Ulaşım Optimize Edilecek Karbon Ayak İzi Azalacak

2 Mart 2021

Kargo araçları, şehir içi dolmuşlar, taksiler, iş yeri servisleri, marketlere sebze ve meyve taşıyan araçlar her saat şehrin yollarında… Metropol yaşamının olmazsa olmazı bu araçlar, ihtiyaçlarımızı karşılarken aynı zamanda karbon emisyonunun önemli bir kısmını doğaya salmalarıyla küresel ısınmanın da ana tetikleyicisi. Peki ulaşımı optimize ederek şehirlerdeki karbon ayak izimizi en aza indirebilir miyiz? İSBAK’tan tanıdımız Muhammed Alyürük, işte bu büyük proje için çalışıyor ve nasıl olabileceğini anlatıyor.

United Group – Teknoloji Grup Başkanı Muhammed Alyürük

İstanbul dünyanın en önemli metropol kentlerinden bir tanesi ve her metropol kent gibi bu şehir de küresel ısınmaya yol açan fosil yakıtların sebep olduğu karbon salınımını artıran bir merkez. Dolayısı ile İstanbul gibi bir şehrin karbon ayak izini en aza indirmek diğer metropoller için de iyi bir örnek olabilir.

Peki bu nasıl olacak? Şehirde her türlü ulaşımı optimize etmek, ana taşıma faaliyetlerinin bir datasını çıkartmak ve bu veriye göre en çok ürünü ve insanı en az enerji ile taşımak…. İşte sihirli formül bu. Kargo araçlarını, meyve-sebze taşıyan araçları, yolcu taşıyan minibüsleri ve hatta işyerlerine çalışanlarını taşıyan servisleri… Bunca karmaşık ulaşım ve lojistik faaliyetini optimize etmek mümkün mü?

“Elbette mümkün” diyor, Muhammed Alyürük bu soruya. Zira Türkiye’nin yerli bilişim ve elektronik şirketlerini bünyesinde bulunduran United Grup bir süredir geliştirdiği çözümler ile şirket servis operasyonlarını optimize ediyor. Şirket servisleri optimize edilebiliyorsa, neden diğer yolcu taşıma ve lojistik araçları optimize edilmesin ve neden taşımacılık tamamen elektrikli araçlarla yapılmasın? Lakin birçok farklı şirket ve şahıs işin içindeyse bu nasıl mümkün olabilir ve başarıldığında karbon ayak izimizi ne kadar azaltabilir? İşte bu soruların cevaplarını Muhammed Alyürük versin.

Daha önce İBB’nin akıllı şehirler üzerine çalışan iştiraki İSBAK’tan tanıdığımız Muhammed Alyürük, United Group Teknoloji Grup Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi oldu. Üzerinde çalıştıkları projeleri büyük bir heyecanla anlattı. O anlattıkça biz daha büyük bir heyecana kapıldık. Geleceğin şehirleri nasıl şekillenecek, gelin bilim kurgu filmi gibi bir röportajı birlikte okuyalım!..

ŞEHİRLERDE MİKROMOBİLİTE ÇÖZÜMLERİNE ODAKLANDIK

Biz sizi İSBAK’tan tanıyoruz. Teknoloji şirketlerinize, tecrübe ettiğiniz şehir teknolojileri alanından ne gibi deneyimlerinizi taşımış oldunuz?

Öncelikle grup şirketimiz Mahrek Teknoloji olarak geçmiş dönemde uzmanlaştığımız ve yoğun tecrübemiz olan akıllı şehirler ve şehir yönetimi için ihtiyaç duyulan projeleri çok yeni uygulamalar ile hayata geçirmeye odaklanmış durumdayız. Şirketlerimizi, bu dönemde birer sistem entegratörü olmaları hedefi ile modelleyerek bulundukları faaliyet alanlarında yeni iş birliktelikleri ile güçlendirmeyi planlıyoruz. Zira teknoloji grubumuz, şirketlerimiz yanında sturtup, KOBİ ve sektörümüzdeki uzman şirketler ile yeni büyük projelere imza atarak büyümeye devam edecek. Öncelikle Ortem’in otomotiv ve savunma sanayii alanında faaliyetlerini artırmasını hedefliyoruz. Ülkemizin yerli otomobili TOGG ile önemli iş birlikteliklerine imza attık, milli otomobilimizin belirli elektronik modüllerini Türk Mühendislerinin emeği ile tasarlayıp yerli ve milli olarak üreteceğiz.

ODAĞIMIZ ULAŞIM

Şehirlerimiz ile ilgili de çok yenilikçi, ses getirecek projeler geliştirmeye devam ediyoruz. Şu anda odağımıza; başta mikromobilite, elektrikli ve otonom araçlar olmak üzere ulaşımı almış durumdayız. Geçtiğimiz günlerde Ulaştırma Bakan- lığımız şehirlerde mikromobilite çözümlerinin kullanımı, yani scooterların, elektrikli bisikletlerin kullanımı, paylaşım servislerinin hayata geçirilmesi üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Biz de bahsettiğim elektrikli araçlar ve akıllı şehir çözümleri başlığı altında mikromobilite çözümlerinden başlayarak yavaş yavaş ulaşım alanında kullanılacak bu tarz araçların yerli ve milli olarak ülkemize kazandırılması üzerine faaliyetler gösteriyoruz. Burada bahsettiğim konu; yurtdışında üretilmiş hazır çözümleri, scooter ve bisikletleri ülkemize getirip şehirlere dağıtmak şeklinde değil. Biz şehrin yoğunluğunu azaltacak, özellikle son kilometre kullanımı için büyük ihtiyaç olan daha çevreci araç ve lojistik teknolojilerinden bahsediyoruz. Bu konuda da yeni bir şirket yapılanmamız olacak ve ülkemizde ilk defa milli otomotiv mühendisliği ile elektrikli platform araçları ile kargo taşımacılığı gibi alanlarda faaliyet gösterecek milli elektrikli kargo bisikletlerinin üretimi üzerine çalışmalar gerçekleştireceğiz. Lojistik alanında bu araçlara özel optimizasyon yazılımları ile çalışan uçtan uca lojistik operasyon platformu oluşturacağız. Filo yönetimi, araç takip sistemleri alanındaki tecrübemiz, sahada yönettiğimiz on binlerce araçtan elde ettiğimiz veri ve farklı uzmanlıklara sahip teknoloji şirketlerimizin çalışmaları ile şehirlerimizde yeni bir taşımacılık sistemini hayata geçiriyor olacağız.

Bu süreç ile ilgili araştırmalarımız sonrası ilk tasarım çalışmalarımızı tamamlayarak pilot üretimlerimize odaklanmış durumdayız. Nasıl milli otomobilimiz TOGG, ülkemiz için büyük bir öneme sahip ve ülkemizin otomotiv sanayinin geleceği ise biz de elektrikli araç teknolojisi ile bir milli bir platform üreteceğiz. Bu platform yüzde yüz elektrikli olacak. Bu platform üzerinde isterseniz kısa mesafedeki bir kargo taşımacılığı, isterseniz kısa mesa- fedeki yolcu taşımacılığı, bir tarım aracı, askeri bir araç ya da nasıl bir fonksiyona ihtiyacınız varsa bunu yerleştirip kullanabilir olacaksınız.

Teknoloji şirketlerimiz ile burada imza atmaya çalıştığımız dönüşüm; bugün dünyada trend olmuş paylaşım servisleri ve ulaşım hizmetinin servis olarak alınabildiği çözümlerin üretilmesi ve geliştirilmesine dayalı, karbon ayak izini ortadan kaldıran elektrikli araçların şehirlerin her alanında kullanımını sağlamak. Şehirde ihtiyaç duyduğunuz her anda size mobilite sunacak farklı elektrikli araçlar ile ihtiyacınızı karşılayacak, ana toplu ulaşım hatları arasındaki bağlantı dahil olmak üzere, kapıdan–kapıya ulaşım ve taşımacılığın çevreci, kolay, yaygın ve sürdürülebilir çözümleri ile yanınızda olacağız.

DAHA DÜŞÜK MALİYETLE DAHA HIZLI KARGO TAŞIYACAĞIZ

İşin kargo bölümünü sorayım. Şu an birçok kargo şirketi var ve bütün bu kargo şirketlerini tek çatı altında toplamak mümkün olacak mı ve neden bu sistemi tercih etsinler?

Neden etmesinler? Şayet biz onlara, optimize edilmiş bir kargo dağıtımı sistemi kurabilirsek, daha az maliyetle, daha fazla paketi, daha hızlı taşımalarını sağlarsak, yakıt-araç ve personel giderlerini en aza indirebilirsek, neden tercih edilmesin?

Şehirlerimizde taşımacılık yapan yüzbinlerce araç hareket ediyor. Yolcu taşımak için, öğrenci-işçi taşımak için veya ürünleri bir noktadan bir noktaya ulaştırmak için. Şu an geliştirdiğimiz elektrikli araç platformu dışında bir diğer hedefimiz de mevcutta çalışan veya taşıma yapan kargo ve servis araçlarının yüzde 20-25 oranında verimlilik sağlayacak, taşıma sürelerini azaltarak seyahat sürelerini optimize edecek, operasyonel mükemmellik ve verimlilik oluşturan bir uygulama. Amacımız koltuk paylaşımından, rota optimizasyonu, taşımacılık yapan servis araçlarının sayısını azaltan ve müşterinin, personelin konforunu sağlayabilecek olan bir çözüm. Bu konuda aktif olarak birçok şirkete de işyeri servisleri hususunda hizmet veriyoruz. Pandeminin etkisi ile çözümlerimize yeni eklentiler de yaptık. Servislerimizde personel kartlarını okuyabilecek bir okuyucumuz var. Eğer bir personel COVID-19 teşhisi ile bildirilirse -o gün serviste olanlar kimlerdi- bilgisini tek tek arayıp bulmak yerine, sistem otomatik olarak gittiği güzergahlarda kimler yolculuk yaptıysa onun raporunu verebiliyor. Yine geliştirdiğimiz akıllı bileklikler ile istenirse personel takibi ve iş yerinde temaslı olunan personelin de tespiti sistem üzerinden gerçekleştirilebiliyor.

PİLLER NASIL İMHA EDİLECEK?

Bahsettiğiniz elektrikli araçlar bölümü çok ciddi. Küresel ısınmaya yol açan karbon ayak izi konusunda çok ciddi bir adım gibi görünüyor. Benim merak ettiğim bir şey var. Bu elektrikli araçlar arttığı zaman kişi başına düşen elektrik kullanma miktarı da artmış olacak. Bu durumun karbon ayak izi artımına yol açmaması konusunda bir öneriniz var mı?

Alternatif enerji kaynaklarına yönelik ülkemiz çok ciddi yatırımlar yapıyor. Güneş enerjisinin kullanılması, rüzgar enerjisinin kullanılması vs. Alternatif enerjinin kullanılması çok mümkün. Karbon ayak izi oluşturduğumuz doğaya zarar veren dizel yakıtlar, benzinli yakıtları elde edip daha sonra onları doğaya salıp sonrada ürettiğimiz bu kirliliği bertaraf etmek için tükettiğimiz enerji ile, alternatif enerji kaynaklarından elde ederek elektrikli araçlarda kullandığımız elektrik arasında dağlar kadar fark var diyebilirim. O yüzden elektrikli araçlar geleceğin olmazsa olmazları. Teknoloji şu anda nerede tıkanıyor? Pil teknolojisinde tıkanıyor. Uzun mesafelere gidebilmek için ihtiyaç duyulan kapasite, hızlı şarj özelliği gibi ihtiyaçlar şu anda teknolojide en önemli darboğaz. Çok yakın gelecekte onlar da aşılacaktır. Özellikle Norveç, Danimarka gibi ülkeler 2025 yılı itibari ile şehirlerinde fosil yakıtlı araçlar kullanmayı tamamen yasaklayacaklar. Birçok ülkede sürdürülebilir şehir çalışmaları var. Buna en basit örnek olarak planlama çalışmaları 12 yıldan fazla sürmüş olan Stockholm Royal seaport projesi gösterilebilir. Proje genelimde bölge içerisine şu an fosil yakıtlı araçlar girmiyor. Çöp kamyonu gibi zorunlu ihtiyaç gibi görünen hizmet araçları da girmiyor. Her binanın önünde konumlandırılmış olan vakumlu çöp toplama sistemi var. Bunlar şehrin dışındaki çöp toplama merkezine gidiyor. Evinizin önünde bulunan bu merkezi atık toplama sistemi kendinize ait olan şehir karınız ile kapağını açıyorsunuz, atılan atıklar vakum sistemi ile otomatik olarak transfer edilerek şehrin dışındaki atık toplama merkezine gönderiliyor.

Bahsettiğimiz bu örnekte olduğu gibi gelecekte şehirlerimizde karbon ayak izinin azaltılması için çok farklı uygulamalar ile karşılaşacağız. Low Emission Zone (Düşük Emisyon Bölgesi) uygulamaları , sıkışıklık yönetimi gibi uygulamalar kullandığımız araç teknolojilerinin elektrikli araçlara değişimini destekleyecek. Elektrikli araç kullanımının artması ile de bu gün çok gündemimizde olmayan elektrikli araçların atık pillerin de imha sorunu ile karşı karşıya kalacağız. Piller kullanım sırasında herhangi bir zarara yol açmasa da, kullanımı bittikten sonra diğer atıklar ile beraber bertarafa tabi tutulursa, dış kaplarının delinme olasılığı oluşuyor. Bu da içerdikleri metal ve kimyasal maddelerin toprağa ve suya karışmasına ve çevreyi kirletmesine yol açıyor. Aynı zamanda içerdikleri cıva ve kadmiyum gibi ağır metaller besin kaynaklarına karışarak insan ve çevre sağlığına da zarar verebiliyor. Bu sebeple de pillerin geri dönüşümü ve kazanımı için önemli regülasyonların düzenlenmesi ve buna yönelik altyapı çalışmalarının yapılması kaçınılmaz bir gerçek. Dediğim gibi elektrikli araç kullanımının artışı ile pil geri dönüşümü şehirlerimizin çözmesi gereken önemli sorunlardan bir tanesi olacak. Bizler de yakın gelecekte karşımıza çıkabilecek tüm bu gibi problemlere karşı geri dönüşümde de açığa çıkmamış alt yapı ihtiyaçlarını bugünden sağlamak üzere faaliyetlere odaklanıyoruz.