Yangınlar İklim Değişikliğinin Neticesi

5 Ekim 2021

Orman yangınları, aşırı yağışlar sonucu oluşan seller, kuraklık… Dünyanın dört bir yanından gelen üzücü haberler durup düşünmemiz gerektiğini ortaya koyuyor.

Türkiye’nin birçok ilinde aynı anda meydana gelen yangınlar herkesi üzdü. 28 Temmuz’dan bu yana 31 ilde 129 yangın çıktı. Dünyanın değişik bölgelerinden de yangın haberleri geldi. Uzmanlar, sayıları her geçen gün artan orman yangınlarının en büyük sebeplerinden birinin iklim krizi ve küresel ısınma yüzünden artan sıcaklar olduğunun altını çiziyor.

Temmuz ayı içerisinde ABD ve Kanada aşırı sıcaklarla, yangınlarla boğuştu. Kanada gibi bir ülkede çok sayıda insan sıcaklıklar yüzünden hayatını kaybetti. Rekor üstüne rekor kıran sıcaklıklar yüzünden çıkan orman yangınları Kanada’da yaşam alanlarını küle çevirdi. Dünya İklim Atıf Grubu, Kuzey Amerika’yı kavuran sıcak hava dalgasının sebebini iklim değişikliğine bağladı. İklim bilimciler insan faaliyetleri sonucu artan sera gazı emisyonlarının yol açtığı küresel ısınmanın sıcak hava dalgası ihtimalini 150 kat arttırdığını tespit etti.

İklim sistemi belli bir eşiği aştığında küresel ısınmadaki küçük bir artış bile aşırı sıcaklıkların bugüne kadar gözlemlenenden daha da hızlı yükselmesine neden oluyor.

Çin’in Zhengzhou kentinde 19 Temmuz’da yaşanan olayı bir fırtına olarak nitelendirmek yetersiz kalır. Tek bir günde, bölgeye 624 mm yağmur düştü. Bu, neredeyse bir yılda düşen yağmur miktarına denk. 200bin kişi tahliye edildi, 33kişi de hayatını kaybetti.

Almanya’nın batısında bir sel felaketi yaşandı. 177 kişi hayatını kaybetti, 100 kişi kayboldu. Komşu Belçika’da da 37 kişi seller nedeniyle yaşamını yitirdi. Aynı Çin gibi, iki Avrupa ülkesi de olağanüstü düzeylere ulaşan sağanak yağışlardan olumsuz etkilendi. Bu trajik olayların olası nedenleri arasında iklim değişikliğini gösterenler yalnızca Almanya Başbakanı Angela Merkel gibi politikacılar olmadı.

Dünyaca ünlü iklim uzmanı, San Diego’daki California Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Veerabhadan Ramathan, “Almanya gibi son derece gelişmiş bir ülkede can kaybının bu kadar yüksek olduğunu görmek, toplumun küresel ısınmayla mücadele konusunda ne kadar hazırlıksız olduğuna dair beni endişelendiriyor.” dedi.

Hava olaylarının önümüzdeki 20 yıl boyunca “giderek kötüleşeceğini” düşündüğünü ifade eden Ramathan, “Bu sıradışı hava olayları artık o kadar yoğun ve sık yaşanıyor ki, bunları küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine bağlamak çok da zor değil.” uyarısını yaptı.

Kanada’nın sıcaklık rekoru British Columbia bölgesindeki Lytton’da üst üste üç gün boyunca kırıldı ve 49,6 derece ile zirve yaptı. Hemen ardından çıkan orman yangıları bu kenti yok etti.

Sıcak hava dalgasının etkisi altında ve ardından gelen kuraklıkla bağlantılı orman yangınları yaşanıyor. California eyaletinde yılın bu dönemine kadar 5 bine yakın yangın görüldü. Yangınların sayısı, 2020’ye kıyasla %700 artmış durumda.

Dünyanın başka yerlerinde de aynı durum söz konusu. Rusya’nın başkenti Moskova 120 yılın en sıcak haziran gününü yaşarken, dünyanın en soğuk bölgelerinden biri olan Sibirya’nın bazı yerleri son 150 yılın en kurak yazını yaşadı ve çıkan orman yangınları temmuz ayı rekorunu kırdı.

Hindistan’ın ulusal meteoroloji kurumu, mayıs ayında, başkent Yeni Delhi’nin ağustos 2020’den bu yana yüksek sıcaklıklardan yağışa kadar her ay hava olaylarıyla ilgili en az bir rekor kırdığını bildirdi.

İklim uzmanı ve meteoroloji tarihçisi Maximiliano Herrera, 2021’de şimdiye kadar 26 ülkede 260’tan fazla sıcaklık rekoru kaydedildiğini bildirdi.

İklim değişikliği üzerine çalışan dün- yanın önde gelen kuruluşlarından biri olan Hollanda Kraliyet Meteoroloji Enstitüsünde iklim araştırmacısı olan Geert Jan van Oldenborgh, “Kırılan rekorların sayısı gerçekten şoke edici, bu kadarını beklemiyorduk. Ancak en büyük sorun, bu yoğunlukta rekor kırılabileceğini öngörememiş olmamız.” Yale Üniversitesinin İklim Bağlantıları bültenine de makaleler kaleme alan ABD’li meteorolog Jeff Masters, “Geçen ay yaşadığımız ve hepimizi şaşkına çeviren rekor sıcaklıkları görmek gerçeküstü ve duygusal olarak sarsıcıydı. Ancak bir iklim bilimcisi olarak ne yazık ki hiç de şaşırtıcı değildi.” dedi.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Şaylan da şunları söyledi: “Gelecekte kuraklık bizim önem vermemiz gereken konulardan birisidir. Zararları büyük olacağı için erken önlemler almamız gerekiyor. İklim bilimciler 2100 yılına kadar farklı senaryolar ile gün gün gelecek için tahminlerde bulunuyorlar. Ülkemizde iklim modelleri ve farklı senaryolara göre 2100 yılına kadar ortalama hava sıcaklığının 5-6 derece artması bekleniyor. Bu konuda kullanılan farklı model ve senaryoların sonuçları da farklıdır. Bu önemli bir rakamdır. Böyle bir durumda diğer meteorolojik faktörler de değişmektedir. Bu durum ülkemizdeki su kaynaklarını olumsuz etkileyebilir, daha yüksek hava sıcaklıkları buharlaşmayı arttırır. Bu durumun önüne geçmemiz lazım. Ayrıca sera gazı emisyonlarımızı azaltmamız lazım. Bu problem dünyanın problemi aslında. Sera gazını azaltamazsak sera gazı konsantrasyonları daha da artacak. Bu da kuraklık, sel gibi aşırı hava olaylarını arttırabilir; ayrıca orman yangınları, su kaynaklarımız, bitkisel ve hayvansal üretimimiz bundan olumsuz yönde etkilenebilir.”