Kabına Sığmayan Sektör: Kağıt Sanayii

5 Ekim 2021

12 milyar dolarlık aktif büyüklüğe sahip kâğıt fabrikaları, her yıl yaklaşık 80 milyon adet ağacın kesilmesini önlüyor. Böylece yılda 1,5 milyon tondan fazla karbon salımının önüne geçiliyor.

Ülkemizde toplanan dönüşebilen atıkların yaklaşık yüzde 70’ini kâğıt atıklar oluşturuyor. Kâğıt sanayii sıfır atık çalışmalarının en büyük paydaşıdır. Sayıları 25’e ulaşan ve 12 milyar dolarlık aktif büyüklüğe sahip kâğıt fabrikaları, her yıl yaklaşık 80 milyon adet ağacın kesilmesini önlüyor. Böylece yılda 1,5 milyon tondan fazla karbon salımının önüne geçiliyor.

Ülkemizde bulunan toplama tesislerinin kurulmasına AGED ve kağıt sanayii olarak çok ciddi destekler verdik. Doğrudan ve dolaylı olarak yüz binlerce insana istihdam kapısı olan kâğıt sanayii, bugün itibarıyla 5,5 milyon ton üretim kapasitesini yakalamış bulunuyor. Yeni yatırımların ve kapasite artışlarının devreye girmesiyle üç yıl içerisinde 6,5 milyon tonu geçmiş olacağız. 2011 sonunda kâğıt üretim kapasitesi 2,5 milyon tondu. 10 yılda geldiğimiz nokta yüzde 100’den fazla bir büyüme.

SIFIR ATIK SON YILLARIN EN BÜYÜK GELİŞMESİ

Son yıllarda geri dönüşüm sektöründe yaşanan en büyük ve önemli gelişme Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan’ın himayesinde başlayan Sıfır Atık Projesi’dir. Kâğıt sanayii olarak sıfır atığın en büyük destekçisiyiz. Kâğıt sektörü 2030’a kadar 10 milyon ton üretim kapasitesini yakalayacaktır. Dünya sınırlı kaynaklarıyla insanoğlunun sınırsız ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Sıfır Atık Projesi de bu kapsamda Türkiye’de oluşan yıllık 35 milyon ton atığın aslında atık değil değerlendirilebilir kaynak olduğunu öngören bir proje. Amaç organik mutfak atıklarının, kâğıt, metal plastik, kâğıt atıkların çöp deponi sahalarına hiç gönderilmeden ekonomiye yeniden kazandırılması. Bizim 2018’de 5 üniversite ile 5 ilde yaptığımız bir çalışmada çöpte dönüşebilen atık miktarının yaklaşık 8-10 milyar TL’lik bir değer oluşturduğunu gördük. Üstelik bu atıkları hem taşırken hem de bertaraf ederken yeni bir maliyet oluşuyor. Bununla birlikte ekonomik kaybın en az 25-30 milyar TL olduğu söylenebilir.

GERİ DÖNÜŞÜM BİLİNCİNİ KAZANDIRMALIYIZ

Dönüşebilen ham maddelerin çöp deponi sahalarına gitmesine engel olmak, onları geri dönüştürüp mamul haline getirerek ekonomiye kazandırmak, hem katma değer hem de daha fazla istihdam oluşturmak sektörümüzün hedefi. Bunun için geri dönüşüm bilincinin ülkemizin her ferdine kazandırılması için gece gündüz gayret etmek en önemli vazifemiz.

35 milyon ton evsel atığın oluştuğu ülkemizde, tüketim alışkanlıkları 2030’da bu tonajın 40 milyon tonu aşacağını gösteriyor. Biz 35 milyon ton çöpü, çöp olarak değil ham madde olarak görüyoruz. Boşa giden üstelik üzerine para verilerek gömülen milli servet.

KATMA DEĞER ÜRETİYORUZ

Sektörümüz çöp değil, geri dönüşümlük ham madde ithal ediyor. Bunları dönüştürerek 8 kat katma değer üretiyor. Sanayiciler olarak işin daha çok atık yönetimi ve dönüşebilen atıkların ekonomiye kazandırılması tarafındayız. Belediyelerin ‘sıfır atık’ın getirdiği yeni dinamiklere çabuk uyum sağlamasını istiyoruz ama tabii bin 397 belediyenin olduğu ülkemizde, bu süreç biraz zaman alacak. Belediyeler, çöp toplama hizmetini asli vazifeleri olarak görmektedir. İki gün çöp toplanmazsa neler olacağı ortada. Bununla birlikte, çöpün içindeki dönüşebilen ham maddelerin daha çok toplanması sağlanarak çöp hacmi ve ağırlığı önemli ölçüde azalacak.

GEKAP’TAN DESTEK ÇOK ÖNEMLİ

Avrupalı toplama firmalarının faaliyetlerini sürdürmelerini sağlayan en önemli faktör ‘kirleten öder’ prensibi. Ürünleri ambalajlayarak satan şirketlerin sisteme ödedikleri bedellerden oluşan fonun sahaya aktarılması gerekir. Bu fon Türkiye’de Geri Kazanım Katılım Payı’dır (GEKAP). Geri kazanım maksadıyla toplanacak bu tutarın sisteme aktarılması hayati önem taşıyor.

Avrupa 2030’a kadar evsel atıklarının yüzde 65’ini dönüştürmeyi hedefliyor. Almanya sadece Avrupa’da değil dünyada en iyi geri dönüşüm oranlarına sahip ülke. Ardından çok uzakta olmayan Avusturya geliyor. Üçüncü sırada Güney Kore var. Bu ülkeler evsel atıkların yaklaşık yüzde 56’sını geri kazanıp dönüştürüyor. Türkiye’de bu oran yüzde 10. Sıfır Atık Projesi’nin hedeflerinden biri, bu oranı çok kısa sürede, 2023’e kadar yüzde 35’e kadar yükseltmek.

ÖDÜL CEZA SİSTEMİ OLMALI

Ödül ceza sistemiyle toplamanın yapılmadığı konutlara odaklanılması gerekiyor. Çünkü zaten AVM’ler, marketler, OSB ve matbaalardan toplama yapılmaktadır. Toplamanın başarılı olmadığı yer konutlardır. Konutlardan toplamayı artıran bir sistem kurulmaz ve ithalat kısıtlaması konusunda rahatlatıcı bir adım atılmazsa, sektör rekabet edemez hale gelecek. Yakında Avrupalı kâğıt firmaları ülkemize kâğıt satmaya başlayacaktır.

Toplama sisteminde yer alan şirketler GEKAP’tan destek almalıdır. Belediyelere bağlı faaliyet gösteren söz konusu toplama şirketleri, çöp hacminin azaltılmasını sağlayarak çöp toplama maliyetlerinden tasarruf edecektir. Bunun yanında, topladıkları dönüşebilen atıkları satabileceklerdir. Ülkemizdeki dönüşebilen atık toplama miktarı arttıkça sektör doğal olarak daha az ithalat yapar hale gelecektir. Bunun için, mevcut durumda olduğu gibi kâğıt fiyatlarının artması halinde toplandığı ve düşmesi halinde toplanmadığı bir sistem yerine ham madde değerinden bağımsız bir teşvik sisteminin gelmesi ve toplama sisteminin desteklenmesi gerekmektedir.

Eğer çöp depolama sahalarına gönderecek hiçbir şey bulamamak demek olan Sıfır Atık Projesi’ni hayata geçirmek istiyorsak; ilgili bakanlıkları, TAT’ları, belediyeleri ve geri dönüşüm tesisleri ile bir bütünlük içerisinde işleyen bir sisteme ihtiyacımız var demektir. Biz kâğıt sektörü olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz.