Kurumsal Sürdürülebilirlik Ve Entegre Raporlama

6 Ocak 2021

Geri dönüşüm sektörü, sürdürülebilirlik raporları sayesinde çevreye nasıl bir katkı sağladığını gösterebilir.

Son 15-20 yıldır işletmelerle ilgili literatürde kendine sıklıkla yer bulan “sürdürülebilirlik” kavramı, sadece çevrecilik bağlamında değil, aynı zamanda kurumsal yönetim ilkeleri bağlamında da gittikçe daha fazla önem kazanıyor. Nitekim “sürdürülebilirlik” kavramı, resmi olarak Birleşmiş Milletlerin Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu WCED tarafından dolaşıma sokulmuş ve akabinde UN Global Compact (Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi) ile genel hatları belirlenmiş ise de günümüze kadar gelen süreçte özellikle halka açık veya finansal piyasalardan kaynak toplamak isteyen şirketlere ilişkin düzenlemeler pek çok ülkede zorunlu hale gelmiştir.

Av. Erdeniz Arslan
Avukat

Ülkemizde 2021 yılına kadar (Sermaye Piyasası Kurulu “Sürdürülebilirlik İlkeleri Uyum Çerçevesi”) zorunluluk bulunmasa da yurtdışı fonlarına (borçlanmaya) veya pazar erişimine (ihracat) ihtiyaç duyan kurumsal şirketlerin önemli bir kısmı her yıl sürdürülebilirlik raporlarını yayınlamaya başlamıştır.

Sürdürülebilirlik raporlarında şirketlerin en az 3 ana başlık altında (SPK Tebliğlerinde 4 ana başlık zikredil- mektedir) raporlama yapması beklenmektedir:

  • Ekonomik ilkeler/standartlar
  • Sosyal ilkeler/standartlar
  • Çevresel ilkeler/standartlar Söz konusu raporlama standartları metodolojileri dünyada farklı kurumlarca tanımlanmakla beraber en yaygın kullanılan standartlar sırası ile
  • Küresel Raporlama Girişimi (GRI)
  • Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UNGC)
  • Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Standardı
  • Uluslararası Entegre Raporlama Konseyi (IIRC)
  • ABD merkezli Sürdürülebilirlik Mu- hasebe Standartları Kurulu (SASB) tarafından düzenlenmektedir.

Sürdürülebilirlik raporlarının finansal raporlarla birlikte veya ilişkilendirilerek yayınlanması da Entegre Raporlama kavramını doğurmuştur. İlk olarak beklenmedik bir ülkede, Güney Afrika’da halka açık şirketler için King III yasası ile 2009 yılında zorunluluk (uy ya da açıkla) şeklinde zikredilmekle beraber standartları zaman içinde gelişmiş ve 2013 yılında uluslararası bir üst kurumun IIRC düzenlemeleri ile dünya çapında ortak bir düzenlemeye kavuşmuştur.

Özetle gerek sürdürülebilirlik raporu gerekse de entegre raporlama bir ticari işletmenin sadece kar-zarar veya yıllık iş hacmi gibi kriterlerin değil, aynı zamanda faaliyetlerinin; çalışanlara, çevreye, topluma, tedarikçilere ve müşterilere kattığı değerleri yahut onların diğer değerleriyle bu değerlerin etkileşiminin ilan edilmesini ve kayıt altına alınmasını amaçlamaktadır.

Geri dönüşüm sektörü, ayrıca üretim ve ticaret alanındaki paydaşları ile beraber zaten çevrecilik bağlamında sürdürülebilirlik ile göbekten ilişkili olduğu gibi, kurumsal yönetim ilkeleri açısından da sürdürülebilirliğin kendisi ile iç içedir. Ancak gerek sektördeki şirketlerin çoğunun halka açık (bir anlamda borsaya kote) şirketler olmaması veya ekonomik ölçeklerinin, bu şekilde ek raporlama yapılmasının maliyetleri açısından küçük olması nedeni ile yeterli bilinirliğe ve ilgiye kavuşmuş değildir. Bu durumun sebeplerini daha ayrıntılı listelemek gerekirse:

  • Raporlamanın getireceği ek maliyet,
  • Raporlamanın getireceği ek iş yükü,

• Raporlama esnasında tespit edilen hususların değiştirilmesine karşı şirket içinde gelebilecek kurumsal dirençler,

• Hassas bir takım bilgilerin gizlilik prensibine aykırı olarak açıklan- ması gerekebileceği kaygısı,

• Raporlamanın faydasız yahut yeterince faydalı olmadığı halde, sadece danışmanların, devletin yeni bir sektör oluşturma çabasın- dan başka bir şeye hizmet etmediği düşüncesi.

Esasen bu kaygıların her birinde parça parça haklılık payı olmakla beraber, günümüzün bir gerçeği olan ve hatta gittikçe yaygınlık kazanan bu olgular hakkında bilgisiz ve ilgisiz olmanın getireceği bir fayda da bulunmamaktadır.

Zira böyle bir eksiklik bazı finansman kaynaklarına erişimin zorlaşması bir yana şirketin, işletmenin günlük faa- liyetleri esnasında muhatap olduğu (özellikle kurumsal / kamusal paydaşları ile ilişkilerinde) paydaşların bu raporları yahut bu raporlarda kullanılabilecek verileri talep etmesi halinde çeşitli olumsuzluklara neden olacaktır.

Ayrıca sektör olarak sürdürülebilirlik raporları sayesinde, özellikle kamu idaresine ve topluma yönelik olarak geri dönüşüm ve kağıt sektörünün gerek çevresel gerekse sosyal anlamda nasıl bir katkı ürettiğinin ve farklılık oluşturduğunun ifade edilmesi olanağı ve kamuoyuna sektör ile ilgili oluşan yanlış intibaların önüne geçilmesi imkanı da kazanılabilecektir.