Sektörün Karbon Ayak İzi En Düşük Yeşil Çeliğini Üretiyoruz
25 Ağustos 2021Türkiye çelik endüstrisi son yıllarda ciddi bir gelişim kaydetti. Son 10 yılda yüzde 50’ye varan bir üretim artışı kaydeden sektör, küresel pandemiye rağmen geçen yıl çelik üretimini önceki yıla göre yüzde 6 artırmayı başardı. Böylece Avrupa’daki en büyük rakip Almanya’yı geçerek Avrupa’nın en büyük çelik üreticisi konumuna yükseldi.
Demir çelik sektörü büyürken endüstri aktörleri de büyüyor, yatırımlarını genişletiyor. Tosyalı Holding de bu sanayi kolunda hem yurt içi hem yurt dışında milyar dolarlık yatırımlara imza atıyor. İskenderun’da yatırım büyüklüğü 2,5 milyar doları bulacak çelik üretimi yatırımına başlayan Tosyalı Holding, Cezayir’deki dev yatırımı ile dünyada adından söz ettirir hale geldi.
Geri Dönüşüm Ekonomisi olarak çelik endüstrisinin bu güçlü oyuncusu ile görüştük. Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, şirketlerin mevcut durumu, yurt dışı yatırımlarını, Avrupa Yeşil Mutabakatı, sürdürülebilir üretim ve çevre politikaları ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
Türkiye’nin, küresel ham çelik üretiminde dünyadaki konumu nedir?
Türkiye çelik endüstrisi son yıllarda ciddi bir gelişim kaydetti. Son 10 yılda yüzde 50’ye varan bir üretim artışı kaydettik. 2020 yılında yaşanan salgına rağmen geçen yıl çelik üretimini önceki yıla göre yüzde 6 artırmayı başardık. Böylece Avrupa’daki en büyük rakibimiz olan Almanya’yı geçerek Avrupa’nın en büyük çelik üreticisi konumuna yükseldik. Dünya sıralamasında da 2020 gibi zor bir yılda 8’incilikten 7’nciliğe yükselerek önemli bir başarıya imza attık. Bizimle aynı kulvarda olan ABD, Almanya, Japonya gibi ülkelerde çift hanelere varan üretim düşüşleri yaşanırken Türkiye üretim artışı sağlayan birkaç ülkeden biriydi. Artan çelik yatırımları ve ihracat tarafında yaşanacak normalleşmeyle Türk çelik sektörünün küresel konumunu daha da güçlendireceğini düşünüyorum. AB ve ABD tarafındaki kısıtlamaları düşündüğümüzde, Türk çelik üreticilerinin önümüzdeki dönemde yeni pazarlara daha fazla ağırlık vererek bu dönemi iyi değerlendirmesi gerekiyor. Potansiyel olarak Türk çelik sektörü, küresel çelik üretimindeki mevcut konumunu çok daha yukarıya taşıyabilecek güçtedir.
Türkiye hangi ülkelerden, ne miktarda çelik üretimi için hurda alıyor?
Türkiye en fazla hurda ithalatını ABD’den gerçekleştiriyor. Rusya, İngiltere, Belçika, Hollanda ve Romanya gibi ülkeler de ilk sıralarda yer alıyor. Çelik üretimi için 2020 yılında 22.4 milyon ton hurda ithalatı gerçekleştirildi.
İskenderun’da 2,5 Milyar Dolarlık Çelik Yatırımı
Tosyalı Holding’in şu anki durumunu anlatabilir misiniz? Ne gibi varlıkları var neler üretiyor?
Dünya Çelik Birliği’nin 2020 yılı ilk 100 ham çelik üreticisi listesinde Avrupa’nın en çok büyüyen 2. şirketi olarak 82.sıraya yükselmiş durumdayız. 3 kıtada faaliyette bulunuyoruz. 10 bine yakın çalışanımız var. Dünyada çoğunluğu demir-çelik sektöründe olmak üzere 19 şirketimiz bulunuyor. Dört şirketimizle yer aldığımız İSO 500’ün 2020 listesinde geçen yıla göre sıra- lamalarımızın tamamında yükseldik. Tosçelik Profil ve Sac şirketimiz ile bu zamana kadarki en iyi performansı göstererek 16’ncılığa çıktık. Tüm yurt içi şirketlerimizi konsolide değerlendirdiğimizde şu anda Türkiye’nin en büyük üç çelik üreticisinden biriyiz. Yurt dışında ise Karadağ, Cezayir, Senegal ve Angola’da yatırımlarımız bulunuyor.
Sıcak ve soğuk haddelenmiş yassı sac, rulo veya levha şeklindeki yassı çelik, inşaat ve yapı çelikleri, köşebent ve profil gibi ürünlerden oluşan yarı mamul kütükler, spiral kaynaklı çelik borular, su, doğalgaz ve petrol hatlarında kullanılan ERW boru, ERW kutu profil, çelik granül, alaşımlı ve alaşımsız çelik, filmaşin, inşaat demiri, hadd profil ve köşebent gibi kalemlerden oluşan çok geniş bir ürün yelpazemiz bulunuyor.
2020’de pandeminin getirdiği zorlu koşullara rağmen başarılı bir yılı geride bıraktık. Birçok şirketin küçüldüğü bir dönemde; uzun yıllardır teknolojiye yaptığımız yatırımlar ve sağladığımız verimlilik artışı sayesinde büyümeye devam ettik. Yurt içi pazarda başarılı bir dönemi geride bırakırken ihracat coğrafyamızı da genişlettik. 2020 yılı sonu itibariyle 100’e yakın ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Ara verme- den devam ettiğimiz yatırımlarımızı teknoloji, inovasyon ve sürdürülebilirlik odaklı olarak şekillendiriyoruz. Bu kapsamda İskenderun 2’nci Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) toplam yatırım büyüklüğü 2,5 milyar doları bulacak çelik üretimi yatırımına başladık. Burası dünyada çelik sektörünün gelişmiş teknolojilerini kullandığımız ve Endüstri
4.0 uyumunda bizi küresel rekabette öne geçirecek bir tesis olacak. Tesisimiz devreye girdiğinde yıllık 4 milyon ton yassı çelik üretecek ve Türkiye’nin katma değerli ihracatına da oldukça önemli bir katkısı olacak.
Yurtdışındaki En Büyük Yatırım Tosyalı’nın
Karadağ’da çelik fabrikası satın aldınız 2012’de. Cezayir’de büyük bir yatırımınız devam ediyor. Dünyadaki durumunuz nedir acaba?
Yurt dışında Karadağ, Cezayir, Senegal ve Angola’da yatırımlarımız bulunuyor. Şu anda yurt dışı şirketlerimizin toplam cirosu, Türkiye’deki şirketlerimize ulaşmış durumda. Tosyalı Grubu için Ceza- yir yatırımının ayrı bir yeri var. Burası sadece bir Türk şirketinin yurt dışındaki en büyük yatırımı değil; aynı zamanda dünya çelik endüstrisinde, son yıllarda hayata geçen en önemli komplekslerden bir tanesi.
İlk adımı Cezayir üzerinden attığımız Afrika, Tosyalı Holding olarak büyümek istediğimiz bir bölge. Cezayir’den sonra Afrika’daki ikinci yatırım durağımız Senegal oldu. Burada özel bir ekonomi bölgesi oluşturmak için hazırlıklarımızı tamamladık. Bölge Türkiye’den gelecek her yatırımcıya açık olacak. Her türlü altyapı sağlanmış durumda. Senegal’in ardından yeni yatırım noktamız Angola’da ise demir üretimine ilişkin maden yatırımları yapıyoruz. Bu yatırımla uçtan uca ekosistemimizi tamamlamış bir yapıya kavuşacağız.
Yatırımımız Cari Açığı Kapatacak
Ham madde kaynaklarınız nedir? Çelik ve diğer üretimleriniz için ham maddeyi nasıl temin ediyorsunuz?
Çelik üretiminin temel ham maddesi demir cevheri ve yine çeliğin kendisi yani hurda. Çeliğin sonsuz geri dönüşüm özelliği, çelik üretiminde hurda kullanımını önemli kılmaktadır. Ancak ülkemiz hurda teminini büyük oranda yurt dışından sağladığından burada bir cari açık oluşmaktadır. Döngüsel ekonomiyi bir bütün olarak değerlendirdiğimizde hurda yanı sıra demir cevherine dayalı ham maddeler de kullanarak yapacağımız üretimle ithalatı ikame edebileceğiz. Ayrıca son yıllarda ülkemizde artan sanayi ve üretim yatırımları ile gelişen imalat sektörü de kaliteli hurda kaynağı olarak sektörü destekleyecektir. Böylece hurda ithalatı kaynaklı cari açığın önüne geçebilir olacağız.
Sarıseki yatırımımız bu açıdan bizim elimizi rahatlatacak, bu yatırımın sonucunda Türkiye’nin yıllık yaklaşık 4 milyar dolarlık yassı çelik ithalatını ikame edeceğiz. Cari açığın daralmasına katkı sağlayacağız. Açıkçası sektör olarak teknoloji, inovasyon, sürdürülebilirlik ve bu bağlamda döngüsel ekonomiyi bir bütün olarak değerlendirerek bu tür katma değeri yüksek yatırımları artırmalıyız. Böylece alternatif ham maddeler kullanabilir, hurda ithalatı kaynaklı cari açığın önüne geçebilir ve aynı zamanda katma değerli ihracat gerçekleştirebiliriz.
Çelik Atıklarının Geri Dönüşümünü Yapıyoruz
Ülkemizde çelik ve demir geri dönüşümü ile ilgili neler söyleyebiliriz?
Ülkemizde çeliğin geri dönüştürülmesi ve atıkların dönüşümü konusundaki farkındalık her geçen gün daha da artıyor. Bu konuyu iki farklı yönden ele almak gerekir. Birincisi ülkemizde hurda toplama altyapısı mevcut. Gerekli yasal düzenlemelerle de destekleniyor. Uzun vadede bu alanda ülkemizi daha da güçlendirecek temel konu imalat sektörünün güçlenmesi ve kaliteli hurdanın sanayi üretiminden direkt elde edilmesi olacaktır. İkinci geri dönüşüm potansiyeli ise çelik imalatı sırasında ortaya çıkan cürufun değerlendirilmesi konusudur. Bu amaçla Tosyalı Holding olarak çelikte atıkların geri dönüşümü alanında ülkemizin ilk ve tek örnek yatırımını Tosyalı Harsco ile atmış bulunuyoruz.
Tosyalı Harsco Geri Dönüşüm Tesislerinin iki temel amacı var; birikmiş olan cürufun ekonomiye kazandırılması ve taş ocaklarının çevreye verdiği zararın azaltılması. Bu tesisi hayata geçirmek için 2017 yılında, Amerikan global endüstri şirketi Harsco Corporation ile geri dönüşüme yönelik önemli bir iş birliğine imza attık. Bu kapsamda Osmaniye’de bulunan Tosçelik tesislerinde metal geri kazanım hizmetleri ve cüruf satışı için 7700m2’lik alanda tesisimizi kurduk. Tesisimizde proses atıkları işlenerek hem metal geri kazanımı sağlanıyor hem de farklı sektörlerde kullanılmak üzere yan ürün haline getiriliyor. Yıllık ortalama 1,2 milyon ton cüruf atığı ekonomiye geri kazandırılıyor.
Üstelik sadece grubumuz bünyesindekileri değil ülkemizde tüm sektörün cüruf atığını değerlendiriyoruz. Sağladığımız bu geri dönüşüm, yol yapımından çimento üretimi ve gübre üretimine kadar uzanan farklı sektörlerde ham madde olarak kullanılıyor. Geri dönüştürülen cüruf, gözeneklerine çimento şerbetinin işlemesi ve yüksek aşınma direnci nedeniyle agregadan kat be kat daha üstün bir malzeme haline geliyor. Ayrıca, cüruf ile yapılan asfaltın su geçirgenliğinin bulunması nedeniyle yağmurda araç güvenliğini artırmasının yanı sıra betondan çekme ve basma direnci daha iyi olduğu için depreme karşı da güvenli bir malzeme olarak ortaya çıkıyor.
Doğaya Ve Çevreye Duyarlı Bir Şirketiz
Sürdürülebilir üretim politikanız nedir?
Bugün dünyanın en iyi çelik üreticisi şirketlerinden biri biziz. Rekabetçilik sadece matematiksel karlılıkta değil, üretim başta olmak üzere tüm iş süreçlerinde “Çevresel, Sosyal ve Yönetişim” prensiplerini ne kadar etkin bir şekilde kullanabildiğinizle de ilgili. Artık tüm dünyada aynı ürünü, çevresel etkisini daha iyi yöneten şirketlerden almak bilinçli müşterilerin en önemli seçim kriterlerinden biri. Doğaya ve çevreye duyarlı bir şirkette çalışmak çalışanları daha fazla motive ediyor. Biz de Tosyalı Holding olarak, bünyemizdeki tüm şirketlerde, ham maddeden üretim süreçlerine satış ve pazarlamadan sevkiyata kadar tüm faaliyetlerimizi sürdürülebilirlik odaklı olarak gerçekleştiriyoruz. Çevresel sorumluluğu işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Daha sağlıklı, yaşanabilir bir dünya için çevresel ayak izinin oluşturulması, yaşam döngüsünün belirlenerek desteklenmesi, atıkların geri dönüşüm oranlarının arttırılarak sıfır atık çıkartılması, iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı, en az karbon ayak izinin sağlanması ve biyo-çeşitlilik başlıkları altında sürdürülebilirlik hedeflerimizi yönetiyoruz.
Karbon Ayak İzi En Düşük ‘Yeşil Çelik’ Üretimini Gerçekleştiriyoruz
AB ülkelerinin üretim anlayışını değiştirdiği ve dünyamızın geleceği için katı kuralları hayata geçirdiği Yeşil Mutabakat ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? Grup şirketleriniz Green Deal’e uyum sağlıyor mu?
Yeşil Mutabakat ve bunun bir parçası olarak Döngüsel Ekonomi Eylem Planı, Avrupa’nın sürdürülebilirliği artık bir iş yapış biçimi haline getireceğinin açık bir göstergesi. Bunun dışında kalmak şirketler için bu pazarda iş yapamamak demek. Buna uyum sağlayan şirketler için ise bu durum sadece AB pazarı için değil diğer gelişmiş pazarlara girişte de bir referans ve aynı zamanda rekabet avantajı yaratabilecek bir fırsat demek.
Biz küresel pazarları ve gelişmeleri yakından takip eden bir şirket olarak bu yönde çalışmalara yıllar önce başladık. Tüm süreçlerimizde çevre duyarlılığını en üst düzeyde tutarak üretim gerçekleştiriyor olup, bazı tesislerimizde tehlikesiz atık geri kazanımı ve GES (Güneş Enerjisi Santrali) ile çevre dostu ürün kullanımını ön planda tutuyoruz. GES (Güneş Enerjisi Santrali) kullanımında bölgeye ve sektöre öncülük ediyoruz. Grup olarak Sıfır Atık Projesi’ne destek veriyor, tesislerimizde sıfır atık prensibine göre üretim yapmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tosçelik tesislerinde sektörün karbon ayak izi en düşük “yeşil çelik” üretimini gerçekleştiriyoruz. Grup şirketlerimizden örnek vermek gerekirse, Tosçelik Profil ve Sac’ın Osmaniye’deki üretim tesislerine kurulan çatı tipi güneş santrali, dünyanın en büyük ilk beş çatı tipi güneş santrali arasında yer alıyor. Bu güneş santrali sayesinde Tosçelik Profil ve Sac, dünyanın karbon ayak izi en düşük ERW boru üreticisi konumunda. Cezayir’deki tesisimiz ise orada kullandığımız DRI (Doğrudan İndirgenmiş Çelik), elektrikli ark ocakları gibi ileri teknolojiler sayesinde daha düşük karbon ayak izine sahip.