Tesbihler De Takılar da Kağıttan

24 Nisan 2021

25 yıl Hava Kuvvetleri Komutanlığında astsubay olarak hizmet veren Ali Rıza Kart emekli olunca boş durmamak için kendine bir uğraş edindi. Ancak bu daha önce uygulanan ve bilinen bir hobi değildi. Zaten hala da kimse tarafından yapılmıyor. İsmini bile Ali Rıza Kart koydu bu işin: Teriha

Eskişehir’de yaşayan Ali Rıza Kart, atık kağıtlardan tesbihler, takılar yapıyor. Bunu başka kimseden görmedi, internetten de öğrenmedi. Kendisi icat etti. Hikayesini şöyle anlatıyor: “20 yıl önce televizyon izlerken elimde bazı kağıt parçaları vardı, oynuyordum. Kağıtları katlayıp bir tabağa koydum. Rengarenk duruyorlardı ama kağıttılar işte. “Bunlar mukavemetli olsalar daha güzel olabilirdi.” diye düşündüm. Vernikledim bu kağıtları. Çok güzel, albenili bir hale döndüler. Hoşuma gidince her gün uğraşmaya, farklı ürünler yapmaya başladım. Yaptıkça da kendimi geliştirdim. Yaptığım eserlerin hiçbiri diğerine benzemiyor, hepsi farklı. Tesbihler, yüzükler, kolyeler yaptım. Hatta vasiyetimin yazılı olduğu bir tane de özel tesbih yaptım. ”

ADINI TERİHA KOYDUM

Ali Rıza Kart dergilerden, kitaplardan, imsakiyelerden faydalanıyor sanatını icra ederken. Kullandığı mazlemeler kağıt ve vernikten ibaret. Boya kullanmıyor. Kağıtların üzerindeki renkler yeterli oluyor. Kart, “Bu bir sanat. Adını da Teriha koydum. Ahiret kelimesinin tersi olarak düşündüm. Yani kağıdın öldükten sonra yeniden dirilişi. Kendimce böyle bir felsefe geliştirdim. Bu sanatın gelişmesini, geleneksel hale gelmesini çok isterim.

Yurt içi ve yurt dışı etkinliklerde Teriha sanatından söz edilmesini arzu ederim.” diyor.

KAĞIDI MÜCEVHER OLARAK GÖRDÜM

Sadece dergilerden değil kağıtları başka şekilde de elde ediyor Ali Rıza Kart. “Çarşıya çıktığım zaman çöp kutularına dalıyorum. Böyle anlarda eşim beni görmezden geliyor, tanımıyormuş gibi davranıyor.” diye anlatıyor gülerek.

Kart, “Kağıt atıkların olduğu yerlere dikkatli bakarım. Bana uygun olacak renkli sayfaları toplarım. Siz kağıda kağıt olarak bakarsınız, ben onu mücevher olarak görürüm. Gördüğüm kağıda, ‘Bununla ne yaparım?’ diye bakıyorum. Kağıt, sanatımın ham maddesi. Kağıda baktığımda sarraf gibi hissediyorum kendimi.” diyor ve ekliyor: “Her kağıttan her materyal olmaz. Kalın imsakiye kağıtlarından tesbih yapıyorum. Her kağıttan kolye olur ama tesbih olmaz. Tesbih de yapacaksam kolye de yapacaksam atık kağıt kullanırım.”

VASİYETİMİ KAĞIT TESBİHE YAZDIM

Yaptığı tesbihlere, kolyelere bazen mesajlar yazan Ali Rıza Kart, bir tane de kendisine özel tesbih yapmış. Kart, “33 boncuğun her birine vasiyetimi yazdım. Hak vaki olduğunda kızlarım tesbihi kırarak vasiyetimi okuyabilecekler.” diyor.

KAĞIT NEY

Kağıttan ney de yapan Ali Rıza Kart, “3 tane farklı ney ürettim. Birini gazete kağıdından oluşturdum. Bir tanesini ebru kağıdından, bir tanesini de kartondan yaptım. Haluk Levent geldi ona dinlettim neyimden çıkan sesi. Neyzen bir üstada dinlettim ayrıca. Çok başarılı buldular, orijinal neye yakın bir ses olduğunu söylediler. Ney yaptım; başka çalgılar da yapmak istiyorum. Kağıttan orkestra kurmak istiyorum. Kağıttan keman, gitar, klarnet yapmayı hedefliyorum. Kağıt çalgılardan orkestranın bir konser ver- mesini hayal ediyorum. Birisinin buruşturup attığı kağıdı kuyumcunun vitrine koyuyoruz. Atılan bir kağıdın bir müzik enstrümanı olabileceğini gösteriyorum.” şeklinde konuşuyor.

ABD’DEN ALMANYA’DAN TEKLİF

Teriha sanatını öğretmek istediğini söyleyen Kart, yurt dışından olan ilgiye de değindi: “Bu sanatı insanlara anlatmak istedim, ben ölünce kaybolsun istemiyorum. Bu Allah vergisi yeteneği paylaşmak istiyorum. Bildiğim herşeyi isteyenlere öğretirim. Yurt dışından çok teklifler aldım. ABD’den, Almanya’dan, Belçika’dan üniversitelerden teklifler geldi, ‘Bize bu sanatı anlatın.’ diye. “2 yıl sözleşme yapalım bunun eğitimini almak isteyenlere verelim, dünyaya yayalım.” Ancak kendi insanım dururken bunu gidip başka ülkedeki insanlara öğretmek istemedim. Kendi memleketimde öğretmek istedim ama karşıma çeşitli engeller çıktı. Eğitici sertifikası sordular mesela. Ben bunu uydurdum, eğitimini almadım ki. Nasıl sertifikam olsun?”

ATIK DEĞİL

Son olarak yaptığı işin bir geri dönüşüm hatta ileri dönüşüm olduğunu anlatan Kart, çevreci mesajlarını da herkese iletiyor: “Cam olsun, kağıt olsun, plastik olsun atıkların çöpe gitmesini doğru bulmuyorum. Çikolata yiyen kişi ambalajını yere, en iyi ihtimalle çöp kutusuna atıyor. O, ambalaj onun için, çöp. Benim için ham madde. O ambalajı ben işleyip 100 liraya satabildiğim bir takıya dönüştürüyorum. İnanılmaz israf ediyoruz. Atıkların ekonomiye dönmesini, ülkemize faydalı olmasını çok istiyorum. Biz evde atıkları asla aynı poşete atmayız. Organik atıkları ayrı, kağıdı ayrı, plastik ve cam atıkları ayrı topluyoruz.”