TEMİZ ÇEVRENİN VE KALKINMANIN GÖRÜNMEZ EMEKÇİLERİ: SOKAK TOPLAYICILARI

8 Ocak 2020

Sıfır Atık Projesi’yle birlikte gündeme gelen atık ithalatı ve getirilmesi planlanan ek vergilerle ilgili tartışmalar, geri dönüşümün etkin unsuru sokak toplayıcıları gerçeğinin de masaya yatırılmasını sağladı. Sokak Toplayıcıları Derneği (SATDER) Başkanı Recep Karaman, sayıları yüz binlerle ifade edilen sokak toplayıcıları adına çalışma koşullarını, sorunlarını ve taleplerini anlattı.

Sıfır Atık Çalıştayı sizin için nasıl geçti?

Çalıştay bizim açımızdan iyi geçti. Bütün sektörlerin bir arada olması, hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hem de sektör temsilcileriyle birlikte bunları konuşuyor olmak, birlikte çözüm aramak tabii ki güzel bir şey. Biz de taleplerimizi, sorunlarımızı konuştuk, kayda geçirdik. Kendi sektörümüz adına umutluyuz.

Beklentileriniz karşılandı mı? Çalıştayda sizi umutlandıran şeyler oldu mu?

Tabii ki kimse ne olacağını bilmiyordu, biz de bilmiyorduk. Ama en azından
ithalatla ilgili sıkıntıların bu çapta konuşuluyor olması önemli bir şey. Ülkenin gündemine gelmesi, bakanlığın bu çalıştayı yapması bizler için büyük bir adım, bunların bizi neticeye yaklaştırdığını düşünüyorum.

BİZ OLMADAN BU İŞİN YAPILAMAYACAĞI ANLAŞILDI

Sokak toplayıcıları meslek erbabı sayılsın, geri dönüşüm işçisi olarak istihdam edilsin gibi fikirler var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Zaten bu işin olmazsa olmazları bizleriz. Sektörün içinden çıkarıldığımız zaman
sektör tamamen çökecek duruma gelir, bizler olmadan bu işin yapılamayacağı anlaşıldı. Kimsenin atığını almıyoruz biz, sokakta çöpün içine atılmış atığı alıp değerlendiriyoruz. Bizler olmasak bu çöpler depolama alanlarına gidip yok olacak, en azından biz bunları çöpün içinden alarak ülke ekonomisine katkı sağlıyoruz. Hiçbir yasa ve yönetmelikte yer almamamızdan dolayı bir sürü çalışmayı yapamıyoruz. Eğer çalışma koşulları iyileştirilirse, bize bir statü tanınırsa, işimizi hem daha sağlıklı yaparız hem daha iyi çalışma şartlarına sahip oluruz. Bu sektöre katbekat fayda sağlar ve toplama oranlarımız yükselir.

Bakan yardımcısı da çalıştayda bir konuşma yaptı ve sokak toplayıcılarının desteklenmesi gerektiğini ifade etti.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın özellikle son yönetimi, hemen hemen her tarafın sorunlarını dinliyor, çözüm önerileri getirmeye başlıyor. Yönetime bu kadar ulaşılabilir olması hepimiz açısından olumlu bir şey, sorunlarımızı istediğimiz zaman dile getirebiliriz. Çevre ve Şehircilik Bakanımız özellikle bu sektör adına büyük şeyler yaptı. Sektör adına faydaları için kendilerine teşekkür ediyoruz.

Sanayiciler de içerideki atık toplanamadığı için ithal etmek zorunda kaldıklarını söylüyorlar. Sizce içerideki atığın değerlendirilmesini vergiler mi sağlayacak?

Ek vergi getirilsin demiyorum ama bir kısıtlama olması lazım. Özellikle belirttim, kâğıt sanayicileri çöp getirmiyor. Kâğıt sanayicileri yüzde yüz saflık oranında kâğıt getiriyorlar. Hatta belki ülkemizden daha temiz malzeme getiriyorlar.

Burada kâğıt ve plastiği ayrı tutmak mı lazım?

Tabii ki kâğıtla plastiği ben özellikle ayrı tutuyorum. Bir neticeye varmak istiyorsak herkesin açık konuşması lazım, sanayiciler kesinlikle çöp getirmiyor. Avrupa’da fiyatlar daha cazip ve biz aslında aracılar nedeniyle mağdur olduk.

TOPLAYICILARIN RESMİYET KAZANMASI GEREK

Sokak toplayıcıları olarak yasal olarak direkt satamıyor musunuz?

Zaten en büyük sorunumuz o, yani bizim direkt geri dönüşüm firmalarına da istediğimiz yerleri yasal olarak, serbest olarak satabilmemiz lazım. Bizim topladığımız atıkların kontrol altına alınması lazım. Bakanlığın veri tabanına girilmesi lazım, kimin ne kadar atık topladığının belli olması lazım, yasalardan dolayı bizim topladığımız atığın maalesef sisteme girişi yapılamıyor. Biz de bunları resmi olarak satamıyoruz.

Aslında kâğıt sanayicileri de aynısını söylüyor. Aracıları çıkarıp sizinle çalışmak istiyorlar.

Aracılar direkt çıkacak diye bir şey yok, mesela sanayiciler her yerde toplayıcılardan alamaz, öyle bir imkân yok zaten. Mesela her yerde kâğıt sanayicisi yok, o illerdeki kâğıt toplayıcıları daha cazip fiyatlara onlara satabilir. Bunun önünün açılması sektöre de fayda sağlayacak. En azından bir daha böyle mağduriyetlerin yaşanmamasına vesile olacak.

Şu anda bir sürü rakam dolaşıyor, 500 bin diyen var, 100 bin diyen var. Bu kadar sokak toplayıcısı yok diyen de var. Sizin nezdinizde bu sayı kaçtır?

Ben 500.000 kişi derim, siz 10 kişi dersiniz, öbürü 100.000 der ama sahada bir gerçeklik var, sokak toplayıcıları ister 500.000 olsun, ister beş tane olsun, bu sahadaki gerçekliği görebilmek, buna bir çözüm bulabilmek önemli olan. Sayı 500 bin vardır.

Bununla ilgili çalışma yapmayı düşünüyor musunuz ya da Bakanlık tarafından böyle bir çalışma var mı?

Belirlenmesini tabii ki biz de talep ediyoruz, bunu belirleyecek olan devlettir. Kâğıt toplayıcılarının satışı serbest olursa oradan sayılara ulaşılabilir. Tabii ki net bir rakam yok.

Bir sürü yabancı uyruklu çalışan var. Bu duruma nasıl bakıyorsunuz?

Yabancı uyruklular genelde mevsimsel işçi olarak bu işi yapıyor, bir ay, iki ay, sonra pamuğa, mercimeğe gidiyor. Bu işi yapanların yüzde sekseni bu ülkenin vatandaşı ve bu işi meslek olarak yapıyor.

Yasal statüye ulaşıldığında sokak satıcıları sayı olarak oldukça azalacak gibi görünüyor çünkü herkesin meslek erbabı olabilmesi mümkün değil.

Bunun üzerine düşünecek olan devlettir tabii ki, biz şimdi önerilerimizi sunarız.

Bunu bakanlık yetkilileriyle konuştunuz mu? Bunlar nasıl ayrıştırılacak?

Sokak toplayıcıları olarak ilk defa bir yönetmelikle bir tanımlandık. Tabii ki bunlar sorunlarımızı çözmüyor. Ama biz yine de bunu büyük bir adım olarak düşünüyoruz. Önemli olduğunu düşünüyoruz. Bunun devamının geleceğini ümit ediyoruz. Çünkü tüm ülke sendikalarla, STK’larla yaptığımız çalışmaları biliyor. İleride Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile serbest çalışma statüsü için çalıştaylar yapacağız. Her şeyi belirleyecek olan devlet.

Belediyeler toplayıcıları istihdam ederse bunun ne gibi faydaları olur?

Bir iki kişi istihdam ederek olayı çözemezsiniz, bütün olarak bakmak lazım. O zaman her belediye üç kişi alsın, o belediyedeki sorunlar çözülsün, her belediyede binlerce insan çalışıyor. Bunun tek çözüm yöntemi kanundur. Buna kanunen bir güvence verilmelidir. Sokakta bir güvence verilmelidir, yoksa bir kişi, iki kişi işe almakla olmaz, yarın çıkarabilirler. Bu bir güvence değil, bunları bir çözüm olarak görmüyoruz, böyle bir şeye yanaşmıyoruz.

Diyelim ki yasal statüye kavuştunuz, belediye personeli mi olacaksınız?

Meslek statüsü diyoruz. Kendi topladığını satsın, mesela pazarcı esnafı eskiden istediği yere kurabiliyordu. Şimdi kurabiliyor mu? Onun bir numarası, kimliği var, ben gidip birinin yerine kuramıyorum, bir başkası gelip benim yerime kuramıyor. Yani öyle bir meslek statüsü ile kendi işimizi kendimiz yapacağımız şekilde, kendi iş sağlığı güvenliğimiz olacak şekilde bu sorun çözülebilir.

Bir sürü kâğıt toplayıcısı var, alanları kendi aralarında mı bölüşüyorlar?

Ankara’da öyle, İstanbul’da nasıl bilmiyorum. İstanbul’da saha çalışması yapmadım. Genelde yıllardır yapmış olduğun için alışmış olduğun bir bölge vardır. Sürekli orada topluyorsun, mesela Ankara’da her esnaf bizi tanır. Emniyete gittiğimizde hangi bölgede kim olduğumuzu bilir. Mesela Ankara’da gezin, bir kâğıt görürsünüz, bir toplayıcı görürsünüz, o kâğıdı almaz, sorarsanız niye almadın diye, orası benim arkadaşımın yeri der. Aramızda böyle şeylerde var. Verseniz bile almaz.