Çöpüne Sahip Çık Türkiye

7 Mayıs 2019

Çöpüne Sahip Çık Vakfı Projeler Yöneticisi Ece Kuray: “Atıklarını azaltanların sayısı arttıkça dünya daha güzel ve adil bir yer olacak.”

Çöpüne Sahip Çık Vakfı; çöpün azaltılması ve doğru yere atılması yönünde toplumda davranış dönüşümü sağlayarak, daha temiz bir çevre ve yaşam alanı oluşturulmasına katkıda bulunmak amacıyla kurulduğu günden bu yana çalışmalarını sürdürüyor. Çöpüne Sahip Çık Vakfı Projeler Yöneticisi Ece Kuray ile vakfın çalışmalarını konuştuk.

Şu an gündemde sıfır atık var, yeni yönetmelik ile birlikte sizce neler değişecek?

Sıfır atık artık dünyada döngüsel ekonomi ile anılıyor. Her şeyin ikincil ham madde olarak sisteme tekrar geri dönmesi ve atık çıkmaması esas amaç ama dünyada bu noktaya ulaşan ülke sayısı çok az. Birkaç ülkenin adı geçiyor, onlar da yüzde 90’lara yaklaşmış durumdalar.

Türkiye’de geri kazanım meselesini daha işler hale getirmemiz gerekiyor. Zaten Sıfır Atık Projesi’nin en temel amacı da bu, 2023 hedefleri ortaya konuyor. 2016 TÜİK verilerine göre geri kazanım oranı yüzde 10 civarlarında. Biz bu rakamı 2023’e kadar yüzde 35’e çıkarmayı amaçlıyoruz. Bu çok önemli bir artış ama ondan sonra da alınacak uzun yolumuz var. Tek kullanımlık ürünler meselesine odaklanmamız gerek. Türkiye’de 2015’te yaklaşık 32 milyon ton evsel atık üretildi. (2016 TÜİK verileri) Bunların yüzde 12-15’ini geri kazanılabilir atıklar (kâğıt, karton, cam, metal, plastik) oluşturuyor. Geri kazanılabilir atıkların çöplerimizde kapladığı alan yüzde 35 civarında. Bunlar çok kısa süre için kullanılan ürünler. Plastik poşetin ortalama kullanım süresi 12-15 dakika arası. O kadar az zaman kullandığımız bir ürünü günde belki de 10 defa alıyoruz ve evimizde bir yerlere tıkıştırıyoruz.

Geri dönüşüme atmıyorsak ve çöplere karıştırıyorsak depolama alanına gidiyor ve toprağa gömülüyor. Mataranız yoksa gün içerisinde susadığınızda dışarıdan su alıyorsunuz. Cam veya pet şişe fark etmez, hepsi tek kullanımlık. O nedenle sıfır atık konusuna değinilmesi çok umut verici ama tabi ki teşvik ve ceza uygulamaları da davranışların benimsenmesi için önem arz ediyor.

Tüketilen ürünlerin, geri dönüşüme dönmesi için ne gerekli?

Neden bu kadar çöp üretiyoruz? Çünkü satın aldığımız şeylerin %90’ı altı ay veya daha az süre içerisinde tükenip çöpe dönüşüyor. Dünyayı temiz tutmak için az tüketme ve az atık oluşturma odaklı bir yaşam biçimini kurmamız gerekiyor. Atıklarını azaltanların sayısı arttıkça dünya daha güzel ve adil bir yer olacak. Azalt, yeniden kullan, geri dönüştür yani “reduce reuse and recycle”. Aslında bütün mesele bu. Sadece ‘atığı konteynere attım’ diyerek kendini rahatlatmak doğru değil. Tüketimi de azaltmak gerekiyor.

Türkiye nasıl dönüştürecek, nasıl dönüşecek?

Vatandaşların atıkların geri dönüşümü ve yeniden kullanımı gibi süreçlerin merkezinde yer alması gerekiyor. Bunun olabilmesi için de devletin yürürlüğe sokacağı kanunlar ve yönetmeliklerle merkezi ölçekte zemin hazırlarken, belediyelerin yerel ölçekte geri dönüşüm mekanizmalarını hayata geçirmesi gerekiyor. Burada üzerimize düşen görev bilinçli tüketiciler olarak daha az çöp üretmek, ürettiğimiz çöpü de mutlaka doğru yere atarak geri dönüşüme kazandırmak.