DEMİR FİYATLARINI TÜRKİYE ETKİLEDİ

19 Ağustos 2024

Türkiye’de inşaat demiri talebindeki azalma ile küresel belirsizlik fiyatları düşürdü. Türkiye’den ithal demir hurdası fiyatları son dönemde büyük ölçüde stabil kaldı. Bu durum, Türkiye’de inşaat demiri satışlarının yavaşlaması, Çin’den kütük tekliflerinin azalması ve jeopolitik belirsizlikten kaynaklanıyor. Söz konusu sorunlar, Avrupa’daki satıcıların karşılaştığı güçlü toplama maliyetlerine rağmen fiyatların yukarı yönlü seyretmesini engelledi.

S&P Global Commodity Insights’ın bir parçası olan Platts, Türkiye’nin dökme premium ağır eritme hurdası 1/2 (80:20) ithalatını 12 Nisan’da CFR ton başına 384 ABD Doları olarak değerlendirirken, fiyatlar bir önceki ay ton başına 378 ila 390,50 dolar arasında seyretmişti. Nisan başından bu yana premium HMS 1/2 (80:20) için kilit direnç alanı ton başına 385 dolar civarında yer alırken satış eğilimi teklif seviyelerinde büyük ölçüde güçlü kaldı.

Avrupalı geri dönüşümcüler Benelüks ve Baltık bölgelerinde 15 Nisan itibariyle rıhtıma teslim edilen ton başına 315 avroluk toplama maliyetlerinden bahsederken, ABD’li geri dönüşümcüler nisan ayında yurtiçi HMS kontratlarının yatay seyrettiğini görerek bölgedeki ihracatçıların ihracat tekliflerini büyük ölçüde sabit tutmasını sağladı. Satış tarafındaki güçlü havaya rağmen, Türk üreticiler hurda ithalat fiyatlarındaki artışlara direndi ve Çin’den gelen kütük tekliflerinin ton başına 510-515 dolara kadar düştüğüne işaret etti. İhracat piyasasındaki yavaş Türk inşaat demiri satışları da, Cezayir ve Mısır gibi alternatif bölgelerden daha rekabetçi fiyatlarla temin edilebilen hurda fiyatlarındaki yükselişi önlemeye yardımcı oldu. Türkiye’deki yerel seçim dönemi öncesinde yurtiçi işlem faaliyetleri de sınırlı kaldı; zira üreticiler, stokçular ve tüccarlar 31 Mart’taki sonucu ‘bekleyip görmeyi’ tercih etti.

İSRAİL YASAĞI

Türkiye inşaat demiri piyasasındaki hava, halihazırda anlaşma faaliyetlerini sınırlayan İsrail’e çelik ihracat kısıtlamalarından da olumsuz etkilendi. Türkiye Ticaret Bakanlığı, Gazze’de kalıcı bir ateşkes ilan edilene ve bölgeye kesintisiz insani yardım akışı sağlanana kadar bu uygulamanın yürürlükte kalacağını belirterek, İsrail’e çelik ve alüminyum dahil 54 ürün grubunda kısıtlama getirdi. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, şubat ayında Türkiye’nin en büyük inşaat demiri ihracat pazarı %53 artışla 31307 tona ulaşan İsrail olurken, Yemen’e yapılan satışlar %58 düşüşle 31183 tona geriledi. Türk fabrika kaynakları da son haftalarda jeopolitik gerginlikler nedeniyle Yemen’e satışların zorlaştığını bildirdi. Kaynaklar, alternatif ihracat olanaklarının bulunmaması nedeniyle, iki büyük inşaat demiri ihracat pazarının kaybedilmesinin, yakın vadede alıcıların demir hurdası ithalatına ilgisinin azalmasına ve nihai çelik satışlarında iç piyasaya bağımlılığın artmasına yol açabileceğini söyledi.

UZUN ÇELİK İHRACATI

Uzun çelik ürünleri üreticileri ve ihracatçılarının küresel birliği Irepas’ın son kısa vadeli görünümüne göre, Çin’in ‘agresif’ ihracat politikasının uzun ürünlere yönelik zaten zayıf olan talebi daha da kötüleştirdiği belirtiliyor. Çin’in 2024 yılının başında ihracatını hızlandırdığına dikkat çekiliyor. “2024 yılının ilk iki ayına ait verilere göre, Çin 2015 yılında görülen rekor ihracatını aşmaya hazırlanıyor” deniyor. Çinli çelik üreticileri, düşük demir cevheri ve kok fiyatları ve Çin’deki düşük enerji maliyetleri ile her satışta kâr elde ediyor gibi görünüyor. Ancak, uzun ürün ihracatları hala yassı haddelenmiş ihracatlarının çok gerisinde.

AVRUPA SESSİZ

Irepas, inşaat demiri ve filmaşin için en ucuz pazarlardan biri olan Almanya ile birlikte Avrupa’nın sakin kaldığını bildirdi. Avrupa’da talep, 2023’ün sonundaki hafif iyileşmenin ardından tekrar kayboldu ve ikinci yarıdan önce daha iyi olmayacak gibi görünüyor. Kesme ve bükme fiyatları yenileme maliyetlerini bile karşılamayan seviyelerde. Irepas, ABD pazarının istikrarsız fiyatlarla ‘sallanmakta’ olduğuna da işaret ediyor. ABD, AB ve Kanada’daki müşterilerin faiz oranlarının düşmesini bekledikleri ve bu arada projeleri erteledikleri söyleniyor. Sonuç olarak, piyasa koşulları ‘istikrarsız ve zor dalgalanıyor’ olarak tanımlanıyor.

ÇİN DÜŞÜŞÜ

Bu arada, Dünya Çelik Birliği’nin (worldsteel) son kısa vadeli görünümüne göre küresel çelik talebi %1.7 oranında artarak 1.793 milyon tona (Mt) ulaşacak. 2025 yılında 1.815 milyon tonluk bir üretim için %1.2’lik bir büyüme daha bekleniyor. Worldsteel, bu yıl Çin’deki çelik talebinin, gayrimenkul sektöründeki düşük talebin altyapı yatırımları ve imalat sektörlerindeki büyüme ile dengelenmesiyle 2023 seviyelerinde kalmasını bekliyor. Buna rağmen, 2025 yılında talebin %1 oranında düşmesi bekleniyor. Bu öngörü aynı zamanda Çin’in çelik talebinde zirveye ulaşmış olabileceği yönündeki görüşümüzle de uyumlu. Çin, gayrimenkul ve altyapı yatırımlarına bağlı ekonomik kalkınma modelinden yavaş yavaş uzaklaştıkça, ülkenin çelik talebinin orta vadede düşmeye devam etmesi muhtemel.

Dünyanın geri kalanı için yapılan tahminler, 2024-25 yılları arasında çelik talebinde yıllık %3,5 gibi nispeten güçlü bir seviyede geniş çaplı bir büyümeye işaret etmekte. Hindistan, son dönemdeki talep artışının en güçlü itici gücü olarak ortaya çıktı. Projeksiyonlar, çelik kullanan sektörlerde ve altyapıda devam eden büyümenin etkisiyle 2024 ve 2025 yıllarında %8’lik bir büyüme ile ilerleyeceğini göstermekte. Ancak AB ve Birleşik Krallık en büyük zorluklarla karşı karşıya. Bunların jeopolitik değişimler ve belirsizlik, yüksek enflasyon, parasal sıkılaştırma ve mali desteğin kısmen geri çekilmesi ve yüksek enerji ve emtia fiyatları gibi çok sayıda cephede olduğu söyleniyor. Buna karşın, ABD çelik talebinin sağlıklı temeller göstermeye devam ettiği söyleniyor.

ÇELİK İSTATİSTİKLER

Worldsteel’e göre, şubat ayında dünya ham çelik üretimi Şubat 2023’e kıyasla %3,7 artışla 148,8 milyon ton (Mt) oldu. Raporlama yapan 71 ülke arasında Türkiye’nin aylık toplam üretimi yaklaşık %50 oranında arttı. En büyük 10 üretici arasında yer alan Çin’in Şubat 2024’te %3,5 artışla 81,2 Mt ürettiği tahmin ediliyor. Hindistan 11,8 Mt (%11,4 artış); Japonya 7,0 Mt (%1,1 artış); Amerika Birleşik Devletleri 6,5 Mt (%1,2 düşüş); Rusya 5,7 Mt (%4,4); Güney Kore 5,1 Mt (%1,5 düşüş); Türkiye 3,1 Mt (%46,6 artış); Almanya 3,1 Mt (%4,4 artış); Brezilya 2,8 Mt (%13,1 artış) ve İran 2,2 Mt (%14,3 artış) üretti.

EUROFER’DEN AVRUPA ÇELİĞİNE DESTEK ÇAĞRISI

Avrupalı çelik üreticileri, AB politika yapıcılarını bir kez daha sektörün ihtiyaçlarını gündemlerinin en üst sırasına koymaya çağırdı. Avrupa Çelik Birliği (Eurofer) ve sektörün diğer üst düzey temsilcilerinin çağrısı, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcıları Maroš Šefčovič ve Margrethe Vestager’in katıldığı ‘Çelikte Temiz Geçiş Diyaloğu’ adlı etkinlik sırasında geldi.

Sektör, güçlü ve dirençli bir AB’nin ancak Avrupa’da üretilen düşük karbonlu çelikle oluşturulabileceğini savunuyor. Konuşmacılar yüksek enerji fiyatları, haksız rekabet, küresel kapasite fazlası ve artan tek taraflı karbon maliyetlerinden kaynaklanan ‘güçlü rüzgarlardan’ şikayet etti. Avrupa’nın ham çelik üretimi 2023 yılında kaydedilen en düşük seviyedeydi.

Eurofer Genel Müdürü Axel Eggert, AB ve üye devletlerinin Avrupa sanayisinin karbon nötrlüğüne geçişini teşvik etmek ve desteklemek için girişimler başlattığını kabul etti. Ancak ‘gerçek darboğazların çözülmediğinde’ ısrar etti. Eggert, ¨Bunlar arasında uluslararası düzeyde rekabetçi fiyatlara sahip düşük karbonlu enerji tedariki, Avrupa yeşil çeliği için öncü piyasaların oluşturulması ve küresel çelik piyasasındaki devasa, yüksek CO2-yoğun kapasite fazlalığına yönelik tedbirler yer almakta. Bu nedenle politika yapıcıları, karbonsuzlaştırma sürecinde AB çelik üretimini ve buna bağlı milyonlarca yüksek kaliteli işi korumak için hızlı bir şekilde harekete geçmeye çağırıyoruz. Eurofer, AB Diyaloğu’nun bu yöndeki ilk önemli girişim olduğunu ve bunu somut adımların takip etmesini umduğunu söyledi. ‘2020’den bu yana Çelikte Yeşil Anlaşma’yı savunuyoruz. Artık bunu gerçekleştirmenin zamanı geldi.¨ dedi. YAZAR Robin Latchem