SONSUZ ENERJİ KAYNAĞI: GÜNEŞ

21 Şubat 2025

Güneş enerjisi, kurulum ve kullanım kolaylığı olmasının yanı sıra çevreyi kirletmemesi ve zararlı atık oluşturmaması gibi özelliklere sahip bir yenilenebilir enerji kaynağıdır. Bu derece büyük ve yenilenebilir enerji kaynağının değerlendirilmesi adına yapılan çalışmalar son dönemde tüm dünyada hız kazandı. Ülkeler fosil kaynakların çevreye verdiği zararlardan kaçınmak için yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırıyor. Bu sayede güneş enerjisinden ısı ve elektrik üretimi ile ilgili birçok araştırma yapılmakta ve kullanım yıllar geçtikçe artmakta.

Güneş, yaklaşık 3,9×1026 W güç yayan, temiz ve tükenmez bir yenilenebilir enerji kaynağıdır. Güneşten yayılan bu enerjinin çok az bir miktarı dünyaya ulaşmakta. Atmosferin dış yüzeyindeki her metrekareye ortalama 1.367 W güç düşmekte. Atmosfer, gelen bu ışımanın genellikle X ışınlarından ve ultraviyole ışınlardan oluşan bir kısmını emerken bir kısmını ise yansıtmakta. Güneş enerjisinden elektrik üretimi için birden fazla metot olmasına rağmen genel olarak eğilim güneşten gelen ışığın doğrudan elektriğe çevrildiği fotovoltaik sistemlere yoğunlaşmış durumda.   

Ülkemiz, coğrafi konumu nedeniyle önemli bir güneş enerjisi potansiyeline sahip. Türkiye Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlasına (GEPA) göre, ortalama yıllık toplam güneşlenme süresi 2.741 saat olup ortalama yıllık toplam ışınım değeri 1.527,46 kWh/m2 olarak hesaplandı.

Güneş ışınım şiddeti 930-1139 kWh/m2, yıllık güneşlenme süresi ise 1.300 ila 1.900 saat arasında olan Almanya’nın güneş enerjisine dayalı kurulu gücü 2023’te rekor bir büyümeyle bir önceki yıla göre yüzde 29 oranında artış gösterdi; kümülatif güneş enerjisi kapasitesi 84,88 gigavata ulaştı. Buna karşılık, Almanya’dan daha fazla yıllık güneşlenme süresine ve ışınım değerine sahip Türkiye’nin güneş enerjisi kurulu gücü 2024 itibarıyla 18 bin 347 megavata ulaştı. Güneş kurulu gücünün 16.682 MW’ı lisanssız, 1.665 MW’ı lisanslı olarak gerçekleşti. Bu Türkiye’nin güneş enerjisi alanındaki potansiyelini tam olarak değerlendirebilmesi için daha fazla yatırım ve desteğe ihtiyaç duyduğunun bir göstergesi aslında. 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de 11,6 milyon adet bina bulunmakta olup bu miktarın yaklaşık %87’sini konut nitelikli. Türkiye’nin bina stokuna her yıl 100.000’den fazla yeni bina eklenmekte. Bu binaların çatı ve cephelerine önümüzdeki yıllarda büyük miktarlarda güneş enerjisi yatırımlarının yapılabileceği öngörülmekte.

ENERJİ KAYNAKLARIMIZ

Türkiye Ulusal Enerji Planı çalışmasının sonuçlarına göre elektrik tüketiminin 2025 yılında 380.2 TWh, 2030 yılında 455.3 TWh, 2035 yılında ise 510.5 TWh seviyesine ulaşması bekleniyor. 2023 yılında elektrik üretimimizin, yüzde 36.3’ü kömürden, yüzde 21.4’ü doğal gazdan, yüzde 19.6’sı hidrolik enerjiden, yüzde 10.4’ü rüzgardan, yüzde 5.7’si güneşten, yüzde 3.4’ü jeotermal enerjiden ve yüzde 3.2’si diğer kaynaklardan elde edildi.

Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) verilerine göre 2024 Ağustos ayında Türkiye’nin kurulu gücü 113.750 MW’a ulaşırken, toplam santral sayısı da 31.082 adet oldu. Lisanssız güneş kurulu gücü 16.682 MW’a ulaşırken lisanslı güneş kurulu gücü 1.665 MW oldu. Toplam güneş enerji kurulu gücü de 18.347 MW’a çıktı. Rüzgar enerji kurulu gücü  12.312 MW seviyesine yükseldi. Toplam yenilenebilir kurulu gücü de 66.643 MW’a yükseldi.

Güneş Enerjisi Yatırımları Artıyor

Türkiye’nin toplam enerji santrali kurulu gücünün yaklaşık %10’unu oluşturan lisanssız santraller 10,7 GW kurulu güce sahiptir ve yaklaşık %93’ü güneş enerjisidir. 2019 – 2022 dönemindeki yönetmelik değişiklikleri ile lisanssız santrallerden elektrik üretiminin kişi ve kurumlarda öztüketim bazına indirgenmesi hedeflendi. Bu doğrultuda, elektrik maliyetlerinden tasarruf yapmak, fosil yakıt kaynağı olan emtialarda yaşanan fiyat dalgalanmalarından korunmak isteyen, karbon emisyonlarını azaltmayı hedefleyen ve gelişmiş ülke pazarlarında rekabetçi olmayı amaçlayan şirketler GES ağırlıklı lisanssız santral yatırımına öncelik vermekte.

Lisanssız elektrik üretiminin güneş enerjisi üzerinde yoğunlaşmasının temel sebepleri arasında güneş paneli maliyetlerinin sabit bir düşüş trendi göstermesi, Türkiye’nin güneş ışınımı potansiyeli, güneş enerjisinde verimliliğin santral ölçeğine bağlı olmaması ve güneş paneli kurulumunun diğer teknolojilere nispeten sağladığı operasyonel kolaylıklar gösterilebilir.

2019 yılından itibaren yapılan düzenlemelerle birlikte, lisanssız santrallere ilişkin şartlar önemli ölçüde değiştirildi. Güncel durumda, yapılan düzenlemeler lisanssız elektrik üretimini sadece öztüketim ihtiyacını karşılamaya yönlendirmekte. Farklı sektörlerden çok sayıda şirket öztüketim amaçlı lisanssız GES kurulumu yapmakta. EPDK, 2023 sonu itibarıyla lisanssız GES başvurularının 35 GW seviyesine ulaştığını açıkladı.

1 Ekim 2023’te AB ithalatlarındaki karbon emisyonlarını düşürmeyi amaçlayan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın geçiş dönemi başladı. Elektrik enerjisi, SKDM kapsamında yüksek karbon emisyonu içeren sektörler arasında sınıflandırılıyor. Bu sebeple, elektrik tüketimi yüksek olan pek çok büyük şirket de SKDM kapsamında karbon vergisine tabi tutulmamak amacıyla öztüketimlerini lisanssız GES ile karşılamaya başladı.

Türkiye Ulusal Enerji Planında Güneşe Büyük Pay Biçiliyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Türkiye’nin 2053’te net sıfır emisyona ulaşması hedefiyle hazırladığı Türkiye Ulusal Enerji Planı’nda, yenilenebilir enerji kaynakları arasında en büyük kapasite artışı güneş enerjisinde hedefleniyor. Türkiye’nin 2020 sonunda 6,7 gigavat olan güneş enerjisi kurulu gücünün 2035’te 52,9 gigavata yükseltilmesi planlanıyor. Bu da güneş enerjisi kurulu gücünün 2035 itibarıyla yaklaşık yüzde 500 artması anlamına geliyor.

Bugün birincil enerji tüketiminde fosil yakıtların egemen olduğu Türkiye’de, söz konusu kapasite artışlarının gerçekleşmesi durumunda, elektrik üretiminde kömür ve doğal gazdan üretimi kapsayan termik santrallerin 2020’de yüzde 57,6 olan payı, 2035’te yüzde 34,2’ye çekiliyor. Güneş enerjisinin payı yüzde 16,5’e, rüzgâr enerjisinin payı yüzde 17,7’ye, nükleerin payı yüzde 11,1’e ulaşırken, hidroelektriğin payı yüzde 17,3’e düşüyor.

HIT-30 Programı ile Güneş Enerjisi ve Depolamaya Önemli Destek

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye’nin yüksek teknoloji yatırımlarını desteklemek amacıyla 30 milyar dolarlık Yüksek Teknoloji Yatırım Programı’nı (HIT-30) tanıttı. Bakanlık, ilk etapta ilan edilen 6 çağrı ile önemli teknoloji alanlarında kalkınmayı hızlandırmayı ve en az 20 milyar dolarlık özel sektör yatırımını ülkeye kazandırmayı hedeflediklerini belirtti. HIT-30 Programı’nın Türkiye’nin yüksek teknoloji ve yeşil enerji alanlarındaki uluslararası rekabet gücünü artırması bekleniyor. HIT-30 Programı, Türkiye’nin güneş enerjisi sektöründeki potansiyelini ortaya çıkarmak ve ülkemizi yenilenebilir enerji alanında öncü konuma getirmek adına büyük bir fırsat sunacak. Bu program, yerli ve yabancı yatırımcılar için cazip fırsatlar sunarak, ülkemizin ekonomik ve teknolojik dönüşümüne önemli katkılar sağlayacak.

HIT-30 Programı, yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli yeni yatırımlar için önemli destekler sunuyor. Bu kapsamda duyurulan çağrılarda; güneş enerjisi için 2,5 milyar dolar, enerji depolama için 4,5 milyar dolar, elektrikli araçlar için 5 milyar dolar, çip üretimi için 5 milyar dolar, rüzgar enerjisi için 1,7 milyar dolar ve Ar-Ge için 1 milyar dolar bütçe ayrılmış durumda. HIT-30 Güneş çağrısı kapsamında, hücre üretimine ingot aşamasından başlayan ve yıllık asgari 5 GW üretim kapasitesine sahip yatırımlar desteklenecek. Bu çağrı ile MW üretim kapasitesi başına 8.000 dolara kadar hibe desteği sağlanacak ve toplam destek bütçesi 2,5 milyar dolar olarak açıklandı. Yüksek yerli katkı ve Ar-Ge merkezi yatırımlarını da içeren bu destek programıyla, yıllık toplam 15 GW’lık hücre üretim kapasitesi oluşturulması hedefleniyor. Yatırımcılara %60’a varan vergi teşviği, istihdam desteği, yatırım yeri tahsisi ve vergi muafiyetleri gibi çeşitli destekler sunulacak.

HIT-30 Batarya çağrısıyla, yıllık en az 5 GWh üretim kapasitesine sahip batarya ve aktif malzeme üretim tesisi yatırımları desteklenecek. Bu çağrı ile MWh üretim kapasitesi başına 6.000 dolara kadar hibe desteği sağlanacak ve toplam destek bütçesi 4,5 milyar dolar olarak açıklandı. Bu programla, 2030 yılında toplam 80 GWh üretim kapasitesine ulaşılması planlanıyor. Bu çağrı kapsamında, %60’a varan vergi teşviği, istihdam destekleri ve yatırım yeri tahsisi gibi çeşitli destekler sunulacak.

Elazığ’da Devlet Su İşleri (DSİ) 9. Bölge Müdürlüğünce Keban Baraj Gölü’ne kurulan 1 megavatlık Kuzova Yüzer Güneş Enerjisi Santrali (GES), gelecek ay elektrik üretimine başlayacak. Yüzer güneş enerjisi santralinden yıllık 1 milyon 806 bin kilovatsaat enerji elde edilmesi hedefleniyor.

Güneş Paneli Üretiminde Neredeyiz?

Türkiye’de tam otomatik üretim ile fotovoltaik panel üretimi yatırımları 2011 yılında başladı.

Panel üretimi gerçekleştiren birçok şirket bulunmakta ancak tüm aşamalarda üretim yapan sadece bir şirket var. Kalyon PV, hücre üretimi gerçekleştiren ve hücre öncesi aşamalarının tümünde faaliyet gösteren tek firma konumunda. Kalyon PV, güneş paneli, hücre, wafer ve ingot üretimi aşamalarını tek çatı altında toplayan ‘dikey entegre’ üretim fabrikası ile güneş paneli değer zincirinin her aşamasında yer almakta.

Güneş paneli teknolojilerinin zaman içerisinde ilerlemesi, Türkiye’deki güneş enerjisi kurulu gücünün hızlı bir şekilde artış göstermesi ve üretim maliyetlerinin düşmesi sebebi ile Türkiye’de bu alanda pek çok oyuncu üretim yapmakta. Pazardaki oyuncu sayısının fazla olmasına rağmen, Türkiye’deki panel üreticilerinin büyük bir çoğunluğunun 1 GW seviyesinden daha az üretim kapasitesine sahip olduğu, 1 GW üzeri kapasiteye sadece 8 şirketin ulaştığı gözlemlenmekte.

GES Kurulum Maliyeti Daha Düşük

Güneş enerjisi sistemleri, gerek diğer yenilenebilir enerji teknolojilerine göre kurulum maliyetlerinin daha düşük olması açısından gerekse bina çatıları gibi tüketim tesislerinin hemen yakınında tesis edilebildikleri için son zamanlarda daha çok talep görüyor. Şebekeye bağlı (on-grid) GES maliyeti için genel kalemler şu şekilde listeleniyor: Solar panel, solar inverter ve varsa optimizer, taşıyıcı konstrüksiyon sistemi, DC kablo, AC kablo, AC Pano ve diğer elektriksel bileşenler, elektrik ve statik projeler ve proje harçları, SCADA (izleme ve haberleşme sistemi)  işçilik, iş makinesi ve nakliye. Şebekeden bağımsız (off-grid) sistemler ve şebeke bağlantılı depolama sistemleri içinse bu maliyetlere akü maliyetinin de eklenmesi gerekiyor.

Çatılar Elektrik Üretimi İçin Kullanılmalı

Araştırma şirketi Ember’in yaptığı analize göre, Türkiye’de çatı üstü güneş enerjisi potansiyeli en az 120 GW’lık bir kapasiteyi işaret ediyor. Bu potansiyel, Türkiye’nin 2022 yılı toplam elektrik tüketiminin yüzde 45’ini karşılayacak bir elektrik üretimine denk geliyor. Ember’ın çalışmasında, deprem sonrası afet bölgesi ilan edilen 11 il dışındaki 70 ilin yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri incelenerek, çatıların güneş panelleri için uygunluğu belirlendi. Bu analizde, her çatının optimal açılarıyla üretim potansiyeli ve çatı türüne göre uygulanan düzeltme faktörleri dikkate alınarak detaylı bir değerlendirme yapıldı. Elde edilen verilere göre, çatı GES’lerin kurulmasıyla Türkiye’nin enerji dönüşüm hedeflerine ulaşması mümkün görünüyor. Çatı GES’lerin avantajları arasında arazi gereksiniminin olmaması, üretimin tüketimle aynı noktada sağlanabilmesi ve herkesin katılımına açık olması bulunuyor. Ayrıca, çatı GES’lerinin kurulmasıyla Konya’da faturalanan elektrik tüketiminin yüzde 113’ü, Ankara’da yüzde 88’i ve İzmir’de yüzde 76’sının karşılanabileceği belirtiliyor. Bu potansiyelin yanı sıra, çatı GES’lerinin ekonomik etkileri de dikkat çekici. Konutlara ve kamu kurumlarına finansal teşviklerle birlikte yılda 3,6 milyar dolar tasarruf sağlayabileceği öngörülüyor.

Dünya nüfusunda gözlemlenen hızlı artış ile birlikte gıda ve enerji ihtiyacı da artmakta. Bu alanda yüksek çözüm sunma potansiyeli taşıyan agrisolar, tarım uygulamalarını güneş enerjisi sistemleri ile entegre eder, tarım ve enerji sektörünü bir araya getirerek karşılıklı faydalanılabilir bir model sunar. Agrisolar (Tarım GES), tarım makinelerinin gücünün güneş enerjisinden sağlaması, tarım alanlarındaki çatılara güneş enerjisi panellerinin yerleştirilmesi gibi uygulamaları kapsamanın yanı sıra, Agrivoltaic (Agri-PV) çözümleri ile panel kurulumu ile tarımsal faaliyetlerin güneş ışığı yönetimi gibi farklı perspektifler gözetilerek entegre edilmesini de ifade eder. Bulundukları iklime göre panellerin gölgelemesi ile güneş ışığı yönetilerek gıda üretiminde verimlilik arttırılabilirken, güneşlenme potansiyeli yüksek alanlara kurulum yapılması elektrik üretiminin artırılmasını da sağlar.


Tarım+Güneş= Agrisolar

Birçok ülkede örneklerine sıkça rastlanmaya başlanan agrisolar, yüksek kurulum potansiyeli taşımakta. Sürdürülen tarım faaliyeti ile entegre edildiği sürece, yükseltilmiş güneş panelleri ile ekinlerde, seralarda; yere kurulum ile hayvancılık alanında agrisolar uygulamaları yapılabilmekte. Panel üreticileri agrisolar uygulamalarında kullanılması kapsamında Ar-Ge çalışmaları sürdürürken, ülkeler de agrisolar uygulamalarının gelişimini desteklemekte, bu konuda teşvik ve düzenleyici çerçeveler belirlemekte.

Ankara’da kurulan Ayaş Tarım GES, Türkiye’nin ilk güneş takip sistemli güneş enerjisi santralidir. Toplam 122 kW güce sahip sistemde yükseltilmiş paneller kullanılmış, elektrik üretimi ve tarım faaliyetlerinin bir arada sürdürülmesi sağlandı. ODTÜ-GÜNAM tarafından yürütülen projeye Kalyon PV panel, CW Enerji ise invertör desteği sağladı. Ayrıca ODTÜ – GÜNAM projeleri kapsamında 2024 yılında da Kayseri’de 1, Bursa’da 2 adet olmak üzere tarım GES projesi planlanmakta.

Enerjisa Üretim, İstanbul’da 20 kW güce, 24 KWs depolama kapasitesine sahip Agrisolar sistem projesi Komşuköy’ü başlattı. Komşuköy projesi kapsamında, sistemin kendi tüketimi için elektrik üretimi yapılırken, gölge toleransı yüksek bitkiler üzerinde ürün verimliliği açısından çalışmalar da yapılacak.

Yüzer GES

Yüzer GES, güneş panellerinin, su yüzeyinde yüzen platformlar üzerine monte edilmesi ile oluşturulan güneş enerjisi sistemleri. Arazisi kısıtlı olan ülkelerde alan potansiyelinde artış sağlarken, hidroelektrik barajlar gibi mevcut şebekelere yakın su alanlarına kurulum yapılması ile karaya kurulan güneş enerji santrallerine göre farklı avantajlar sağlayabilmekte. Sağladığı avantajlar göz önünde bulundurulduğunda yüzer güneş enerji santralleri, sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunmak ve enerji üretiminde güneş enerjisinden daha çok faydalanabilmek adına yüksek potansiyel taşıyan teknolojilerdir.

Aydem Yenilenebilir Enerji yüzer GES çalışmalarına başladı. Adıgüzel HES için 24,1 MW, Göktaş HES için 5,6 MW ve Dalaman HES için ise 1,4 MW yüzer GES yatırımı planladığını açıkladı. Elazığ’da Devlet Su İşleri (DSİ) 9. Bölge Müdürlüğünce Keban Baraj Gölü’ne kurulan 1 megavatlık Kuzova Yüzer Güneş Enerjisi Santrali (GES) üretime başladı. Türkiye’nin ilk yüzer güneş enerjisi santralinde yıllık 1 milyon 806 bin kilovatsaat enerji elde edilmesi hedefleniyor. Yüzer GES’in 15 dönüme kurulan ve faaliyete geçen 2 megavat kapasiteli karasal GES ile bölgedeki 47 bin 830 dekar arazinin sulanması için kullanılan enerjinin yaklaşık yüzde 40’ını karşılaması hedefleniyor.

Hibrit Santraller

Güneş enerjisi santralleri sağladığı düşük kurulum maliyeti, kurulum kolaylığı gibi avantajlar ve hibrit enerji santralleriyle entegrasyon kolaylığı sebebiyle, hibrit enerji santrallerinde ikincil kaynak olarak diğer enerji santrallerine göre daha çok tercih edilmekte.

Şubat 2024 itibarıyla lisansı yürürlükte olan toplam 247 hibrit santral bulunmakta olup, bu santrallerin 246’sının yardımcı kaynağı güneş enerjisidir. Lisansı yürürlükte ve yardımcı kaynağı güneş olan hibrit santrallerin toplam yardımcı kaynak kurulu gücü 2,5 GW’a ulaştı. Bu santrallerin yaklaşık 540 MW’lık kısmı faaliyette olup, yaklaşık 1,9 GW’lık kısmının faaliyete geçmesi beklenmekte.

Verimliliğini Yitirmiş Orman Alanlarında GES

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan yönetmelik değişikliği sonrası verimliliğini yitirmiş orman alanlarında güneş enerjisi santrali kurulumu için lisans verilmesine izin verildi. Bu düzenleme, hibrit güneş enerjisi santrali kurulumlarının inşaatı ve uygulamasını kolaylaştırmak ve hibrit güneş enerjisi santralleri kurulumunu teşvik etmeyi amaçlamakta. Bu yönetmelik değişikliğinin duyurulmasının takiben, 10 adet kömüre dayalı termik santral yardımcı kaynak lisansı aldı. Ana kaynağı kömüre dayalı termik santral olan hibrit santraller toplamda 243 MW güneş enerjisi kurulu gücü oluşturmakta.

Üzerinde Yürünebilir Güneş Paneli

Türkiye’de faaliyet gösteren yerli enerji şirketi Ankara Solar Enerji, hem konut hem de ticari projeler için üzerinde yürünebilir kaymaz yapıda güneş paneli çözümünü PV Floor’u tanıttı.

Şirket, kayma yapmayan cam kaplamaya sahip 30 W ve 120 W’lık güneş panellerinden oluşan bu seriyi, Avrupa ve ABD pazarlarına sunuyor. PV Floor, hem zemin kaplama hem de enerji üretimi işlevi görebilen bir ürün olarak dikkat çekiyor. PV Floor serisi, konut projeleri ve ticari alanlarda, alışveriş merkezleri, otoparklar, teraslar, park alanları, gemi güverteleri, yollar veya kaldırımlar gibi yerlerde kullanılmak üzere tasarlanmış durumda.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Güneş Enerjisi Sistemleri Yatırımlarına Devam Ediyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, güneş enerjisi sistemlerine yaptığı yatırımı ‘İBB Tesislerinde Güneş Enerjisi Sistemi Yatırımları Tanıtım Toplantısı’yla vatandaşların bilgisine sundu. Toplantıda konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Park Bahçeler Dairemiz bünyesinde, sadece 2 adet güneş santrali vardı 2019 yılında. Ama bu zaman dilimi içerisinde yaptığı yatırımla, 60 tesisin yapımını tamamlayarak ciddi bir yatırım yapmış bulunuyor. Bu anlamda kurulu bulundukları binalarda da yüzde 45’e yakın elektrik ihtiyacını karşılar halde. Hedefimiz; inşallah 2029 yılına kadar, belediyemiz binalarında enerji ihtiyacının tamamını güneşten sağlayacak seviyeye gelerek, yüzde 100 çevre dostu bir kurum, çevre dostu binalara sahip bir kurum haline gelmek. Bu sayede, yıllık 148 bin ton karbondioksit salımını da engellemiş olacağız.” dedi.