Ülkemiz İçin Sıfır Atık, Dünyamız İçin Sıfır Atık
7 Mayıs 2019Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde hayata geçirilen “Sıfır Atık Projesi” tüm yurt genelinde 14 bine yakın kurumda uygulanmaya başlandı. Hedef 2023 yılında evsel atık geri kazanım oranını yüzde 35 seviyesine çıkartmak.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2017 yılında sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde oluşan atıkları kontrol altına almak ve gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir dünya bırakmak adına “Sıfır Atık Projesi”ni hayata geçirdi. Bakanlığın hedefi geri kazanım oranını en az yüzde 35 seviyesine çıkartmak. Böylece 100.000 kişiye doğrudan istihdam, 20 Milyar TL ekonomik kazanç, İstanbul’un bir yıllık su ve elektrik ihtiyacı eşdeğeri tasarruf, 2 Belgrad Ormanı kadar ağacın kurtarılması, cari açığın yüzde 8 oranında azaltılması sağlanacak.
“Sıfır Atık” israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek atık oluşumunun engellenmesi veya minimize edilmesi, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanmasını kapsayan atık yönetim felsefesi olarak tanımlanan bir hedef. Atıkların geri dönüşüm ve geri kazanım süreci içinde değerlendirilmeden bertarafı hem maddesel hem de enerji olarak ciddi kaynak kayıpları yaşanmasına neden olmakta. Dünya üzerindeki nüfus ve yaşam standartları artarken tüketimde de kaçınılmaz şekilde bir artış yaşanmakta ve bu durum doğal kaynaklarımız üzerindeki baskıyı artırarak dünyanın dengesini bozmakta, sınırlı kaynaklarımız artan ihtiyaçlara yetişememekte. Bu durum göz önüne alındığında, doğal kaynakların verimli kullanılmasının önemi daha da ortaya çıkmakta. Bu nedenle son yıllarda tüm dünyada sıfır atık uygulama çalışmaları hem bireysel hem kurumsal hem de yönetimsel bazda yaygınlaşmakta.
Türkiye’de de bu doğrultuda önemli bir adım atıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2017 yılında sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde oluşan atıkları kontrol altına almak ve gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir dünya bırakmak adına “Sıfır Atık Projesi”ni hayata geçirdi.
Sıfır Atık Projesi kapsamında kamu kurum kuruluşları, AVM, işyerleri, okullar, oteller, havalimanları, marinalar gibi noktalarda çalışmalar yapılırken, 13 bin 357 binada sıfır atık sistemi kuruldu. Bu amaçla ilk sıfır atık uygulaması Cumhurbaşkanlığı’nda hayata geçirildi. 10 ton metal atık ayrıştırıldı, 30 ton kâğıt, çöp yerine geri dönüşüm tesisine gitti.
BAKAN KURUM: HEDEF YÜZDE 35
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Sıfır Atık projesinde ilk bir yılda elde edilen kazanımlar ile ilgili şu açıklamaları yaptı: “Sıfır Atık Projesi bir tasarruf ve verimlilik projesidir. Çevre konusunda son dönemde yaptığımız çalışmalarla atığı öncelikli bir sorun olmaktan çıkarttık.
Ve atığı ham madde ve yeni ürünlere dönüşecek bir kaynak olarak görmeye başladık. Projenin hayata geçirildiği yaklaşık bir yıllık dönemde; 2,2 milyon ton ambalaj atığı, 58.000 ton atık elektrikli ve elektronik eşya, 38.000 ton bitkisel ve 80.000 ton madeni atık yağ, 184.000 ton ömrünü tamamlamış lastik kaynağında ayrı toplanarak geri kazanılmıştır.” Kurum, “2017 ve 2018 yıllarında toplanan toplam 4 milyon 805 bin ton değerlendirilebilir atık sayesinde 500 milyon kilogram sera gazı salınımı engellendi ve 42 milyon ağacın kesilmesi önlendi” dedi.
Çevreyi korumak ve kirlilikle mücadele kapsamında ortaya konulan politika ve stratejilerin, mevcut ekonomik sistemle uyumlu, sürdürülebilir kalkınmayı ve ekonomik büyümeyi destekleyen doğrultuda olması gerektiğini belirten Kurum, bu durum göz önüne alındığında, doğal kaynakların verimli kullanılmasının öneminin daha da ortaya çıktığını ifade etti. Bu noktada çevreci bir yaşam modeli olarak sıfır atık yaklaşımı ile karşılaşıldığına işaret eden Kurum, son yıllarda tüm dünyada sıfır atık uygulama çalışmalarının bireysel, kurumsal ve belediye genelinde yaygınlaştığını vurguladı. Kurum, sıfır atığın, israfın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılması, atık oluşumunun engellenmesi veya minimize edilmesi, atığın kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanmasını kapsayan atık yönetim felsefesi olarak tanımlanan bir hedef olduğunu kaydetti. Bakan Kurum, Sıfır Atık Projesi’nin 2019 ve 2023 vizyonunu da açıkladı: “Hedefimiz, Sıfır Atık Yönetmeliği ile bu uygulamayı bütün ülkeye yaymaktır. Bu noktada belediyelerimize önemli görevler düşüyor. Hazırladığımız yönetmeliğe göre belediyelerimiz bundan sonra ikili toplama sistemi ile atıkları ayrı toplamak için hizmet verecekler. Bu uygulamayı hayata geçirmeleri için belediyelere 2019 yılı sonuna kadar süre verdik. 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren de plastik poşetlerimizi ücretli hale getirdik. Böylece yıllık 440 adet olan kişi başı plastik poşet kullanımı 2019 yılı sonunda 90’a, 2025 yılında ise 40 adete düşürülecektir. Diğer bir çalışmamız ise içecek ambalajlarına depozito uygulaması olacaktır.
Böylece evsel atıklar içerisinde önemli bir miktar teşkil eden bu atıkların temiz, kaliteli ve etkin bir şekilde toplanmasını sağlayacağız. Bunları başardığımızda 2023 yılında evsel atık geri kazanım oranımızı en az yüzde 35 seviyesine çıkartacağız. Tüm bu çalışmalarla hedefimiz yıllık; 100.000 kişiye doğrudan istihdam, 20 Milyar TL ekonomik kazanç, İstanbul’un bir yıllık su ve elektrik ihtiyacı eşdeğeri tasarruf, 2 Belgrad Ormanı kadar ağacın kurtarılması, cari açığın %8 oranında azaltılması sağlanacaktır.”
ŞİŞELERDE DEPOZİTO UYGULAMASINA GEÇİLECEK
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak en büyük hedefinin çocuklara daha güzel bir gelecek bırakmak, şehirlerdeki yaşam kalitesini artırarak daha çevreci şehirler inşa etmek olduğunu belirten Kurum, tüm illerde çevrenin iyileştirilmesi amacıyla çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Kurum, 1 Ocak itibarıyla plastik poşetlerin ücretlendirildiğini anımsatarak, plastik poşetlerin hem doğaya hem de denizde yaşayan canlılara büyük zararı olduğuna dikkat çekti. Bakanlık tarafından uygulanmaya başlanacak depozito uygulaması hakkında da bilgi veren Kurum, şöyle devam etti: “2023 yılında tüm Türkiye’de depozito uygulamasına geçmek istiyoruz. Pet, cam şişeler süt içilen karton kutular gibi ürünlerin kullanımını azaltmak ve bunları geri dönüşümde kullanmak için depozito uygulamasına geçeceğiz. Amacımız üretilen kapların yüzde 80’inin, 90’ının, bu uygulamaya geçmiş gelişmiş ülkelerde olduğu gibi geri toplanması. Dolayısıyla bu ham maddeleri üretimde yeniden kullanarak, çevreye daha az zarar vermiş olacağız. 2021 yılında plastik poşet, cam, metal şişeler, karton kutular gibi geri dönüşümü yapılabilecek malzemelerde depozito uygulamasına geçeceğiz. Bu uygulamayla pet şişe getirenlere kontör yükleyeceğiz, otobüs biletleri hususunda destek vereceğiz. Belki de bazı yerlerde nakit ödemeyide düşünebilir. Bu uygulamaları en yakın zamanda ülkemize getireceğiz.”
2023’TE KARNEMİZ SIFIR OLSUN
Sıfır Atık Projesi’ne büyük destek veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Başakşehir’de katıldığı etkinlikte projeyle ilgili hedeflerini anlattı. Erdoğan, “Hedefimiz sıfır atığı, teknik bir proje olmaktan çıkarıp bir yaşam kültürüne dönüştürmek, çevreyi koruma duygusunun altyapısını oluşturmak.” dedi. “İnanıyorum ki 2023’te atık karnemizin karşısında ‘sıfır’ yazacak. Bu, atık söz konusu olduğunda alacağımız en güzel nottur.” diyen Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “Çocuklara bu bilincin aşılanmasını çok önemli buluyorum.
Çocuklarımız, ‘sürdürülebilirlik’ denen bayrak yarışında hemen arkamızda bulunuyorlar çünkü. Emaneti bizden onlar devralacak. Okullarımızda başlatılan ‘geri dönüşüm saati’, bu nedenle son derece önemli bir girişim. Ağaç yaşken eğilir, buna hepimiz inanıyoruz. Birçok araştırma, tüketim alışkanlıklarında değişiklikler olmazsa, dünyanın geleceğinin kıtlığa, susuzluğa ve büyük göçlere gebe olduğunu söylüyor. Çocuklarımıza böyle bir dünya bırakmaya hakkımız yok.
Ama her şeyi tersine çevirecek zamanımız var.” Sıfır atık seferberliğinin arkasındaki temel fikrin vatandaşlara çok iyi anlatılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunun bir tasarruf projesi olduğu kadar, çevre duyarlılığı ve gelecek projesi olduğunu da çok iyi açıklamamız gerekir. Ancak böylece duyarlı ve bilinçli bir dönüşüm hareketi gerçekleştirebiliriz.” Tabiat herkesin ortak mirası olduğunu, bu nedenle herkesin hakkı ve sorumluluğunun da eşit olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, “Tabiatı kirletmek, kaynaklarını hor kullanmak, bir anlamda başkalarının temiz havaya, suya ve toprağa olan hakkını çiğnemek demek. İnşallah hepimiz konuya bu hassasiyetle yaklaşmayı başarabiliriz.” dedi.
İnsanın tabiatın hükümdarı değil, ondan gerekli ölçüde faydalanan bir parçası olduğunu ifade eden Erdoğan, “Tabiata nezaketle davranırsak, karşılığında nezaket umabiliriz. Talan edilmiş doğal kaynaklar, yok edilmiş ormanlar, mütemadiyen kirletilen su ve hava karşısında, tabiat da elbette cevabını verecektir. “ dedi. Tolstoy’un, “Mutluluğun ilk şartı, insanla doğa arasındaki bağın kopmamasıdır” sözünü hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi: “Bu söz aslında modern dünyada psikolojik bunalımların neden arttığını da gayet iyi açıklıyor. Tüketim odaklı yaşamak tabiatın kaynaklarını kuruttuğu gibi yaşadığımız manevi erozyonun da sebebidir. İçimizdeki boşluğu eşya ile doldurmaya çalışmanın, bizi kendi maneviyatımızdan uzaklaştıran yan etkileri var. İnsan, sürekli beslenmesi gereken egodan ibaret bir varlık değil. O nedenle insan olmanın başka alanlarına da yatırım yapmalı, mutluluğu, etkisi çok kısa süren tüketimde aramamalıyız. Bu yönüyle, sıfır atık kültürünün aslında bir kanaat kültürü olduğunu da söylemek isterim. Unutmayalım, sade yaşam, insana kendisini her katmanıyla görmesini sağlayan en güzel aynadır.”
- Etiketler:
- emine erdoğan
- murat kurum
- sıfır atık