TÜRK ÇİMENTO SEKTÖRÜ: DÜŞÜK KARBON YOL HARİTAMIZI BELİRLEDİK

12 Ağustos 2024

Avrupa Birliği’nin (AB) Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında hayata geçirdiği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) sanayicilerin gündeminde. Karbon kaçağı riskinin yüksek ve enerji yoğun olan alüminyum, demir-çelik, çimento, elektrik, gübre ve hidrojen sektörleri SKDM kapsamında olacak. İlgili sektörler içinde raporlama yükümlülüklerini içeren geçiş dönemi uygulaması 1 Ekim 2023 tarihinden itibaren başladı. 2026 yılında ana uygulama dönemi başlayacak olup, AB’ne ihraç edilen ilgili ürünlere ilişkin gömülü emisyonlar üzerinden mali yükümlülükler oluşacak.

Türkiye Çimento Sanayicileri Birliği (TÜRKÇİMENTO) Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, Geri Dönüşüm Ekonomisi’ne konuşarak Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nı anlattı.

-Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ne demek? Çimento üreticilerini nasıl etkileyecek?

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), Avrupa Birliği’nin sera gazı emisyonunu azaltma hedefi kapsamında 2021 yılında uygulamaya koyduğu bir araçtır. Bu mekanizmanın amacı AB’nin iklim değişikliğiyle mücadele politikalarının, daha az katı iklim politikalarına sahip ülkelerde uygulanmasını sağlamak ve üretimde karbon kaçağına yol açılmasını engellemektir. Böylece, karbon kaçağını önleyerek AB’nin emisyon azaltım hedeflerinin dünya geneline yayılması amaçlanır. Diğer taraftan, rekabet dengelerini de dikkate alan bu mekanizma, karbon emisyonlarını azaltmak amacıyla yatırım yapan firmalarının daha az katı iklim politikalarına sahip ülkelerden gelen ürünlerle adil bir şekilde rekabet etmesini sağlama ve daha temiz ve düşük emisyonlu üretim yöntemlerine yatırımı teşvik ederek yeşil yatırımlara yönlendirmeyi planlar. Burada da öncelikli olarak, demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen gibi belirli sektörlerden ithal edilen ürünler SKDM’ye tabidir.

Halihazırda çimento sektörünün AB’ye yönelik ihracatı %16 düzeylerinde seyrediyor ve bu oran diğer sektörlere nazaran düşük düzeyde. Ancak SKDM uygulamasının önümüzdeki dönemde diğer ülkelerde de uygulanmasını bekliyoruz. AB harici ülkelerde SKDM devreye girmeden önce ihracatçılar, AB’de kaybolan pazarlarını ilk etapta başka ülkelere yaptıkları ihracatı arttırarak telafi etmeye çalışacaklardır.  SKDM’ye dair yapılan düzenlemelerden kaynaklı artan vergi ve ilişkili maliyetler bütün ihracatçı ülkeler için geçerli olacaktır; ancak rekabet ve sürdürülebilirliğin sağlanabilmesine yönelik düşük karbonlu üretime dair gerekli olan dönüşümün gerçekleşebilmesi için aynı zamanda ihtiyaç duyulan yatırım maliyetini de unutmamak gerekiyor.

– Sektörünüz karbon emisyonu verilerini paylaşır mısınız? Bu sektör atmosfere salınan karbondioksitin ne kadarından sorumlu? Bunun önüne geçmek için ne gibi önlemler alınıyor?

Çimento üretimi, çeşitli kaynaklara göre küresel emisyonların yaklaşık % 7’sini oluşturuyor. Çimento üretiminden kaynaklı emisyonlar doğrudan ve dolaylı emisyonlar olarak sınıflanabilir. Doğrudan emisyonlar, üretimin yapıldığı tesis tarafından kontrol edilen ve doğrudan doğruya üretimin kendisinden kaynaklı emisyonlardır. Dolaylı emisyonlar ise tesisteki aktivitelerin sonucu olan ancak başka tesislerden kaynaklı emisyonlardır. Bir başka deyişle, üretim faaliyetinin sürdürülebilmesi için dışarıdan temin edilen mal ve hizmetlerden kaynaklı olarak ortaya çıkan emisyonlardır.

Doğrudan emisyonların temel kaynakları, karbonatların kalsinasyonu ve ham maddelerdeki organik karbonun yanması, fırın yakıtlarının yanması (konvansiyonel yakıtlar, alternatif fosil yakıtlar, alternatif biyokütle yakıtlar) ve fırın kaynaklı olmayan yakıtlardır. Dolaylı emisyonların temel kaynakları ise dışarıdan satın elektrik üretimi, tesis dışından satın alınan klinker, üçüncü taraflarca konvansiyonel ve alternatif yakıt üretimi ile hammadde ve ürün nakliyesidir.

Ülkemizde yürürlükte olan mevzuat uyarınca, yetkili otoriteye sunulan doğrulanmış sera gazı raporlarında doğrudan emisyonlar yer alır. Emisyonların hesaplamaları mevzuatta belirlenen yöntem ve belirsizlik sınırları çerçevesinde yapılır. Bununla birlikte emisyon bütçesini hesaplamak için tipik değerler kullanılabilir. 

Emisyonların azaltılabilmesi için sektörümüzle birlikte önem verdiğimiz konular alternatif yakıt ve kullanımının artırılması, klinker ve ham madde ikamesinin artırılması, enerji verimliliği ve yeni teknolojilerin kullanımıdır. Bu konudaki yol haritamızı sektörümüzün katılımıyla belirledik. Kamu-özel sektör ve akademi iş birliğiyle de yürütüyoruz.

-Çimento üreticileri bu yeni sürece hazır mı?

Türkiye’de çimento sektörü, yeşil dönüşüm için hazırlıklara ve çalışmalara en erken başlayan sektörlerden biridir. TÜRKÇİMENTO olarak yurtdışındaki iş ortaklarımızla irtibata geçerek takip ettiğimiz güncel gelişmeleri ve gerekli olabilecek eğitim notlarını tercüme ettirerek sektöre ulaştırdık. Fabrikaların çevre, kalite ve üretim departmanlarında çalışan yetkililer, TÜRKÇİMENTO’nun konuya ilişkin özel eğitimlerine katılım sağladılar. Ayrıca fabrikaların raporlama yapacak yetkilileri, TÜRKÇİMENTO’nun organize ettiği uygulamalı raporlama eğitimine katılım sağladılar. Devam eden sürece dair revizyonları ve her türlü gelişmeyi yakından takip etmeye devam ediyoruz.

Önümüzdeki dönemde, Avrupa Komisyonu daha detaylı raporlama ve raporların doğrulanmasına ilişkin alt mevzuatı yayınlayacak. Bu çerçevede, ihracatçı tesislerin, gelişmeleri yakından takip ederek adapte etmeleri önem taşıyacak.

 -SKDM sürecinde firmalar sırasıyla ne yapmalı? Basit bir dil ve grafiksiz şekilde kısa cümlelerle anlatabilir misiniz?

TÜRKÇİMENTO üyesi firmalar, süreçlerin başından bu yana verdiğimiz bilgileri takip ettikleri için geçiş sürecinde yapılması gerekenleri biliyor ve şu anda uyguluyorlar. Geçiş sürecinde sadece raporlama mecburiyeti var. Finansal sorumluluk yok. Uygulama dönemine, yani mali sorumluluğun başlayacağı 2026 yılı sonrasına ait detayları da bekliyoruz.

Yine de özet olarak söylemek gerekirse, bir firma öncelikle ürününün/ürünlerinin SKDM ürünleri kapsamında olup olmadığını kontrol etmeli. Kontrol için SKDM Tüzüğü ekindeki NACE kodları kullanılmalı. Eğer ürün SKDM kapsamında ise, ürününü AB’de piyasa süren ithalatçı ile koordineli olarak, AB’nin ilgili web sitesinde yer alan geçiş süreci raporlamasını yapmaya başlamalı. Rekabetçiliğini korumak için düşük karbonlu üretim yöntemlerini araştırmalı ve uygulamaya başlamalı. AB’nin uygulama dönemine ilişkin düzenlemeleri takip etmeli.

-SKDM sertifikası nedir, şirketler bu sertifikayı nasıl alacak?

Sertifikalar uygulama döneminde AB’nin SKDM tüzüğü kapsamında alınacak olup, detayları içeren düzenlemeler henüz yayınlanmadı. Özetle, sertifikaların AB dışı ülke ürünlerini AB’de piyasa sürecek yetkilendirilmiş ithalatçılar tarafından temin edilmesi gerekiyor.

-SKDM’ye uymayan şirketleri neler bekliyor? AB tarafından henüz bir ücret belirlenmiş değil ama düzenlemeye aykırı üretim yapıp AB ülkelerine ihracat yapan firmaların mali sorumluluğunun ne kadar artması bekleniyor? Bu üreticileri yeni pazar arayışlarına mı itecek?

Yukarıda belirttiğimiz gibi, mali yükümlülük AB dışı ülke ürünlerini AB’de piyasa sürecek yetkilendirilmiş ithalatçılar tarafından üstlenilecek. AB dışı üreticilerin yapması gereken, ürün içeriğindeki karbon yükünü azaltarak AB piyasasında ödenmesi gereken karbon bedelini azaltmak olmalı.

-Bu yeni süreç üreticileri neleri yapmaya zorlayacak?

Üreticilerin, ürün içeriğindeki karbon yükünü azaltarak düşük karbonlu üretim süreçlerini geliştirmeleri gerekiyor. Bu kapsamda sektör olarak bizler düşük karbon yol haritamızı belirlemiş durumdayız.

Tüm üyelerimizle ülkemizin 2053 net sıfır hedefiyle “Türkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi’ni” destekliyoruz. Asıl hedefimiz düşük karbonlu üretim sağlamak, Yeşil Mutabakata uyum, alternatif yakıt ve ham madde kullanımı, enerji verimliliği ile dijitalleşme konularında da titizlikle çalışıyoruz. 

Yeşil Dönüşüm temelinde düşük karbonlu üretim yol haritamızda alternatif yakıt ve ham madde kullanımı, düşük klinkerli üretim, enerji verimliliği ve teknolojik yatırımlar bizim sektör olarak en kritik konularımız. Üyelerimiz bu konuda çok duyarlı ve uzun süredir üzerinde çalışıyor. Düşük karbonlu üretim yol haritamızda da belirttiğimiz gibi bu yolda alternatif yakıt ve ham madde kullanımı, düşük klinkerli üretim, enerji verimliliği ve teknolojik yatırımlar bizim sektör olarak en kritik konularımız. Hesaplarımıza göre 2023 yılında 1,8 milyon ton atık kullanarak enerji ihtiyacımızın yaklaşık %12’sini alternatif yakıttan elde ettik. Ayrıca yine 2023 yılında 6,2 milyon ton alternatif ham madde kullandık. Karbon emisyonu azaltımı için alternatif yakıt ve ham madde kullanımı kadar enerji verimliliği odaklı üretim yapmak da önemli.

Enerji verimliliğini sağlamak üzere; üretim esnasında bacadan atılan gazın geri kazanımı yoluyla “atık ısı geri kazanım” tesisleri kuruyoruz. Güncel rakamlarla öz sermayelerle 17 fabrikada kurulu 26 hatta toplam 154,5 megawatt gücünde enerji atık ısının geri kazanımı yoluyla üretiliyor. Bu rakam, yaklaşık 618 bin hanenin günlük elektrik tüketimine karşılık geliyor. Yani, yaklaşık 2,5 milyon kişinin elektrik tüketimine eşdeğer bir miktardan bahsediyoruz. Enerjinin çimento üretim maliyetindeki oranının %80 seviyesinde olduğu göz önüne alındığında atık ısı geri kazanımı yoluyla ürettiğimiz enerjinin hem çevresel hem de ekonomik getirisini görebiliriz.