de katılıp faaliyetlerde görev almış. İşte bu ekip Sökmen ailesinin çiftliğinde 2016’dan bu yana saman balyası, kerpiç ve tezeklerden doğal evler yapıyor.

Şehrin karmaşasından kaçıp doğal hayata sığınmak isteyenlere, mimarlık, inşaat mühendisliği öğrencilerine ya da doğal yapı meraklılarına eğitim veriyor, birlikte ev inşa ediyorlar. Projenin asıl amacı, toprağın fakirleşmesini ve kaynakların aşırı kullanımını önlemek. Bu sebeple bina yapımında doğal ve yerel malzemelerin dayanıklı ve kolay uygulanabilir olduğunu göstermek istediler. 2016 yılında malzemeleri, yapı sistemlerini, tasarımı ve çalışan site organizasyonu avantajları ve dezavantajlarını test etme amacıyla 3 örnek ev yapılmasına karar verilmiş. Bu evler atölyeler sayesinde gönüllüler tarafından 8bin100 Projesi hakkında etrafa bilgi yayma ve ekolojik tasarım ve doğal kaynakların kullanımını daha yaygın hale getirme amacıyla yapılmış. Evlerin her biri gönüllü ekipler tarafından inşa edilmiş. Saman, toprak, doğal gübre, geri dönüştürülmüş araba lastiği, ahşap ve saz gibi malzemelerin kullanıldığı yapılarda saman balyası, şerbetli saman, kerpiç, toprak çuval gibi farklı yapım teknikleri ve ahşap yapı iskeleti, saz çatı ile doğal sıva teknikleri uygulanmış.

Tezek Evler

8BİN100 PROJESİ

Peki bu proje nasıl başladı? TezekEvler’in tüm detaylarını proje yürütücüsü Matthieu Pedergnana’ya sorduk. Geridönüşüm Ekonomisi Dergisi’ne konuşan Pedergnana’nın açıklamaları şöyle…

Proje nasıl başladı?

Tezek Evleri Kampusu, 8bin100 Eko-topluluğu projesinin bir parçası olarak ben ve Aysun-Mehmet Sökmen tarafından 2015 yılından beri geliştirdiğimiz bir projedir.

Aysun ve Mehmet Sökmen, yerel malzemeler ve yerel atıkları kullanarak doğal evler tasarımı ve yapımı için beni Gündönümü Çiftliği’ne davet etmişlerdi. TezekEvleri Kampüsü’nde 6 aydan 2 seneye kadar varan periyodlarda yardımcı olan bir ana inşaatçı ekibi ile çalışıyoruz. Şu an için, ekipte doğal yapı konusunda master yapmakta olan Mimar Betül Ergün ve ODTÜ’de toprak yapı malzemeleri konusunda master yapmış olan Mimar Ece Aslan bulunmakta.

Tezek evleri projesi nasıl ortaya çıktı ve süreç nasıl işledi?

8bin100 projesi kapsamında, uzun dönemli gönüllüler ve gelecekteki komşular için kalacak ev ihtiyacından dolayı Tezek Evleri projesi ortaya çıktı. 8bin100 projesi, esas olarak toprağın iyileştirilmesi ve geri kazanımı için organik çiftçilik ve gıda üretimini hedeflediğinden dolayı, daha başından beri mümkün olduğunca doğal malzemeleri ve kullanılmış, geri dönüşümle, yerel malzemeleri kullanmak şeklinde bir fikir vardı. Türkiye’de bu konuda uzmanlaşmış mimarlar, işçiler bulunmadığı için, ilk akla gelen, şu anda projenin bir parçası olan evleri yapmak için gönüllülerle çalışmak ve atölyeler düzenlemekti. Bütün bunlar, projenin sürdürülmesi ve binaların yapılması, 70’ten fazla gönüllü ve 100’den fazla atölye katılımcısının katkılarıyla yapılabildi.

Düzenlediğiniz atölyelerde katılımcılara neler öğretiyorsunuz? Atölyelerimizde katılımcılara 2 şey öğretiyoruz: a) doğal malzemelerin her yere uygun çeşitleri olup her yerde kullanılabileceklerini ve b) başarılı bir projenin temelinde mutlaka deneme ve test olduğunu. İşin biraz daha detayına girersek, katılımcılara doğal malzemeleri nasılkullanacaklarını, hangi koşullarda kullanabileceklerini veya kullanamayacaklarını, işbaşı eğitimleri yoluyla bu malzemelerle nasıl inşaat yapacaklarını, teorik dersler yoluyla bu malzemeleri nasıl anlayacaklarını öğretiyoruz. Daha fazla bilgiye web sitemizden ulaşabilirsiniz. Modern çağın insanlarına mimarinin sadece betonarmeden olmadığını, yaşayarak keşfedebilecek ve de mimarinin temelini deneyimleyerek öğrenebilecekleri bir projeden bahsediyorsunuz.

Ekolojik mimari nedir, topluma ve doğaya olan faydaları neler?

Aslında modern çağın insanları ile diğer çağlardaki insanlar arasında bir fark yok. Hepimiz, ayakta kalmak için hava, su, gıda ve korunmaya muhtacız. Korunma ihtiyacımız için binaları doğal malzemeleri kullanarak yapmamız, her gün tükettiğimiz hava, su ve gıdalara bir zarar vermeyecektir. Eğer katılımcılara inşaatın ve mimarlığın temellerini öğretiyorsak, bu sadece onlara şunu hatırlatmak içindir: Bir noktada her şeyin kendilerinden gizlendiği bir dünyada yaşasalar dahi, süreç aynen bu anlattığımız gibi işlemektedir. Ve bir binanın inşaat süreci ne kadar sağlıklı ise, binanın kendisi de o kadar sağlıklı olacaktır. Bu atölyelerin katılımcılara esas faydası (inanmak istediğimiz üzere), gezegenimizin durumu konusunda her yaptığımız eylemle sorumlu olduğumuzu ve ekolojik inşaat yapmanın diğer bir çok alternatife karşı denge sağlayıcı bir alternatif olduğunu anlamalarıdır. Biz hiçbir zaman, saman-balyasının en iyi malzeme olduğu veya betonun gezegenimiz için bir felaket olduğu gibi kesin cevaplar vermiyoruz. Biz sadece her malzemenin ve yapım tekniğinin avantajlarını ve dezavantajlarını öğretiyoruz, böylelikle herkes kendi seçimini yapabilir. Herhangi bir eğitim yerindeki gibi, biz katılımcılara kullanabilecekleri araçları veriyoruz.

Saman balyasından yapılan bu evlerin avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Malzeme özelliklerine göre değişebilen şekilde, doğal malzemelerle yapılan inşaatların çeşitli avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Bazıları daha kuvvetlidir, bazıları daha yalıtkan, daha nem geçirmez veya daha düşük maliyetlidir… Fakat genel bir özellik olarak doğal malzemelerin (kullanıcılar için) temel avantajı onların buhar transfer kapasitesidir ve böylelikle bina içinde buhar seviyesini regüle ederek rahatsızlığı önlerler. İkinci avantaj (gezegenimiz için), onların düşük gömülü enerjiye sahip olmalarıdır ki, bu nedenle çok kısıtlı bir enerji sürecine ihtiyaç duyarlar. Üçüncü avantaj, yerel olarak bulunabilmeleridir.

Proje genellikle yakın çevrede bulunabilen, özellikle hızla yetişen veya bertarafı kolay olan saman veya toprak gibi malzemelerle yapılır. Bununla birlikte, bu avantajlara karşılık modern hayat için bir sakınca da ortaya çıkmaktadır: eğer düzenli olarak bakımı yapılmazsa doğal binanın kullanım süresi kısadır. Fakat doğal malzemelerin yeniden kullanımı ne kadar kolaysa, bakımı da o kadar kolaydır, sadece binanın tahrip olan kısımlarını onu yeniden ve daha iyi yapmak için kullanmak yeter. Buna rağmen, bunun bir dezavantaj değil bir avantaj olduğuna inanıyoruz, çünkü kullanılmayan bina kendiliğinden ortadan kalkacak ve yerini başka bir şey için verimli bir toprağa bırakacaktır.

ATÖLYELERİMİZE DAVET EDİYORUZ

Çevre dostu bir yaşam alanı neden ve nasıl inşa edilebilir? Geri dönüşüm bu alanları yaratırken nasıl kullanılabilir, potansiyeller nelerdir?

Ekolojik yaşam alanlarının inşa edilmesi için 2 ana neden, insanların gezegenimiz üzerinde bıraktığı ekolojik ayakizleri ve kendileri için yarattıkları tehlikedir. Binalar ve yaşam alanları (evler, ofisler, fabrikalar…), enerji ve kaynak tüketimi yoluyla ekolojik ayak izinde önden gelen pay sahiplerinden biridir ve aynı zamanda insanlar zamanlarının çoğunu bu binalarda veya inşa edilmiş alanlarda geçirdikleri için en tehlikeli yerlerden biridir. Bu nedenlerle, doğru malzeme seçimi ve yapı tasarımı yoluyla daha az enerji ve kaynak tüketimi için daha çok ekolojik binalar yapılmalıdır, fakat aynı zamanda “sağlıklı” malzemelerin kullanımı da teşvik edilmelidir.

Tezek Evler

Sağlıklı malzemelerle kast edilen, havayı VOC veya formaldehit gibi dışarı salınan maddelerle kirletmeyen veya binanın nem seviyesini dengeleyerek küf ve diğer tehlikeli maddelerin oluşumunu engelleyen malzemelerdir. Geri dönüşümden elde edilen çelik veya cam gibi daha düşük gömülü enerjiye ve karbon ayakizine sahip malzemeleri sağlamak için geri dönüşüm yararlı olabilir. Bunun yanında, eski gazeteler veya eski kot malzemelerle yapılan sellüloz yalıtımı sayesinde geri dönüşüm malzemeleri ile daha sağlıklı binalar yapılabilir.

Doğal malzeme (saman, ot, toprak ve tezek) kullanılarak yapılan evlerin, insan biyolojisine uyumlu, ısı ve ışık tasarrufunu nasıl sağladığı konusunda daha ayrıntılı bilgiler vermeniz mümkün müdür?

Bu soruların cevabı, bizim projemizin ve etkinliklerimizin tam merkezinde yer almaktadır. Uygun bir cevap verebilmek için, konu ile ilgilenen bütün insanları atölyelerimize davet ediyoruz. Böylece bu malzemelerin özellikleri ve tasarımı hakkında daha iyi bilgi alacaklardır.

Bununla birlikte, yapı sağlığı ve enerji tasarrufu açısından doğal malzemelerin özellikleri hakkında kısa bir özet sunabilmek için şunları söyleyebilirim: Doğal malzemeler, genellikle nem oranını %50 RH civarında tutarak bina içinde dengeli bir ortam tesis edilmesine yardımcı olmaktadır. Doğal yapı malzemeleri genellikle havaya herhangi bir zararlı bileşik salmazlar ve düşük miktarda salsalar dahi bu durum insan sağlığına etki etmez. Bazı doğal inşaat malzemeleri (saman, ahşap, yün, kamış…) ısıyı bina içinde veya dışında tutacak şekilde iyi bir ısı yalıtımı sağlarlar. Bazı doğal yapı malzemeleri (toprak kaynaklı, taşlar) bina içinde sıcaklığı ve serinliği tutacak şekilde iyi bir ısıl kütle sağlarlar. Doğal malzemeler dönüştürülmedikleri için, gömülü enerjileri çok düşüktür, dolayısıyla üretimleri için çok az enerji ve karbon kullanılır. Saman-balyası veya kendir yapılı binalarda bile bünyelerinde depoladıkları karbon miktarının, binanın yapımı için gerekli olandan defalarca daha fazla olduğu hesaplanmıştır. Bütün bunlar, doğal yapı malzemelerinin enerji tasarrufu ve insan sağlığına ve rahatlığına etkisi açısından temel özellikleri ve avantajlarının bazılarıdır.

GERİ DÖNÜŞÜMDEN ÖNCE TÜKETİM AZALTILMALI

Gelecek nesillere sağlıklı ekosistem, sağlıklı toprak ve sağlıklı ürünler bırakma motivasyonu ile hareket ediyorsunuz.

Geri dönüşümün bu noktadaki rolü sizce nedir?

Gelecek için, sağlıklı bir gezegende sağlıklı bir hayat açısından baktığımızda, geri dönüşümü sadece bir otomobilin yedek lastiği gibi görüyorum.

Ancak bütün diğer çözümler iflâs ettiğinde kullanılacak bir acil durum çözümü. Geri dönüşüm, çevre için çok iyi bir şeydir, kullanılmış ürünlerin çöpe atılmasını engeller ve onun malzemelerinin tekrar kullanımı için bir şans daha verir. Fakat insanın gezegen üzerindeki etkisini azaltmak için, geri dönüşümden önce, tüketimi azaltmak ilk adım olmalıdır. Bina söz konusu olduğunda, binanın hacmini küçültmek, enerji tüketimini düşürmek, malzeme miktarını azaltma gibi. Düşük karbon ve enerji ayak izi nedeniyle doğal malzemeler bu konuda iyi bir çözümdür. İkinci adım, onarım olacaktır. Doğal binalar bu konuda da çözüm sağlar, çünkü malzemeleri kolayca yeniden biçimlendirilebilir, sabitlenebilir veya hafifçe dönüştürülebilir. Üçüncü adım, yeniden kullanımdır. Geri dönüşümden önce, bir madde aynı amaç için veya değişik amaçlarla defalarca kullanılabilir. Bina söz konusu olduğunda, yeniden kullanım aynı binanın dönüştürülerek değişik amaçlarla kullanımıdır, sözgelimi bir fabrika bir üniversiteye dönüştürülebilir. Ve dördüncü adım, yeniden yapımdır. Bunun anlamı, bir şeye ihtiyaç olduğunda, bunu satın almak yerine, sadece mevcut malzemelerden yeniden yaratmaktır.

tezek evler

Bina söz konusu olduğunda, bunun anlamı mevcut bir binanın değişik parçalarından ve hatta daha önce inşaat malzemesi olarak tanımlanmamış bazı malzemelerinden, yeni bir bina yapımı olacaktır. Bu bağlamda, geri dönüşüm sadece burada, başka bir kullanımı olmayan malzemeler veya kaynakları kıt ve çok önemli olduğu için tekrar tekrar kullanılması gereken malzemeler (plastikler, bütün metaller ve özellikle nadir toprak örnekleri ve yenilenemeyen malzemeler) için geçerli olacaktır. Bütün bu adımlar, sadece ayak izini düşürerek değil ama aynı zamanda sağlıklı ve yaşanabilir bir ekosistem yaratarak çevreyi yeniden düzenlemede insan için önemli olduğundan, birbiriyle uyumlu bir şekilde atılmalıdır.

Bir evin enerji tüketimini ve ekolojik ayak izini azaltmak için başka neler yapılabilir?

Bir evin ekolojik tasarımını yapmak ve enerji tüketimini düşürmek için yapılabilecek esas şey, enerji verimli sistem tasarımı ve gömülü enerjileri düşük malzemelerin kullanımından bile önce, evin tasarımını iklime ve kullanıcıların amaçlarına uygun bir şekilde yapmaktır. En ucuz enerji kullanılmayan enerjidir. O zaman, çevreye göre tasarım yapmak, bina içinde rahat bir ortam yaratabilmek için yerel iklim koşullarını kullanmak ve binayı birbirinden farklı etkileşimlerin bir çevrimi içinde bütünleştirmek en uygun çözümdür.

tezek evler

The post Tezek Evler appeared first on Geri Dönüşüm Ekonomisi Dergisi.

]]>
https://geridonusumekonomisi.com.tr/tezek-evler.html/feed 0 816