Avrupa Yeşil Mutabakatı’na Sektörel Bakış

11 Temmuz 2021

Dünyanın en büyük küresel sorunlarından olan iklim değişikliği, geçmişten günümüze hem çevre hem insan sağlığı üzerinde olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Başta Paris Anlaşması olmak üzere birçok mecrada iklim değişikliği ile mücadele, karbon piyasaları, emisyon ticaret sistemi, sürdürülebilirlik ve AB Yeşil Mutabakatı (AYM) gibi birçok konular görüşülmekte ve çalışmalar yapılmaktadır.

Paris Anlaşması ve AB Yeşil Mutabakatı (AYM) ile yeni iklim politikaları ve uygulamaları istenmektedir. Bu yeni politikaların ülkemizi doğrudan ve dolaylı olarak nasıl etkileyeceği enine boyuna tartışılması gereken bir konudur.

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve T.C. Ticaret Bakanlığı, Green Deal yani AB Yeşil Mutabakatı konusunu yakından takip etmektedir. Ayrıca TUSİAD, İTO, TOBB ve bazı ticaret ve sanayi odaları, bazı üniversiteler de bu konu ile ilgili araştırma komisyonları kurmuş olup konu ile ilgili çalışmalar ve araştırmalar yapmaktadır.

AB Yeşil Mutabakatı çevresel hedefine, Avrupa’nın tek başına hareket etmesi ile ulaşamayacağı; tüm dünya ülkelerinin iklim değişikliğinin ve biyolojik çeşitlilik kaybının küresel bir sorun olduğunu kabul ederek önlemler alması gerektiği vurgulanmaktadır.

AB Yeşil Mutabakatı Çeşitli Düzen Unsurları

AB Yeşil Mutabakatını sağlamak için ekonomi, endüstri, üretim ve tüketim, büyük ölçekli altyapı, ulaşım, gıda ve tarım, inşaat, vergilendirme ve sosyal faydalar kapsamında temiz enerji (Yeşil Enerji) politikalarının yeniden değerlendirmeye alınması gerekmektedir. Aynı zamanda iklim fonu, yeşil yatırım fonları, çevre cezaları gibi kaynaklar ile teşvik edilmesi ve bunlara yatırım yapılması gerekmektedir.

Politika değişimleri, yatırımların istenmesi, dönüşüm beklentileri ve bu istenen adımların sadece AB ülkeleri için değil AB ile ticaret yapan bütün ülkeleri kapsayacak bir mutabakattan bahsediyoruz.

Ülkemizin ihracatının %42’si AB’ye yapılmaktadır. Dolayısı ile mutabakat ülkemiz açısından önem kazanmaktadır. Fakat mutabakatın netleştirilmesi ve alt kırılımların iyi sindirilmesi gerekmektedir.

AB Yeşil Mutabakatı şartları tam olarak belli olmasa bile ithal edilen ürünün üretilirken yol açtığı emisyonun, AB’de üretilirken oluşan CO2 emisyonundan fazla olan kısmı için vergi ödenmesi amaçlanmaktadır. Yani AB, çevresel yatırımların kendilerine maliyet oluşturduğunu; bu yatırımı dünyanın da yapması gerektiğini savunmaktadır. Bu durum, emisyonlarını azaltmayan ülkelerin gümrükte karbon vergisi ile karşı karşıya kalacakları anlamına gelmektedir.

Gümrükte karbon vergisi uygulaması ülkemize yeni bir ticaret sistemi anlayışı getirecektir. Lakin şartları, detayları henüz netleşmemiştir. Birçok toplantı, seminerlerde 2021 haziran döneminde devreye alınacağı söylemleri bulunmaktadır.

Günümüzde karbon emisyonları, iklim değişikliği gibi konulara sera gazı hesaplamalarından aşinayız. AYM ile bu emisyon hesaplamalarından farklı olarak, sadece üretimdeki emisyon farkı değil üretilen ürünün yeşil üretim zincirine uygun olarak üretilip döngüsel ekonomiye uygun olup olmadığı da göz önünde bulundurulacaktır.

Ayrıca AB’de “Yeşil Dönüşüm” ve “Dijital Dönüşüm” kavramları mevcut olup, ürünü satacak tesislerin bu dönüşümleri geçekleştirmek için çaba harcayıp harcamadığı veya gerçekleştirip gerçekleştirmediği gibi konular da göz önünde bulundurulacaktır. Bu dönüşümler dışında kaynak yönetimi aşamasından başlayarak ürünün ambalajlanıp transferi yapılana kadar geçen süreçlerde iklim değişikliğini düşünerek hareket etmemiz gerekmektedir.

AB Yeşil Mutabakatı çevresel sürdürülebilirlik açısından olumlu bir yaklaşım sergilemektedir. Fakat izlenecek stratejilerin iyi belirlenmesi gerekmektedir. Sürecin yeni teknolojilere, ham madde değişikliklerine yol açacağı aşikârdır. Bu gibi değişiklikler için AB’nin ve ülkemizin bir fon oluşturması ve iklim değişikliği ile mücadele eden firmalara finansman sağlamaları gerekmektedir. Hali hazırda ithal ham madde, enerji maliyetleri, yatırım maliyetleri gibi külfetlere yol açacaktır. Şunu unutmamalıyız ki çevremizi korumalıyız. Lakin bunun, günümüz şartlarında iyi değerlendirip çeşitli teşvikler ile karbon kaçağına mahal vermeden yapılması gerekmektedir.

Farklı bir yerden bakacak olursak birçok haber kanalı ve yayınlanan rapor demeçlerine baktığımızda Türkiye’nin yenilenebilir enerji sıralamasında AB’de sıralamaya girdiğini görmekteyiz. Yenilenebilir enerji yatırımları da halen devam etmektedir. Bu şekilde yatırım yapan ülkelere bir de gümrükte karbon vergisi (Green Deal) ile ek maliyet oluşturmak tartışılması gereken bir konudur.

Emisyon Ticaret Sistemi

AB Yeşil Mutabakatı dışında diğer bir husus da Emisyon Ticaret Sistemi’dir. Ülkemizde ETS kurulduğu takdirde sistem kapsamında yer alan sektörler olarak emisyonlarımızı düşürmek için yatırım yapmak ya da açığımızı kapatmak için karbon borsasından tahsisat almamız gerekebileceğinden ürün maliyetlerimiz yükselecektir. AB’ye ithalat yapılan ülkede Emisyon Ticaret Sistemi kurulmuş ve çalışıyor ise ya da ETS kurulması için ülke çaba gösteriyorsa, AB Yeşil Mutabakatı kapsamında uygulanacak gümrük vergisinin azaltılması ya da tamamen sıfırlanması öngörülmektedir. Ancak, geçiş döneminde yükselen ürün maliyetleri ile birlikte karbon gümrük vergisinin de uygulanması, rekabet edebilirliği ve zaten zor şartlar altında gerçekleştirilen ihracatımızı olumsuz etkileyecektir.

Kağıt Sektörünü Etkileyecek

AB Yeşil Mutabakatı’na göre istenen bu değişim ile tüm sektörlere yeni ekonomi modeli ve yatırımlar gerekecektir. Emisyonu yüksek demir çelik, çimento sektöründen daha düşük emisyonlu kâğıt sektörüne kadar etkisi olacaktır.

Enerji ve yatırım maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle AB Yeşil Mutabakatı, kâğıt sektörüne ek maliyetler doğuracaktır. 1. hamur 1. kalite yazı tabı kâğıtlarının üretiminde ham madde olarak ithal selüloz kullanılmaktadır. Üretilen ve kullanılan selülozlar FSC 40-004 ve Eko Etiket’li olarak üretilmektedir. Dolayısı ile zaten çevreci bir ham madde kullanılmaktadır. Ham maddesi çevreci olan bir sektör çevreci bir ürün üretmektedir.

Sektörel olarak yatırımların yapılması için teşvik mekanizmalarının bulunması AB Yeşil Mutabakatı’nda daha hızlı ve etkin şekilde ilerlenmesini sağlayacaktır.

Gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere çeşitli vergiler ve yaptırımlar gibi cezai uygulamalar yerine teşvik edici yaklaşımlar sergilemesi gerekmektedir.

Murat Çelebi
Konya Kağıt Sanayi ve Ticaret A.Ş. Çevre Yönetim Temsilcisi