EL NİNO VE LA NİNA NEDEN ÖNEMLİ?
8 Mayıs 2024
El Niño, ortalamanın üzerinde sıcak havaya yol açan bir hava fenomeni. El Niño en çok ekvatoral doğu Pasifik’i etkiler, ancak dünya genelinde sıcaklıkları da yükseltir. Kız kardeşi La Niña ise hava sıcaklıklarını düşürür.
El Niño, tropikal doğu Pasifik’te deniz yüzeyi sıcaklıklarındaki artışı tanımlamak için kullanılan bir isim. Deniz sıcaklıklarının uzun vadeli ortalama değerlerin 0,5°C üzerine çıkmasıyla birkaç yılda bir tekrarlanır. El Niño adı, yüzyıllar önce bu sıcaklık artışını fark eden ve yaşanan bu duruma yeni doğan İsa’nın adını veren Perulu balıkçılara dayanmakta: “El Niño de Navidad” El Niño en çok ekvatoral doğu Pasifik’i etkiler, ancak dünya genelinde sıcaklıkları da yükseltir. Son yıllarda dünya genelinde sıcaklıklar, kardeşiyle dönüşümlü olarak yaşanan La Niña’nın – “küçük kız” – serinletici etkisinden yararlandı. Bu hava akımı genellikle ortalamanın üç ila beş derece altında seyreden daha soğuk deniz yüzeyi sıcaklıkları getiriyor. La Niña, tropikal doğu Pasifik’te ve dolayısıyla tüm dünyada daha kuru ve serin havaya yol açıyor. El Niño ve La Niña’nın iki uç noktası arasında, sıcaklıkların uzun vadeli ortalamaya yakın kaldığı nötr dönemler de var. Tüm yılların yaklaşık yarısı tipik olarak nötrdür. Üç yıllık serinletici La Niña evresinin ardından El Niño, dünyanın halihazırda çok yüksek sıcaklıklarla karşı karşıya olduğu bir dönemde geri dönüyor. Birleşmiş Milletler (BM) hem El Niño hem de iklim değişikliğinin etkisiyle Temmuz 2023’ü son 120.000 yılın en sıcak ayı ilan etti. Kayıtlara geçen en sıcak ağustos ve eylül aylarını da yaşadık. Bu kış ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi İklim Tahmin Merkezi, Pasifik’in batısına ve Atlantik kıyılarının kuzey yarısına kadar uzanan geniş bir alanda ortalamanın üzerinde sıcaklıkların görülebileceğini tahmin ediyor. El Niño’nun yanı sıra jet akımlarıyla da bir etkileşim söz konusu. Bunlar, dünyanın üzerinde dolaşan ve hava sıcaklığı farklılıklarının en aşırı olduğu kış aylarında daha güçlü olan hızlı hareket eden hava akımları. ABD’de El Niño ve subtropikal jet akımının Kaliforniya’dan güney eyaletlerine fırtınalar taşıması ve bu bölgelerde ortalamanın üzerinde yağışlara neden olması muhtemel. Aynı zamanda kutupsal jet akımı da ülkenin kuzeyine soğuk hava getirecek. Dolayısıyla 2009-2010 kışında Washington D.C.’de yaşanan “Snowmageddon” kar fırtınası gibi Orta Atlantik eyaletlerinde yaşanan yoğun kar fırtınalarının tekrarlandığını görebiliriz. El Niño’nun küresel etkisi nedir? El Nino’nun etkisi ABD ve Amerika kıtasının çok ötesine uzanıyor. Pasifik’e yakın yaşayanların etkileri ilk olarak hissedeceğini belirtiyor. Buna Amerika’nın batı kıyıları, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda da dahil. Endonezya ve Avustralya’da daha sıcak ve kuru bir hava görülebilir ve orman yangını riski artabilir. Hindistan ve Güney Afrika daha az yağmur görürken Doğu Afrika’da yağışlar artarak sellere yol açabilir. Avrupa’nın kuzeyinde kışlar daha soğuk ve kurak, güneyinde ise daha yağışlı geçecek. BM Dünya Meteoroloji Örgütü, El Niño’nun etkisinin bazı bölgelerde yaşamları ve gıda kaynaklarını bir kez daha tehdit edebileceği uyarısında bulundu. Ayrıca Pasifik Okyanusu’nda kasırga aktivitesinin artması ve tropikal siklonların Hawaii gibi ada ülkelerini vurma olasılığının artması riski de var. 2014-16’daki güçlü El Nino evresi dünya çapında kuraklık ve sellere yol açmış, Güney Amerika’da Zika virüsü salgınlarına katkıda bulunmuş ve Avustralya’nın Büyük Set Resifi’nin üçte birine yakınını ağartmıştı. 2018-19’da ılımlı bir El Nino olarak kabul edilen dönem, Avustralya’nın en kötü orman yangınlarından bazılarına katkıda bulundu. Ancak El Niño ve iklim değişikliği arasındaki etkileşim sürekli bilimsel araştırma altındadı. Imperial College London’daki Grantham İklim Değişikliği ve Çevre Enstitüsü’nün raporuna göre, bazı çalışmalar küresel ısınmanın daha güçlü El Niño evrelerine yol açabileceğini gösteriyor. Örneğin, araştırmacılar Doğu Pasifik’teki aşırı deniz yüzeyi sıcaklık olaylarının 1960’tan bu yana onda bir oranında arttığını tespit etmişlerdi. Ancak bilim insanları, El Niño dönemlerinin önümüzdeki 100 yıl içinde daha da sıklaşacağını tahmin ediyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2023 Küresel Riskler Raporu’na göre, iklimle ilgili riskler, geleceğe yönelik kaygıların başında geliyor. Önem sırasına göre sıralanan faktörler arasında aşırı hava olayları, biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşü ve büyük ölçekli çevresel hasar yer alıyor. Ancak en büyük riskler, önümüzdeki on yılın en acil sorunu olarak listenin başında yer alan iklim değişikliğinin azaltılamaması ve buna uyum sağlanamamasından kaynaklanıyor.