‘Kirleten Öder’ Prensibi Hayata Geçirilmeli

7 Mayıs 2019

İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İzzet Öztürk ile atık suları, biobozunur atıkların geri dönüşümünü ve Sıfır Atık Projesi’ni konuştuk.

Kompost ve atık su nedir izah edebilir misiniz?

Atık suların arıtılmasında ağırlıklı olarak biyolojik arıtma kullanıyoruz. Oradan çıkan gerek çamurları gerek suları; sulama suyu olarak ya da tuvalet sifonu suyu (gri su) olarak kullanabiliyoruz. Biokatı dediğimiz arıtma çamurları da genellikle, şehir atıksuları, endüstri sularıyla temas etmediyse, tehlikesiz atık niteliği taşıyor.

Bu tür biyolojik çamurları biraz organik madde eksikliği olan tarım topraklarında kullanmamız, 1 gramını ziyan etmememiz gerekiyor. Çünkü bu tip çamurlar bilhassa biyolojik arıtma tesislerinden elde ettiğimiz çamurlar değerli bir toprak iyileştirici özelliği taşımaktadır. Organik atıkların, tarım atıklarının, hayvan atıklarının biyometan elde edildikten sonra ya da doğrudan kompost haline getirilip yine tarımda kullanılması icap eder.

Türkiye kompost ve atık su konusunda ne durumda?

Gelir düzeyinin yüksek olduğu ülkelerde daha fazla teknolojik çözümler var. Biz de bu konuda yavaş da olsa bir ilerleme kaydettik. Atıkların düzenli depolama kısmıyla ilgileniyoruz. Bir ülkede atıklar düzenli depolamaya ne kadar az gönderiliyorsa atık yönetimi o derece başarılı demektir. Türkiye’de atıkların düzenli depolama dışına yönlendirilme oranı, maalesef şu anda yüzde 15 civarında. Belediye atıklarının yüzde 85’e yakınını doğrudan düzenli depolama alanına gönderiyoruz. Ancak, önümüzdeki 20 yıl içerisinde Avrupa Birliği’ndeki ortalamalara yaklaşacağımızı düşünüyorum.

Katı atığın kazanımının ülke ekonomisine olan katkısı ne olur? Düzenli depolama dışına yönlendirilen atıklar, geri dönüşüm sektörüne gidecek, orada değerlendirilecek demektir. Bu tabii çok faydalı çünkü atıklardan ham madde elde edeceğiz. Ve onları toprağa gömmeden, kirlenip değersizleşmeden hızlıca değerlendirmiş olacağız. Bu döngüsel ekonomi eksikliğini ülkemiz açısından tamamlamış olacağız.

Sıfır Atık Projesi ile hedeflenen oranlara ulaşılabilir mi?

Sıfır atık yaklaşımı atık piramidinin en üstünde yer alan en öncelikli ve stratejik konudur. Buna en doğru yerden, en yüksek düzeyden başladık. Cumhurbaşkanlığı düzeyinden bir destek sağlanması çok önemli bir motivasyon. Hızlı ilerleyeceğimizi ve özellikle geri dönüştürülebilir atıkların düzenli depolama dışına alınıp değerlendirilmesi konusunda çok hızlı bir şekilde ilerleme kaydedileceğini düşünüyorum.

Buradaki konunun en can alıcı noktası belediye atıkları, bu atıkları düzenli depolarda gömülmeden geri dönüşüme yönlendirebilirsek, büyük kısmını ekonomiye kazandırabiliriz. Eğer kirleten öder prensibini hayata geçiremez ve gerçekçi atık tarifeleri uygulamazsak geri dönüşüm alanındaki zafiyetimiz devam edecektir. Atık sektörü için gerekli tarife, ortalama hane halkı harcanabilir gelirinin %0.5-1’i civarında olmalıdır.