Karbonsuz Dünyaya Giden Yol

7 Kasım 2021

Avrupa Yeşil Mutabakatı, çevreye zarar vermeden yazdırabileceğimiz kadar ince bir belge. Ancak bu ince boyutlu kitapçık, büyük bir değişimi içeriyor. 24 sayfadan oluşan bu belge, 2050 yılına kadar AB iklimini nötr hale getirmek için radikal bir projeyi ortaya koyuyor.

Avrupa Komisyonu iklim, enerji, arazi kullanımı, ulaşım gibi sektörler için 2030 yılına kadar, 1990 seviyelerine kıyasla en az %55 net sera gazı emisyonu azaltımı sağlamaya yardımcı olmak için, 12 yasa tasarısından oluşan bir paketi temmuz ayında kabul etti.

Bu değişim sadece çevresel kaygılarla başlatılmış değil tabi ki. Devletlerin kendi çıkarlarını korumayan bir şeyi kolaylıkla uygulamaya koymayacaklarını biliyoruz. AB yeşil teknoloji dönüşümünde geride kalmaktan endişe duyuyor. Çin, güneş enerjisi sektöründe inanılmaz yol kat etti ve dünyada bir numara şu an. Elektrikli araçlarda çok önde. Rüzgar enerjisi kurulumları ise 2020’de başka bir ülkeninkinin üç katından fazlaydı.

Ancak bu anlaşmanın ve arkasından gelen düzenlemelerin sadece Avrupa Birliği üyesi 27 ülkeyi etkilemeyeceği açık olarak gözüküyor. AB, ithalata vergi koyacak bir karbon sınırı ayarlama mekaniz- ması uygulayarak şirketlerin faaliyetlerini daha yumuşak iklim politikalarına sahip ülkelere kaydırmasını önlemeyi amaçlıyor. Bu aynı zamanda, karbon yoğun üretimi Avrupa dışına itmek yerine, Avrupa emisyon azaltımlarının küresel emisyon düşüşüne katkıda bulunmasını sağlayacak.

Ticaret ve ekonomi açısından, Güney’deki ülkeler ve Doğu Avrupa’daki AB üyesi olmayan ülkeler özellikle yüksek risk altında. Uyum aşamasında büyük ölçekli

yatırım gerekebileceği gibi ihracat ürünlerinin karbon içeriğini raporlamanın karmaşıklığı ve maliyeti gelişmekte olan ülkeler için özel bir zorluk olarak karşımıza çıkıyor. Bazı ülkelerde ise (Polonya, Çek Cumhuriyeti, Bulgaristan, Fas v.b.) büyük bir kısmı fosil yakıtlarla karşılanan enerji talebiyle gelişmekte olan ekonomiler mevcut. Bu enerji altyapısı, uzun vadeli enerji satın alma anlaşmalarıyla birleştiğinde, hızlı bir karbonsuzlaştırmaya imkan verecekmiş gibi gözükmüyor.

Bu nedenlerle, hem Avrupa Birliği içindeki hem de dışındaki ülkeler arasında, ortaya çıkan yükün ne şekilde paylaşılacağı konusunda siyasi tartışmalar da mevcut. AB kendi politikalarının uluslararası etkilerini dikkate alması gerektiğini görmeli ve karbon sınır ayarlama mekanizmasının önemli risk ortaya koyduğu ülkelere mali ve teknik destek sağlamalıdır. AB öncelikle, teknik olarak emisyon izleme, raporlama ve doğrulama konusunda eğitim olanağını mutlaka ortaya koymalıdır.

AB dışı ülkeler de en kısa sürede kendi hedeflerini oluşturarak yeşil teknolojiye geçişi hızlandırmalıdır. Bu politika ve hedefler tek bir bölgenin ya da ülkenin gerçekleştirebileceği idealler değil. Dünyanın bu noktada ortak hareket etmesi gerekiyor ama bu kutuplaşmış dünyada bu ne kadar mümkün onu da önümüzdeki yıllarda göreceğiz.

Bu sayımızda bu mutabakatı ve devamında ortaya çıkan mevzuatları ele alarak, ülkemizdeki uyum çalışmalarıyla ilgili bilgi vermeye ve ihracatta nasıl etkileneceğimiz konusundaki bilgi ve görüşlere yer vermeye çalıştık.

İyi okumalar.