Sıfır Atık Ülkemiz İçin Fırsattır!

7 Mayıs 2019

“Türkiye olarak, çevre yönetimi konusunda birçok adım attık ve atmaya devam ediyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın öncülüğünde başlayan, Sayın Emine Erdoğan’ın himayelerine aldıkları Sıfır Atık Projesi güzel ülkemiz için bir fırsattır.”

“Türkiye olarak, çevre yönetimi konusunda birçok adım attık ve atmaya devam ediyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın öncülüğünde başlayan, Sayın Emine Erdoğan’ın himayelerine aldıkları Sıfır Atık Projesi güzel ülkemiz için bir fırsattır.”

Atık Kağıt ve Geridönüşümcüler Derneği’nin (AGED) sektörün nabzını tutacak yayın organı Geridönüşüm Ekonomisi Dergisi’nin ilk sayısında Sıfır Atık Projesi’ni masaya yatırdık. Dergimize konuşan Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof.Dr. Mehmet Emin Birpınar, Sıfır Atık Projesi ile ilgili Türkiye’nin hedeflerini açıkladı. Birpınar, “Sıfır Atık Projesi döngüsel ekonomi ilkeleri çerçevesinde atık yönetim politikalarımızın hedeflerini gerçekleştirmemiz açısından yürüttüğümüz çok önemli bir proje olup, 2023 yılına kadar bütün Türkiye’de sıfır atığı yaygınlaştırmak istiyoruz.” dedi. İşte Bakan Yardımcımız Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar’ın açıklamaları… Sıfır Atık Projesi nedir, neyi hedefliyoruz? Bu projeye yönelik bakış açınızı nasıl ifade edersiniz?

Bildiğiniz üzere oldukça genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Nüfusumuz 80 milyonu aşmış durumda. Hızla artan nüfus ve ekonomik büyümeyle birlikte üretim ve tüketim alışkanlıklarımızda da önemli değişiklikler oldu. Toplumda daha konforlu yaşam beklentileri beraberinde daha çok tüketimi getirdi. Tüketimin her geçen gün arttığı bir toplum olduk.

TÜİK verilerine göre; 2000’li yıllarda 500 milyon ton ham madde tüketimimiz varken günümüzde yaklaşık 1 milyar tona ulaşmış durumda. Tüketim arttıkça ham maddeye olan ihtiyacımız da artıyor. Ülkemizde 1995 yılında oluşan evsel atık miktarı 17 milyon ton dolaylarında iken 2017 yılında bu değerin 31 milyon tonu aştığını görüyoruz. 2023 yılında ise bu miktarın 38 milyon tonun üzerine çıkacağı öngörülmektedir. Atıklarımızın çok büyük bir kısmını değerlendirilebilir yani geri kazanılarak ham madde olabilecek, yeni ürünlere dönüştürülebilecek atıklar olduğunu görüyoruz. Bunun yanında kaynağında ayrılmadığı ve çöpe atıldığı için plastik, kağıt-karton, cam, metal gibi değerlendirilebilir bir çok atık depolama sahalarına gitmekte ve yaklaşık olarak her yıl milyarlarca liralık kaynak yok olmaktadır.

Diğer taraftan her yıl yüzlerce futbol sahası büyüklüğünde depolama alanı ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Sıfır atık yaklaşımının ülkemizde uygulanması için bir çalışma başlatılmıştır. Ülke çapına yayılacak ve uygulanacak bir proje olarak yola çıkılan Sıfır Atık Projesi, atık önlenmesi, oluşan atıkların kaynaklarına göre ayrı ayrı toplanması ve bu atıkların geri dönüşümü ile ham madde ve enerji israfının önüne geçilmesi, gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye ile yaşanabilir bir dünya bırakmak amacıyla yola çıktığımız bir çevre hareketidir.

Sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde atıklarımızı kontrol altına almak, gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye ile yaşanabilir bir dünya bırakmak amacıyla Bakanlığımızca sıfır atık yaklaşımı öncelikle kendi binamızda hayata geçirilerek yapılacak uygulamalara örnek teşkil edilmiştir. Sıfır Atık Projesi, Bakanlığımızın yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde de uygulamaya geçirilmiş olup, 26.09.2017 tarihinde gerçekleştirilen Sıfır Atık Projesi Tanıtım Toplantısı ile tüm Türkiye’de uygulanmasına yönelik çalışmalar ilk olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hizmet binasında başlatılmıştır. Daha sonrasında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde hayata geçirilmiştir. Bugün itibariyle sıfır atık sistemi kurulan bina sayısı 13.357’ye ulaşmıştır. 2023’e kadar bütün ülkede sıfır atık sisteminin kurulması hedeflenmektedir.

GENİŞLETİLMİŞ ÜRETİCİ SORUMLULUĞU

Hali hazırda Türkiye’de geri dönüşüm ve döngüsel ekonomi hakkında ne söylersiniz? Değerlendirilebilir atıkların çok büyük bir bölümünü oluşturan ambalaj atıklarının nicelik ve niteliklerinin korunarak ekonomik değerlerinden istifade edilebilmesi ile birlikte bu tür atıkların oluşturacağı potansiyel çevre sorunlarının önlenmesi için Bakanlığımızca gerekli hukuki ve teknik düzenlemeler yapılmış, ilgili Avrupa Birliği Direktifi (94/62/EC) ile uyumlu olacak şekilde ilk olarak 2004,sonrasında ihtiyaçlar dâhilinde revizyona uğrayarak yürürlükteki son hali 27.12.2017 tarih ve 30283 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış, 01.01.2018 tarihi itibari ile de yürürlüğe konulmuştur. Yönetmelikte ‘Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu’ ilkeleri gözetilerek düzenleme yapılmış; üretici, ithalatçı, piyasaya sürenlerin (ambalajlı ürün piyasaya sürenler, marka sahipleri) bir araya gelerek tüzel birlik oluşturmasına (üretici sorumluluğu organizasyonu, yetkilendirilmiş kuruluşlar), ilgili mevzuat dâhilinde belirlenen oranlarda atıkların toplanması, geri kazanılması ve bu kapsamda oluşan maliyetin karşılanmasına yönelik yükümlülükler verilmiştir.

Ayrıca anılan Yönetmelik ile malzeme (cam, plastik, kâğıt-karton, metal gibi) bazlı ambalajlar için piyasaya sürenlerce karşılanması zorunlu yıllık geri kazanım hedefleri belirlenmiştir. Bütün dünyada “sıfır atık” yaşanılan bir sürecin sonunda acil bir ihtiyaç olarak karşımıza çıktı. 18. yy’dan itibaren sanayileşmeyle başlayan ve günümüze kadar devam eden süreçte ham madde kaynakları kayıtsızca kullanıldı. Ekonomik gelişmeyle birlikte üretim ve tüketim düzeyinin artırıldığı bir gelişme modeli esas alındı ki buna lineer ekonomi modeli diyoruz. Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra dünya nüfusunun hızla artmasıyla birlikte gıda maddeleri ve enerji kaynaklarının kullanımı ve buna bağlı olarak tüketimde büyük bir artış görülmeye başlandı. Lineer ekonomi ile doğal kaynaklar tükenme noktasına geldi. Bununla birlikte oluşan atıkların kontrol edilememesi ve iklim değişikliği olmak üzere birçok olumsuz çevre sorunlarını yaşamaya başladık. Tüm bu olumsuzluklar karşısında çözüm olarak döngüsel ekonomi modeli geliştirildi. Bu modelde kaynakların verimli kullanımı, atık oluşumunun azaltılması, düşük karbon salınımı ile çevre, ekonomi ve toplum arasında daha iyi bir denge kurulması hedefleniyor.

Ülkemizde de artık AB ve diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi doğal kaynakların tükenmesinin önüne geçilmesi ve geri dönüşümün artırılarak ham maddeye erişimin daha kolay hale getirilmesi, depolama alanına gönderilen atık miktarının azaltılması amacıyla döngüsel ekonomi politikaları çerçevesinde hareket etmek durumundayız. Bu çerçevede; atık yönetimi politikalarımızı geleceğe daha uygun hale getirecek çalışmalarla yolumuza devam ediyoruz. Sıfır Atık Projesi döngüsel ekonomi ilkeleri çerçevesinde atık yönetim politikalarımızın hedeflerini gerçekleştirmemiz açısından yürüttüğümüz çok önemli bir proje olup, 2023 yılına kadar bütün Türkiye’de sıfır atığı yaygınlaştırmak istiyoruz. Uygulamanın yaygınlaşması ile birlikte yıllık 20 milyar TL’lik bir ekonomik kazanç hedeflemekteyiz.

Ayrıca, toplanan atıkların işlenmesi, geri kazanılması sonucu sanayimizde ve hizmet alanlarında yeni yatırım ve istihdam alanlarının oluşmasına katkı sağlamasını, 100.000 kişiye doğrudan istihdam sağlanmasını öngörmekteyiz.

Bu projenin başarıya ulaşmasında vatandaş, belediye ve özel sektöre ne gibi görevler düşüyor?

Yaşamımızı sürdürürken atıklarımızı doğaya atıyoruz. Çöp dağları oluşturuyoruz. Doğaya attığımız bir cam şişe doğada 4000 yıl bozulmadan kalıyor. Bir plastik şişe 1000 yıl, bir sakız bile 2 yıl doğada kalıyor. Al kullan at kültürü hayatımıza girmiş durumda; alıyoruz kullanıyoruz ve atıyoruz. Sonra tekrar alıyoruz. 2050 yılına geldiğimizde bir dünyaya daha ihtiyacımız olacak. Biz Türkiye olarak, çevre yönetimi konusunda birçok adımlar attık ve atmaya devam ediyoruz.

Yaşamımızı sürdürürken atıklarımızı doğaya atıyoruz. Çöp dağları oluşturuyoruz. Doğaya attığımız bir cam şişe doğada 4000 yıl bozulmadan kalıyor. Bir plastik şişe 1000 yıl, bir sakız bile 2 yıl doğada kalıyor. Al kullan at kültürü hayatımıza girmiş durumda; alıyoruz kullanıyoruz ve atıyoruz. Sonra tekrar alıyoruz. 2050 yılına geldiğimizde bir dünyaya daha ihtiyacımız olacak. Biz Türkiye olarak, çevre yönetimi konusunda birçok adımlar attık ve atmaya devam ediyoruz.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın öncülüğünde başlayan, Sayın Hanımefendinin himayelerine aldıkları “Sıfır Atık” projesi güzel ülkemiz için bir fırsattır. Bu proje ile geri dönüştürülebilen atıklar kaynağında ayrıştırılacak böylelikle çocuklarımızın kısmeti olan ham maddenin tüketimi azaltılıp ekonomimize katma değer olacaktır. Hep birlikte daha ciddi adımlar atmamız gerek. Temiz sokaklar, caddeler, parklar herkesin hakkı. Gerekli alt yapıyı kurduğumuzda, insanların istekli bir şekilde katkı sağladığını göreceksiniz.

Sıfır atık projesinde çalışmalar vatandaş odaklı yürütülmelidir. Toplumun tüm kesimleri projeyi sahiplendi ve uygulamaya başladılar. Çünkü bu konuda artık daha bilinçli bir toplum yetişiyor. Eski, modası geçmiş uygulamalara devam edemeyiz. Al-kullan-at-tüket kültürünü bir kenara bırakarak, atıkları önleyen, ayrı toplayan ve katma değeri yüksek ürünlere dönüştüren bir yaklaşımı benimsemeliyiz. Bundan eminim. Bu proje ile hedeflediğimiz noktalara belediyelerimizle, kurumlarımızla ve vatandaşlarımızla kısa sürede ulaşacağımıza gönülden inanıyorum.

Diğer önemli bir konu da alışveriş poşetleri ile ilgili… Ortalama kullanım ömrü 15 dakika olan, geri dönüşüm yüzdesi sadece 1 olan ve çevre kirliliğine neden olan plastik poşetlere ilişkin sorunları kontrol altına almak ve ortadan kaldırmak maksadıyla 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren ülkemizde tüm satış noktalarında plastik poşetlerin ücretli olarak temin edilmesi yönünde düzenleme yapılmıştır. Uygulama gereksiz plastik poşet tüketimini ciddi oranda azaltmıştır. Vatandaşlarımız alışveriş yaparken yanlarında getirerek, tekrar kullanımlık poşet, çanta kullanımı ile uygulamaya destek çıkacaklardır.

“SIFIR, BİR ÜLTİMATOM DEĞİL HEDEFTİR” Özellikle hane halkına çağrınız var mı?

Sıfır, bir ültimatom değil bir hedeftir. Herkes bu sürece katılabilir. “Neden ayrı toplamalıyız?” sorusunun cevabı için evlerimizde bulunan çöp kovası örneğini kullanmakta fayda bulunmaktadır. Evlerimizden, işyerlerimizden kaynaklanabilecek atıkların % 55’ini sebze, meyve gibi organik atıklar, % 6’sını plastik atıklar, % 8’ini kağıt-karton atıkları, % 3’ünü cam, % 1’ini metal kalan kısmı ise diğer atıklardan oluşmaktadır. Bu oranlara baktığımızda atıklarımızın çok büyük bir kısmının değerlendirilebilir, bir başka ifadeyle geri kazanılarak ham madde olabilecek, yeni ürünlere dönüştürülebilen atıklar olduğunu görüyoruz. Evlerimizdeki çöp kovasına göz attığımızda; yemek pişirmek için kullandığımız meyve sebze atıkları, yoğurt veya peynir gibi gıdaların muhafaza edildiği plastik kaplar, alüminyum konserve kutuları, süt ve meyve suyu kutuları, ekmek atıkları, plastik pet şişeler hatta bazen kağıtlar bile bulunmaktadır.

Tüm bu atıkları aynı çöp kovasında toplamak demek geri dönüşebilen atıkların gerçekten çöp olması demektir. İşte tam da burada alışkanlıklarımızı değiştirmek önem kazanmaktadır. Hanelerde atıklarımızı azaltarak başlamalıyız. Geri dönüşebilen atıkları (plastik, kağıt, metal, kompozit) ayrı, organik atıklarımızı ayrı bir kovada veya çöp poşetinde toplayarak çevremize, çocuklarımıza, geleceğimize güzel bir imza atmış olacağız.

Sıfır Atık ilçesi nedir?

Projenin belirlenecek bir ilçede uygulanması ile sadece sıfır atık sisteminin kurulmadığını aynı zamanda tarihi dokusunun bozulmadığı, çevrenin korunduğu, doğa ile uyum içerisinde çalışmaların yürütüldüğü bir ilçedir.

Sıfır atık uygulaması konusunda belediyelere ne gibi sorumluluklar düşüyor?

Atıkların toplanmasında belediyelerimize büyük görevler düşmektedir. Belediyelerimiz sıfır atık projesine ilişkin uygulamaları ivedilikle hayata geçirmeli, atıkları kaynakta ayrı toplayacak alt yapıyı ve sistemi bir an önce kurmalıdır. Böylece gelecek nesillerimize aldığımız emaneti daha iyi bir şekilde sunma imkanına kavuşacağız.Bu bir haktır, bu bir sorumluluktur.

Sıfır Atık Projesi sistematik bir yapıya dönüştürülmek sureti ile kılavuz niteliği taşıyan bir yönetmelik haline getirilmiştir. Taslak olarak görüşlere açılan Sıfır Atık Yönetmeliği ile kurumlar ve şehirler / belediyeler dâhil tüm atık üreticisi kişi ve kuruluşlar için uygulama yöntemleri ve standartları belirlenmekte olup Bakanlığımıza intikal eden görüşlerde hassas bir şekilde değerlendirilerek bu yöntem ve standartlar şekillendirilmektedir.

Atıkların ayrı olarak biriktirilmesi, ayrı olarak toplanması ve geri dönüşümlerinin sağlanarak bertaraf edilecek atık miktarlarının azaltılmasının sağlanması ekseninde şekillenen Sıfır Atık Sisteminde; kurumlar ve şehirler bünyesindeki uygulamalarda sadece kapasite yönünden farklılık gösterecektir.

Zira, Sıfır Atık Sistemi atık yönetiminde bir standartizasyon sağlayarak hanelerden sanayi tesislerine, kurumlardan şehirlere kadar aynı atık yönetim sisteminin işletilmesini sağlayacaktır. Kurumlar tarafından kurulacak Sıfır Atık Sistemi oluşması muhtemel atık türlerine göre sabit ayrı toplama ve biriktirme sisteminin kurulması üzerinden işletilirken, şehirlerde kurulacak sistem oluşacak atık tür ve yoğunlukları göz önüne alınarak oluşturulacak farklı toplama ve biriktirme sistemlerinin birleşimi üzerinden işletilecektir.

Şehirlerde kurulacak Sıfır Atık Yönetim Sistemi belediyelerin yaklaşımına, imkânlarına, tecrübesine göre şekilleneceğinden dolayı bu proje kapsamında belediyelerden en büyük beklenti Sıfır Atık Yönetim Sistemine pozitif bir yaklaşım sergilemeleri ve şehirlerine ait tecrübelerini bu sistemin kurulum altyapısına aktarmalarıdır. Diğer taraftan, henüz taslak halde olan ve geliştirilme süreci devam eden Sıfır Atık Yönetmeliği kapsamında Belediyelerimiz için sorumluluklar/ yükümlülükler getirilmiştir. Sıfır Atık Yönetim Sistemi kapsamında, tüm cadde ve sokaklarda, haneler ve ticarethanelerde, park ve bahçelerde oluşacak atıkların türlerine göre ayrı toplanması ve biriktirilmesi için gerekli kapasiteye sahip ekipmanların temin edilmesi, bu atıkların toplanması organizasyonun sağlanması, vatandaşların sistem ve sistemin işleyişi hakkında bilgilendirilmesi gibi işlemleri belediyelerin ana sorumlulukları olarak tanımlamak mümkündür.

“DEPOZİTO SİSTEMİ HAM MADDEYE ULAŞMAMIZI KOLAYLAŞTIRACAK”

Ücretli Plastik Poşet uygulamasında gelinen son durumu özetler misiniz? Bunun dışından pipetler ve tek kullanımlık plastik bardakların yasaklanmasıyla ilgili bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?

Plastik poşetler yaygın olarak 1970’lerde kullanılmaya başlanmıştır. Dünyada üretilen ham petrolün %4’ü plastik üretiminde ve bu oranın da %3’ü plastik poşet üretiminde kullanılmaktadır. Dünyada yılda 5 trilyon plastik poşet üretilmekte ve bu da 1 saniyede 160.000 adete tekabül etmektedir. Plastik poşetlerin geri dönüşüm oranı %1’dir. 1 ton geri dönüştürülmüş plastik poşetten elde edilen 11 varil petrole denk enerji tasarrufu sağlanabilmektedir. Karada 800, deniz ortamında ise 400 yılda yok olan plastik poşetler çevreye ve canlılara çeşitli zararlar vermektedir.

Ayrıca poşetler besin zincirine dahil olarak insan sağlığına zarar veren mikro-plastikler olarak adlandırılan daha küçük parçalara ayrılabilmektedir. Ülkemizde satış noktalarında her yıl yaklaşık 30-35 milyar adet plastik poşet piyasaya sürülmektedir. Yaklaşık 15 dakika kullandığımız ama doğada bozunması yüzlerce yıl alan plastik poşetlerin kullanımı her geçen gün artmaktadır. Plastik alışveriş poşetlerinin hızlı bir şekilde çöpe dönüşmesi, hafif ağırlıkları nedeniyle etrafa yayılarak çevre kirliliğini önemli ölçüde arttırması ve mevcut geri dönüşüm oranları çok düşük. Bu yüzden kaynak verimliliğini olumsuz yönde etkilemesi nedeniyle atık yönetimi hiyerarşisinde ilk sırada yer alan “önleme” prensibi kapsamında birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de plastik poşetlerin gereksiz kullanımın engellenmesi için bir takım önlemlerin alınması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu noktada tüm dünyada üzerinde hassasiyetle durulan plastik alışveriş poşetlerinin kullanımı sonucu oluşan görsel ve çevresel kirliliğinin önlenmesi ve gereksiz plastik poşet kullanımının önüne geçilmesi hedeflenmiş ve bu kapsamda 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren ülkemizde tüm satış noktalarında ücretli olarak temin edilmesi yönünde düzenleme yapılmış olup, plastik poşetlerin ücretlendirilmesi ile oluşacak mali kaynak çevre koruma faaliyetlerinde kullanılacaktır. Uygulama gereksiz plastik poşet tüketimini ciddi oranda azaltacak olup tüketicileri alışveriş yaparken yanlarında getirebilecekleri, tekrar kullanımlık poşet, çanta, file gibi alternatif kullanımları teşvik edecektir. Uygulama başta bir miktar tepki çekse de halk tarafından benimsenmiş plastik poşet tüketiminde azalma gerçekleşmiş ve çok kullanımlık taşıma ekipmanına dönüş gerçekleşmiştir.

Hayata geçirmeyi planladığınız depozito uygulamasından bahseder misiniz?

Uygulandığı ülkelerde % 90’lara varan toplama ve geri dönüşüm oranına ulaşan depozito sisteminin ülkemizde de kurulması, böylece atık toplama ve geri dönüşüm oranlarında artış sağlanması, sanayimizin ihtiyaç duyduğu kaliteli ve temiz ham madde temini yanında ham madde ihtiyacı nedeniyle gerçekleşen ithalatın ve cari açığın azaltılması hedeflenmektedir. Bu noktada getirilen düzenleme ile Bakanlığın belirleyeceği ambalajlar için depozito uygulamasının zorunlu tutulması hükme bağlanmıştır.

Bakanlık yapacağı düzenlemeler ile depozito sisteminin işleyişini ve hangiambalajlara depozito uygulamasının zorunlu tutacağını günün koşullarına göre belirleyecektir.