Belediyelerin Atığı Çöp Mü? Altın Mı? Geri Dönüşümde Belediyelerin Rolü

17 Ocak 2021

Türkiye’de atık toplama ve geri dönüşüm sistemindeki bütün yollar belediyelere çıkar. Başarılı bir belediyecilik sistemi, geri dönüşümün önünü açıp şehrine çöpten para ve enerji kazandırırken başarısız bir belediyecilik sistemi ise elindeki altın yumurtlayan tavuğu keserek şehri çöpe, kirliliğe ve hastalığa mahkûm eder. 2100 yılında dünyanın en kalabalık şehirlerinin Afrika ve Asya’da olacağı öngörülüyor. Peki, bu küresel şehirler çöp yığınlarının altında boğulacak mı, yoksa ellerindeki hazineyi değerlendirerek zenginleşecekler mi? Türkiye’deki belediyeler sıfır atık hedefine erişmek için neler yapıyorlar? Önlerindeki engeller neler ve sektör bu konuda neler düşünüyor?

Belediye faaliyetleri bir şehrin görünen yüzüdür. Bir ülkeyi ziyaret ettiğinizde, bu ziyaretten geriye anılarınız kalır ve bu anıların neredeyse tamamı belediye- cilik faaliyetlerinin izleridir.

Çok güzel aydınlatılmış ve iyi korunmuş tarihi yapıları öve öve anlatıyorsanız, aslında başarılı bir yerel yönetimi de övüyorsunuzdur. Çöplerin sokaklarda uçuştuğu, yıkık dökük evlerin, işgal edilmiş kaldırımların olduğu korku dolu bir şehir de kötü bir belediyeciliğin görüntüsüdür.

Hakeza geri dönüşüm de ancak başarılı ve bilinçli bir belediyecilik sayesinde sağlanabilir. Çevre kirliliğini önlemeye çalışan, yaşadığı ve yaşattığı kente değer katmak isteyen bilinçli bir yerel yönetici, bugün çöp sandığımız ham maddelerin şehir ekonomisi için bir getiri olduğunu fark eder ve onları bir katma değer olarak şehrine kazandırabilir.

Ya da hepsini çöp kabul edip vahşi depolama yöntemi veya açık çöplük alanları ile hem ülke katma değerlerini heba eder hem de şehrinin doğasını, suyunu, toprağını kirletir ve orayı yaşanmaz bir yer haline getirir.

AVRUPA’DA YEREL YÖNETİMLERİN FARKI

Geri dönüşüm hususunda dünyanın en başarılı şehirleri genelde Kuzey Avrupa ülkelerinin belediyeleri. Dünyaya “çöp” sattıkları yönünde haberlerin de muhatabı olan Kuzey Avrupa belediyeleri, aslında iyi bir geri dönüşüm hikâyesinin şehirler için nasıl birer fırsat olacağının da canlı örnekleri. Bilinçli bir toplum ve asla kişiler için esnetilmeyen ve sıkı takip edilen kurallar, bu başarının formülü gibi. Peki, bizim belediyelerimiz bu konuda ne aşamada? Kendi geri dönüştürülmüş atıklarımızı kendi sanayimize geri kazandırabilir miyiz?

SORUN SEÇİM SİSTEMİ Mİ?

Toplumsal bilincin oluşması için eğitim, kural koyma ve uygulama hususunda kararlı yöneticiler lazım. Ama “Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar?” sorusu gibi bir çıkmaz var burada. Doğru ve bilinçli yöneticiler mi bilinçli toplumu yaratacak, yoksa bireysel farkındalığı kendi kendine oluşmuş bir toplum mu bilinçli yöneticileri ortaya çıkaracak?

Bu yerel demokrasi içerisinde, oy deposu olarak bakılan vatandaşa çevre cezaları kesilebilir mi? Ya da bir gün halk çevre cezası kesmeyen ve geri dönüşümü başaramamış belediyeye oy vermemek gibi bir davranış sergileyebilir mi? GEKAP gibi hükümetin gündeminde olan konular sistemi ne kadar işler kılabilir? Uzun vadeli geri dönüşüm ihalelerini belediyeler yapabilecek mi? Kısacası geri dönüşüm ve belediyeler hususunda halledilmesi gereken sorun bir hayli çok.

Tabii Kuzey Avrupa belediyeleri ile aramızdaki tek fark bu değil. Özellikle ademimerkeziyetçi bir yönetim yapısı, yerinden yönetimi zorlaştıran bir sistemle belediyelerin kendi başlarına hareket etmeleri de bir hayli zor görünüyor.

Buna rağmen Üsküdar Belediyesi gibi, belirli günlerde sadece geri dönüştürülmüş çöpleri toplamak için yola çıkmış, geri dönüşümü teşvik edip farklı davrananları cezalandırmaya hazırlanan belediyeler de yok değil. Bunun yanı sıra Sayın Emine Erdoğan’ın sahiplenmesiyle başlayan Sıfır Atık Projesi de bu değişim isteğinin bir işaret fişeği gibi. Hakeza bu yönde alınan, marketlerde plastik poşetlere vergi getirilmesi hususunda elde edilen başarı, halkın da zamanla geri dönüşüm için atılan adımlara uyum saylayabileceğini gösteriyor.

Peki, belediyelerimiz bu konularda neler yapıyorlar? Bu sayımızda bu konuyu ayrıntıları ile ele alıp belediye başkanlarının önlerine koyduk ses kayıt cihazlarımızı. Ama öncelikle gelin, Türkiye ve dünyadaki şehirlerin geri dönüşüm konusundaki karnelerine bir bakalım; sonra da bizim belediyelerimizin attıkları adımlara, sektörün onlardan beklediklerine değinelim.

AVRUPA TOPLUYOR VE SATIYOR

Dünyada yerel yönetim ve geri dönü- şüm denince tabii ki akla Kuzey Amerika ve Avrupa şehirleri geliyor. Dergimizin daha önceki sayılarında da işlediğimiz gibi Avrupalı belediyeler hem atık toplamada hem de o atıkları ekonomiye geri kazandırmada bir numara. Biyogazdan ambalaj atıklarına kadar birçok alanda başarılı işlere imza atan Kuzey Avrupa şehirleri, başarılarını iyi bir organizasyon yapısına ve tavizsiz uygulanan sıkı kurallara borçlular.

Dünyanın en iyi geri dönüşüm sağlayan ilk beş şehri ise genelde Amerika kıtasından. Bu şehirlerden San Francisco, atıklarının yüzde 80’ini geri dönüştürüyor. Şehir bunu geri dönüştürülemeyen atıklar için kestiği yüksek ceza oranları ve şehir sakinleri tarafından geri dönüşümü mümkün olan ürünler satın alınmasını sağlayarak yapıyor. İkinci sırada ise adını pek duymadığımız bir Latin Amerika şehri var. Brezilya’nın Curitiba şehri atıklarının yüzde 70’ini geri dönüştürüyor. Curitiba’da 4 kg geri dönüştürülmüş ürün getirene 1 kg taze sebze veya meyve veriliyor. Bu şehirleri atıklarının yüzde 60’ını geri dönüştüren Vancouver – Kanada ve Singapur takip ediyor. Atıklarının yüzde 57’sini geri dönüştüren Kopenhag ise listenin 5. sırasında.

GELECEK ASYA İLE AFRİKA’NIN

Dünya nüfusunun yoğun olarak şehirlerde yaşadığını düşündüğümüzde dünyadaki en çok atık da büyükşehirlerde üretildiği ortaya çıkıyor.

Dünya şehirleşme hızı bu şekilde devam ederse, 2100 senesine doğru durum yıllara bağlı olarak değişecek. Dünyanın en kalabalık şehirleri Afrika ve Asya’ya doğru kayarken kişi başı üretilen katı atık miktarı da bu bölgelere doğru kayacak.

Bu da demektir ki, bugün Avrupalı şehirlerin başardığı kent atıkları geri dönüşüm başarısının bir benzerini bu şehirler gerçekleştirmek durumunda. Yoksa dünya yaşanabilir bir yer olmaktan daha çok çıkmaya mahkûm. Buralardaki belediyelerin gerçekleştireceği başarılı bir geri dönüşüm hamlesi, bu bölgelerin geri dönüşüm ekonomisinden de önemli bir pay alacaklarını ortaya koyacak.

ÇÖP MÜ, ALTIN MI?

Peki, bu yüksek şehirleşme oranı ile ortaya çıkacak atıklar şehirler için birer çöp problemi mi yoksa ekonomik bir fırsat mı? İşte bu sorunun cevabı tamamen yerel yönetimlere bağlı. Şayet iyi bir geri dönüşüm sistemi oluşturulur, kentliler geri dönüşüm için ikna edilirse gelecekte sanayinin bir numaralı ham madde kaynağı olan şehir atıkları, bu bölgede yaşayanlar için altın bir fırsat haline gelecek. Kurulamamış bir atık sistemi, geri dönüştürülemeyen atıklar ise şehirlerin başına çözülmesi zor çevre ve sağlık problemleri olarak dert olacak.

TÜRKİYE’DE 2023 HEDEFİ YÜZDE 35

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Ulusal Atık Yönetimi ve Eylem Planı 2023 Raporu’na göre, 3 yıl sonraki hedefimiz % 35 geri kazanım. Geri kalan %65’in ise yıllardır yapıldığı gibi depolama yöntemi ile bertaraf edilmesi bekleniyor.

Bakanlığın raporunda, bu hedefe ulaşmak için neler yapılacağı bir sonraki sayfada bulunan grafikte gösterilmiştir.

Tabii bu oranları gerçekleştirmek, sahada faal olan belediyelere ciddi işler düşüyor. Çünkü yine aynı rapora göre Türkiye atık dağılımında yüzde 87 ile en büyük oran belediyelere ait.

Türk belediyeleri, mücavir alan içinde topladıkları atıkların yüzde 89’unu vahşi bir şekilde depoluyorlar. Ambalaj atıklarının geri kazanımı ise sadece yüzde 6. Mücavir alan dışında toplanan atıklar sisteme dahil edildiğinde ise şekil üçteki gibi geri dönüşüm lehine bir artık ortaya çıkıyor. Sanayi tesisi, havalimanı gibi şehir yönetiminin dışında kalan organize olmuş tesislerde geri dönüşüm daha sağlıklı yapılabildiği için bu oran yüzde 8’e çıkıyor.

MARMARA BÖLGESİ ALARM VERİYOR

Bakanlığın eylem planına göre alarm veren bölge ise Türkiye nüfusunun önemli bir bölümünün yaşadığı Marmara Bölgesi. Belediye atıklarının yüzde 36’sını tek başına Marmara’daki şehirler üretiyor. Onu yüzde 15’erlik pay ile İç Anadolu ve Ege takip ediyor. 2024 yılında ise toplam belediye atıklarının 33.480.669 ton’a ulaşması bekleniyor.

Peki, Türkiye’deki yerel yönetimler bu oranları yukarı taşımak için hazır mı? Neler yapıyorlar? Önlerindeki sorunlar neler? Sektörün belediyelerden beklentileri neler? İşte bu soruların yanıtları için sözü belediyelere ve sektöre bırakıyoruz.