Ham Madde Yetersiz; Hurda Kağıt İthal Etmek Zorundayız
6 Nisan 2021AGED üyesi KMK Paper çevreci ve inovatif yatırımları ile dikkat çekiyor. Atık kağıt kullanarak üretim yapan şirketin kendi atıkları da elektrik enerjisine dönüyor. AR-GE merkezinin çalışmalarıyla da ithal edilen ürünler artık ülkemizde üretilir hale geldi. Şirket, çevreci üretim tarzıyla yılda 4 milyon ağacın kesilmesinin önüne geçiyor.
11960’lı yıllarda Kahramanmaraş Bakırcılar Çarşısı’nda iş hayatına atılan Ciğer ailesi, zamanla gerçekleştirdiği yatırımlarla bugün farklı alanlarda faaliyet gösteren bir holding olarak ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyor.
Açılımı Kahramanmaraş Endüstriyel Yatırımlar olan KEY Holding’in amiral gemisi Kahramanmaraş Kağıt Sanayi ve Ticaret A.Ş. (KMK Paper) Kahramanmaraş ve Kütahya’da bulunan iki fabrikada kağıt ve karton üretimi gerçekleştiriyor. Kahramanmaraş ve Kütahya’da kurulu üretim tesislerinde kağıt ve ambalaj endüstrisinin ihtiyaç duyduğu çözümler en yeni teknolojiler ile üretilmekte.
KMK Paper, tamamen hurda kağıt kulla- narak üretim yapmakta. Sektörde AR-GE merkezi kuran ilk kağıt fabrikası konumunda. Bu merkezde çalışan uzman per- sonelin çalışmalarıyla Türkiye’den daha önce ithal ettiği kağıt türleri ülkemizde üretilmeye başlandı. KMK Paper’de üretim sonucunda oluşan atıklar da ekonomiye kazandırılıyor. Yani firma tamamen sıfır atık modeline uygun üretim yapıyor. 2 fabrikada ortaya çıkan atıklar Kahramanmaraş’ta kurulan biyokütle santralinde yakılarak elektrik enerjisine dönüşüyor.
Tüm bu süreçlerin detaylarını öğrenmek için KEY Holding’in Kadıköy’de merkezini ziyaret ettik. KEY Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mahmut Ciğer ile sohbet ettik. İşte Mahmut Ciğer’in Geri Dönüşüm Ekonomisi’ne anlattıkları…
2018 yılında holdingleştik. Amiral gemimiz kağıt. Sanayi inşaatları yapan bir şirketimiz var. Kendi grubumuzun inşaatlarının yanısıra dışarıya da hizmet veriyor. KMK Proje isimli bu şirket ile inşaat alanında çalışıyoruz. Temiz su taşıma sistemleri üzerine Bursa’da faaliyet gösteren plastik boru fabrikamız bulunuyor. Bu firmamız tamamen ihracat odaklı çalışıyor. Dış ticaret firmamız var, ithalat yaptığımız. Kendi üretmediğimiz kağıtları ithal ediyoruz. Türkiye’de pazarlıyoruz.
Türkiye olarak bizim gelişmiş ekonomi- lerdeki kişi başına düşen ambalaj miktarını yakalamak için daha uzun yolumuz var. Pandemi süreci, bu açığı kapatmamız anlamında katkı sağladı. E-Ticaret sitelerinin devreye girmesi, insanların alışverişlerini online yapması bizim sektörümüze pozitif olarak yansıdı. Gelişmiş ülkelerdeki ambalaj miktarlarını yakalamamız konusunda hızlı yol almamızı sağladı pandemi süreci. Bununla birlikte sektör çok hızlı yatırım alıyor. Üretim olarak net fazlamız var. İhracat açısından da problem bulunmuyor.
SEKTÖRÜN TEMEL SORUNU HURDA KAĞIT
Sektörümüzün en büyük problemi hurda kağıdın Türkiye’de yeteri kadar olmaması. Toplanmaması demiyorum. Kahverengi kağıtta yüzde 80 oranında geri dönüşümümüz var. Yıllık 2,5 milyon ton hurda kağıt topluyoruz, satın alıyoruz. Ama Türkiye’de sektör üretimi 6 milyon tona gidiyor. Bu 7 milyon ton hurda kağıda ihtiyaç var demektir. Biz bu kadar kağıdı Türkiye’de bulamıyoruz. Hiç bir zaman da olmayacak. Hurda kağıdı maalesef Türkiye’de yeterince toplayamıyoruz. Aslında mevcut potansiyelimizi iyi kullanıyoruz ama üretim potansiyelimiz çok daha fazla olduğu için ham madde yetersiz kalıyor. Dolayısıyla hurda kağıt ithal etmek zorundayız.
Türkiye’de yıllık 2,5 milyon hurda kağıt toplanıyor. Pandemide kağıt ambalaja talep artsa da toplanan hurda kağıt miktarı aynı kaldı. Hatta pandemi sürecinde toplamada kayıp da oldu denebilir. Sadece Türkiye’de değil bütün dünyada atık toplamada kayıp yaşandı.
Bizim üretimimizin bir kısmı ihracata yönelik. Ürettiğimiz koliler, kutular yurt dışına ihraç ediliyor. Ancak ağırlık olarak yurt içi pazara yönelik üretim yapıyoruz. Satışımızın yüzde 90’ı yurt içine diyebiliriz. Dolaylı ihracat da gerçekleştiriyoruz. Yani ihracat yapan firmalara kutu, ambalaj tedarik ediyoruz.
İthalata getirilen kota sektörü nasıl etkiledi?
Biz ülke olarak dünya ortalamasının çok üzerinde yerli hurda kağıda para veriyoruz. Avrupalı bir rakibimiz 80 ile 100 euroya mal tedariki yapabilirken ben aynı ürüne 130-140 euro ödemek zorunda kalıyorum. Bu da bizi rekabette dezavantajlı konuma getiriyor. Kota gibi kısıtlamalar bizim maliyetlerimizi dünya ortalamalarının çok üzerine çıkarıyor. Gönül isterdi ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sektöre ilk olarak verdiği yüzde 80 oranı koruyalım. Böyle olsaydı bizim sektörümüz açısından çok daha iyi olacaktı. Gelecekte bunu mecburen yapacağız diye düşünüyorum. Yeni yatırımlar sonrası 1,5-2 milyon yeni kapasite gelecek önümüzdeki dönemde. Biz yüzde 50 kotayla zor üretim yaparken, yeni kapasitelerin devreye girmesiyle yaşama imkanımız çok olamayacak gibi.
İHRACAT KADAR İTHALAT HAKKI TANINSIN
Sektörümüz kapasitesinin yüzde 50’si oranında hurda kağıt ithal edebilme hak- kına sahip. Sektörümüz büyük oranda ihracata dönük üretim yapıyor. Yurt dışından getirilen, ithal edilen hurda kağıtlarda ihracat yapılan kısmın muaf tutulmasını Bakanlıktan talep ettik. İlgili bakanlıkların bu talebimize olumlu cevap vermesini umuyoruz. Biz şu an üretimde zorlanıyoruz.
Geri dönüşüm ekonomisi dünyada büyüyen ve gelişen bir alan. Türkiye’de de geri dönüşüm ekonomisi hızla gelişiyor. Türkiye, önümüzdeki dönemde kağıt konusunda önemli bir üretici olacaktır.
AR-GE İLE İTHALATI DURDURDUK
KMK Paper’ı diğer kağıt fabrikalarından ayıran bir özelliği AR-GE merkezinin bulunması. Bu AR-GE merkezi sektörümüzde bir ilk. Burada bir çok çeşit yeni ürün üretimi yaptık. Sektörümüz dışında daha farklı ürün gamına yöneldik. Kağıt sanayi rekabet yoğun bir sektördür. Daha az rekabetin olduğu, ithal ikamesi ürünleri ülkemizde üretmek üzere yoğunlaştık ve bunda da başarılı olduk. Alçı levha kağıdı ürettik. Daha önceden ülkemize ithal geliyordu bunlar. Bizim üretimiz sonrası son 3 yıldır ithalatı ciddi miktarda azaldı. Büyük bir pazar değil ama ülke için kazanç sayılır. Bunun dışında pizza kutularında kullanılan ara kağıtları üretiyoruz. Ayrıca kraft kağıt dediğimiz torba kağıt üretimi yaptık. Bu da daha önceden ithal ediliyordu. Bu üretimi yaparak ithalatı önlemiş ve ülke ekonomisine katkıda bulunmuş olduk. AR-GE çalışmalarımız devam ediyor.
fABRİKA ATIKLARI ENERJİYE DÖNÜŞÜYOR
Avrupa’ya nazaran ham madde konusunda dezavantajlı olsak da kendi enerjimizi üreterek bir nebze avantaj sağlamaya çalışıyoruz. Mümkün olduğu kadar da sıfır atık prensibiyle üretim yapıyoruz. Kendi enerjimizi üretmek için Kahramanmaraş’ta biyokütle santrali kurduk. Fabrikamızdan çıkan tüm atıklar bu tesiste enerjiye dönüştürülüyor. Dolayısıyla gerçek anlamda sıfır atık hedefini yakalamış oluyoruz. Karbon ayak izimizi de bu şekilde ciddi oranda azaltmış oluyoruz. Günde 97 ton yılda ise yaklaşık 34 bin ton fabrika atığı biyokütle santralinde yakılarak enerjiye dönüştürülecek.
60 bin kişinin elektrik ihtiyacını karşılayacak kadar elektrik üretilirken atıkar da bertaraf edilmiş olacak. Suyumuzu da kendimiz arıtıyoruz. Kimyasal arıtma yöntemiyle suyumuzu, Bakanlığın kriterlerine uygun şekilde deşarj ediyoruz. Üretilen kağıt tonajına gore minimum su kullanmaya çalışıyoruz. Atık suyumuzun bir kısmını tekrar fabrikamızda kullanıyoruz. Ülkemizde çöp alanlarına giden atık kağıt miktarını azaltmakla ve ülke ekonomisine kazandırmakla beraber yılda 4 milyona yakın ağacın da kesilmesine engel olmaktayız.
SIfIR ATIK PROJESİ ÇOK ÖNEMLİ
Türkiye, çevre ekonomisine gelişmiş ülkelere nazaran çok daha fazla sahip çıkıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan bu konuda öncülük etti. Sıfır Atık Projesi başlatıldı. Çok doğru bir proje. Sektörümüz için çok önemsiyoruz. Tabiata giden her ambalaj ürününü biz kayıp olarak görüyoruz. Bunları geri dönüştürme derdinde olmalıyız. Bu projenin başarılı olması insanları bilinçlendirerek mümkün olabilir. Ülkemizdeki her insan doğamıza sahip çıkmalı. Biz de sektör olarak elimizden geleni yapıyoruz. KMK Paper olarak da yıllardır bu konuda adımlar attık. Özellikle çocuklarımızın bilinçlendirilmesinin önemine inanıyoruz. Fabrikalarımızı gezdirdiğimiz çocuklara üretimi, geri dönüşümü gösteriyoruz.
Geri dönüşüm konusunda Avrupa belediyeleri çok aktif. Belediyeler bu konuda sorumluluk alıyor. Belediyenin görevi bu dönüşüm sağlayabilmektir. Bunun içinde ceza mekanizması kurmuşlar. Organik atıkların içerisinde ambalaj atığı atan ev halkına mutlaka ceza kesilir. Bu cezayı yiyen vatandaşlar ikinci defa aynı hatayı yapmazlar. eğer bu hatayı sürdürürlerse o vatandaşın çöpü alınmaz. Belediyeler bu onuda yaptırım gücü en fazla olan birimlerdir.